1. yüz (Toplam 1 yüz)

Yeni Anayasa'nın İçeriği Sanki Devlet Sırrı...

İletiGönderilme zamanı: Sal Kas 15, 2011 12:06
gönderen faruk haksal
Israrla ve tekrar tekrar yazıyoruz:
- Yeni anayasa için destek isteniyor. Ancak anayasa tasarısının bir tek maddesi bile açılanmış değil… Yeni anayasa için görüş isteniyor. Ama ortada, yeni anayasa tasarısı denebilecek bir çalışma yok.
Peki, bu koşullarda neye destek isteniyor?
Hangi anayasa tasarısı için görüş isteniyor?
Önce siyasi partilerden, sonra şundan bundan ve en sonunda da sivil toplum kuruluları ile “tarikat”lardan görüş istendi…
Olmayan bir tasarı hakkında düşünceler talep edildi…
Ama bu gelişmeler içinde en trajik olanı, görüş istenen kişi ya da kuruluşların en son sırasına yüksek mahkemelerin konulmasıdır…
Yani Yargıtay’a en son kalemde başvurulmuştur.
Danıştay’a en son aralıkta görüş sorulmuştur.
Anayasa Mahkemesi bu sıralamada kendisine ancak son sıralarda bir yer bulabilmiştir.
Bu trafik içinde sıra Sayıştay’a gelebilmiş midir, bilemiyoruz.
Bu gelişmeler hukuk devleti ilkesinin ülkemizde rafa kaldırıldığını ortaya koyan önemli bir örnektir…
Bir ülkenin en yüksek yargı organları, o ülkenin temel esaslarını bir hukuk metni olarak belirleyecek olan çalışmalar konu olduğunda en son akla geliyorsa, yeniden kendisine çeki/düzen verilecek olan anayasanın bu ülkeyi nereye götüreceği belli ve belirlidir.
Belli ve belirli olan yerin hukukun egemenliğinin hükümran olduğu bir alan olamayacağı ise, daha bugünden ortaya çıkmış durumdur.
Hal böyle iken bu ülkenin insanı, yargı kurumları, demokratik kitle örgütleri ve [iktidar dışındaki] siyasi partileri, içeriğinin ne olduğu devlet sırrı gibi saklanan bir anayasa “çalışması” gündeminin içine sürüklenmişlerdir.
Bu gündem, yıllar yılı dost olarak iyi ilişkiler içinde olduğumuz Suriye’ye muhtemel bir saldırı evresinde oluşturulmuştur.
Kapı komşumuz İran’a karşı giderek hızlandırılan saldırı stratejisinin sıcaklığı ile eş zamanlı gelişmektedir.
Ortaya atılan bu içeriği belirsiz gündem aynı zamanda, hayat pahalılığını, rekor üstüne rekor kıran cari açık çıkmazını halkın gözünden kaçırmak için kullanılmaktadır.
Yok edilen demokrasinin, tahrip edilen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne olan saygınlığın ve yürürlükten kaldırılan hukuk devleti ilkesinin üstünü çizme uğraşı içinde fokur fokur kaynatılmaktadır.
Ve yaratılan ortamda ve ön görülen süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi, yaklaşık bir yol boyunca [içinde ne olduğu açıklanmayan] yeni anayasa çalışmaları ile nefes tüketmeye yönlendirilmiş bulunmaktadır.
Bu satırları okuyan kimi kişi, “biz bunların hepsini biliyoruz, peki ya sonra?..” diye soracaktır, biliyoruz.
Ama bu soruyu soranlar sanıyoruz ciddi biçimde yanılmaktadırlar…
Çünkü Türkiye halkı bu gerçekleri bilse, ülke bu soruları yaşamak zorunda kalmaz…
Önümüzdeki acil görev, bu gerçeklerin halka anlatılması ve sosyal ve siyasi bilincin geliştirilmesidir.
Ayrıca bilmek yetmez… Bilinenlerin uygulanması gerekir.
Kimilerinin dediği gibi, ülke sathındaki baş ağrısının giderilmesi aspirin tedavisini aşmış durumdadır.
Çünkü ağrı kesicilerin sağlayacağı uyuşturucu etki ülkenin hiçbir sorununu çözme yeteneğine sahip değildir. Ve ayrıca yutulacak ilacın yan tesirleri beklenmedik ek zararlara neden olabilecek bir bileşim içermektedir…

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com