1. yüz (Toplam 1 yüz)

Kılıçdaroğlu’na Rağmen Sürdürülen Pratik…

İletiGönderilme zamanı: Cum Kas 25, 2011 11:17
gönderen faruk haksal
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği Aydın ilinde partililerle yaptığı toplantıda çok önemli sözler söyledi:
- Yeni üye kazanmak örgütümüzün temel amacı olmalıdır. CHP üyesi olmak için partiye müracaat eden herkesi üye yapacaksınız… Yeni üye müracaatlarını ret ederek, “küçük olsun benim olsun” felsefesini bu parti içinde sürdüremezsiniz.
Sanıyoruz içinde yaşanılan süreçte bu tespitin oldukça önemli bir yeri değeri vardır.
Bu tespit, CHP’nin halk içinde mevziler kazanmasını, örgütlü mücadelenin pratiğini yakalamasını sağlayacaktır. CHP’nin masa başından ve dar siyasi çıkarlar doğrultusunda yönetilmesine son verecek ve halkın damarları içinde yerleşilmesi sonucunu sağlayacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkın partisi olma hedefini ön plana çıkartacaktır.
Büyümeden, genişlemeden ve halk içinde yayılarak örgütlenmeden iktidar olunamaz.
Parti içindeki yönetim kademelerinde kendilerine birer sandalye edinmiş bazı çevreler, elde etmiş bulundukları sandalyeleri kaybetmek endişesi ile partinin genişlemesinin önünde fren oluştururlarsa, her şeyden önce mensubu bulundukları partiye zarar vermiş olurlar.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği ve aşılmasını istediği engel budur: “Küçük olsun, benim olsun!..” zihniyeti, parti çıkarının önüne kendi çıkarını yerleştirme bencilliğinden başka bir şey değildir.
Bu tutum, ayağının bastığı yerin Dünya’nın merkezi olduğunu sanma yanlışlığının en açık örneklerinden birisidir.
Partinin büyümesini genel merkezin yürüteceği çalışmalara ve genel başkanın kişisel gayretlerine bırakan bir parti örgütü görevini yapmıyor ve kendi varlık nedenini yok sayıyor demektir.
Siyasi partilerin il, ilçe ve belde örgütlerinin temel işlevi, halkın içinde kök salmaktır. Örgütlenme, genişleme ve yayılmanın en temel merkezini oluşturmaktır.
Ancak ne yazık ki pratike egemen olan temel eğilim, siyasi çıkar ve hırsların sarmalında oluşan kişisel kariyer beklentisinin ağır basmasıdır.
O partinin yerelde ve genelde oylarını artırması ikinci derecede kalan bir hedeftir.
Asıl hedef, o yöredeki konumun muhafaza edilmesi, sandalyenin kaptırılmamasıdır.
Dolayısıyla yürütülmesi gereken “yerli” stratejinin birinci maddesi, bu küçük egemenlik alanının korunmasıdır. Bu nedenle partiye yeni kaydolmak istenen kişilere endişeyle bakılacaktır. Tam tersine partiye, üzerine oturulan sandalyenin korunmasına yönelik kendilerine bağlı, sadık “yandaş” üyeler istif etmektir.
Örneğin Didim ilçesine bağlı Akbük beldesinde CHP’ye üye olmak için başvuran 193 kişinin başvurularının kabul edilmemesi için yoğun bir gayret sarf edilmektedir.
İşte temel sorun, bu gayretin nedeni içinde gizlidir…
Sözünü ettiğimiz 193 kişinin partiye üye olmasından endişe duyuluyor olmasındadır.
İşte Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu süreçte yapmış olduğu tespitin değeri bu noktada bir kez daha öne çıkmaktadır.
Parti’nin büyüyerek halk içinde mevzilenmesinin önünü açmak gerçek partililerin en önde gelen şiarı olmalıdır.
Partiyi olduğu yerde tutarak gelişmesinin önünü tıkamak CHP’nin iktidar mevzilerine doğru kanatlanmasının önünün kesilmesi anlamına gelmektedir.
Cumhuriyet değerleri, tam bağımsızlık, hukukun üstünlüğü ve sosyal devlet ilkeleri etrafında birleşilerek “6 ok”u hayata geçirmek için tüm ulusal güçleri, toplumsal muhalefeti ve halkın en geniş kesimlerini birleştirmek ve örgütlenme çalışmasını en üst düzeyde hayata geçirmek temel hedef olmalıdır. Sözünü ettiğimiz bu hedefe acilen erişilemediği takdirde ülkemizin sürükleneceği uçurum her birimizin gözlerinin önündedir.
Bu hedefe de ancak, dar parti çıkarlarını bir tarafa bırakarak siyaseti bir yurttaşlık görev ve sorumluluğu olarak özümsemek suretiyle ulaşılabilir.
İşte Sayın Kılıçdaroğlu’nun altını çizdiği önemli gerçek budur.
Partili arkadaşlarına ilettiği gerçekçi çözüm budur…

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com