1. yüz (Toplam 1 yüz)

Dış Politikada Erdoğanlaşmak…

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ara 03, 2011 11:31
gönderen faruk haksal
Başbakan ABD elçisine sere serpe kafa tutuyor.
Avrupa Parlamentosu’nda kürsüye çıkıyor, esiyor gürlüyor
İsrail’e “van münit” biçiminde haddini bildiriyor.
Avrupa Birliği’ne açıkça ve sözünü sakınmadan “posta” koyuyor.
Ama bir yandan da ABD + AB + İsrail üçgeninin belirlediği politik kulvarın doğrultusunda saptanan politikaların ileri karakolluğu görevini “Yeni Osmanlı” bir vitrinle süsleyerek üstlenmekte hiçbir sakınca görmüyor.
Bütün bunlar birer çelişki midir?
Yoksa bildiğimiz takiye siyasetinin post/modern ve “yenilikçi” bir görünümü müdür, düşünün ve bir kerede yanıt verin…
ABD elçisi’nin seçimler öncesinde saygıdeğer Başbakanımıza attığı pası Fenerbahçe’nin kurnaz tilkisi Alex bile atamaz…
Ya Avrupa Konseyi’ndeki o “Fransız” çıkış?..
Alex bir tarafa, Maradona gelse böylesini beceremez…
Ne diyor hazret:
- Yüzde 10 barajını değiştireceksek bunu biz yaparız. Size soracak değiliz!..
Vay vay vay!..
İşte haysiyetli dış politika budur!..
İşte tam bağımsız duruş.
Ve işte tam bağımsız Türkiye’nin Sayın Başbakanı Recep Tayip Erdoğan…
Ama aynı Sayın Başbakan aynı zamanda Amerika’nın Büyük Ortadoğu Politikası’nın eş-başkanı unvanını taşıdığını itiraf eden bir lider değil midir?
Libya’nın haklarını savunur gibi yaparken, daha Meclis’in önüne bu yöndeki teskere bile henüz gelmemişken, Libya’ya saldıran Haçlı Ordusu’na katılmak üzere dört savaş gemisi ile bir denizaltımıza hareket emrini veren kişi değil midir?
“Van münit” görüntüsü ile kafa tuttuğu İsrail’e Güneydoğu hudut boylarımızı kiraya veren siyasi iradenin başı değil midir?
Bu ülkenin Avrupa Birliği kapısına pranga ile bağlanmasında söz ve karar sahibi olan kişilerin en başında gelen pek sayın muhterem değil midir?
Avrupa Konseyi oluşumunun altında Türkiye’nin imzası var mı ya da yok mu Sayın Başbakan?..
Yoksa siz bu konuya da mı “Fransızsınız?..”
Türkiye Avrupa Konseyi’ne katılan uygar bir ülkedir.
Bu oluşumun ortak paydası, siyasal ve kültürel standartların korunmasıdır.
Eğer üye ülkelerden bir tanesi bu standartların çizgisini çiğniyorsa öteki ülkelerin bu konuyu eleştirme hakları vardır.
Ve bu hak, Türkiye’nin altını imzaladığı bir statü ile tüm üye devletlere tanınmıştır.
Ve siz Sayın Başbakan, sözünü ettiğimiz siyasal ve kültürel standartların dışında kalmak istiyorsanız, imzanızı bu uygarlık platformundan geri çekersiniz.
O zaman da göğsünüzü gere gere,
- Size mi soracağız, diye efelenebilirsiniz!..
Ama Türkiye Cumhuriyeti bu uygarlık platformunun içindedir.
Hep birlikte benimsenmiş ve taahhüt altına alınmış olan “siyasal ve kültürel standartlar”ın bir parçasıdır.
Hal böyle iken Sayın Başbakan, altını üstüne getirdiğiniz uluslararası diplomasi platformunda kullanılmaya başlanan bir deyimin isim babası haline geldiğinizi duymuşsunuzdur herhalde.
Size benzer bir siyaset ve üslup kullanan kişilere batılı diplomatlar artık şöyle sesleniyorlarmış:
- Erdoğanlaşma!..
Nerelerden nerelere geldi bu ülke Sayın Başbakan?..
Gelinen bu yerdeki sorumluluğunuzla yüzleşebilecek misiniz?

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN TIKLAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dikdurus.com
http://www.dnm-ler.com