1. yüz (Toplam 1 yüz)

Hukuk Devletinin Çivisi Çıkmışsa…

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 09, 2011 11:32
gönderen faruk haksal
Sivas’ta bir katliam oldu…
Çok sayıda aydın ve yazar yakılarak öldürüldü.
Katliam, kitlesel bir pervasızlık içinde, güpegündüz ve güvenlik güçlerinin huzurunda sere/serpe gerçekleştirildi…
Yıllar, yıllar geçti aradan.
Yakalanmayan sanık sayısı dudak uçuklatıcı sayılara ulaştı.
Davası sürüyor…
Nereye kadar?
Anlaşılan odur ki, zaman aşımı ile dava düşme sınırına gelene kadar…
Demek ki, güpegündüz tüm yetkililerin gözü önünde hunharca işlenen bir toplu katliamın sanıkları cezasız kalma sınırına gelip dayanmıştır.
Ama Silivri’de aydınlar, yazarlar, gazeteciler sadece tutuklu oldukları için yıllardır yatmaktadırlar.
Bizce yaşanan çelişki, hukuk devleti adına ikinci bir katliamdır.
Katliamın üçüncü perdesi ise, çok daha acıklı, vahim ve trajiktir.
Sivas katliamında saldırgan sanıkları savunanların avukatları bu gün nerededirler?..
Bir kısmı AKP milletvekili olmuştur
Bir kısmı Bakan.
Bir kısmı ise, Anayasa Mahkemesi üyesi...
İşte adalet duygusu adına hazmedilmesi kolay olmayan gelişme budur...
Sanıklar kısa bir süre sonra zamanaşımından yararlanarak evlerinin yolunu tutacaklar, onları savunan avukatlar ise, bu ülkenin siyaset ve hukuk adına en üst makamlara yerleştirilen koltuklara kurulacaklar…
Bu tespitimiz karşısında denebilir ki;
- Avukatlık mesleği profesyonel bir nitelik taşır. Savunulan kişilerle onları savunanları birbirinden ayırmak gerekir.
Bu söylem, dışarıdan ve uzaktan bakıldığında doğrudur.
Ama eğer olup bitenlere reel gerçeğin gözlüğü ile bakarsanız, yanlıştır.
Bu satırların yazan kişi de bir avukattır.
Ama hiçbir zaman örneğin, Abdullah Öcalan’ın ya da devrim şehidi Kubilay’ı katledenlerin savunmasını yapmaya soyunması mümkün değildir.
Evet, doğrudur: Suçluların da savunmaya muhtaç hakları olabilir…
Ama işlenen suçun da bir nevi, çeşidi ve niteliği vardır.
Bir avukatın Atatürk düşmanlarını savunabilmesi için beynini ve gönlünü bu suçu işleyenlerle aynı düzleme taşıması gerekir… İşte bu nokta çok önemlidir.
Bir avukatın bir suçluyu savunabilmesi için onun suçsuzluğuna ya da hiç değilse, yargı süreci içinde bazı haklarının çiğnendiğine inanması gerekir…
Gerçek ve dürüst bir avukatın, önüne konan para için ya da esasen taraftarı olduğu bir ideoloji uğruna suç işleyenlere duyduğu sempati nedeniyle bir suçluyu savunması bizce ahlaki değildir, doğru değildir ve ayrıca meslek kurallarına da uygun değildir.
Ama siz istediğiniz kadar söyleyin bunları, yazın, çizin…
Sivas sanıklarının avukatları milletvekilidir, bakandır, Anayasa Mahkemesi üyesidir…
Eğer Hukuk Devleti ilkesinin çivisi zembereğinden fırlamışsa, bütün bunlar olur…
Hem bekleyin de görün, daha neler neler olur…

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com