1. yüz (Toplam 1 yüz)

Turizm

İletiGönderilme zamanı: Pzt Haz 06, 2011 1:08
gönderen Son İktidar
TURİZM
Son İktidar


Türkiye'nin hazinesine net giriş oranı en yüksek sektör turizmin 2010 yılı geliri 20 milyar 806 milyon 708 bin 444 dolar.

2009 yılında 21 milyar 249 milyon 337 bin 258 dolar olan turizm gelirleri,
2010 yılında 20 milyar 806 milyon 708 bin 444 dolara geriledi.

Buna karşılık, 2009 yılında 32 milyon 6 bin 149 olan ziyaret sayısı, Kişi başına düşen harcama: 664 dolar
2010'da 33 milyon 27 bin 943 kişiye çıktı. Kişi başına düşen harcama: 630 dolar


2009 yılında 5 milyon 561 bin 355 vatandaş yurtdışına giderken,
2010 yılında 6 milyon 557 bin 233 kişiye yükseldi.

Bu dönemde yapılan harcamaların;
4 milyar 491 milyon 557 bin 397 dolarını kişisel,
767 milyon 886 bin 704 dolarını ise paket tur oluşturdu.

Yabancıların Türkiye'de ortalama kalış süresi 9,8 gece

Yurtdışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerin Türkiye'de ortalama kalış süresi 37 gece,
kişi başı ortalama harcaması ise 1.514 dolar.

2009 yılında 5 milyon 561 bin 355 vatandaş yurtdışına giderken,
2010 yılında 6 milyon 557 bin 233 kişiye yükseldi.

2009 yılında 4 milyar 145 milyon 740 bin 850 dolar olan turizm giderleri,
2010 yılında 4 milyar 825 milyon 214 bin 101 dolara yükseldi.
Kişi başı ortalama harcama: 735 dolar.


Kültür ve Turizm Bakanlığı istatistiklerine göre büyük çoğunluğu otel statüsünde Türkiye’de 3.615 turizm işletme belgeli tesis bulunuyor.

Tesis bakımından en zengin il 803 tesisle İstanbul, ikinci sırada 701 tesisle Antalya ve üçüncü sırada 390 tesisle Muğla geliyor.

Diğer taraftan belediye belgeli sayıları yedi bini aşan turizm tesisi bulunuyor.

Kayıtdışı ekonomi ve işgücü açısından turizm sabıkalı sektör haline geldi.

Özellikle ilk defa işgücü piyasasına giren, genç çalışanlar işsizlik nedeniyle sigortasız çalışmaya razı oluyor.

Sigortalı gösterilenlerden gerçek ücret ve gün sayısına göre daha az bildirimde bulunma kayıtdışılığın ikinci boyutunu oluşturmaktadır. Aşçıbaşı, genel müdür, departman sorumluluğunu taşıyanların bildirimleri asgari ücret seviyelerinde yapılabilmektedir.
Diğer bir kayıtdışılık, stajyerlere eğitim amacını aşan çalışma yüklenmesidir. Böylece otel bünyesinde açık işler stajyer tarafından doldurulmakta, çalışması gerekli istihdam engellenmektedir.
Bazı otellerde İş Kanunu hükümlerine aykırı şekilde, asıl iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler bölünerek alt işverene veriliyor.
Kayıtdışılık, niteliksiz ve eğitimsiz çalışanlar arasında sıklıkla rastlandığından hizmet kalitesini büyük oranda düşük.

Turizm işletmelerinin kimi zaman devredilmesiyle işçiler mağdur edilebiliyor. Devralan işverenlerin önceki işçileri almadaki isteksizlikleri, ihbar, kıdem tazminatlarının alınmasında işçilerin zorluk yaşamasına neden olabiliyor.

İşçilerin günlük 12 saati de geçen ve ağır çalışma koşulları iş kazalarına yol açan en önemli nedenler arasında.

Yılın belirli aylarında otellerde çalışan sayısının artması, sezonun kapanması veya konaklayan sayısına paralel işçi sayısı azalması nedeniyle işsiz bir kesim oluşmaktadır.

İşçiler Avrupa ülkelerinin hepsinde var olan en az 30 günlük ücretli izin hakkından da mahrum durumda.

Sektörde sendikalaşmanın zayıflığı da çözümü zorlaştıran başka bir etken.

En büyük istihdamı oteller sağlıyor. Ancak oteller kış aylarında yeterli doluluğa ulaşamadığı için personel çıkarmak zorunda kalıyorlar. Sadece otellerden kış aylarında 200 bin çalışan çıkarılıyor. Bu çalışanların bir çoğu kalifiye eleman.

2009 krizi sonrası konaklama ve yiyecek hizmetleri sektöründe reel ücretler yüzde 9,19 oranında azaldı.

Türkiye'de hizmet sektöründe yoğun olmak üzere işi ya da mekanı devralacak kişi ve kişilerden hava parası adı altında yüksek miktarlarda illegal bir para alınımı devam ediyor.

MADDE 16 - Hava parası olarak veyahut her ne nam ve suretle olursa olsun bu kanuna göre taayyün eden kira bedelinden fazla para alanlar, bunlar namına hareket edenler veya bunlara tavassut edenlere 15 inci madde hükmüne aykırı hareket edenler hakkında altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç yıllık kira bedeli tutarınca ağır para cezası hükmolunur. Mükerrirler hakkında bu cezalar bir misli artırılır.


Yabancı turistler türk turistlerden (üst kesim hariç) herkesin görebileceği bir şekilde çok daha fazla ilgi, alaka ve hizmet görüyor.

Yabancı turistler otel, bar, restoran ve turistik işletmelerden daha ucuza özel fiyatlar alabiliyor.
Türkiye'yi görmek için gelenlere tamamıyla bir semt sadece İngiliz barlarıyla donatılabiliyor.

Türkiye'de gerekçe olarak "yabancı değilsin" denip yabancı turistlerin yoğun olduğu bölgelerde turistik işletmelere Türkiye vatandaşları alınmadı.
2011 yılında Türkiye'de turistik bölgelerde daha yoğun olmak üzere insanlara kıyafet, milliyet ve cinsiyet ayrımı uygulanıyor.

Dünyanın en zengin mutfaklarından sayılan Türk mutfağında tüm bölgelerde ve illerde beslenme kültürü ile yemek çeşit ve pişirme teknikleri de büyük farklılıklar göstermektedir.
Her yörenin kendine özgü tanınmış kebaplarının yanı sıra, hamur işleri ve sulu yemekleri de çok yaygın, tarih boyunca çok çeşitli milletlerle iç içe yaşamış, yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuş olması da ülke mutfağını zenginleştiren bir başka etkendir.


Bu faktörlere rağmen Türkiye'de turizmin yoğun olarak yapıldığı yerlerde Türk mutfağı adeta üvey evlat durumuna getirildi.

Türkiye'de turizm, otelcilik bölümlerinde okuyan öğrencilere, açılan ahçılık kurslarına giden kişilere Türk mutfağı yerine İtalyan ve Fransız mutfakları öğretiliyor.


Türkiye'de turizm eğitimi veren okulların çoğunda atolye, malzeme, ve en önemlisi kaliteli eğitmenler bulunmuyor, bölümlerde öğrenciler hiç birşey öğrenemeden mezun oluyorlar.


Okulun yarısı demek olan stajların çoğu kalitesiz işletmelerde yapılıyor, yapıılan stajlarda yaşanan zorluklar;

Yorucu, yoğun çalışma saatlerinin uzunluğu, haksızlığa karşı boyun eğip oturmak, sürekli şefe müdüre senden üst mevkide olanlara yalakalık yapıp itaat etmek, staj süresi boyunca ezilip her işi yapmak, otellerin kalmaya uygun olmayan lojmanlarında kalmak, okulun kat hizmetleri dersinde tuvalet temizlemek,çarşaf sermek,azarlanmaya alışmak.


Türkiye'de servis konusundaki en önemli sorunlar;

servisin gecikmesi,
yemeğin yanlış gelmesi, içinde değiştirilmesi istenilen şeylerin değiştirilmemesi,
garsonun saygısızlığı, ilgisizliği, hatada inat, menüye hakim olmadığı için müşterinin bilgilendirilememesi,
hijyen,
mekanlarda standartın oluşamaması; yeni açılan yerlerde güler yüzle sunulan lezzetli yemekleri, kokteylleri, mekan tuttuktan sonra ne aynı lezzette ne de aynı sunuluş şekliyle bulunamayabiliyor.
Türkiye'de mevcut olan masanın arkasında asker gibi durup, kül silkildiği anda tablayı değiştiren, bir lokma bir şey yendiğinde hemen tabak değiştiren garson tipinin Dünya'nın çok az yerinde örnekleri mevcut.

Denizlerin temizliği bir ülkenin turizminin değer ve kalitesini arttıran baş faktörlerden biri olarak sayılmasına rağmen;

Sahillerde kanalizasyon sisteminin bulunmayışı,
balık çiftliklerinin kontrolsüz çoğalması,
halkın bilinçsiz bir şekilde denizleri kirletmesi,
karaya 50m'ye yakın yerlere yatların demirlemesi sebebiyle bir çok turizm bölgesi zarar gördü.


Türkiye İstatistik Kurumunun rakamlarına göre Türkiye’de yıllık 2,6 milyon ton tehlikeli atık üretiliyor.
Türkiye’de tehlikeli atıkların yüzde 50’si su ve toprağa atılıyor.

Küresel ısınmanın ana nedenlerinden biri olarak deniz kirliliği gösteriliyor.
Türkiye’de sanayi tesislerinin %98’inde, belediyelerin %95’inde, turizm tesislerinin % 81’inde atık arıtma tesisi yok.

Türkiye’nin ilk ve büyük tehlikeli atık bertaraf şirketi olan İZAYDAŞ, yıllık 35 bin ton tehlikeli atık bertaraf ve 60 bin ton da depolama kapasitesine sahip.

2004'te Lafarge MV Ulla gemisi yaklaşık 4.5 yıl boyunca İskenderun açıklarında bekledikten sonra ambarındaki 2.200 ton toksik atıkla beraber İskenderun Limanı'nda sulara gömüldü.

Geminin denize boşalttığı 2 bin 200 ton toksik atığın bugüne kadar sadece 150 tonu çıkartılabildi, 200 tonu deniz dibinde kabuk bağladı, 1850 tonu ise kayıp.


2006 yılında Tuzla'da hazine arazilerinde toprağa gömülü halde yüzlerce varil kanserojen madde içeren varil bulundu.

Dünyada ekonomik ömürlerini tamamlayan gemilerin yüzde 98'i Hindistan, Pakistan, Çin, Bangladeş ve Türkiye'de sökülüyor. Bu yaşlı gemilerin çoğu asbest vb. zehirli maddeler içeriyor.

Zehirli gemilerini söküme gönderen şirketler gemi son yolculuğuna çıkmadan önce geminin bandırasını değiştiriyor, böylece uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerinden kaçmaya çalışıyor.

Kuşadası denizi, kumu kadar astım hastaları için bir dönem tedavi merkezi olarak havası ile de turizmde isim yapmış bir merkezken günümüzde gerek çarpık yapılaşmanın hava sirkülasyonunu engellemesi gerekse bahse konu kötü ısınma koşullarının yarattığı klirlilik astım hastaları için tedavi değil ölümcül bir ortam yaratmakta.
Kısa vadeli rant, sürdürülebilirliğe; aç gözlü kar beklentisi kültürel birikime tercih edilerek bugünkü Kuşadası meydana geldi.
Dünya da 8 km sahili olan çok az deniz mevcutken, Davutlar içinden gelen dere sahile pislik boşaltıyor, sahilin arkasındaki yazlıklar kanalizasyonlarını denize akıtıyor yetmiyormuş gibi tüm sahildeki oteller kanalizasyonlarını sahile boca ediyorlar.

Yine Karaova bölgesindeki Güzel çamlık sahili, Güvercin ada bölgesi, Kadınlar Denizi ve yat limanı bölgeleri de kirlilikle mücadele ediyor.
Kuşadası çarpık kentleşme, ilkel ve illegal mimariye teslim olarak tahtını komşuları Bodrum ve Çeşme'ye kaptırdı.

1 golf sahası 1 günde 12.000 kişinin kullandığı suyu kullanıyor. Bir bölgede turnuvalar açısından en az 10 golf sahası gerektiğini düşünüldüğünde su miktarı ve diğer bütün zararların 10'la çarpılması gerekiyor.

Bodrum Yarımadası bir “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilerek, Yarımada ile ilgili daha alt ölçekli imar kararları alma yetkisi de belediyelerin ellerinden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmiştir.

Belediyelerin elinde sadece uygulama imar planlarını yapma yetkisi kalmıştır. Sit alanlarında belediyeler bu yetkilerini de koruma kurulları ile paylaşmak durumundadırlar.


Allianoi, Hasankeyf ve Munzur’daki doğal güzellikler ve tarihi eserlerin sular altında kalmasına göz yumuldu.
AKP Hükümeti, Allinoi Antik Kenti üzerinde kurulması planlanan Yortanlı Barajı’nın yapılması için kamuoyunun tüm karşı çıkışına rağmen kararından vazgeçmedi.

Bakan Eroğlu, ‘’Allianoi diye bir yer yoktur. Bu tamamen Paşa Ilıcası adıyla bilinen ve zaman içinde tadilatı yapılmış olan bir kaplıcadır’’ açıklamasında bulundu. Tepkiler her geçen gün artarken, antik kentin üzerinin tamamen kumla kapatılmasına karar verildi. Allianoi’nin antik merkez olduğunu gösteren hiçbir işaret bırakılmadı. Yine Munzur’da tüm karşı çıkışlara rağmen tarihi eserlerin ve Munzur Vadisi üzerinde bulunan Munzur Milli Parkı’nı yok edecek baraj projesinden vazgeçilmedi.

2010 yılında İstanbul Beyoğlu’nda bulunan tarihi Emek Sineması’nın bir alışveriş merkezine dönüştürülmesi planlandı. Sinemaseverlerin bir platform kurarak imza kampanyası başlatması üzerine, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.

2006 yılında Maraş’ın Izgın beldesinin AKP’li Belediye Başkanı Seydi Ahmet Aslan’ın da aralarında bulunduğu 6 kişi tarihi eser kaçakçılığı ihbarıyla gözaltına alındı.

2009 Kasım ayında Mersin’de jandarma tarafından gerçekleştirilen operasyonda Roma ve Bizans dönemlerine ait çok sayıda tarihi eser ele geçirildi. Operasyonda, AKP Mersin İl Genel Meclisi üyesi gözaltına alındı. AKP Mersin İl Genel Meclisi üyesine ait olduğu söylenen evde çok sayıda tarihi eser ele geçirildi.

Yurtdışına çıkış vize başvurusu sırasında bazı konsolosluk görevlilerinin Türk vatandaşlarına karşı kaba ve hoşgörüsüz tavırları ile Türk vatandaşlarından bankadan kredi kullanırken bile bazıları istenmeyen, gayrimenkul tapularından araç ruhsatlarına, kredi kartı fotokopilerinden, banka hesap dökümlerine, işe giriş bildirgelerinden, son 4 aya ilişkin SSK dökümlerine kadar bir çok belge talep ediliyor;

Evlilik cüzdanı, vukuatlı nüfus kayıt örneği, maaş bordroları, eski ve yeni pasaportların tüm işlem görmüş sayfalarının fotokopileri, personel kurum kimlik kartı, maaş bordrosu, banka hesabı, banka cüzdanı gibi geliri gösterir evrak, şahsa veya aileye ait mal-mülk tapuları, vergi beyannamesi, şirket personeline ait maaş bordroları, bankadaki para akışını gösteren banka cüzdanları, yıllık bilanço veya gelir gider tablosu, kar zarar tablosu, imza sirküleri, ticaret odası kaydı gibi şirketin finansal durumuyla ilgili belgeler, işvereni tarafından izin mektubu (başvuru sahibi tarafından yapılan işler, çalışmakta olduğu süre ve Danimarka/Schengen ülkelerindeki seyahatinden sonra işe geri döneceğine dair beyan dahil edilmeli), başvuru sahibi çalışan ise, en son dört ayın maaş bordrosu, SGK işe giriş bildirgesi, son dört ayın SGK bildirileri ve işverenden faaliyet belgesi, vergi levhası, imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi, banka hesap özeti gerekiyor.

Bazen seyahat günü sabahı vize alınabilirken, bazen de seyahat süresine vize yetişemeyebiliyor.


Zamlarla, vergilerle fahiş fiyatlara çıkartılan sigara ve içki yasaklanmadı, fiyatla, zamla, vergiyle adeta yasak, ulaşılmaz konuma getirildi.
Türkiye hane halkı gelir ve harcama düzeyine göre bakıldığında dünyanın en pahalı alkollü içecek satılan ülke durumuna geldi.

Türkiye'de sahte içki yapımı arttı.

İçkili yer ruhsatını almak zorlaştırıldı, açık olan içkili yerlerde denetimler çeşitli cezalarla sıklaştırıldı, işletmeler kapanmaya zorlandı.

Kıyı ve birkaç büyükşehir haricinde kentlerde oteller dışında içkili işletme kalmadı.

Gece saat 01.00’e kadar açık tutma ruhsatı bulunan tekel bayisinde saat 22.45'te gelen Keçiören Belediyesinin sivil ekibinde görevli iki kişinin tarafından üzerinde çivi olan sopalarla dövüldü.

Ankara'nın en büyük ilçesi Keçiören'de 1994'te 22 olan içkili restoran sayısı son iktidarla birlikte 0'a indi.

Çin’den, Irak’tan, Suriye’den, dünyanın dört bir yanından gelen kaçak sigaralarla Türkiye kaçak sigara cenneti oldu.

Ocak 2011'de Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) yayınladığı yönetmelikte;

Hiçbir catering şirketi veya alkollü içki satış ruhsatı olan ve çeşitli davet, organizasyon,sergi ve konserde giderek hizmet veren firma artık bunların hiç birisini yapamayacak.

Yazın deniz kenarında, ormanda, seyir yerlerinde içki servisi yapıp kır düğünü veya kutlama yapmak yasak.

Belediye mücavir alanları ve konaklama yerleri hariç olmak üzere, otoyollarda ve devlet karayollarında bulunan yapı ve tesislerde alkollü içki satışı yapılamaz.

Belediyelerin çoğu kırmızı nokta uygulaması ile zaten pek çok içkili yeri şehir dışına gitmeye zorlamışken, şimdi şehir dışındaki, yol kenarındaki turistik tesisler dahil tamamının içki ruhsatları iptal edilecek ve içkisiz restorana dönecek.

Ege ve Akdenizde otoyolun denize paralel yapıldığı kıyı şeritlerinde deniz manzarası eşliğinde balık eşliğinde bir kadeh rakı içmek mümkün olmayacak.

Yılbaşı sepetlerine içki koymak yasak, bedelsiz içki sunumu yasak.

Alkollü içki üreticilerinin artık hiçbir organizasyon, festival, etkinlik vb. sponsor olma veya yardım amaçlı Dernek organizasyonlarına içki temin etme imkanı kalmayacak.

İndirimli fiyattan içki satışı, bir şişe içkinin yanında bir bardak vs. promosyon malzemesi vermek satış artırıcı faaliyet olarak kabul edilip yasaklanıyor.

Rakı-balık, rakı-meze, şarap-yemek uyumu vb. her türlü içki ve yemek görselinin bir arada kullanılması yasak. Bu yasak nedeniyle, restoranların ekonomiyi canlandırmak için yaptıkları restoran haftaları, tadım günleri gibi etkinlik duyurularında içinde içki ve yemek olan menüler kullanılamayacak, özel şarap- yemek geceleri yapılamayacak.

İçki satan işyerinin tabelasına dahi içki satıldığını belli edecek marka yazması, işyerinin kapısına bir reklam asmak yasak.

Tabelalarda hiçbir içki markası yer almayacak. Bakkalın camında, kapısında içki reklamı olmayacak.

10 metrekarelik bakkalda gofretle rakının yan yana konulması yasak.

Türkiye nüfusunun Yüzde 87,4'ü 'evden uzakta bir haftalık tatili', kendi ilini bırakın ölmesine yakın hala yan ilçesini görmemiş insanlar mevcut.

Türkiye'de yasalarla sahillerin halka ait olmasına rağmen halk çeşitli sebeplerle bir çok plaja alınmıyor.

Halkın gidebileceği gösterilen plajlarda aşırı yoğunluklar yaşanıyor, plajda servis ve ihtiyaçlarını giderebilecekleri işletmeler olmazsa olmaz bir çok standarttan uzak.
Bazı turist rehberleri ve çeşitli aracılar çeşitli mağaza ve restoranlarla anlaşarak mağazaların sattıkları mallardan %40'lara varan komisyonlar alıyor.



Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Rus turistler için;
"Sonradan görme, görgüsüz"

Alanya'da Alman vatandaşların dinlerini özgürce yaşadığını anlatan Atilla Koç;
"Gerçi onların dinini şey edeyim ben..."
"Ben ıbık gıbık dedim, bundan da başka anlam çıkarırlarsa yuh olsun!"

‘Ben bu işin anasını biliyorum be. Mass turizm sayesinde dış ticaret açığı kapanıyor. Bunu inkar etmeden alternatif turizm yollarını aramak mecburiyetindeyiz’

"Turizm eğitimi alanlar bir şey bilmiyor"

"Turizmde artık hedef açıklayamam çünkü tutmuyor"

Türkiye İsviçre maçlarındaki olaylardan sonra turizmi kastederek;
"İsviçrelilerin gıcıklığı devam ediyor"