1. yüz (Toplam 1 yüz)

Z Yazıları

İletiGönderilme zamanı: Cum Haz 10, 2011 21:24
gönderen Son İktidar
her türlü ak propaganda salaklaştırır insanları,


herşeyi toz pembe gözlüklerle göstererek insanların gönüllerinin nasırlaşmasına, tepkisizleşmesine, her alanda kopyala yapıştır hayatlar yaşanmasına yol açar,

doğru ve yanlışları belirler, kendi fikrini oluşturmasına izin vermez,

birey toplumu değil, kula kulluk, tecavüzden de zevk almayı gerektiren bir sistemi aşılar zihinlere,

aralarından kraldan çok kralcılar çıkarır, "illa ki benim de bir yerden çıkarım olabilir" düşünceleriyle,

seni sen olmaktan çıkarır, senin yerine hep başkalarını düşündürtür,

geriye ya desteklemek ya da marifet gibi gösterilen sessiz destek olan susmak kalır, bu da zeka belirtisi sayılır.



"bana ne"leri çoğaltır, hazıra alıştırır, açık ağızlara balıklar verir, başlarını okşar,

karşılığında kendi umutlarını elinden alıp, başka umutlar dayatır,

"sen tüket gerisini merak etme sen"'e getirir, paran kadar itibar gösterir,

"biraz daha dayanın" der, hep bir cennet vaadi vardır "az sonra"larında,



gelecek elinden alınırken sen şimdiyi yaşadığını zannedersin özgür olduğunu düşünerek,

"sorundan haberin yoksa sorun da yoktur" temel felsefe yapılır,

yanlızlıkla, yoksullukla korkutur, tehdit eder seni,

kendini düşünmeye başladığını zannedersin, bir de daha yılanın sokmadığını düşündüğün sanal yakınlarını,



normaldir herşey, hiçbir terslik yoktur yaşananlarda, ilişkilerde, yaşamlarda,

buna karşı çıkan herşey ya yalandır, ya iftiradır ya da yanlıştır.



hayatta en hakiki mürşit "her alanda" tüketip atmaktır, ve bunu başkalarına göstermektir,

düzeni budur bu sistemin,

"az sonra"yı beklerken ölmektir.



Ulusal Özdemir

Re: Z Yazıları

İletiGönderilme zamanı: Sal Haz 14, 2011 21:25
gönderen Son İktidar
Türkiye'de yetişen özellikle iki "insan" türüne "halk" olarak çok yakından bir bakış;

insan 1;


"siz halktan uzaksınız, kopuksunuz..."

"elitsiniz, zenginin önde gidenisiniz..."

"darbecisiniz, ergenekoncusunuz, derin devletçisiniz... "

"halkı salak yerine koyuyorsunuz üzerine aşağılıyorsunz, hatta ırzına geçiyorsunuz..."

diyen dedirtilen her kişi;



siz necisiniz kardeşim, siz kimsiniz???

muhalefete muhalefet yapan bir kitle misiniz sadece, öyle mi bir zekisiniz?

yoksa hakikaten bir fikriniz, düşünceniz mevcut mu?!



Güzellik yarışmasında ödül kazanan saf kızlar gibi;


"özgürlük önemli bi şey",
"demokrasiyi çok seviyorum",
""liberalim ben biliyor musun",
"değişimden yanayım ben",
"heryerde barış olsun",
"insan hakları benim herşeyim" deyin ama,

halkız hele hiç demeyin komik olmayın;


hele ki ağababalarınız zaten aynı laflarla bütün dünyanın, her ülkenin halklarını aynı laflarla yedi ceddini s...ş durumdayken.


Ama güzel tabi duyunca ahenkli laflar, tınısı var, tabi diyor insan, mühim bu konular..



arkadaşım ne kastediyorsun, ne diyorsun, ne olsun ne etsin, çözüm ne?

Varsa alıntısız ya da "alıyorum" dışında bir sözünüz buyrun konuşun ki biz de anlayalım ne olduğunuzu, bir kere de verin almadan da görelim "fikir" sahiplerini kimmiş neymiş?



Hala derin devlet;

arkadaşım (anlayacağınız dilde) bi format - restart atın kafaya artık,

derin devlet dediğiniz yalakanın kralı haline geldiğimiz abd ve içerideki işbirlikçileri 65 yıldır,

derin devlet bu ülkede her zaman "bizim çocuklar yaptı"dır,

zamana ayak uydurur, bir gün bizim çocuklar yaptıdır, bir gün eşbaşkandır, bir gün gümrük birliğidir, bir gün susurluktur, bir gün koreye gidendir, bir gün libya, ırak, afganistan saldırısına destektir,

bir şeyi 1 milyar kere de söyleseniz, istediğiniz tertipleri de tezgahlasanız, gerçekler tarih boyunca suratınıza kazımıştır neyin doğru olduğunu,

okuyun okuyun biraz, profösör duayen sıfatları bol keseden dağıtılan, halka gram ülkeye gram faydası olmayan şaklabanlarınızın söylediklerini papağan gibi şakımayın,

abd'ye, küresel sermayenin yaptırımlarına rağmen ayakta durabilen bir derin devlet varsa hakikaten söyleyin üye olmayan şerefsizdir,



halka aptal diyenin kendi aptaldır bu sistemde, getirilen noktada hepimiz aptalız,

"ona oy verenle buna oy veren arasında illa bir fark olucak tabi",

ne alakası var, ona oy vereni 46'dan beri kimlerin ne duruma getirdiğini bizim ve bizim gibi yönetilen, uyutulan bir kaç güruh dışında dünyadaki bütün insanlar farkına varmaya başladı,

sizin "ay çok komik" dediğiniz, destek verdiğiniz yemekteyizleri s...i bu insanları ve artı hepimizi...

"ama yok, ben gecekonduda da, elektriği olmayan köyde de doğsam ben farklı düşünürdüm,"

Nah düşünürsün! Nereye düşünüyorsun lan salak?!

Kaç arkadaşın dostun, kaç gün gitmişliğin evine konuk olmuşluğun, kimi tanımışlığın var, beraber bir ağlamışlığın gülmüşlüğün var mı kastettiğin insanlarla?!

Hadi onu da geçtim bir kez samimi bir konuşma olmuş mu hayatında en yakınındakilerle dahi???

herşeyi geçtim, bir kez olsun "o ne der bu ne söyler" kompleksinden kurtulup bir kez kendi olamamış, onun bunun emireri olmuşlar mı anlatıyor dürüstlüğü, iyiniyeti halkı...

iki taksi iki esnaf muhabbeti yapan, kapıcısına sipariş veren zannediyor ben halkım, sonra siz kopuksunuz halktan!

Her iktidarın, paranın ve sistemin öyle ya da böyle yalakası durumuna düşen hep sizsiniz, o işlerde çalışıp, "ok boss" diyen, yarı türkçe yarı yabancı dili marifet sayıp üzerine bir de utanmadan paylaşan, o ülkelere en başta desteğin kralını verenler sizsiniz!

Halktan kopukmuş, dinine küfreden.....



insan 2;

çevresinden aferin almak için şirin, zeki gözükmeye çalışan;

daha çıkmamış habere bile "benim haberim var herşeyden" diyen,

her türlü oy öncesi bir fikri varmış gibi gaza gelen, ordan burdan kopyala yapıştır bilgiler harici bir kendini adını bilen, ama yine de fikri fikir sahibinden fazla sahiplenen,

oy verdiği kazanamadı mı en fazla çığırtkanlık yapan, bilmişlik taslayan, bilmenin kelime anlamını da bilmeyen,

hele iki mitinge ya da konuşmaya da gitmişse eyvah

baktı şirin ya da zeki, oy da bitti, "napalım herşeyi yaptım" diyebilen arkadaşlar da tatlı su türü...



Biz diyelim arkadaşlar size; siz üzülmeyin yeter ki;

"çok zekisiniz, fazla haberdarsınız herşeyden, herşeyi yaptınız, yeter yorulmayın siz, bi kafanızı dağıtın para harcayın, satın tüketin, s...ş..n bi gelin kendinize"


Atatürk'ü, bu milletin değerlerini en fazla ben anlarım tribi hiç yapmayın, oyları bölmeyin hiç demeyin,

Atatürk dediğiniz adam bağımsızlıktan yanaydı, bu ülke aydınlanmazsa, eğitimi geride kalırsa yandık diyen adamdı,


görmüyor muyuz kurucusu olduğu partinin halini;

seçimlerde ağızlarına alamadılar Atatürk'ü,
bu da yetmedi;
Atatürk'ün dosyalarını açacağız mahkum ettireceğiz dediler utanmadan;

bu da yetmedi;
Libya'ya haçlı müdahelesine destek veriyoruz,
daha anlamını bilmedikleri özerkliği kabul ediyoruz,
abd'ye küresel sermayeye yemin töreni yapıyoruz dediler bir de utanmadan;

sonra neymiş oylar bölünmesin,

tabi aynı mantık bizdense konuşsun, çalsın, s...n....

İzmir'liyim 13 milletvekili 2'si hariç 11'ini geç, İzmir'de tanıyan yok, muhalefet yapmayı geçtim bir kendi düşüncesi olduğuna inanan yok,

ama nedir yeni liderin emridir, seçileceklere yukarıdan karar verilecek!

E ne farkın var sultandan senin???

neymiş kale, insan kalesine bunu mu yapar???

ya dışarıdan çok salak gösteriyoruz, ya da kalenizi dahi salak yerine koyuyorsunuz

Arkadaşım susun artık, susun, ya bilmiyorsunuz, ya da işine öyle geliyor ama bari susun,

konuşunca insandan sayılmıyorsunuz ona emin olun...

bundan sonra siz bölmeyin oyları, Atatürk'ün kemiklerini sızlatmayın,

her alanda bağımsızlık, ülkeni her yerinde eşitlik ve birlik için çalışacaksanız çalışın yoksa mıy mıy gıy gıy yapmayın,

milletvekili seçimi bitti yenisi belediye; 2 yıl var gelin çalışın bi tarafınızı kaldırıp, tatlı sulardan konuşup dünyadan bi haber, Türkiye'den yarım haber konuşmayın.

gidin bir yardım edin, anlamaya çalışın, bir şey üretin, hiç değilse nefes alıyor densin...





İnsan 1 ve insan 2 ne kadar ayrı köşelerde gözükse de;

kesişim kümesi farklı çıkarları, tencere kapak başka hiçbir şey değil,

3 şey ezberleyen 10 konuşuyor devamlı, konuşulanlar bir kaç yuvarlak laf,

napıcaksın hadi anlat yapalım?

Yok.. hiç "yok" çünkü!


bu ülkedeki her türlü eşitsizliğin baş aktörleri eşitlik deyip inanılmasını istiyor kendine...

birbirinizle muhatap olun kardeşim siz, siz eşitsiniz birbirinize; o konuşsun sen dinleme, sen konuş o dinlemesin...

halk nezdinde adam – kadın yerine konulduğunuzu gerçekten zannediyorsanız baş aptallık budur, bunu da kopyalayıp yapıştırın zihninize.



Kendini, yedi ceddini 1.500 kere sağlama alan ya da almaya çalışan bu yolda yapmayacağı şaklabanlık kalmayan kendini duayen, bilgili ilan ediyor hemen,

istemiyoruz kardeşim biz öyle bilgi edinmeyi, fikir sahibi olmayı,

bir kez de siz susun, kastetmeye çalıştığınız, hayatınızda mikrop bulaşır diye aynı yerde yemek bile yemediğiniz insanlar konuşsun, kim iyiniyetli kim ne durumda ortaya çıksın...



Bu halkı bu sıfatlara ve bu yönetimlere layık görenler, seyirci kalanlar, ve bunu millete ezberletenler hep aldılar cevaplarını ne kadar geç olsa da...

benim hırsızım, şerefsizim iyidir mantığından türeyenler, bu halkı sen böylesin o da böyle diye ayıranlar çok yakın bir gelecekte kendi arkadaşlarıyla - kankalarıyla hep beraber anılacak.



46'dan beri başkalarının kucağında oturup ta bu halkı - hepimizi aptallaştıran insanlar utanacak, halk değil...

tarih hep yazıyor sizin gibileri, şimdi internet sayesinde tarih daha da fazla yazmaya başladı, herşey geçiyor kayda,

100 yıl sonra nasıl sıfatlarla anılacaksınız görecek herkes; torunlarınız gönderir e-postayla mezarlarınıza, paylaşırsınız onu da....


....................................................................

Re: Z Yazıları

İletiGönderilme zamanı: Pzt Tem 11, 2011 16:10
gönderen Son İktidar
şike olayı ve akılalmaz tartışmalar;


arkadaşlık hatta dostluk bozma noktasına gelen bu saçma tartışmada,
başta bu durum kendi başlarına geldiği için fb'li arkadaşlar olmak üzere o – bu değil herkese;

hiçbir zaman "hırsız benim hırsızımdır"'ı başka yerlere bağlayıp savunmayalım arkadaşlar,

ülke bir ikisinden değil hepsinden kurtulacak,
hangi görüş-taraf olursanız olun, işin içinde cukkayı götürenlerden olmadığınız sürece hiçbir sıkıntı olacağını da zannetmiyorum bu düşüncenin.

"ölümü göster sıtmaya razı et" yönetimi, yönetimleri bu ülkenin başında ya da yukarılarında olduğu için hep her türlü sıkıntı.

yoksa sadece para - "her türlü" güç = kazanma = "oh ne güzel, bugün de doyduk" mu hep spor sevgisi ya da kültürü?


kulüplerin gerçek sahipleri gerçek taraftar değil midir,
herhangi bir çıkara sahip olmadan da kalbi kulubü ve spor için çarpan değil midir, olması gereken bu değil midir?
yoksa hakikaten değişik çıkarlar peşinde koşan birkaç hırslı tip ve çevresindekiler ve onların yarattığı dünya mıdır?



bir kulübün camiasına büyük camia deniyorsa izin vermez hiçbir çakallığa, birlik olur, verir herkesin boyunun ölçüsünü o zaman asıl hak kazanır büyüklüğe.

"imkansız" deniyorsa o zaman büyük camia ya da taraftarlık değildir zaten bunun adı, "büyük" ve bazı değişken çıkarlara bağlı bir kitledir sadece.

"adamlar gelicek kendi adamlarını yerleştirecek, büyük paraya egemen olacaklar"?
asıl muhabbet devamlı para ya da çıkar olursa, halihazır düzen böyle veya buna yakın bir düzense, bu olur doğal olarak,
ne olması bekleniyor bu düzenden anlamış ta değilim?



davada bir şaibe varsa, sonrasında şaibe oluşacaksa fb taraftarı armut mu toplayacak bu durum karşısında? Izleyici mi olacak?



taraftar ya da camia demek sadece birkaç parababası ve kabadayının bu işin her türlü ekmeğini yemesine göz yummak - görmüyormuş gibi yapmak değildir,
taraftar bir kenara delikanlılık ta değildir bu, adamlık hiç değildir,
öyle denmiyor mu çocukluktan beri hepimize ailede, okulda, sokakta, medyada,
e düzenin içindeyken niye normal geliyor herşey ya kazanan, ya da "büyük" olunca?

"ne kadar mı değişir herşey?";

takımla gram çıkarı olmadan ağlayan - gülen, birbirine omuz veren gerçek taraftarın ve kültürün sahip çıkmasıyla,
gerçek taraftarların bu işe gönül vermişlerin kabul edeceği doğrudüzgün bir yönetimle, hatta yatırımlarla devam eder yoluna,
gerçek taraftar geçer başa.



nasıl mı olacak bu iş dersek?
bu düzeni değiştirmenin ya da yön vermenin yolu çok, bizden bir şey olmaz demedikten sonra;

düzenli medya davetleriyle beraber büyük katılımlı protesto yürüyüşleri,
birlik ve tanışmayı devamlı arttıracak sağlayan buluşma ve etkinlik,
stada gitmemek,
kulüp ürünlerini almamak,
internet bilgilendirme ve protestolarını düzenli devam ettirmek...)
...


bunlar ilk akla gelenler,
önemli olan taraftarın ilgisi ve parası yoksa ne kulüplerin ne de kulüplerdeki ağaların biteceği gerçeği.
bunların haricinde 100 kere daha sonuca götürücü ve esprili protestolara imza atabilecek 100 kat daha yetenekli insanlar mevcut taraftarlar arasında.



kaç sefer görmedik mi, görmediysek te duymadık mı bunun çeşitli örneklerini?




asıl sorun;
bu üstteki yazılar okunurken "yok abi olmaz bunlar türkiye'de?" diye mi düşünülüyor?

hiç farklı bir gruba rastlamadım devamlı "düzen değişmez" diyenler arasında;
ya tarihi hiç bilmeyenler, türlü çıkarlarına göre tarihi değiştirenler, ya da hiçbir çözümü olmadan hayat boyu mağdur edebiyatı yapanlar.

yoksa herşeyi eleştir, hiçbir şey yapma, seyirci olarak kal herşeye, çözüm üretme "ama sebebini biliyorum"?,
aklı olan herkes biliyor zaten,
bıktık artık özellikle ölümü göster sıtmayı şirin göstermelerden ve ondan da önce doğrudüzgün çözümü konuşulmayan ağlamalardan.




mesela hadi göstersin fb camiası, işte fırsat bu fırsat,
seyirci değil taraftar olduğunu göstersin,

örnek olsun bütün ülkeye,
mafyaların parababalarının çektirsin elllerini ayaklarını kulüplerinden,
bütün spor sevgisini kalbinde taşıyanlar olarak helal olsun diyelim, kalkalım ayakta alkışlayalım, yapabileceğimiz herhangi bir yardım olursa yapalım.




yeter ki sadece fb değil bütün takımların gerçek sahipleri kendi güçlerinin farkına varsın, o ağaların - paşaların bir tanesinin bile esamesi okunmaz bir daha.

ama klasik yöntem herkes birbirine girsin, götüren yine cukkayı götürsün maddi - manevi, sonra da üzerine "büyük adam ama" "beyim - paşam sen çok yaşa"

kim büyük, kim bey kim paşa arkadaşlar? kim?
bu kadar da değer yargıları ölmedi bu ülkede.
devamlı öyle gösterilmeye çalışılıyor olabilir, ama insanımızın başta içinde yok bu kadar çakallık, hep tepki vermiştir öyle ya da böyle bu kadar adaletsizliğe.

çok açık ve net söylüyorum tekrardan,
bunların bir tanesi bile ne adam olabilir, ne de insan içine çıkabilir, yeter ki gerçek taraftar birleşsin. iki dakikada alayı şamar oğlanı bunların en adam, bey gözükeni...


toptan daha yuvarlak olan;
çıkar nerde ben orda deyip iki dakikada herşeyi satacaklar ve onlarla beraber yuvarlananlar.




Içinde iyiniyet barındıran, gerçekten kulüple "hiçbir" çıkarı olmadan sevenler hep kalır, diğerleri hep gereken yerlere gelir er ya da geç. (her kulüp için)

bkz. dünya kulüpler tarihi

büyük kulüp – büyük camia hiçbir zaman parayla, çıkarla - sayıyla olmaz. (her kulüp için)

bkz. kulüpler de değil, bütün dünya tarihi

hep gerçekten iyiniyetliler iyi anılır ve güzel hatırlanır bu tarihte,







not1...

yaklaşık 10 yıldır hiçbir takımı yukarıda kastettiğim sebeplerden ötürü tutmayan,
ve ayarlı maçları izlemekten de gına gelmiş biri olarak yazılmıştır bütün yazı.


not2...

karşılaştırma;

arjantin'de yoksul ve orta sınıf boca, tüccar ve üst kesimin temsil edildiği
milyonerler adı verilen river'a karşı.

iskoçya'da protestan rangers - katolik celtic' karşı.

ingiltere'de liman işçilerinin takımı protestan liverpool - kraliçeci katolik
everton'a karşı.

ispanya'da cumhuriyetçilerin takımı atletico atletico madrid - kralın takımı real
madrid'e karşı.

yunanistan'da fakir kesim panathinakos - zengin kesim olympiakos'a karşı.

italya'da solcu roma - sağcı lazio'ya karşı.

romanya'da asker steau bükreş - polis dinamo bükreş'e karşı.


bizde herşeyde olduğu gibi kulüpler arası kavgaların da çoğu yapay,
birbirinize girin asıl düşmanları görmeyin, devam...

"sen aynı mahalle de değil bu dairede yaşıyorsun o da karşı dairede" "eeee?"
"e kavga edin işte sebep size"...


bu adamlar aynı yazgı, aynı sınıf, aynı kaygıları yaşıyor, aynı eşitsizliklere - haksızlıklara maruz kalıyor?
parası ya da çekeni yoksa stada bile giremiyor artık çoğu,
kahveye gidecek parası da yoksa maç bile izleyemiyor???


yine de "olsun farklı onlar"
neresi farklı?


tarihi olmayan hatta nedeni olmayan,
sadece maddi-manevi çıkara ya da çıkarlara bağlı yaratılan kavgaların rantı;
başka hiçbir şey değil çoğu.


birkaç gerçek taraftar çıksın, kendi kulüp içi ve dışı kavgaların "ilk sebepleri"ni yazsın ve görülsün asıl ne neymiş?
kimler bu işlerin sonucunda hep bir şekilde nemalanmış?

varsa gerçek bir neden o da deşifre olmuş olur, halk kararını verir.

yeter ki bu işin bir tarih kitabı yazılsın karşılıklı iyiniyetle ilk önce.

ileri demokrasi dediklerinin bize i'si uğramayan versiyonunu görelim bir kez de ülkecek, özümüzü ne kadar çürüttüklerini zannetseler de özümüzün hoşgörüden geldiğini gösterelim bütün dünyaya.

"ne zaman namuslular, namussuzlar kadar cesur olursa; bu dünya o zaman
düzelir..."

hep doğruydu hala doğru...

Re: Z Yazıları

İletiGönderilme zamanı: Cum Tem 15, 2011 0:02
gönderen Son İktidar
dün, bugün ve yarın - yazıklar olsun

dün;

abd dışişleri bakanı hillary clinton suriye konusunda;
"beşar esad meşruiyetini kaybetti."

dışişleri resmi açıklama;
"abd'nin füze kalkanı için görüşmeler sona yaklaştı."
başbakan yardımcısı ali babacandan ekonomik kriz uyarısı.

bugün;

akp ve bdp, bdp'nin meclise girmemesi konusunda mutabakata varamadı. akp'li
canikli görüşme sonrasında;
"iki taraf da iyiniyetli ve karşılıklı olarak birbirini anlamak düşüncesi, yaklaşımıyla bu
görüşmeleri gerçekleştirdi."

13 ŞEHİT - diyarbakır

öcalan'ın resmi avukatı, ve bdp sözcüsü aysel tuğluk - diyarbakır;
"kürt halkı olarak demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz."

yarın;

abd dışişleri bakanı hillary clinton tayyip erdoğan'la istanbul'da görüşecek.

Re: Z Yazıları

İletiGönderilme zamanı: Cum Tem 15, 2011 0:03
gönderen Son İktidar
13 şehit verilen bir günde tam şu anda tv yayınları; (14/07/11 : 21.22)

cnntürk - şike soruşturması
habertürk - mormon tarikatı
star - düriyenin güğümleri (dizi)
cnbce - doctor who (dizi)
e2 - conan o'brian show
tnt - pearl harbour (film)
beyaz tv - hayatımız iş (konu sheraton)
show - adını feriha koydum (dizi)
kanal d - artiz mektebi (buna özellikle dikkat çekiyorum)
atv - kalbim seni seçti (dizi)
flash tv - gerçek hazine (dizi)
trt 1 - sen de gitme (dizi)
kanaltürk - terminatör (film)
cine 5 - film fragmanları
tv8 - kılıcın gücü yüzüğün laneti (film)
kanal 7 - annenin oyunu (dizi)
samanyolu - 5. boyut (dizi)

Re: Z Yazıları

İletiGönderilme zamanı: Cum May 31, 2013 17:54
gönderen Son İktidar
ağaçların yerine avmleri, ormanların yerine villaları,
derelerine hesleri, kimyasal atıkları,
denizine çöpleri,
plajlarına beachleri,
dağlarına siyanürleri,
hayvanlarına kötü muamele, işkence, ve hatta tecavüzleri,
gıdasına gdoları,
sanatına ucubeyi, tiyatrolarına bakın başınızın çaresineyi,
sokaklarına bina diye dikdörtgen beton yığınlarını,
ulaşım niyetine her sene binlerce ölüyü, yol zenginleri oluşturucam diye aynı yollara 1500 kere tadilat yapmayı,
okullarında, üniversitelerinde (yüksek liselerinde) sadece ve sadece ezberciliği,
bilim niyetine kopyala yapıştırcılığı,
sadece sözleri değişen aynı notalara müzik demeyi, müzisyen niyetine bir avuç şaklabanı,
sporunda külliyen şaibeyi,
her sokağında farklı farklı ama yoğun mahalle baskılarını,
kadınına tacizi, tecavüzü, dayağı,
hala ve hala sokaklarında "ne bakıyorsun"'a çıkan kavgaları, silah seslerini,
sağlıkta paran yoksa yandın'ı,
yalaka sermaye medyasıyla resmen - alenen halkla ... geçmesini, halkının bütün duyularının alınmasına seyirci kalınmasını,
hukukta kayırmayı, paran varsa bizdensen içeri bile girmezsin'i,
dış politikasında alenen satılmışlığı, ve aşağılıklığı,
a'dan z'ye her iş kolunda aklı olanı değil de cebinde parası ya da çevresi olanı,
"bulamayan da var"larla özel hayatlarına vakit bırakmadan ölümüne çalıştırtıp afrika düzeyinde maaşları, işyerlerinde insanlık suçu aşağılamaları, kötü muameleyi,
fiyat etiketleri ve faturalarda avrupadan bile pahalılığı,

ve bunların herhangi birisine karşı çıkan halkına biber gazını, ananı da al git lanları layık gören bir ülkeye hala çevrenizde birileri cennet ya da hamdolsun, şükür diyebiliyorsa biri, emin olun o şeytandır.

...

devenin bile eğri olmayan yeri var, bizim yok.