1. yüz (Toplam 1 yüz)

Erdoğan'ın Alevi Düşmanlığı / Zahide UÇAR

İletiGönderilme zamanı: Çrş May 16, 2012 13:32
gönderen Oğuz Kağan
Erdoğan'ın Alevi Düşmanlığı

Erdoğan Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor. Aslında eleştirmiyor. Çünkü insanlar etnik kökeni ve inançları üzerinden aşağılanamaz. Bu evrensel hukuk kurallarına göre suçtur. Erdoğan suç işliyor.

Erdoğan: “Açık söylüyorum. Suriye krizi konusunda dilinizin altındaki baklayı çıkarın, hiç korkmayın, çekinmeyin. Kıvırmadan, çark etmeden cesaretle söyleyin. Niye zorlanıyorsunuz!”

Diyor.

Esad üzerinden Kılıçdaroğlu’nun mezhepsel kimliğine gönderme yapıyor.

Böyle bir Başbakan tarafından yönetilen bir ülke vatandaşı olduğum için gerçekten utanıyorum.

Erdoğan Bush’u, Obama’yı, Sarkisyan’ı, Barzani’yi, Talabani’yi, Bartelemous’u, dostu(!) Berlisconi’yi sevdi ama Alevileri sevemedi.

YAZIK!! YAZIK!!

Hristiyan’ı sevdi, Musevi’yi sevdi. Vahhabi’yi sevdi.

Bir tek Müslüman Alevi kardeşlerimizi sevemedi.

YAZIK!! Yazık ki ne yazık!!

Aleviler bu ülkenin vatandaşlarıdır. Hatta öz be öz Türk olan Alevi vatandaşlarımız belki ikibin yıldan daha fazla zamandır Anadolu’da yaşıyor. Çünkü Türk tarihi Haçlı tarih kitaplarında yazdığı gibi 1071’de başlamıyor.

Bir anlamda Aleviler Türk Devleti’nin özüdür. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda devlete baş kaldıranlar Sünniler ve Sünni tarikatlar içinden çıktı ama Aleviler Cumhuriyet’in kuruluşunun harcı olcu. Devlete baş kaldıranlar İngiliz, Fransız, Yunan ile işbirliği yaptı. Aleviler genç Cumhuriyete sahip çıktı.

Kısacası;

Erdoğan’dan çok daha fazla bu ülke üzerinde söz söylemeye hakları var.

Dağdan gelip de bağdakini kovmak ta buna denir.

Küresel eşkıya Ortadoğu halklarını etnik farlılık ve mezhep kavgaları ile birbirine boğdurmak istiyor.

Erdoğan BOP eş başkanlığı görevinin hakkını sonuna kadar veriyor.

Ya etnik bölücülük üzerinden siyaset yapıyor, ya da mezhep farklılıkları üzerinden.

ABD ve AB ülkelerinde etnisite ve mezhep üzerinden siyaset yapmak büyük suçtur.

Kendi ülkelerinde suç saydıkları söylemleri, parçalayıp küçük lokmalar halinde yutmayı hesapladıkları ülkelerde işbirlikçilerine söyletirler.

Ey Erdoğan;

T.C. Devleti’ni kuranlara saldırıyorsunuz.

Onlar Osmanlı’yı yıkmadı. Yıkılmış, Haçlıya paspas yapılmış, erkek nüfusu kırdırılmış, işgal altında inleyen bir milleti ayağa kaldırarak düşmanı kovdu. Yeni bir devlet kurdu.

Mademki savaşarak kazandılar. Kuracakları devletin ne olacağına karar verme hakkını da bileklerinin, beyinlerinin hakkıyla kazandılar.

Yeter artık!!

YETTİNİZ!!

Emeğiniz kadar konuşun!

Ben bir gazi torunuyum. Kurtuluş savaşında en fazla şehit veren ilin en fazla şehit veren ilçesinde doğdum. Yani konuşma hakkım var!!

Sizler de şu geçmişinizle bir yüzleşin bakalım. Bu ülke kurtarılırken ve kurulurken sizin atalarınız ne yapıyormuş? Bu ülkede ne kadar söz söyleme hakkınız var GÖRELİM.

Biz de artık sizlere bunu soruyoruz.

Hani işinize gelmeyen gazeteciyi, aydını, düşünürü, sanatçıyı ülkeden kovuyorsunuz ya?

Alevilere laf atıp durmayın. Sizin atalarınız Gürcistan veya başka yerlerde iken Aleviler Anadolu’da idi.

Yani birileri birilerini kovacaksa, Alevilerde size kapıyı gösterebilir.

NOT: Bazı hatırlatmalar;


Bakara suresinin 191. ayetinde buyuruyor ki: "Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür..."

Yine Ra'd suresinin 25. ayetinde şöyle buymaktadır: "Allah'ın bitiştirilmesini emrettiği şeyi kesen ve yeryüzünde bozgunluk yapanlar var ya, işte onlar içindir Allah'ın laneti ve ahiret yurdunun kötü azabı!"

Haçlı adına taşeronluğa talip olup Suriye’ye savaş açmaya kalkıyorsunuz ya? Bakalım Kuran savaş yapmaya hangi şartlarda izin veriyor:

“Kendilerine savaş açılan kimselere, zulme uğramaları sebebiyle savaşmalarına izin verildi. Şüphesiz Allah onlara yardıma Kadirdir.” (Hacc Sûresi, 39)

“Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” (Bakara Sûresi, 190)


Zahide UÇAR, 16 Mayıs 2012
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com