Türkiye Uyuma Katırına Sahip Çık
Gönderilme zamanı: Sal Kas 01, 2011 14:29
Yukarıdaki başlığı öyle sessiz, sakin bir şekilde okursanız bu yazının hiçbir anlamı kalmaz.
O yüzden başlığı yüksek sesle ve inanarak okumanız gerekiyor.
Evet, hep birlikte haykırıyoruz.
TÜRKİYE UYUMA, KATIRINA SAHİP ÇIK!..
Tekrar…
TÜRKİYE UYUMA, KATIRINA SAHİP ÇIK!..
Şimdi mümkünse bu hızla, bağıra bağıra sokağa çıkıyoruz. ‘Neler oluyor’ diye sormayın. El birliğiyle terörü bitirmelerine çare oluyoruz.
Bundan birkaç gün önce, terör örgütünün canlı bomba olarak bir katırı kullandığını, şans eseri katır hedefine ulaşamadan vurularak etkisiz hale getirildiğini, birçoğunuz biliyorsunuzdur.
Vicdan sahibi bir insan olarak zavallı katırın vurulması beni gerçekten çok üzdü ancak önlenen felâketi düşündüğümde içime su serpildi.
O gün, bu haftaki yazımı zavallı katıra ithafen yazmaya karar verdim.
Çok duygusal katır yazımı tamamlayamadan, İçişleri Bakanı Şahin’in açıklaması gündeme bomba gibi düştü.
Bakan Şahin önce "Biz de mi buraya bir çadır kursak acaba, koskocaman sarayda oturuyorsunuz," diyerek depremzedelerin çadırlarına göz dikti. Sonra "O katırın hesabını nasıl verecekler, ben merak ediyorum. Katırın hakkını korumakta bize ait!" diyerek bu güne kadar Mehmetçiğe bile çok gördüğü sözleri sarf etti.
İşte o anda anladım ki, bütün suç bizdeydi.
Savunduğumuz her şey insan canı üzerineydi.
Oysa bazen bu ülkede insan olmak, sorunları düzeltmeye yetemezdi…
‘Hatanın neresinden dönerseniz kardır.’ demiş ya büyüklerimiz…
İşte bu günden itibaren bizler de sesimizi duyurabilmek adına, katırları işin içine dâhil edeceğiz.
İlk iş olarak kocaman pankartlar hazırlayıp, katırları logo haline getireceğiz.
Avazımız çıktığı kadar, ‘Katırlar ölmesin!’ diye bağıracağız.
Sonra Katırın intikamı için sınır ötesi operasyon isteyeceğiz.
Tabi tutuklu Komutanlarımızı unutmayıp, Silivri ileri demokrasi kamplarının(!) önüne katırlarla gideceğiz. Yanımızdaki katırları komutanlarımızın katırları olarak takdim edip, katırların ne denli üzüldüğünü anlatacağız.
Basına özgürlüğü falan geçip, katır sahibi gazetecilere özgürlük isteyeceğiz.
Deprem vergilerini iç edenlere, katırlarımızın arpalarından kısıp ödediğimiz vergilerin hesabını soracağız.
Bizlere değil de katırlara üzülen hükümetimizden, başka bir katır ölmesin diye açılımlarına derhâl son vermesini isteyeceğiz.
Büyük Ortadoğu projesinde zarar görebilecek katırları dile getireceğiz.
Onlar akıllanmadıkça dostlar, galiba sonunda biz delireceğiz. .
............................................
Birileri bizimle fena dalga geçer oldu biliyorum.
Ancak ağır atın tekmesinin, katırdan daha yaman olacağını da hatırlatmak istiyorum.
Birbirinden cesur Türk Askeri toprağa düşerken ağlamayanların, onların canlarının hesabını sormayanların, katırların haklarını aramalarına dayanamıyorum.
Ben evinde tamı tamına sekiz can barındıran bir hayvan sever olduğum halde, ne yazık ki bazı HAYVANLARI sevmeyi hala beceremiyorum…