1. yüz (Toplam 1 yüz)

Türkiye Referandumundaki Sahtekarlık (Çeviri: Asaf ATAMAN)

İletiGönderilme zamanı: Çrş Nis 19, 2017 22:37
gönderen Tevfik Bir
Amerikan derin devletinin tetikçilerinden, Türkiye uzmanı Michael Rubin'in yazılarını ve tehditlerini okuyup, dış düşman ABD'nin (mevcut iktidar için müttefik ve dost ülke ABD) fikirlerini ve planlarını anlamaya çalışıyoruz. Farklı yayınlar ve farklı yazarlardan Asaf ATAMAN'ın birebir çevirileri, benim de makalelerimle Türkiye üstüne fikir ve hedefleri/tehditleri okuyup, anlayıp, analiz edip, erken uyarı sistemi olmaya çalışıyoruz, Melih Cevdet Anday'ın tabiriyle SİS ÇANI GİBİ ÇALIYORUZ.

Rubin gibi kişilere ak-troller gibi küfürlü tweet atmaktansa bu yaptığımız işin daha anlamlı olduğu kanaatindeyiz. Rubin yazılarında genel olarak şunu yapar: Bazen doğru bilgi verir, bunu zaten fark edersiniz. Bazen olanla olmayanı bir tiyatro oyunu gibi harmanlar ve bunun üstünden Türkiye'ye kapalı tehditler savurur. Bazen de açık açık ABD'nin ne yapacağını yazar. Örneğin çevirimizdeki koyu yerlerde Rubin "bunları bunları yapacağız" diye tehditlerini savuruyor..! Bilerek okumakta yarar var.

Asaf Ataman'ın birebir çevirisiyle...
Tevfik BİR


Türkiye Referandumundaki Sahtekarlık, Yenilenmiş Şiddetin Yolda Olduğu Anlamına Geliyor / Michael Rubin
Fraud in Turkey’s referendum means renewed violence is on its way - Michael Rubin / AEI

Türkler Pazar günü, Türkiye'nin hükümet sistemini değiştirecek ve özünde diktatörlük kuracak bir Anayasa değişikliği üzerine yapılan referandumda oy kullanmak üzere sandık başına gitti. Uygulamada, başkanın yargıyı denetlemesi ve hem kendisini hem de kabinesini yasama organının gözetiminden kurtarabilecek bir güç ayrılığı olmayacak.

Öncelikli olarak Türk basını yeni hükümet lehine orantısız zafer bildirdi ancak saatler geçtikçe "Evet"in zafer marjı giderek daraldı. Henüz resmi sonuçlar açıklanmamış olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zaferini açıkladı.

Ancak, ciddi usulsüzlükler var.

Devlet kontrollü medyanın muhaliflere yeterince yer vermediğini, Erdoğan'ın polis güçlerinin ve kendi kişisel milislerinin tacizlerini, muhalif kampanyacıların hapiste olduğunu bir an için kenara bırakalım. Ayrıca, Erdoğan'a muhalifleri hapsedecek diktatoryal güçler sağlayan olağanüstü hali de görmezden gelelim.

Sorun, haksız bir seçim kampanyasının da ötesinde, düpedüz sahtekarlık;
Türkiye Seçim Kanunu'nun 94. maddesi, mühür taşımayan zarf ve oy pusulalarının geçerli sayılamayacağını belirtir. Bu kural, dışarıda oy pusulası doldurmanın önüne geçmek için kanunlaştırıldı. Seçim sandıklarının açılmasından bir saat sonra Yüksek Seçim Kurulu, bu kararını tersine çevirdi.

Daha sonra Halkların Demokratik Partisi'nin baskın olduğu Güneydoğu'da müşahitler güvenlik gerekçesiyle sandık başından uzaklaştırıldı, bu nedenle sadece sandık başında bulunan hükümet görevlileri oyları saydı ve sonucu belirledi. Yalnızca bu süreçteki sahtekarlık bile, sonucu değiştirmiş olabilir. Bu sadece teorik değil; Urfa'daki bir Facebook videosu, oy pusulalarının doldurulduğunu ortaya çıkardı.

Cumhuriyet Halk Partisi ise oy doldurmaların 2,5 milyon oy içerdiğini söyledi. Eğer toplam sonucun sadece beşte biri değişirse, nihai sonuç da değişecektir.

Erdoğan, zafer iddia edebilir fakat Türkiye tehlikeli bir şekilde bölündü. Anayasa değişikliklerine karşı çıkanlar, Erdoğan'ın diktatörlüğünü onaylayan kişilere göre, Erdoğan'ın ve yeni hükümetin meşruiyetini tanımayacaklar. Bu kavga şiddete dönüşebilir. Polis baskısının gevşetilmesi, sokak çatışmalarıyla sonuçlanacak. Kürt ayaklanması, oy haklarının gasp edildiği düşüncesiyle artacak. Üst düzey subay ve tecrübelerden arındırılan Türk askeri, Kürtlere karşı koyamayacak ve Türkiye, Güneydoğu'sunun etkili bir şekilde kaybedecek. (...) Bir de IŞİD terörü var.

Erdoğan kendisinin Kral olduğuna inanabilir ancak muhtemelen bir Türk Rönesansından daha çok bir kan gölüne Başkanlık edecek.


Çeviri:
Asaf ATAMAN
Orijinali: Michael Rubin / American Enterprise Institute AEI / 17 Nisan 2017
https://www.aei.org/publication/fraud-i ... n-its-way/