1. yüz (Toplam 1 yüz)

Türkiye'nin Adı Yok! / Prof. Dr. Mehmet YUVA

İletiGönderilme zamanı: Sal Eyl 17, 2013 9:02
gönderen Oğuz Kağan
Türkiye'nin Adı Yok!

Genelde devletlerarası ilişki çıkarlara göre belirlenir.

İkinci Cihan Harbi arifesinde Sovyetler Birliği (Rusya) ve ABD benzer bir senaryoyu Filistin’de tatbik etmişlerdi. Filistin topraklarına Batı ve Uluslararası Siyonist hareket tarafından empoze edilen İsrail’in tanınması hususu BM de tartışılırken, Rusya Filistin’in taksim edilmesi ve iki devlet projesine onay verdi. Sovyetler Birliği yetkilileri bu kararı iki ana sebepten dolayı vermiştir. Sovyet devrimi esnasında Yahudilerin rolü ve önemli bir Yahudi topluluğu barındırıyor olması. İkinci sebep, İsrail’i besleyen ve destekleyen Batı’ya karşı, Sovyetler Birliği bu karar ile İsrail’in varlığına karşı mücadele edecek İsrail karşıtı kuvvetlerin yegane sığınacakları ve askeri yardım alacakları taraf olacaktır.

Rusya, ideolojik, askeri ve iktisadi olarak iki kutba bölünecek olan muhafazakar Orta-Doğu’ya bu plan sayesinde nüfuz edebilecektir. Şimdi oyun da çıkarlar da daha büyük. Ve Suriye sayesinde, Soğuk savaş dönemi sonrası tarih sahnesinden uzaklaşan Rusya tekrar Orta-Doğu alemine kuvvetli bir şekilde dönmektedir. Bölgede Rusya ve ABD, İran, Suudiler, İsrail ve Türkiye üzerinden oyun kuruyor. Eğer güç dengesi, İran ile Körfez şeyhlerini kapıştırma üzerine gelişirse bölge kana bulanacak. Bu süreç ve kandan kazanan, Rus ve Amerikan silah sanayicileri olacak.

Suriye, şu ana kadar, kendisine yönelik azgın saldırıya karşı başarıyla karşı koydu. Tarihinin hiçbir döneminde Suriye kimyasal silah kullanmadı. Esad ve ülkesini kuvvetli kılan da kimyasal silahların varlığı değil, sahip olunan silahın taktiksel değeridir. Üstelik Suriye geçmişte kimyasal silahların imhası için iki defa BM’ye resmi başvuruda bulunmuştur. Tek şartı Suriye ile birlikte tüm bölge ülkelerindeki kitle imha silahlarının imhasıydı. Ret cevabı İsrail’den geldi. Ve Suriye’nin teklifi ABD tarafından veto edildi!

Esad elindeki kimyasal silahları en etkili şekilde diplomaside kullanmıştır. ABD’yi de maliyetini karşılayamayacağı bir maceradan kurtarmıştır. Rusya’nın eline Suriye’yi kurtarmak için koz vermiş, kendisi de rahat nefes almıştır.

Bu aşamada ABD havlu atmıştır, Rusya’nın eli güçlenmiştir. Peki, Türkiye ne durumdadır? Dünya devleri evimizdeki pisliğin üzerinden diplomasi kuruyorlar. Türkiye bataklık içinde!

Onların işi Türkiye’deki pisliği temizlemek değil çünkü. “Benim teröristim senin teröristinden daha iyi veya benimki seninkini döver” mantığıyla bölge üzerinde bilek güreşi var. Evet, dünya yeniden iki kutuplu ve ABD istediği gibi at oynatamıyor. Ama iki kutuplu dünya da acıdan, sömürüden, zulümden, savaşlardan arınmış değildi ve hala da değil, olmayacakta. Suriye, Mısır, Yugoslavya önderliğinde oluşturulan Bağlantısızlar Hareketine ne ABD nede Rusya tahammül edemedi. Her türlü komploya maruz bırakıldı. Bir süre sonra dağılıp gitti.

Bu büyük oyunda Türkiye’nin adı bile yok. Oysa birileri ABD’nin diğerleri Rusya’nın gücü ile iftihar ediyor!

Önümüzde karanlık bir tünel var. Daha çok katliam, daha çok suikast, daha çok terör var. Bunu önlemenin tek yolu, tam bağımsız, sağlam duruşlu bölge ülkelerinin sıkı işbirliği. Türkiye, Suriye, Irak ve Lübnan’ın yakın işbirliği küresel çetelere set olabilirdi. Maalesef şimdilik durum buna izin vermiyor. Irak, Suriye ve Lübnan arasında yakın işbirliği sağlandı.

Ama bu zincirin en önemli halkası, Türkiye yok... Ve Türkiye olmadan bu oyunu bozmak çok zor.

Prof. Dr. Mehmet YUVA, 15 Eylül 2013
http://www.milliiradebildirisi.org