1. yüz (Toplam 1 yüz)

CIA'nın Çetecileri (12) / Figen ÖZEN

İletiGönderilme zamanı: Pzt Tem 02, 2012 14:51
gönderen NİLGÜN BAŞTUĞ
CIA'nın Çetecileri (12)

2011 yılında Akdeniz Üniversitesi, Atatürkçü Düşünce Topluluğu (ADT), "Türkiye Nereye Gidiyor?" konulu bir panel düzenlemişti. Konuşmacılar Prof. Dr. Sn.Mümtaz Soysal- Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sn. Suay Karaman, Yeniçağ gazetesi yazarı sn. Arslan Bulut'tu. Topluluk, herhalde çeşni olsun diye bu dev kadronun içine panelist olarak beni de almışlardı.

Panelden sonra yazılarını soluksuz takip ettiğim Arslan Bulut ve sevgili dostum Suay Karaman'la derin bir sohbete daldık. Bildiğiniz gibi Arslan Bulut, CFR-AKP ilişkisini Türkiye'de yazan ilk gazetecidir. Bana aynen şunları söylemişti.

"Bilgiler elime geçtiğinde araştırdım. Doğruluğuna kanaat getirerek yazdım. Bir kez bile yalanlanmadı Figen Hanım."

Ben de Arslan Bulut'u kaynak göstererek defalarca yazdım. En ufak bir imada dahi suç duyurusunda bulunanlar bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiler. Demek ki doğru... Süreci iyi anlamak ve hatırlamak adına bir kez daha bu bilgileri güncelleştirmenin zamanıdır.

****

Aslında "Büyük Oyun" 1894 yılında ABD Kongresi'nde alınan kararla başlamıştır. Ilımlı İslam.. ABD ve Avrupa'nın denetiminde ve idaresinde Osmanlı.

Büyük Oyun... Büyük fotoğraf ve içindeki küçük kareler...Gözden kaçmaması gereken küçük kareler...Atanan bölgesel aktörlere verilen görevler...

Emperyalizm için her şey rayına oturmuşken, 1. Paylaşım Savaşı sonrası Osmanlı pastası parçalara bölünüp, denizden denize Ermenistan ve Büyük Kürdistan kurulacakken, Samsun'da istiklâl ateşi yakılmış ve Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Türk milleti yedi düvelin haddini bildirmiştir. Küresel çetelerin planını Ortadoğu'da Atatürk bozmuş ve yok etmiştir.

Emperyalizmin Atatürk'ü "en büyük düşman ilan edişinin ana nedenlerinden biri de bu yenilgidir.

1920- 1938 yılları arasında Türkiye, Türkler tarafından Türk budunu için yönetilen tam bağımsız bir ülkedir.

10 Kasım 1938'de anti-emperyalist saat durmuş ver yapılan antlaşmalarla Türkiye'nin kapısı "Batılılaşıyoruz." anlayışı ile yayılmacılara açılmıştır.

*****
Süreç hızla devam etmiş ve 1946 yılından sonra birileri tarafından desteklenen siyasal İslam varlığını göstermiş, bu destekleniş 1980 İhtilali'yle birlikte zirve yapmıştır.

1984'te Beyoğlu ilçe başkanlığına seçilen R. Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayatında önemli ve hızlı yükseliş mevcuttur. Bu yükselişle birlikte iki CIA'cının söylemi garip bir şekilde örtüşmektedir. Graham Fuller ve Paul Henze, Türkiye'yi dönüştürme projesinin anahtarı olarak bu söylemi ve bölgesel aktörleri seçmişlerdir.

" Atatürkçülük ölmüştür.Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol ılımlı İslam'dır. Etnik kimlikler kendini ifade edebilmelidir."

Seçilen bölgesel aktörler bu yapıyı benimsemişlerdir.

Recep Tayyip Erdoğan RP Beyoğlu İlçe Bşk.nı iken dönemin, ABD Büyükelçisi Morton Abromowitz'le tanışmış veya tanıştırılmıştır. 1996 yılında ise Morton Abromowitz Erdoğan'a Türkiye'nin geleceğini işaret eden bir hitapta bulunmuştur.

"Türkiye'nin geleceği için önemlisiniz."

Bu "önemli" olma durumu Cumhuriyet Türkiye'sinin dönüştürülmesi ve Amerika'nın çıkarları için gereklidir.

Kemal Derviş operasyonu ile gereken işlem yapılmış DSP bölünmüş, halkın satın alma gücü elinden alınmış, terör olayları kırsaldan şehirlere kaymış, can ve mal güvenliği çökertilmiştir.

CIA'nın çetecileri milli görüşçü Fazilet partisi'de bir başka operasyon düzenleyerek "Yenilikçiler" in baş kaldırmasına, düne kadar önünde el pençe divan durdukları "HOCA"larına ihanet etmelerine neden olmuşlardır.

Yeni bir parti kurulacaktır. Ancak bu partinin kurulması için dış desteğe ve finansal kaynağa ihtiyaç vardır. İsrail Büyükelçisi David Sultan, İngiltere Büyükelçisi Sir David Logan ve AB Türkiye Temsilcisi karen Fogg kurulacak bu partiye gereken desteği vermişlerdir. Bu destek öylesine kapsam alanını genişletmiş ki zamanın ABD Başkanı George W. Bush'la, Erdoğan'ın görüşmesi sağlanmıştır.

Yasaklı bir siyasetçinin, kurulacak bir partinin genel başkanlığına aday bir kişinin ABD Başkanı ile görüştürülmesi öyle sıradan bir olay değildir ve baba yiğide nasip olmayacak olağan üstü bir durumdur.

Finansa gelince, o iş kolaydır. "İstanbul'a 1 Milyon Ağaç Projesi"nin daları budaklanmış, yapraklanmış ve 1 milyar dolara dönüşmüştür. Elbette kaz gelecek yerden tavuk esirgenmeyecektir. Hele söz konusu ikbalse...

14 Ağustos 2001'de AKP kurulmuştur. Ancak kurumadan önce ABD éLOBİ" faaliyetleri son hız devam etmiş ve Yahudi kökenli, kadim dostu Morton Abromowitz'in koluna giren Erdoğan, CFR'nin önemli kişileri önünde görüye çıkmıştır. CFR tarafından, yapılan sınavda geçerli not alan Erdoğan'a, küresl çeteciler gerekli izni vermiştir.

Sadece ABD'nindeğil, CFR'nin bile bağlı olduğu İllüminati, küresel çetecilerin baş efendilerin icazeti ile Erdoğan'ın yolu açılmıştır.

Ancak kurulan partinin tüzük çalışmaları ve tüzüğün yeni düzene uygun olması da son derece önemlidir.

Newyork'tan havalanan bir kuşun kanadında Erdoğan'a bir mektup ulaştırılmıştır. Bu mektupta "... Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir.Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya bütün hükümetlerden bunu istemektedir." denilmektedir.

Bildiğiniz gibi kuş Bakkalı Şirketi'nin Yönetim Kurulu Bşk.nı Ayla Bakkalı'dır. Ama işin en çarpıcı tarafı bu şirket lobi faaliyetlerini CFR'nin denetiminde yürütmekte ve şirket aynanın sırlı tarafında Morton Abromowitz tarafından yönetilmektedir.

Erdoğan bu memoranduma (talimat) uymuştur. AKP Kurucular Kurulu'nun tüzükleştirdiği memorandum "AK KİTAP" laşmış ve Türkiye siyasetine el koymuştur. Council of ForegeinRelations (Dış İlişkiler Konseyi) ve Siyonizm, AKP eliyle Türkiye'yi dönüştürmek için adım atacaktır.

AK KİTAP...

Sayfa 8: Partimiz, merkeziyetçi devlet anlayışından uzaklaşmayı öngörmektedir.
Sayfa 10: Toplum içindeki farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesini ve çoğulcuğu takip edilmesi gereken sosyal ilkeler olarak görürüz.
Sayfa 11: Partimiz, küreselleşmenin gerek yapısal dönüşümlerin kaçınılmazlığını ve en az maliyetle gerçekleştirilmesini savunur.
Sayfa 12: Partimiz, eğitim hizmetlerinin yerelleştirilmesinden özelleştirilmesinden yanadır.
Sayfa 35: Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin, devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı çağdır.

Sayfa 41'de ise eğitimin küreselleşme odaklarının şehir devletleri planı gereği zamana yayılarak yerelleştirteceği ifade edilmiştir.

Temel eğitim hizmetlerinin verilmesi pilot uygulamalarla, merkezi idarenin taşra birimlerine ve yerel yönetimlere aktarılacaktır.


Görüldüğü gibi AKP'nin tüzüğü tamamen küresel projenin Türkçeleştirilmişidir. İstinaf Mahkemeleri, Petrol yasası, Yabancıya Toprak Satışı, Maden yasası, İkiz Yasalar, Vakıflar Yasası, AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve 4+4+4 Eğitim Yasası. Özellikle son yasayı "Kızlar okula gitmesin" şeklinde anlayanlara AK Kitap'ın 41. sayfasını okumalarını, taşın altındaki gerçeği görmeleri şarttır.

AKP ev ödevini yapmıştır. Geç kalınmış ve/veya ertelenmiş olabilir, şimdi zaman Türk milletinin görevini yapma zamanıdır. Türk milletinin her bireyi, aralarındaki her türlü siyasi, etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıkları öteleyerek, iç ve dış düşmanlara karşı birleşmek zorundadır.

Türk milleti bu birleşmeyi, küçük bir azınlık dışında Bağımsızlık Savaşı'nda başarmıştır. Gene başarmak zorundadır ve başaracaktır.

İşte o zaman yeniden Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkler tarafından Türk budunu için yönetilen tam bağımsız bir ülke olacaktır.

Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Kemalist Devrim!

Biz kazanacağız!

Devam edeceğiz.

Figen ÖZEN, 1 Temmuz 2012