1. yüz (Toplam 1 yüz)

Domuzdan Post, PKK'lıdan Dost Olmaz! / Figen ÖZEN

İletiGönderilme zamanı: Çrş May 07, 2014 19:47
gönderen Oğuz Kağan
Domuzdan Post, PKK'lıdan Dost Olmaz!

“Diyarbakır'ın Lice ilçesinde silahlı kişilerce kaçırılan 2 uzman çavuş, HDP'li heyet tarafından alınarak Lice Kaymakamlığı'na getirildi.

Lice ilçesinde 26 Nisan'da Abalı Jandarma Karakolu'ndaki inşaatı protesto eden grubun izinsiz gösterisi sırasında silahlı kişilerce kaçırılan 2 uzman çavuş, serbest bırakıldı.

HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt tarafından alınan uzman çavuşlar Lice Kaymakamlığı'na getirildi.

Buldan, Baluken, Önder ve Zümrüt, beraberindeki 2 uzman çavuşla Kaymakam Tunahan Efendioğlu ile görüşüyor.

Lice ilçesinde 26 Nisan'da Abalı Jandarma Karakolu'ndaki inşaatı protesto eden grubun, izinsiz gösterisi sırasında Diyarbakır-Bingöl karayolu trafiğe kapatılmış, bunun üzerine mahsur kalan yolcu otobüsündeki iki uzman çavuş silahlı kişilerce kaçırılmıştı.”

Yukarıdaki satırlar Anadolu Ajansı haberinden alınmıştır.

Güneydoğu’da astığı astık, kestiği kestik bir PKK/BDP şer ittifakı… İktidarın verdiği tavizlerle meydanı boş bulmuş, Şırnak’ta polis okulu açmış ve Van Kalesi’ne PKK’nın paçavrasını asmıştır.

PKK, Şırnak, Van, Hakkari. Diyarbakır, Tunceli ve köylerinde hükümrandır. Açıkça itiraf ettiklerine göre “PİLOT BÖLGE” seçilen çok bir köy ve beldede özerklik uygulanmaya başlamıştır.

Ve şimdi sen “Devleti yönettiğini” iddia eden bir iktidar olarak, “Misak-ı Milli” sınırları içinde bir bölgede kendi askerinin, vatandaşının güvenliğini sağlamaktan yoksun, acz içinde…

PKK’nın polisi otobüsü durdurarak insanlarını kaçırmaktadır.

Neredesin EY DEVLET? Gücünü Taksim’de, Gündoğan’da, Kızılay’da ve diğer meydanlarda bu vatanın bölünmez bütünlüğü, tam istiklali için bir araya gelen insanları yaralamak, susturmak için mi kullanıyorsun?

Devlet Güneydoğu’da iktidarın eliyle PKK’ya teslim edilmiştir.

AA’nın haberinde; ”iki uzman çavuş silahlı kişilerce kaçırılmıştı.” denmektedir. Devletin haber ajansı öylesine bir gaflet içindedir ki, bu “silahlı kişiler”in PKK’lı olduğunu itiraf etmekten çekinmektedir.

Ancak sonrası kaçırılma olayından daha da vahimdir.

“HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt tarafından alınan uzman çavuşlar Lice Kaymakamlığı'na getirildi.”

Dağdaki kadro kaçırmakta, Meclis’teki kadro ise “kurtarıcı” ilan edilmektedir.

Bu operasyon PKK’nın, siyasi kadrosunun dolayısıyla PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı bir güç gösterisidir.

İktidarın maşası haline gelen devlet kurumları, terör örgütünün karşısında çaresiz duruma getirilmiş, PKK’nın elçilerine boyun eğdirilmiştir.

Domuzdan post, PKK’lıdan dost olmaz!

Küresel çetelerin oyuncağı haline gelen iktidar, kendi vatandaşını yok saymakta, vatanın bölünme planını açıkça uygulamaktadır. ,

“hala bizi linç etmeye çalışan zihniyeti başımızdan def etmemiz gerekiyor.”

Bu cümle dışarıda elini kolunu sallaya, sallaya gezen ve milletvekili dokunulmazlığının ardına sığınan bir hükümlüye Sebahat Tuncel’e aittir.

“Şunu ifade etmek istiyorum; Önümüzdeki dönem, zorlu bir dönem. Önümüzdeki dönem demokratik, özerk Kürdistan'ı inşa etme süreci, aynı zamanda Türkiye'yi demokratikleştirme sürecidir. Biz Kürdistan'da kendi dilimizle, kültürümüzle, kendi kendimizi yöneteceğiz. Artık bunu talep eden değil, inşa eden olacağız, diğer yandan da birlikte yaşadığımız halkları da değiştireceğiz. Ankara'yı da değiştireceğiz. Ankara'nın bu inkarcı, imhacı asimilasyon politikası değişmediği sürece, başımızdan bombalar eksik olmayacak, bu ülkede savaş son bulmayacaktır. Abdullah Öcalan son görüşmesinde dedi ki, 'Artık daha derinlikli bir süreci, ya derinlikli bir müzakere sürecini, ya da bir savaşlı çatışmayı getirir.' İşte müzakerelerin devam etmesi bir daha bu coğrafyada savaşın yaşanmaması için bizim yapmamız gereken şeyler var. Artık sıra bizde; biz özerk Kürdistan'ı inşa edeceğiz. Türkiye ile birlikte demokratikleştireceğiz. Ortadoğu halklarıyla güzel bir gelecek kuracağız" diye konuştu.

"ÖCALAN'IN SELAMI BOŞUNA DEĞİL, SELAM VARSA, SORUMLULUK DA VARDIR"

Kürtlerin özgürleşmesinin, birlikte yaşadığı toplumların da özgürleşmesi anlamına geleceğini ifade eden Tuncel, "Yani Ortadoğu'da Kürt halkının özgürlük sorunu, sadece Kürtleri özgürleştirmeyecek. Birlikte yaşadığı, Arap, Türkmen, Ermeni, Asuri, Süryani, Azeri gibi bütün halkları da özgürleştirecektir. Şimdi sıra 30 yılık bu mücadelenin kazanımlarını başka bir aşamaya taşımaktır. O yüzden yeni dönem görevimiz inşa etmektir. Yani başkasından beklemeyeceğiz. Devletten talep etmeyeceğiz. Ama önce bu sisteme, bu tekçi, bizi yok sayan, dilimizi, kimliğimizi yok sayan, hala bizi linç etmeye çalışan zihniyeti başımızdan def etmemiz gerekiyor" dedi.” Yeniçağ


Bağımsızlık İhtilâli Zaferi sonrası Mustafa Kemal Paşa’nın Türk milleti ile birlikte kanla, irfanla ve devrimle kurduğu, terörist bölücüler için “başlarından def edilmesi gereken” bir sorundur. Hata bu hükümlü daha da ileri giderek “Ankara’yı değiştireceklerini” iddia edecek kadar densizleşmiştir.

Bahar Şenliklerinde Zirve Üniversitesi’nde “Kürdistan Standı” açılmıştır. İktidarın eliyle küresel çetelerin şer odakları, CIA’nın çetecileri açıkça planlarını uygulamaktadır.

O hükümlünün söylediği her şey Anayasa’nın 3.Maddesi’nin ihlalidir.

Ancak adı CUMHURİYET savcısı olan kişiler, sağır, kör ve dilsizdir.

Bu duruşa “DUR” demek, vatan savunmasında gönüllü Kuvvacı olarak mücadele etmek için “Atatürk’le aldatanlar”ın yanında mı olalım, yoksa “Dersim bir insanlık suçudur. Tarihimizle yüzleşelim.” diyenlerle birlikte saf mı tutalım?

Kendi kişisel çıkarları için yabancılarla işbirliğine giren ve gücünü halktan almayan küçük bir azınlığın dışındaki tüm güçler aralarındaki etnik, dini ve siyasi ayrımları erteleyerek ulusal kurtuluş mücadelesi yolunda birleşmelidirler. (1921 / İrade-i Milliye)

Hangisi doğru? Karar sizin!

Figen ÖZEN, 6 Mayıs 2014