1. yüz (Toplam 1 yüz)

Katil Kim? / Figen ÖZEN

İletiGönderilme zamanı: Çrş Ağu 20, 2014 13:15
gönderen Oğuz Kağan
Katil Kim?

İki yiğidimiz gene vatan toprağına katıldı. Şehitlerimiz var.

İsimleri?

Rütbeleri?

Memleketleri?

Hiç biri önemli değil.

İsimleri, memleketleri, rütbeleri ne olursa olsun, onlar bizim evlatlarımız.

Onlar sadece bu devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü savunmak için şehit olmadılar. Şehitlerimiz sosyal medyadaki şu meşhur söylemle “Siz yataklarınızda rahat uyuyun” diye de vatan toprağı ile vuslata ermediler.

Onlar ölüme gönderildiler. Öldürüldüler.

Şimdi şu soruyu sorun kendinize… Katil kim?

Katil sadece PKK’nın itleri mi?

Hayır, değil…

Kurşunun atıldığı tüfeğin tetiğindeki parmak izlerine bakın.

O parmak izlerini tanıyacaksınız.

Küresel çetelerin önünde diz çöken iktidar, hangi partiden olursa olsun “çözüme evet” diyen aklı evveller…

Ve “The Generaller”

İktidarın efendileri önünde hazır ola geçip baş kesen genel kurmay başkanları…

Yazılı ve görsel basın…

Tatlı su solcuları, alaca karanlık aydınları…

“Kandil’le görüşebiliriz” diyen zat-ı muhteremin sizce tetikte parmak izi yok mu?

İktidarı güçlendirmekten başka bir işe yaramayan adı ne olursa olsun, sahte muhalefet suçsuz mu sizce?

Peki, biz sütten çıkmış ak kaşık mıyız?

Emperyalizmin Türkleri hiç af etmeyeceğini unuttuk. Batı’yı öykünmek adına kendimizi, dilimizi, öz ve milli benliğimizi rafa kaldırdık.

Olmayan bir sorun için “Kürt Sorunu” dediler, hemen bu sanal sorunun peşine düştük.

Birileri bu milletin içine “kardeşlik” denen ayrımcı bir tohum attı. Aynı devletin vatandaşı olan ve benim, sizin anayasal haklarına, en az bizim kadar sahip olan etnik kökenlere, vatandaş değil kardeş gözüyle baktık.

Orduya kurulan kumpasta tam taraf olamadık, Türk ordusuna sahip çıkamadık.

Kim “Ben Atatürkçüyüm” dediyse, anlamadan, araştırmadan omuzlarındaki apoletlere, sırtlarındaki cüppelere kandık, peşlerine düşüp sahte kahramanlar yarattık.

Onların peşinden koştuk, hayran sayfaları oluşturduk.

Atatürk’ü çok sevdik, bol, bol resimlerini paylaştık. Ama Atatürk’ü hiç anlamadık.

“Köylü milletin efendisidir!” demişti Mustafa Kemal Paşa… Köylünün, halkın kapısını çalmadık.

Konferanslarda kendimiz konuştuk, kendimiz dinledik.

Laiklik dedik. Ama tam bağımsızlığı unuttuk.

Ve en önemlisi aramızdaki siyasal, etnik, mezhepsel ve dinsel farklılıkları öteleyip bir araya gelemedik.

Namus cephelerinin üzerine ölü toprağı serptiler, seyrettik.

Şimdi bir kez daha “Katil kim?” sorusunu sorun kendinize…

Cevabınız?

Figen ÖZEN, 20 Ağustos 2014