1. yüz (Toplam 1 yüz)

Hadis-Kur'an, Hadis-Hadis, Hadis-Mantık Çelişkileri...

İletiGönderilme zamanı: Sal May 27, 2008 19:11
gönderen kaye
HADİS-KUR'AN ÇELİŞKİLERİ:

Kitabın buraya kadar olan bölümlerinde önce Kuran’ın kendi diliyle Kuran’ın dinin tek kaynağı olduğunu anlattık. Daha sonra ise Peygamberimizin hadisleri yazdırmamasından, mana ile hadis naklinin getirdiklerinden ve daha bir çok incelediğimiz konudan, hadislerin neden dinin kaynağı olamayacağını gördük. Bu bölümde ise hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesinin sonucunda uydurulan hadislerin dinin temel ve tek kaynağı olan Kuran ile nasıl çeliştiklerini anlayacağız. Yani yapılan yanlışlığın sonuçlarını görüp, dinin tek kaynağı olan Kuran’a dönmenin önemini kavrayacağız. Kuran ile çelişen hadisleri göstermek için en ünlü hadis kitaplarının hadislerini seçtik; daha zayıf hadis kitaplarını sizin tahmininize bırakıyoruz. Kuran ile çelişen hadislerin olması tüm hadisleri reddetmemiz, Kuran’a gidip dini yeniden kavramamız için yeterlidir. Kuran ile çelişen binlerce hadis vardır. Biz bu bölüme on tane örnek vermeyi yeterli görüyoruz. Zaten kitabımızdaki bir çok konunun akışı içindeki açıklamalarda, Kuran ile çelişen hadisler sergilenmektedir.

Biz Kuran’ın Allah sözü olduğunu nereden biliyoruz? Kimisi, Kuran öyle söylüyor diyebilir. Peki birileri Allah’a iftira olarak başka kitapları göstererek: “Bu da Allah katındandır.” derlerse ne diyeceğiz? Biz Kuran’ın Allah sözü olduğunu ancak Kuran’ı inceleyip, Kuran’ın içerdiklerini değerlendirip iddia edebiliriz. Allah’ın mesajının doğruluğunu tartışmak bizzat mesajın kendisiyle alakalıdır.
Aynı mantıkla, hadisleri incelersek Allah’ın dininin kaynağı olmaya layık olup olmadıklarını görürüz. Nasıl Kuran’ın dinin kaynağı olup olmadığı bizzat Kuran’ın irdelenmesiyle tartışılabilirse, hadislerin dinin kaynağı olup olmadığı mevzusu da hadislerin irdelenmesiyle karara bağlanabilir. Kitabımız boyunca Kuran’ı ve hadisleri inceleyip dinin kaynağının ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini açığa kavuşturmayı amaçladık. Bu bölümde ve bundan sonraki bölümlerde göstereceğimiz hadisler, hadislerin dinin kaynağı olmaya ne kadar layık(!) olabileceklerini ortaya çıkaracaktır.

Kitabımızda eleştirdiğimiz hadisler, hadisçilerin kabul ettiği, en ünlü hadis kitaplarının hadisleridir. Hadisçilerin reddettiği, yalandır (mevzudur) dediği hadisleri almadık. Örneğin “Allah kendisini yaratmayı isteyince atı koşturdu ve onu koşturup terletti. Sonra kendisini bu terden yarattı.” veya “Allah melekleri iki kolunun ve göğsünün kıllarından yarattı.” veya “Allah’ın gözleri hastalandı, melekler Allah’ı ziyarete geldi.” veya “Allah’ı rüyada gördüm. Uzun saçlı güzel bir genç suretindeydi. Yeşil bir elbise giymiş, altın nalınları vardı.” hadisleri bunlara örnektir. (Hadis Müdafası İbni Kuteybe sayfa 66 – 67) Meşhur hadisçilerin bu tarz uydurma hadisleri nakledenleri yalanladıkları ve bu hadisleri kabul etmedikleri doğrudur. Fakat bu bölümde ve bundan sonraki bölümlerde en ünlü, en doğru, en güvenilir hadis kitaplarındaki hadisleri görünce, hadis kitaplarında doğru ile yalanın ayırt edilemeyecek şekilde karıştığını, hadis toplarken gösterilen doğru ile yalanı ayırt etme çabasının bir işe yaramadığını anlayacağız. Zaten Kuran yeterli, eksiksiz, tüm teferruatları içeren kitabımız olduğuna göre böyle çabalara da gerek yoktur.

Kuran’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkasının katından olsaydı elbette içinde bir çok çelişkiler bulacaklardı.

4- Nisa Sûresi 82

Hiç şüphesiz Hatırlatıcı’yı biz indirdik biz. Onun koruyucuları da gerçekten biziz.

15. Hicr Sûresi 9

Nisa suresindeki ayetten dinimizin kaynağının çelişkisiz olduğunu öğrenebiliriz. Allah Kuran’ın çelişkisiz olduğunu söyleyerek hem Kuran’ın doğruluğunu, hem de dinin kaynağının sahip olması gereken özelliği öğretiyor. Kuran ile çelişen hadislerin olması, hadislerin Allah katından olmadığının ve dinin kaynağı olamayacağının ispatıdır. Ayrıca Hicr suresindeki ayetten Kuran’ın korunduğunu , böylece dini kaynak olarak korunmuş bir kitaba sahip olduğumuzu anlıyoruz. Bu bölüm ve bundan sonraki 3 bölümde, hadislerin Kuran’la, kendi içlerinde ve mantıkla çelişkilerini sergilememiz sonucunda hadislerin korunmadığını ve binlerce uydurma ile düzeltilemeyecek şekilde karıştıklarını göreceğiz. Yani bu bölümlerde hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesinin korkunç sonucunu görüp; çelişkisiz ve korunmuş olan dinimizin tek kaynağı Kuran’a, yalnız Kuran’a dönmenin gerekliliğini daha da iyi kavrayacağız.


1- ALLAH’IN BALDIRI OLUR MU?
Kuran:
“ ... O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.”

42- Şura Suresi 11

Hadis: “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”

Müslim - İman 302, Buhari 97/24,10/29, Hanbel 3/1

Bu hadisin hangi kitaplarda geçtiğine iyice dikkat edin. Hadis kitaplarının sözde en doğrusu olarak gösterilen, tek hadisini inkar edenin kafir olacağı söylenen Müslim ve Buhari’de. Hadisçilerin mantığına göre bu hadisi inkar eden kafir, bu hadise inanan gerçek Müslüman olacaktır. Allah’a hiçbir şeyin benzemediğini söyleyen ayete karşın, hiçbir mecazi ifadeyi çağrıştırmadan, Allah’ın baldırı olduğunu ve ahirette baldırını açacağını söylemenin saçmalığını uzunca anlatmaya gerek var mı?

2- ALLAH EL SIKIŞIR MI?
Kuran: “Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir.”

112- İhlas Suresi 4

Hadis: “Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”

Hanbel 5/243

Yine bu hadiste hiçbir mecazi manayı çağrıştırmadan, Allah’a parmak, parmaklarına da soğukluk atfederek Allah şekilleştirilmektedir. Bu hadis İhlas Suresi’nin Allah’ın hiçbir şeye denk olmadığını söyleyen ayeti gibi daha birçok ayetle de çelişir. Eğer hadisteki “el” ifadesi mecazi bir manaya gelip insani eli çağrıştırmasa kabul edilebilir olurdu. Örneğin “Her şey Allah’ın elindedir.” dediğimizde cümlenin akışından her şeyin Allah’ın kontrolünde olduğu anlaşılır. Fakat Allah’a parmak, parmaklara soğukluk atfeden bu hadisten böyle mecazi bir manayı kimse çıkaramamaktadır. Üstelik bu hadiste Allah ile Peygamber’in el sıkışması gibi kabul edilemez bir ifade de yer almaktadır. Şimdi bu hadisleri din kabul eden hadisçiler, mezhepçiler mi gerçek Müslümandır, yoksa hadislerdeki yanlışlıkları görüp Kuran’ı yeterli gören Kuran Müslümanları mı?


3- DİN DEĞİŞTİREN ÖLDÜRÜLSÜN MÜ?
Kuran:
“Dinde zorlama yoktur.”

2-Bakara Suresi 256

Hadis: “Dinini değiştireni öldürün.”

Nesei 7-8/14,Buhari 12/1883

Allah’ın hükmünü hadisle aşmaya, Allah’ın dinini kendi kafalarına uydurmaya çalışanların bu uydurması yüzünden çok kelleler gitmiştir. Radikal dinci örgütlerin yaptığı katliamları bu örgütlerin zihinlerinde meşrulaştıran bunun gibi hadislerdir. Evlerinin bodrumunu insan mezarına çevirenleri Diyanet kınamaktadır, ama aynı Diyanet Buhari ve Nesei gibi hadis kitaplarını da övmekte, dinin kaynağı olarak göstermektedir. Bu ne biçim bir iştir? Eğer Sunniliği savunursanız bu katliamlara karşı çıkmanız boşunadır. Çünkü bu katliamlara temel olacak deliller Sunni hadis kitapları ve mezhep izahlarında mevcuttur.

4- ÖLÜNÜN SUÇU NE?
Kuran:
“Doğrusu hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez.”

53- Necm Suresi 38

Hadis: “Ölü ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır.”

Buhari-K. Cemiz 32,33,34

Ne akla, ne de Kuran’ın genel mantığına uymayan bu hadis de uydurmacılığın Kuran ve akılla çelişkilerine örnektir.

5- NEDİR BU KADIN DÜŞMANLIĞI?
Kuran:
“Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.”

3- Ali İmran Suresi 195

Hadis: Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.

Buhari 9/1391

Kuran hayır üreten erkeğin de kadının da önünü açık tutarken, hadisler kadının önünü kapamaktadır. Kadın konusu, Peygamber’e iftira olarak uydurulan hadislerin en çok olduğu konulardan biridir. Ayrıntılı bilgi için 21. ve 22. bölümleri okuyunuz.

6- ZALİM KİM? SÖYLEYİN BAKALIM
Kuran:
“Zulmedenler dedi ki: Siz olsa olsa büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.”

25- Furkan Suresi 8

Hadis: “Peygamber Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”

Buhari 76/47 Hanbel 6/57,4/367

Muhammed Abduh ve Mutezile’nin bu hadise itirazlarına karşın Muhammed Ebu Şehbe hadisi şöyle savunur: “Eğer Abduh sihir hadisini inkar etmişse akıl ve nakil ilimlerinde söz sahibi el Maziri, el Hattabi, Kadı İyaz, İbn Teymiyye, İbnul Kayyım, İbn Kesir, en Nevevi, İbn Hacer, el Kurtubi ve Alusi gibi pek çok alim de O’nun hem rivayet ve hem de dirayet yönünden doğru olduğunu ispat etmişlerdir.” Şehbe, Buhari ve Müslim’in de hadisi kabul ettiğini anlatır ve sihir sonucu olanları hadislere dayandırarak şöyle aktarır: “ Peygamberimiz’e sihir yapılmıştı. Öyle ki hanımları ile cinsi münasebette bulunmadığı halde bulunduğunu zannederdi. Süfyan bunun en şiddetli sihir olduğunu söylemiştir.” (Ebu Şehbe, Sünnet Müdafaası, sayfa 152-153)

Kuran’a göre ise Peygamber’in büyülendiğini söyleyenler zalimlerdir. En güvenilir (!) hadisçilerin çoğuysa Peygamber’in büyülendiğini söylemektedir. Lütfen bu önermelerden mantık kuralları içerisinde sonuç önermesini çıkarın ve zalimin kim olduğunu söyleyin.


7- MİRASTA VASİYET VAR MI?
Kuran:
“Ey iman edenler!Herhangi birinize ölüm gelip çattığında vasiyet zamanı aranızda tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut, yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızda iki kişi”

5- Maide Suresi 106

Hadis: “Varis için vasiyet yoktur.”

Hanbel 14/238

Kuran’da hem Maide suresindeki bu ayette hem diğer ayetlerde vasiyet anlatılır. Vasiyetten arta kalanlar Kuran’da tavsiye edilen şekilde dağıtılır. Vasiyeti iptale yönelik bu hadis aslında Kuran’ın bir hükmünü iptale yönelik bir girişimdir.


8- EN BÜYÜK AZAP RESSAMLARA MI?
Kuran:
“Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediğini bağışlar.”

4-Nisa Suresi 48

Hadis: Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır.

Buhari-Tesavir, 89

Kuran’a göre en büyük günah Allah’a ortak koşmadır. Allah ortak koşmayı affetmeyeceğini söylemekte, bunun dışında her günahın affedilebileceğini belirtmektedir. Bu yüzden Allah’ın en şiddetli azabına uğrayacak olanlar da ortak koşanlardır. Oysa Buhari’nin yukarıda alıntıladığımız hadisine göre en şiddetli azaba ressamlar uğrayacaklardır. (Mezhepçi, hadisçi İslam’ın sanat düşmanlığı sonucunda uydurdukları hadisleri kitabın 18. bölümünde okuyabilirsiniz.) Bu hadis başta Kuran ile çelişmektedir. Ayrıca mantık ile çelişen bu hadisin çeliştiği başka hadisler de vardır. Örneğin diğer bir hadise göre cehennemde en şiddetli cezaya satranç oynayanlar çarptırılacaktır. (Büyük Günahlar, Hafız Zehebi, sayfa 96-97)


9- ALTIN TAKILIR MI, İPEK GİYİLİR Mİ?
Kuran:
“De ki; ‘Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etmiş? De ki: ‘ Bunlar dünya hayatında iman edenler için, kıyamet gününde ise yalnızca onlarındır. Bilen bir topluluk için biz ayetleri böyle detaylı anlatırız’”

7- Araf Suresi 32

Hadis: “Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır.”

Müslim 2/16

Altın ve ipek hem erkek için, hem de kadın için bir süs eşyasıdır. Kuran’da hiçbir ayette yasaklanmazlar. Allah inananların dünyada da bu süslerden yararlanabileceklerini söyler ve erkek kadın ayrımı yapmaz. Her hadisinin doğru olduğu iddia edilen Müslim’in bu hadisi Kuran’ın belirttiğimiz ayeti ile çelişir.

10- DEPREMLERİN SEBEBİ OLAN BALIĞIN CİNSİ NE?
Kuran:
“Bundan sonra yeri yumurta biçimine soktu.”

79- Naziat Suresi 30

Hadis: “Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca Dünya’da depremler olur.”

İbn-i Kesir Tefsiri 2/29 68/1’in açıklamaları

Kuran, mucizevi bir şekilde dünyanın yumurta biçiminde elipsoid olduğunu, ceninin oluşumunu, evrenin oluşumunu, rüzgârların aşılayıcı olması gibi bir çok konuyu açıklarken (Kuran Hiç Tükenmeyen Mucize kitabında bu konuyu çok detaylı bir şekilde işledik), hadislerde yer alan yukarıdakilere benzer hurafeler hem Kuran’la, hem de mantıkla çelişirler. Dünyayı balığa oturtan, depremleri balığın kuyruğunun sallanmasına bağlayan bu zihniyete bir soralım: Bu balık palamut mudur, yunus mudur, lüfer midir? Lütfen bir hadis daha bulup, bizi aydınlatın!


HADİS-HADİS ÇELİŞKİLERİ:

Bir evvelki konuda gördüğümüz gibi Allah Kuran’ın korunduğunu ve içinde çelişki olmadığını söylemektedir. Allah, Kuran’ın çelişkisiz olmasını Kuran’ın kendi katından oluşuna delil gösterir. Böylece dinin kaynağının çelişkisiz ve korunmuş olması gerektiği anlaşılır. Bu mantıktan hareketle 6. Bölümde Kuran ile hadislerin çelişkilerini ortaya koyup hadislerin dinin kaynağı olamayacağını gösterdik. Bu bölümde ise hadislerin kendi aralarındaki çelişkilerini de gösterip hadislerin çelişik ve korunmamış olduklarını, dolayısıyla dinin kaynağı olamayacaklarını bir kez daha ispat edeceğiz. Böylece hadislerde doğru ile yalanın ayırt edilemeyecek şekilde karıştıklarını bir kez daha anlayacağız. Herhangi bir hadis Kuran, başka bir hadis ve mantıkla çelişmiyorsa dahi zandır. Din ise zanna tabi olarak oluşturulamaz. Bu yüzden hiçbir hadis; din olarak algılanamaz, hiçbir hadis din adına bir şey ifade edemez.

Yer yüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar.

6- En’am Suresi 116

Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Doğrusu zan gerçek adına hiçbir şey ifade etmez. Şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilendir.

10- Yunus Suresi 36

Ey iman edenler ! Zandan çok sakının çünkü; zannın bir kısmı günahtır.

49- Hucurat Suresi 12

Ayetlerden insanların çoğunluğunun zanna (sanıya) uyabileceğini, fakat bunun bir şey ifade etmeyeceğini görüyoruz. Dini hadislere bina etmeye çalışmak; dini, zan gibi temelsiz, çürük bir temele bina etmektir. Oysa elde Kuran gibi her açıdan mucize, korunmuş, çelişkisiz, sapasağlam bir temelimiz vardır. Şimdi de hadislerin kendi içindeki çelişkilerini, seçtiğimiz 10 örnekle görüp, bu temelin çürüklüğünü, dolayısıyla temel olamayacağını anlayalım.


1- ORUÇLU İKEN KAN ALDIRILIR MI?
1. Çelişik Hadis: “Kan aldırmak yapanın da yaptıranın da orucunu bozar.”
Tirmizi Oruç 60/Ebu Davud Oruç 28/Buhari Oruç 32

2. Çelişik Hadis: “Peygamber’imiz oruçlu iken kan aldırmışlardır.” Ebu Davud Oruç 29-30/Tirmizi Oruç 59/Buhari Tıp 11

Peygamber eğer kan aldırmanın orucu bozduğunu söyleseydi, hiç şüphesiz kendisi kan aldırmazdı. Üstelik Kuran’da orucu; yemek, içmek ve cinsel ilişkinin bozduğu geçer. Yani birinci çelişik hadis ikinci hadisle olduğu gibi Kuran’la da çelişmiştir. Fakat en doğru denen altı hadis kitabının üçünden yaptığımız bu alıntı, çelişik hadislerin en doğru denen kitaplara nasıl girdiğinin bir delilidir.

2- TUVALET HANGİ YÖNLERE KARŞI YAPILABİLİR?
1. Çelişik Hadis: “Gerek küçük, gerek büyük tuvaletinizi yaparken kıbleye dönmeyin.” Hanbel 3/12

2. Çelişik Hadis: “Peygamber’imiz bir takım insanların küçük ve büyük tuvaletleri için kıbleye dönmeyi hoş karşılamadıklarından, bu bidatı (hurafeyi) kaldırmak için tuvaletini kıbleye doğru yaptırdı.” Buhari 4/11

Bir hadiste kıbleye karşı tuvaleti yapmanın hurafe olduğu anlatılırken, diğer bir hadiste ise Peygamber hurafe uygulayıcısı olarak gösterilmiş oluyor. Görüldüğü gibi hadisleri Peygamber’e atfetmek aslında Peygamber’e bir çok iftirayı beraberinde getirmiştir.


3- ORUÇLU İKEN HANIM ÖPÜLÜR MÜ?
1. Çelişik Hadis: “ Peygamber oruçlu iken hanımlarını öptü.”
İbn-i Kuteybe- Hadis Müdafası 372

2. Çelişik Hadis: “Oruçluyken hanımını öpenin durumu sorulduğunda Peygamber; “Orucu bozulmuştur” dedi.”
İbn-i Kuteybe Hadis Müdafası 372

Bu hadisler aslında İbn-i Kuteybe’nin dışında Kütüb-ü Sitte denilen meşhur altı hadis kitabında da vardır. Fakat biz bu hadislere, İbn-i Kuteybe’nin çelişik ve mantıksız hadisleri zorlama yorumlarla kurtarmak çabasından ibaret olan eserinde rastladık. Eğer hadislerin mantıksızlığını ve çelişikliğini bu hadisleri savunan birinin eserinden öğrenmek istiyorsanız size de İbn-i Kuteybe’nin “Hadis Müdafası” kitabını tavsiye ederiz. Bir hadise göre Peygamber oruçlu iken hanımını öpüyor, diğer hadis oruçlunun öpüşemeyeceğini söylüyor. Belli ki bu hadislerden en az biri uydurmadır. İkisini de doğru olarak almak Peygamber’i ne yaptığını bilmez, çelişkili hareketleri olan, (haşa) bunakvari bir kişi yerine koymak olur. Bu yüzden Peygamber’e en büyük iltifat, hadisleri bir kenara atıp Kuran’ı ele almakla olur.

4- BİR NAMAZ İKİ KERE KILINIR MI?
1. Çelişik Hadis: “Biriniz evinde namazı kılar da sonra namaz kılmakta olan imama yetişirse, onun arkasında namaza dursun. İkinci kıldığı onun için nafile olur.”
İbn-i Kuteybe Hadis Müdafası 366

2. Çelişik Hadis: “Bir namazı günde iki defa kılmayın.”
Ebu Davud 2/56

İkinci hadis hem birinci hadisle, hem de Kuran’la çelişir. Kuran’da namaz kılmak övülmüştür. Fazladan kılınan namazın ne zararı olabilir. Kimi durumlarda kılınacak olan namazın kılınmamasına neden olacak bu hadis, kişilerin Allah’ı daha çok anmasını engellemektedir.

5- KÜÇÜK TUVALET NASIL YAPILIR?
1. Çelişik Hadis: “Kim size Peygamberimiz’in ayakta küçük tuvaletini yaptığını söylerse inanmayın.
Süneni Nesei 1-2/25

2. Çelişik Hadis: “Peygamber’imiz bir kavmin süprüntüsüne varıp ayakta küçük tuvaletini yaptı.”
Buhari 1/167

Birinci hadisin anlattığı ve Kuran’da olmayan bu uygulamanın aslında bizi hiç ilgilendirmemesine rağmen, geleneksel İslam anlayışında ağırlığı olduğunu görüyoruz. Peygamber’in ayakta küçük tuvaleti yasakladığı söylenen uydurmalara binaen, bazı kişilere rahatsızlık vermesi muhtemel olan oturarak tuvalet yapmaya ‘Sünnet’ denmiş ve bundan sevap umulmuştur. Ayakta tuvaleti yapmak ise çirkin görülmüştür.


6- SU NASIL İÇİLİR?
1. Çelişik Hadis: “Peygamber ayakta su içilmesini yasakladı.”
Ebu Davud 4/No:3717

2. Çelişik Hadis: “Peygamber’i sizin benim gibi ayakta su içerken gördüm.”
Ebu Davud 4/No:3718

Bu örnek hadislerde de birinci hadis, kendisiyle çelişen ikinci hadis de olmasına rağmen daha çok itibar görmüştür. Günümüzde de geleneksel İslam’ı yaşayanların suyu oturarak ve üç yudumda içtiklerini ve bundan da sevap beklediklerini gözlemleyebiliriz.

7- AYBAŞILI KADIN CAMİYE GİREBİLİR Mİ?
1. Çelişik Hadis: Peygamber’imiz caminin bahçesine girerek şöyle dedi: “Şurası muhakkak ki cami ne cenabete, ne aybaşılıya helal değildir.”
Müslim Hayz 11, Ebu Davud Taharet 104
Tirmizi Taharet 101, Nesai Hayz 18

2. Çelişik Hadis: Peygamber’in hanımı anlatıyor: “Peygamber’imiz bizden biri aybaşılı olduğu halde onun kucağına başını koyar, Kuran okurdu. Bizden birimiz aybaşılı iken camiye gidip Peygamber’e birşeyler götürürdük.”
Nesai, Hayz, 19

Bir hadise göre aybaşılı kadın camiye girebilirken, diğer hadise göre aybaşılı kadın camiye giremez. (Aybaşılı kadının ibadetlerden nasıl alıkonduğunu 35. bölümün 2. sorusunda, 36. bölümün namaz kısmında ve 21. bölümde inceleyeceğiz.)

8- HACDA İHRAMLI OLAN EVLENEBİLİR Mİ?
1. Çelişik Hadis: “Peygamber Meymune ile evlendiği zaman her ikisi de ihramlıydı.”
Nesei 5-6/179

2. Çelişik Hadis: “İhramlı olan bir kişi [Hacda olan] ne evlenebilir, ne kız isteyebilir, ne de başkasının nikahını kıyabilir.”
Nesei 5,6/249

Kuran’da haccın nasıl yapılacağı açıklanmıştır. Kuran ile yetinmeyip, hadislere din bina edilmeye kalkışılınca ortaya çıkan çelişkiler yumağı ortadadır.

9- ERKEKLERİN BALDIRI GÖZÜKEBİLİR Mİ?
1. Çelişik Hadis: “Baldırları açık olan bir sahabeye Peygamber’imiz rastlamış ve ‘Baldırlarını ört. Baldırlar da avret yerlerindendir.’ demiştir.”
Tehzibut Tezhip 2/69

2. Çelişik Hadis: “Peygamber’imiz evde baldırları açık yan üstü yatıyorlardı. Ebu Bekir izin istedi Peygamber hiç istifini bozmadan izin verdi. Ömer istedi aynı şekilde ona da verdi.”
Hanbel 1/71

Hadislerden birine göre baldırları örtmek lazımdır. Diğer hadiste ise Peygamber’in yanına birileri gelmesine rağmen baldırlarını örtmediği gözükür. Nitekim bazı mezhepler birinci hadisi alıp erkeklerin dizle göbek arasını örtmelerinin farz olduğu şeklindeki bir zorluğu dine sokmuşlardır.


10- ÖLÜ HAYVANIN DERİSİ NE OLACAK?
1. Çelişik Hadis: Peygamber’imiz; “Deri işlendi mi temiz olur” dedi. Sonra ölü bir koyuna rast geldi ve “Onun derisinden faydalansanıza” dedi.
Buhari 72/30

2. Çelişik Hadis: Peygamber’imiz “Ölü hayvanın ne derisinden ne de sinirinden faydalanınız.” dedi.
Hanbel 4/310,311

Kuran’a göre leşi yemek haramdır. Leşin derisinin haramlığına dair Kuran’da bir ifade yer almaz. Bu konuda söylenen iki hadiste ise birine göre leşin (ölü hayvanın) derisi kullanılamaz, diğerine göre kullanılabilir.

Elimizde çelişkisiz Kuran varken, bu çelişkiler yığınına dönmüş hadislerle uğraşmak bizi Kuran’dan uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Bu yüzden Allah’ın elçisi Peygamber’imiz Hz. Muhammed’in ahirette toplumundan tek şikayeti şöyledir:

Elçi de şöyle der; “Ey Rabbim, benim toplumum bu Kuran’ı devre dışı tuttular.”

25- Furkan Suresi 30


HADİS-MANTIK ÇELİŞKİLERİ:

Bu bölümden önceki bölümlerde verdiğimiz örnekler, Kuran’ın korunmuş, tutarlı, tamamlanmış, çelişkisiz ve dinin tek kaynağı olma vasfına sahip olduğunu; buna karşın hadislerin korunmadığını, tutarsız, çelişkili olduklarını ve sadece zan olan hadislerin dine kaynak olamayacaklarını, üstelik Kuran yeterli ve detaylı olduğu için buna gerek de olmadığını ortaya koymaktadır. Bundan sonraki bölümlerde vereceğimiz örneklerle bu tezi iyice ispatlayacağız. Bu bölümde ise hadislerin mantıkla çeliştiklerini göstermeye çalışacağız. Kuran’a göre insanlar sürekli akıllarını çalıştırmalı, gerek evrende, gerek kendi yaratılışlarında, gerekse Kuran’da Allah’ın delillerini görmelidirler. Akıllarını çalıştırmadan toplumdaki kelle sayısına, törelere, geleneklere, kabullere göre din oluşturanların, hatalı olduğunu Kuran’dan anlıyoruz. Kuran’a göre Allah’ın nimeti olan akıl, evrenle ve evreni, hayatı değerlendirmede rehberlik eden Allah’ın kitabıyla, mükemmel bir uyum içindedir. Bu uyumun bir parçası olan aklın dinle çeliştiğini söylemek, aklı bir kenara atıp dini anlamaya kalkmak, aklı çalıştırmada değil, aklı kullanmamada erdem aramak, dine akılsızca uygulamaları sokanların veya din düşmanlarının tezidir. Akıl dinle nasıl çelişir? Akıl Allah’ın bize hediyesi değil mi? Kuran defalarca bize aklınızı çalıştırın demiyor mu?

Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır.

10- Yunus Suresi 100

Bu ayet İslâm adına dine sokulan pisliklerin sebebini de göstermektedir. Mantıkla çelişen yüzlerce hadisi kitabımıza sığdıramayacağımız için sadece on tane örnek hadis ile yetineceğiz. Bu hadisleri incelememiz, aklını kullanmayanların üzerine yağan pisliği anlamamızı daha iyi sağlayacaktır.

Anlattıklarımıza, geleneksel İslâmcılar her seferinde: “Bunlar Peygamber düşmanı, Peygamberimiz’in sözlerini inkar ediyorlar, Peygamberimiz’i kaale almıyorlar” sözleri ile iftira atmaktadırlar. Örnek verdiğimiz her hadiste şunu bir kez daha iyice düşünün: Bu hadisleri inkar, Peygamber’i iftiralardan kurtarmak mıdır, yoksa Peygamber’e iftira atmak mıdır? Hadisleri kabul Peygamber’e atılan iftiraları onaylamak ve kabul olmuyor mu? Hadisler dinin kaynağıdır diyenler bu iftiraların ortağı değil midir? Lütfen hadislerin Kuran’la, mantıkla ve kendi içlerindeki çelişkilerine dair bu bölümleri bir de bu soruları düşünerek okuyun.

1- YERYÜZÜNÜN ÜSTÜNDE OLDUĞU BALIĞIN CİĞERİ
Hadis: “Yer yüzü balığın sırtındadır. Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecektir.”

Buhari 3/51

Kuran’ın dünyanın yuvarlaklığına, Dünya’nın, Güneş ve Ay’ın hareketlerine, uzayın yaratılışına dair mükemmel izahlarına karşı hadislerdeki dünyanın öküzün ve balığın üzerinde olduğu saçmalığını tevil edenler (yorumla geçiştirmeye çalışanlar), balığın ciğerinden yenmesini ve balığın sallanıp deprem yapmasını nasıl tevil edecekler? Bu konuya açıklık getirecek arkadaşlar lütfen şu konuya da açıklık getirsinler. Bir hadiste Arş’ın 8 dağ keçisinin sırtında olduğu söyleniyor.(Bakın Ebu Davut Sünnet 19, Tirmizi Hadis no: 3320, İbni Mace Mukaddime 193) Bu dağ keçileri acaba nasıl keçilerdir? Ayrıca dağ keçilerinden bahseden hadiste yer ile gök arasının ya yetmiş bir, ya yetmiş iki, ya yetmiş üç yıllık mesafe olduğu geçiyor. Bu mesafe acaba yürüyerek yetmiş üç yıl mı, yoksa deve üstünde yetmiş üç yıl mı?

2- ALLAH = ZAMAN, HİÇ OLUR MU?
Hadis: Peygamber’e Allah’ın yerleri ve göğü yaratmadan önce nerede olduğu soruldu, Peygamber ; “Bir bulut içerisinde idi, üstü hava, altı hava idi.”dedi.

Hanbel 4/11

Hadis: Allah zamandır.

Muvatta 56/3

Niye bu tarz saçma izahlar Kuran’da geçmiyor da hep hadislerde var? Dört hak mezhep diye sunulan mezheplerden birinin kurucusu Hanbel’dir ve hadis kitabı Hanbel de ona aittir. İkinci hadis kitabı da yine dört mezhepten birinin kurucusu olan Malik’in Muvatta’sıdır. Yukarıdaki iki hadisi kitaplarına alanların kurdukları mezhepler de ortadadır. Atomlardan oluşan hava da, maddenin değişiminden ibaret zaman da madde ile beraber yaratılmıştır. “Allah’ın kendisi zamandır, Allah bulutta idi etrafı ise havaydı” diyenlerin bilgi seviyeleri ve Kuran’ı hiç anlamadıkları, hava ve zamanın ne olduğundan habersiz oldukları da ortadadır.

3- HZ. MUSA AZRAİL’İ TOKATLADI MI?
Hadis: Ölüm meleği Musa’ya gelerek: “Rabbine icabet et” dedi. Bunun üzerine Musa ölüm meleğinin gözüne tokat vurarak onu çıkarttı. Melek hemen Allah’a dönerek “Sen beni ölmek istemeyen bir kuluna göndermişsin, o benim gözümü çıkardı” dedi.

Sahihi Müslim 10/176

Mantıkla hiç bağdaşmayan bu hadis aynı zamanda Hz. Musa’ya hakarettir. Allah’ın üstün ahlaklı bir Peygamber’i nasıl olur da ölümden kaçar. Üstelik de meleğin gözünü kör edip ölümden kurtulur. Hiçbir yanlışı olmayan hadis kitabı diye tanıtılan Müslim’de ve diğer meşhur hadis kitaplarında bu hadis geçmektedir. Bu hadisi doğru diye kitaplarına alanların hiç şüphesiz hiçbir hadisine de, hiçbir sözüne de güven olmaz.

4- PEYGAMBERİMİZ HİÇ ZALİM OLUR MU?
Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”

Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163

Gözleri oymak, çölde susuz ölüme terk etmek hangi Kuran ayeti ile bağdaşır. Kendi yaptıkları canilikleri hoş göstermek için bu hadisi uyduranlar, Peygamber’i cani gibi gösterip, Peygamber’e hakaret etmiş oluyorlar.

5- YANGIN NASIL SÖNER
Hadis: “Yangın gördüğünüzde tekbir getiriniz, zira tekbir (Allahuekber demek) onu söndürür.

Ramuzel Hadis

Ramuzel Hadis diğer hadis kitapları kadar ünlü olmadığı için, bu kitabımızda Ramuzel Hadis’ten hadislere az yer verdik. Fakat ülkemizde en çok satan hadis kitaplarından biri de bu kitaptır ve alıntıladığımız hadis gibi birçok hadisi içermektedir. Eğer bu hadisi birileri doğru kabul ederse itfaiye ekipleriyle beraber (Belki de itfaiye ekibi olmadan) tekbir getirecek bir koroyu da yangın yerine götürmeleri gerekirdi.

6-CİNSEL MÜNASEBETLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR UYARI
Hadis: “Sizden birisi cinsel münasebette bulunduğu zaman eşinin cinsel organına bakmasın, zira cinsel organa bakmak körlüğe sebep olur.”

Feyzul Kadir 1-326

Bu garip uydurmayla dinle dalga geçmek isteyenlerin eline ilginç bir malzeme verilmiştir. Belki de bu hadisi uydurarak Peygamber’e iftira edenin amacı da dinle dalga geçmekti. İnsanların hayatına ve cinselliğine Kuran’ın getirmediği zorlukları ve yasakları getirmek, insanlığa yapılmış bir zulümdür. Cinsel hayatı kısıtlayıcı bu tür hadislere karşın, Peygamber’in ve arkadaşlarının cinsel hayatını olağanüstü bir tarzda anlatan münasebetsiz hadisler de vardır. Bu hadislerden birine göre sahabeler Hacc’ı bitirip, kadınlarına yöneldiklerinde cinsel organlarından spermler damlıyordu.[Buhari, Hacc, 81; Müslim Hacc, 141] Diğer bir hadise göre Peygamber’imiz 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti [Sahihi Buhari]. Başka bir hadise göre ise Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi. [Buhari, Hibe, 8]. Bu hadisleri kabul etmek mi, yoksa reddetmek mi Peygamber’e saygısızlıktır, karar sizin!

7- CERAHAT YALAYAN KADIN
Hadis: “Eğer erkeğin tepesinden tırnağına kadar cerahat aksa, kadın da bunları ağzı ile temizlese, yine de erkeğin hakkını ödemiş olmaz.”

İbn-i Hacer el Heytemi 2/121

Geleneksel İslâm’da en çok hadis uydurulan konuların başında kadınlarla ilgili konular gelmektedir. Kuran’da, kadınlara yönelik kendi bakış açılarını bulamayıp, kadınları sokmak istedikleri şekli dinselleştirmek isteyenler, bol bol hadis uydurmuşlardır. Kitabımızın 21. bölümünde detaylı bir şekilde işlediğimiz kadın konusunda, uydurulan diğer hadislerden örnekleri de bulabilirsiniz.

8- NE YAPTIN EY KEÇİ?
Hadis: “Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmelerini emreden ayet Hz. Ayşe’nin döşeğinin altındaki sayfada yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Hz. Ayşe onun gömülme işlemleri ile meşgulken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sayfayı yedi. Böylece taşlayarak öldürme cezası Kuran’dan çıktı. Ama hükmü devam etmektedir.”

İbn-i Mace 36/194,Hanbel 3/61,5/131

Bu hadis ve taşlayarak öldürmeyi savunan diğer saçma hadisler dinimize büyük zarar vermişlerdir. Bu hadislerle:

1- Kuran’ın zina edenlerle ilgili hükmü iptal edilmektedir.

2- Kuran’ın hükmüne ilaveten yeni bir hüküm getirilmektedir.

3- Kuran’ın eksik olduğu iddia edilmektedir.

4- Kuran’ı eksiltenin bir keçi olduğu gibi bir saçmalık savunulmaktadır.

Kuran’ı yeterli kabul etmemenin sonucunda, en ünlü hadis kitaplarına uydurma hadisler sokarak savunulan bu inanılmaz iddiayı, önemine binaen 26. Bölüm’de özel olarak işleyeceğiz.

9- NE TAŞTIR BU TAŞ?
Hadis: “Hacer-ül Esved cennettendir. O kardan daha beyaz idi ve müşriklerin günahı onu kararttı.”

Hanbel 1/307

Hadis: “Hacer-ül Esved Allah’ın yeryüzündeki sağ elidir. Onunla insanlardan dilediği ile tokalaşır.”

Cami-üs Sağır 1/151

Hacer-ül Esved taşı için uydurulan bu tip hadisler, hac sırasında Kabe’de ilkel hareketlerin sergilenmesine sebep olmaktadır. Hacer-ül Esved taşına dokunmak için birbirini ezenleri dinimizi bilmeyenler görse, bazı insanların bu taşı put edindiklerini bile zannedebilirler. Bu hadisler daha evvel de alay konusu olmuştur. Hadislerin güvenilmez olduğunu Abbasiler döneminde savunup, sonra siyasi konjonktürde yok olan Mutezileler: “Bu hadise göre Hacerül Esved denen taş müşriklerin günahı yüzünden Kabe putperestlerin elinde iken karardıysa, şimdi Kabe Müslümanların elinde olduğuna göre bu taşın beyazlaması gerekir.” diyerek bu hadisi savunanlarla alay etmişlerdir.

10- GEL DE ÇIK İŞİN İÇİNDEN!
Hadis: “Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez. Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez.”

Buhari 81/51

Kişiyi en ufacık fiilinde cennete gönderen bir sürü hadis vardır. Kişiyi en ufacık bir fiilinde cehenneme gönderen de bir çok hadis vardır. Bu mantıksız yaklaşımlar kimi zaman yukarıdaki örnekte olduğu gibi tek bir hadiste de buluşabilmektedir. Peygamber’e yapılabilecek en büyük hakaret bu hadisleri onun söylediğini söylemektir. Peygamber’in bize tek yazdırdığı, mesaj olarak Allah’tan getirdiği Kuran dinimizin tek kaynağıdır.

And olsun ki size hatırlatıcı bir kitap gönderdik. Hala aklınızı çalıştırmayacak mısınız?

21- Enbiya Suresi 10

Alıntı Yapılan Site için BAKINIZ

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eyl 22, 2008 16:11
gönderen AlpereN
tamam şunu anlamış olayım.Uydurma hadis olayını kabul edelim. :wink:

Ustten devam...

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eyl 22, 2008 16:19
gönderen Yusuf Batum
Ilhan Arsel ve Server Tanilli 'ye dayaniyorsa bu dusuncelerin, az cok ne demek istedigini anliyorum.
Server Tanilli 'yi okurum.
Ilhan Arsel 'in degerlendirmelerinde de bazi celiskiler var... Ama onlarin goruslerini de kendi kendine tartismani, elestirel yaklasmani salik veririm.