1. yüz (Toplam 1 yüz)

Şeytan Evliyası / Eren Erdem

İletiGönderilme zamanı: Pzr May 09, 2010 22:49
gönderen Deli Haydar

Şeytan Evliyası
Odatv / 9 Mayıs 2010


(ZÜMER suresi 3. ayet) Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını evliya edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz" diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.

Kuran’ın bu muhteşem uyarısında yatan gizli bir mesajı unutturma çalışmaları hızla yürütülüyor. Ayet metninin ilk bölümünde yer alan "O’nun berisinden veliler edinme" ifadesi, muazzam bir kelam mucizesidir.

Beride kalan, uzaklaşan gibi anlamlar, Kuran’da "şeytan karakterinin temel özelliklerini" yansıtır.

Kuran’da, doğa üstü, eli mızraklı ve boynuzlu bir şeytan tanımı olmadığı gibi, şeytandan bahsederken, onun bir karakter ölçüsü olduğu vurgulanır.

Şeytan, kelime manası itibari ile "ştn" kökünden türemiş, "uzaklaştı" manasına gelen bir kişilik ölçüsüdür. Ahaddiyetten kopuş neticesinde oluşan durum tanımlanırken, "uzaklaşma fiili" ortaya çıkar ve şeytani tavır kendisini gösterir.

Uzaklaşılan şey nedir?

(BAKARA suresi 208. ayet) Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

(BAKARA suresi 268. ayet) Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere sürükler. Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütuf vaat eder. Allah, Vâsi'dir, Alîm'dir.

(BAKARA suresi 275. ayet) O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysa ki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabb'inden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.

Kuran’da şeytan kavramının geçtiği yaklaşık 85 ayetin yüzde 90’ı; iktisadi düzlemde veriler sunmaktadır. Şeytani tavrın "mal ve mülk arttırma adına entrika üretme" karakteri olduğu vurgulanmaktadır.

Yani şeytan "spekülatördür". Sermayenin güçlenmesi adına "küçük birikimleri yok eden" spekülasyon odağıdır.

Bu bahsettiğim, şeytan kelimesine atfedilen bir manadır.

Diğer yönleri ile ele aldığımızda; Allah’ın vahiy yolu ile beyan ettiği ilkeleri yozlaştırarak "kişisel heves ve arzularına entegre edenler", şeytan karakterini yansıtmaktadır.

Bu işin başında, Kuran dışı dincilik gelir.

Kuran’ın salt mesajını anlaşılmaz kılarak, kendi ilkelerini "din adı altında pazarlayan odakların", Kuran bünyesindeki ismi "şeytan"dır.

(NİSA suresi 38. ayet) Bunlar, Allah'a ve âhiret gününe inanmazlar da halka gösteriş olsun diye mallarını dağıtırlar. Evliyası şeytan olan için ne kötü arkadaştır o.

(NİSA suresi 76. ayet) İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın evliyası ile savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır.

Abd-ı ABD

Emperyalizm, dinin ana hedefidir. Bu, Kuran’ın mesajının "emek ve halk yanlısı olduğunun" alametidir.

Kuran’a göre en büyük zulüm "şirk"tir.

(YÛSUF suresi 106. ayet) Onların çoğu şirke bulaşmış olmadan Allah'a iman etmez.

(ZÜMER suresi 65. ayet) Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.

(RÛM suresi 42. ayet) De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın! Onların çoğu şirke sapan insanlardı."

(LOKMAN suresi 13. ayet) Hani, Lukman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Oğulcuğum, Allah'a ortak koşma! Çünkü Allah'a ortak koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür."

Şirk, kelime manası itibari ile "şirket kelimesi ile aynı kökten ve mana birliğinden" gelmektedir.

Şirk, Allah’ın “yönetim kurulu başkanı” ilan edildiği çoklu anlayışın genel adıdır. Yani, Allah’a yaklaştırıcıların, Allah’a ait olan olgulara sahip çıkanların içinde olduğu dinin ismidir.

Bu dinde söz sahipleri, hocaefendiler, müctehidler, mehdiler, Mesihler, üstadlar vs. biçimindedir. Bir bütün olarak, Allah’a inanan bireylerin, Allah’a yaklaşma adına bağlandığı bu odaklar, Kuran dilinde "endad ve şüraka", yani yaklaştırıcı–put olarak nitelenmektedir.

Kendisini yaklaştırıcı olarak ilan eden bu odakların evrensel polaritedeki konumu "uzaklaştırıcı" olmalarıdır. Yani, esas tevhidi tutumdan kopartarak uzaklaştıran, ancak bu işi yaklaştırma iddiası ile yapan bu unsurlar, Kuran’da izah ettiğimiz "ştn", yani şeytan köküne muhatap olmakta, daha doğrusu Kuran verilerine göre şeytan" karakterini yansıtmaktadırlar…

Bu odaklar hiçbir zaman "dinin gerçeklerinin açığa çıkmasını istemez", çünkü ABD/kul oldukları sermayenin talimatnamesindeki maddelerin ihlali, ekmek teknelerinin sonunu getirecektir.

(TEVBE suresi 31. ayet) Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler/efendiler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.

Dikkatli incelediğimizde, şirkin içinde olmanın önkoşulunun "Allah’a inanmak ve Allah ile birlikte farklı unsurların otoritesini kabul etmek" olduğu görülecektir. Kuran mesajında, sahte dinin etkisi ile "ateist" olmuşlara tepki verilmediği gibi, temel hedef yukarıda izah ettiğimiz "şirk toplulukları"dır.

Şirk, en büyük zulümdür. (Lokman 13) Zulüm, mazlumiyet gibi bir netice üreten kolektif bir eylemdir. Bu eylem neticesinde mazlum olan kimdir dersiniz?

(TEVBE suresi 34. ayet) Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula.

Şirk dininin ilahları (hocaefendiler, şeyhler, üstadlar vs.) dinin gerçeklerini halka anlatmaz. Dolayısı ile, üretim araçlarına egemen olması gereken halk kitleleri, infak gibi, salat gibi kavramlardan kopartılarak afyonlanır ve "kenz yolu" ile sermaye sürekli birilerine doğru akmaya başlar.

Bunun neticesinde toplumda derin uçurumlar ve sınıflar üremeye, halk ise mazlum konumuna düşmeye başlar. Şirkin zulüm boyutu bu noktada incelenmelidir. Çünkü şirk dininin ilahı olan "şeytan", insanlığı zelil ve perişan etme adına mücadele etmektedir. Kendi evliyası ile kol kola insanlığı ciddi bir yalan ile aldatmaktadırlar...

(FATIR suresi 5. ayet) Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın.

Şirk dininin ilahları, günümüzde Abd-ı ABD konumundadır. Abd, kelime manası itibari ile "kul" demektir. ABD emperyalizminin kulu konumundaki bu ilahlar (hubeller, mammonlar); halkı Kurandışı dinciliğin gölgesinde hiçleştirme ve yok etme projesi yürütmektedirler...

Ancak, tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi, "gerçek hak erleri" bu zulme karşı dirayet ve azim ile mücadele yürütmektedir!


Eren Erdem

Re: Şeytan Evliyaları / Eren Erdem

İletiGönderilme zamanı: Pzr May 09, 2010 23:15
gönderen Deli Haydar
Başta devlet var iken, devlete şirket niye!
İçte Allah seni bekler iken, benlik niye!

Re: Şeytan Evliyaları / Eren Erdem

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 10, 2010 1:36
gönderen Syriusien
Bu 'şeytan evliyası' tabiri Yaşar Nuri Öztürk'e aittir.