Öğretmenler! Yeteneklerinize uygun başka bir iş bulun
Gönderilme zamanı: Cum Şub 17, 2012 10:57Okul sadece bilgilerin öğrenildiği yer değildir! derdi, rahmetli Edebiyat Öğretmenim.
Ve eklerdi: Birliği ve beraberliği öğreniyorsunuz burada, paylaşmayı.” Bir milleti ayakta tutan yegâne amaç bu olmalıdır.”
Benim sana öğrettiklerimden fazlası var bu okulda. Bunun adı: Etkileşim. Bir tiyatro sahnesinin başında ve hatta henüz perdenin arkasındasınız. Okul bitince sahne sizlerin. Bunu sakın unutma!
Aradan yıllar geçti. Eğer mümkün olsaydı şimdi sıramdan tekrar kalkıp anlatmak, unutmadım demek isterdim O’na…
Hep geriye dönmek istediğimiz o öğrencilik hayatı bu yüzden başkadır. İnsanlar birbirlerine bu faziletli farkındalık ile bağlıdır. Şimdi kaldırılmak istenen ancak benim mezun olacağım son sene büyük bir gurur ile taşıdığım “Türk Bayrağı” ve katıldığım “19 Mayıs Törenleri” ömrümün ve öğrenciliğimin en güzel yılllarıdır.
Oysa bir başka tiyatro var artık önümüzde. Yargılama sistemi seyircinin elinden alındı. Bizlerin kanaat ve anlayışı ile doğru orantılı değil izlediğimiz bu yeni perde. Yazarı, ışıkçısı, setçisi, oynayanı bize yabancı…
Sahnenin seyirciye görünmeyen uygun bir yerinden, betiği izleyerek unutulan cümleleri oyuncuya anımsatan, arka planda yer alan ve bizim görmediğimiz sûlietler sahnenin baş kahramanı…
Durmak yok, yola devam nidaları ile başlayan süreçte Türk eğitim sistemindeki yeni düzenlemeler hız kesmeden devam ediyor. Bilindiği üzere Milli Güvenlik dersleri kaldırıldı.
Peki nedir bu dersin amacı?
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi – No : 02/02/1980 – 16888
1- Türkiye Cumhuriyetini her türlü koşullar altında her çeşit saldırıya karşı daima artan bir kudret ve kuvvetle korumak ve yüceltmek için Türk gençliğinin tümünde doğal olarak bulunan milli güvenlik bilincini topyekün harbin isteklerine göre pekiştirmek.
2- Modern harbin psikolojik, politik, ekonomik ve sivil savunma konuları üzerinde her yurttaşın bilmesi ve yapması gereken görevlerle genel savunma sorunları hakkında öğrencileri aydınlatmak.
3- Silahlı Kuvvetleri tanıtmak, gençleri ordu’ya içten gelen sevgi ve özlemle bağlamak, onları Silahlı Kuvvetlerle yapılan ana savunmanın temel bilgileri üzerinde fikren hazırlamak böylece Türk gençliğini her an ordu ve sivil savunmanın aktif organlarında görev alabilecek bir düzeye getirmek, birlik ve beraberlik ruhunu yaratmak ve vatansever bir gençlik yetiştirmektir.
Sizce neden kaldırıldı?
Şimdi yeni bir uygulama var gündemde. “” Zorunlu temel eğitime dördüncü sınıftan sonra ‘açık öğretim’ olarak da devam edilebilecek. Yani 5. sınıftan itibaren örgün eğitim dayatması olmayacak.”
Çok değil yaklaşık iki ay önce Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer öğretmenlere atıfta bulunmuş ve “Bu kadar öğretmene ihtiyacımız yok, yeteneklerine uygun başka mesleklere yönelsinler” demişti.
Tüm bu düzenlemeler yapılırken Milli Eğitim Bakanlığının resmi internet sitesinde yer alan TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU VE MEDRESELERİN KALDIRILMASI ile ilgili kısıma mutlaka göz atmanızı rica ediyorum.
Diyor ki: “Tanzimat Dönemi’nde, askerî okullardan başka, Avrupa’dakilere benzer modern eğitim kurumları açıldı. Medrese ve modern devlet okulları dışında, kendi dillerinde eğitim yapan azınlık ve yabancı okulları da vardı. Bu okullarda okutulan farklı dersler sebebiyle ayrı duygu ve düşünce, değişik kültür ve davranışa sahip insanlar yetişti. Bu uygulama, ülkede millî kültürün gelişmesine büyük ölçüde engel olmaktaydı. Bu sebeple millî bir kültür oluşturulamıyordu.
Kurtuluş Savaşı’nın amacı millî birliğin sağlanması ve çağdaşlaşma olduğu için, Osmanlı eğitim sistemi devam ettirilemezdi. Daha Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal, eğitim konusunda da çalışmalara başlamıştı. 16 Temmuz 1921′de yaptığı bir konuşmada millî kültürün önemi ve gerekliliğinden bahsederek, eğitim ve kültür konusundaki bölünmüşlüğün kaldırılmasını savundu. Osmanlı Devleti’nde var olan, mektep-medrese ayrımının kaldırılacağını söyledi. Eğitimin yaygınlaştırılarak bilgisizliğin yok edilmesi gerektiğini vurguladı.
Büyük zaferden sonra çağdaş bir eğitim sisteminin kurulması için düşündüklerini uygulamaya koydu. Bu amaçla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Mart 1924′te Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu kabul edildi. Bu kanunla, medreseler kaldırıldı ve Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içindeki bütün okullar, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Böylece eğitim kurumlarının bir çatı altında toplanması ve eğitimin millî bir nitelik kazanması sağlandı.
Sanırım bunca değişikliğin arasında yukarıda yer alan satırların tedavülden kalkması gerektiği de devlet büyüklerimizin gözünden kaçtı.
Farkında değil misiniz? Ayrıştırılmış bir toplum inşa ediliyor. Geleceğimizin mimarı çocukların ellerine emperyalizmin kanlı dişleri arasına sıkıştırılmış sahte güller verilmek isteniyor. Çocukluğunuza geri dönün. Hangi siyasi ve ideolojik sebeplerden ötürü bir arkadaşınızı oyunun dışında bıraktınız? Var mı hatırlayanınız ? Zehirli bir sarmaşık gibi sadece yetişkinler değil çocuklarımız koparılıyor birbirinden.
Ve sen hiç bir şey düşünmeden gündelik yaşamına devam eden!
Güneydoğu’da polise taş atan çocuğa kızarken aynı parkın şehir çocukları bir gün birbirlerini taşlayacak hiç düşünmeden.
Halâ elinde ki televizyon kumandasını bırakmanın zamanı gelmedi mi? O halde iyi seyirler.
Nilgün BAŞTUĞ, 17 Şubat 2012
Ve eklerdi: Birliği ve beraberliği öğreniyorsunuz burada, paylaşmayı.” Bir milleti ayakta tutan yegâne amaç bu olmalıdır.”
Benim sana öğrettiklerimden fazlası var bu okulda. Bunun adı: Etkileşim. Bir tiyatro sahnesinin başında ve hatta henüz perdenin arkasındasınız. Okul bitince sahne sizlerin. Bunu sakın unutma!
Aradan yıllar geçti. Eğer mümkün olsaydı şimdi sıramdan tekrar kalkıp anlatmak, unutmadım demek isterdim O’na…
Hep geriye dönmek istediğimiz o öğrencilik hayatı bu yüzden başkadır. İnsanlar birbirlerine bu faziletli farkındalık ile bağlıdır. Şimdi kaldırılmak istenen ancak benim mezun olacağım son sene büyük bir gurur ile taşıdığım “Türk Bayrağı” ve katıldığım “19 Mayıs Törenleri” ömrümün ve öğrenciliğimin en güzel yılllarıdır.
Oysa bir başka tiyatro var artık önümüzde. Yargılama sistemi seyircinin elinden alındı. Bizlerin kanaat ve anlayışı ile doğru orantılı değil izlediğimiz bu yeni perde. Yazarı, ışıkçısı, setçisi, oynayanı bize yabancı…
Sahnenin seyirciye görünmeyen uygun bir yerinden, betiği izleyerek unutulan cümleleri oyuncuya anımsatan, arka planda yer alan ve bizim görmediğimiz sûlietler sahnenin baş kahramanı…
Durmak yok, yola devam nidaları ile başlayan süreçte Türk eğitim sistemindeki yeni düzenlemeler hız kesmeden devam ediyor. Bilindiği üzere Milli Güvenlik dersleri kaldırıldı.
Peki nedir bu dersin amacı?
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi – No : 02/02/1980 – 16888
1- Türkiye Cumhuriyetini her türlü koşullar altında her çeşit saldırıya karşı daima artan bir kudret ve kuvvetle korumak ve yüceltmek için Türk gençliğinin tümünde doğal olarak bulunan milli güvenlik bilincini topyekün harbin isteklerine göre pekiştirmek.
2- Modern harbin psikolojik, politik, ekonomik ve sivil savunma konuları üzerinde her yurttaşın bilmesi ve yapması gereken görevlerle genel savunma sorunları hakkında öğrencileri aydınlatmak.
3- Silahlı Kuvvetleri tanıtmak, gençleri ordu’ya içten gelen sevgi ve özlemle bağlamak, onları Silahlı Kuvvetlerle yapılan ana savunmanın temel bilgileri üzerinde fikren hazırlamak böylece Türk gençliğini her an ordu ve sivil savunmanın aktif organlarında görev alabilecek bir düzeye getirmek, birlik ve beraberlik ruhunu yaratmak ve vatansever bir gençlik yetiştirmektir.
Sizce neden kaldırıldı?
Şimdi yeni bir uygulama var gündemde. “” Zorunlu temel eğitime dördüncü sınıftan sonra ‘açık öğretim’ olarak da devam edilebilecek. Yani 5. sınıftan itibaren örgün eğitim dayatması olmayacak.”
Çok değil yaklaşık iki ay önce Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer öğretmenlere atıfta bulunmuş ve “Bu kadar öğretmene ihtiyacımız yok, yeteneklerine uygun başka mesleklere yönelsinler” demişti.
Tüm bu düzenlemeler yapılırken Milli Eğitim Bakanlığının resmi internet sitesinde yer alan TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU VE MEDRESELERİN KALDIRILMASI ile ilgili kısıma mutlaka göz atmanızı rica ediyorum.
Diyor ki: “Tanzimat Dönemi’nde, askerî okullardan başka, Avrupa’dakilere benzer modern eğitim kurumları açıldı. Medrese ve modern devlet okulları dışında, kendi dillerinde eğitim yapan azınlık ve yabancı okulları da vardı. Bu okullarda okutulan farklı dersler sebebiyle ayrı duygu ve düşünce, değişik kültür ve davranışa sahip insanlar yetişti. Bu uygulama, ülkede millî kültürün gelişmesine büyük ölçüde engel olmaktaydı. Bu sebeple millî bir kültür oluşturulamıyordu.
Kurtuluş Savaşı’nın amacı millî birliğin sağlanması ve çağdaşlaşma olduğu için, Osmanlı eğitim sistemi devam ettirilemezdi. Daha Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal, eğitim konusunda da çalışmalara başlamıştı. 16 Temmuz 1921′de yaptığı bir konuşmada millî kültürün önemi ve gerekliliğinden bahsederek, eğitim ve kültür konusundaki bölünmüşlüğün kaldırılmasını savundu. Osmanlı Devleti’nde var olan, mektep-medrese ayrımının kaldırılacağını söyledi. Eğitimin yaygınlaştırılarak bilgisizliğin yok edilmesi gerektiğini vurguladı.
Büyük zaferden sonra çağdaş bir eğitim sisteminin kurulması için düşündüklerini uygulamaya koydu. Bu amaçla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Mart 1924′te Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu kabul edildi. Bu kanunla, medreseler kaldırıldı ve Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içindeki bütün okullar, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Böylece eğitim kurumlarının bir çatı altında toplanması ve eğitimin millî bir nitelik kazanması sağlandı.
Sanırım bunca değişikliğin arasında yukarıda yer alan satırların tedavülden kalkması gerektiği de devlet büyüklerimizin gözünden kaçtı.
Farkında değil misiniz? Ayrıştırılmış bir toplum inşa ediliyor. Geleceğimizin mimarı çocukların ellerine emperyalizmin kanlı dişleri arasına sıkıştırılmış sahte güller verilmek isteniyor. Çocukluğunuza geri dönün. Hangi siyasi ve ideolojik sebeplerden ötürü bir arkadaşınızı oyunun dışında bıraktınız? Var mı hatırlayanınız ? Zehirli bir sarmaşık gibi sadece yetişkinler değil çocuklarımız koparılıyor birbirinden.
Ve sen hiç bir şey düşünmeden gündelik yaşamına devam eden!
Güneydoğu’da polise taş atan çocuğa kızarken aynı parkın şehir çocukları bir gün birbirlerini taşlayacak hiç düşünmeden.
Halâ elinde ki televizyon kumandasını bırakmanın zamanı gelmedi mi? O halde iyi seyirler.
Nilgün BAŞTUĞ, 17 Şubat 2012