1. yüz (Toplam 1 yüz)

Keyifli Seyirler / Nilgün BAŞTUĞ

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 28, 2012 2:41
gönderen NİLGÜN BAŞTUĞ
Kitaplığımın en ücra köşesinde, tekrar tekrar okunmak için nârin boynunu büktüğünü farkettim dün gece...

Sararmaya yüz tutmuş sarı yapraklarını bir daha bir daha karıştırdım. Eski bir dostu görmenin sevinciydi sanki. Yahut yıllanmış bir sevgiliyi, zihninizde bıraktığı izdüşümleriyle birlikte ayrı ayrı şehirlerin istasyon garlarından uğurlamanın kederi gibi...

Çok şey öğretir kitaplar bize. Alacakaranlık desenlere anlamlar katarlar. Kimi zaman el yazması kâidelerin kehânetini, bazen mevsimlik hayatların yapraklarını taşırlar.

...Ve küf kokan soğuk rüzgârların keskinliğini getirip bırakırlar odanızın duvarlarına...

Yaşlanmış, bilge bir yolcu peronunun raylar üzerindeki seyahatine eşlik edersiniz.

Şehirler, kasabalar, ülkeler geçer içinizden...

***

Onlarca dile çevrildi bu değerli kitap. Tiyatro salonlarında avuçlarım patlarcasına çoşku ile alkışladım her bir betiği... Güldüren; fakat bir tokat vazifesi ile düşündüren yanlarının beyaz perdeye yansımış hâllerini izleyip, hüzünlendim. Mizâhi yönü çok kıymetli bir başyapıt niteliğinde olan bu değerli eser tahmin ettiğiniz üzere sevgili Aziz Nesin’in Zübükzade İbrahim karakteri.

Roman; Alucalı muhtar Sabri Ağa, kalaycı Nuri Efendi, terzi Cemal ve çaresiz köy halkının açıkgöz, pişkin ve kurnazlığı ile ün salmış bir hokkabaza güvenmesi ile başlarına gelen olayları konu alıyor. Köyü teftişe geldiği bir gün Zübükzade, hatırı sayılır bir valinin boynuna atılıyor. Esas oğlan kötü ya, şansı hep yaver gidiyor. Köylünün iyi niyetini kötüye kullanan Zübükzade’nin gitgide ünü ve gücü artıyor. Sonunda belediye başkanı oluyor. Kasabalılara baraj, cami ve köprü vaad ediyor. Vaadlerinden hiç biri gerçekleşmiyor ama artık Ankara kulislerinde sesi yankılanıyor. Ondan herkes korkuyor.

***

Kitaptan küçücük bir özet sundum sizlere... Yıllarca duyduğum irdelemelerin içindeyse Zübükzade karakteri hakkındaki en değerli tasfiri sevgili Polat Sabuncu’nun satır aralarında buldum.

ZÜBÜK, çıkarı uğruna her renge bulanan, sözüne güvenilmez, düzenbaz, ahlâksız, namussuz, palavracı, dönek kasaba politikacısı tipidir. Zübükler, kişisel yetersizliklerini, sırtlarını dayadıkları bir güç sayesinde gölgeleyip olduklarından farklı görünürler; bu sayede çok akıllı, üstün kişilikli ve başarılı görüntüsüyle kendilerini topluma sergilerler. Zübüklerin sırtlarını dayadıkları kurumlar, emperyal güç odakları, parti, tarikat, şirket, vakıf, dernek, silahlı terör örgütü vb. olabilir. Zübük için bütün insani, toplumsal değerler, din dâhil, kişisel çıkar hesabıyla sömürülebilir. Zübük, her zaman güçlü olanın, ezenin yanında, onun safındadır. Gün geldiğinde değişen yeni güç odaklarına sırtını vermek anlamında "döneklik" zübüklüğün şanındandır. Dayanılan gücün sağladığı saygınlığın kendi yeteneklerinden kaynaklandığına zübüğün kendisi de inanır; Kağnı gölgesinde yürüyen itin, kağnı gölgesini kendi gölgesi sanması, zübüklüğün halk diliyle özlü anlatımıdır, diyor.

Sabri Ağa, Nuri Efendi, Terzi Cemal ve binlercesi... Çok tanıdık değil mi?

Ya Zübükzadeler, sizce kim onlar?

Nilgün BAŞTUĞ, 28 Mayıs 2012