1. yüz (Toplam 1 yüz)

İran, “İsrail’in Ensesi’ndeki Kılıçtır” İsrail’in İran’a Saldırısı Büyük Başarısızlığa Uğrar!.. / Erol BİLBİLİK

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 17, 2012 10:03
gönderen NİLGÜN BAŞTUĞ
İran, “İsrail’in Ensesi’ndeki Kılıçtır”
İsrail’in İran’a Saldırısı Büyük başarısızlığa Uğrar!..


Olmert’in İran’a Saldırıya Yönelik Görüşü

Suriye’ye sessiz Darbe gerçekleştirildiğinde İsrail Başbakanı olan Ehud Olmert, bu olayı dünya’ya ilk duyuran bölge uzmanı David Makovsky’e “İsrail nükleer silahlara sahip bir düşmana hoşgörü gösteremez. Buna Irak’ta olsun Surıye’de olsun geçmişte göz yummamıştık. Şindi de İran’da yummayız” demiştir.

Olmert “her olay birbirinden ayrı ele alınmalıdır. İran’daki durum Suriye’dekinden Suriye’dekiyse İran’dakinden farklıdır” demiştir. Olmert kendisini aralarında İran’a karşı İsrail’in tek yanlı Eyleme geçmesine açıkça muhalefet eden Aşkenazi, Dağan ve Diskin gibi kişilerin bulunduğu eski yüksek rütbeli yetkililerle aynı kampta görmektedir.

Netenyahu’ya böyle bir girişimde bulunmaması konusunda açıkça baskı yapmıştır.

Olmert Makovsky’e en kötü olasılıkla, bütün seçenekler denendi, sonra elbette "İsrail varlığını korumak için eyleme geçer” demiştir. “ Ama son seçenek olan İsrail askeri harekatı’na başvurmadan önce uluslararası topluluklarla özelllikle de ABD’yle birlikte hareket etmek için herşeyi denediğimizin açık seçik ortada olması gerekir “ demiştir.

Barak’ın İran’a Saldırıya Yönelik Görüşü

Suriye’ye sessiz Darbe gerçekleştirildiğinde İsrail Savunma Bakanı olan Ehud Barak İran üzerine tek yanlı bir saldırıyı destekleyenlerin başında gelmektedir. Halka verdiği demeçlerde ve özel konuşmalarında –bölge komşusu’nun beklentilerinden ve İsrail’i yok etme yetisine sahip olmaya çalıştığını söylemekten çekinmeyen düşman devletten söz ederken “ İsrail’in ensesindeki kılıç “ sözcüğünü kullanmaktadır bu sözü İran Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay Başkanı Hasan Firuzbadi’nin 20 mayıs’ta ülkesi’nin “ İsrail’i yer yüzünden sileceğini” söylediği demecine dayandırmaktadır.

Barak 2012 Temmuz’un da İsrail Ulusal Güvenlik Kurulu’nda konuşurken “ İran ‘ın nükleer silahlar edinmesini önlemenin karmaşıklığını ve derinliğini çok iyi biliyorum. Ama nükleer ilahlara sahip İran’ın meydan okumaya kalkıştığı anda-eğer kalkışabilirse elbet-bu konuya eğilmenin çok daha karmaşık, çok daha tehlikeli olacağını ve insan yaşamıyla kaynaklarına çok daha ağır bedeller ödeteceğini de su götürmez bir biçimde biliyorum “ demiştir.

Livni’nin İran’a Saldırıya Yönelik Görüşü

Suriye’ye sessiz Darbe gerçekleştiğinde İsrail Dışişleri Bakanı olan Tzipi Livni nükleer reaktöre küçük hedefli (Low signature) bir saldırı gerçekleştirmekten yanaydı. Daha Haziran’da İsrail özel operasyon birimi reaktör şantiyesinin bulunduğu alanın yakınına sokulmuş ve çektiği fotoğrafları yollamış, dönerken yanında toprak örnekleri getirmiş ve İsrail’e saldırı için gereken başka bilgilerde toplamıştır. Ancak İran ‘a saldırı konusunda oynak ve sakınımlıdır.

Binjamin Netenyahu’nun İran’a Saldırı’ya Yönelik Görüşü

Suriye’ye sessiz Darbe gerçekleştirildiğinde Muhalefet’te bulunan Binjamin Netenyahu günümüzde İsrail Başbakanı’dır. Netenyahu 2012’de Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada “ BM görüşmelerinde Almanya’nın hayal kırıklığı yarattığını, bu toplantıda barışı önemsemediğini belirtmiştir. Filistin silahsızlanması, İsrail’i kabul etmesi ve koşulsuz olarak masaya oturması gerektiğini söylemiştir."

Bu açıklamasın’dan Netanyahu’yu İran’a saldırının hareketli savunucusu olduğunu anlıyoruz.

İsrail’in Patronu ABD’nin İran’a Saldırıya Yönelik Görüşü

ABD Başkanı Obama 4 Mart 2012’deki bir konuşması’nda “ İran’ın nükleer silahlara sahip olmasının önlenmesi, bütün dünya’nın çıkarınadır “ demişti. “ İran’ın nükleer silahları bir terör örgütü’nün eline geçebilir. Bölgedeki öbür ülkelerinde, nükleer silahlanmaya gitmek zorunda kalacağı kesindir, bu da dünya’nın en değişken bölgesinde silahlanma yarışını tetikleyecektir.Silahlanma yarışı kendi halkına acımasız davranmaktan çekinmeyen bir yönetim biçimini teşvik edecek ve iran’ın Doğu Akdeniz ülkelerinden güneybatı Asya’ya kadar olan büyük bir bölge de terörist saldırı gerçekleştiren ajanlarını yüreklendirecektir.”Bu aynı zamanda Amerika’nın güvenliğini de baltalar . Nükleer silahların sınırlandırılması İkinci Dünya Savaşı’ndan beri hem ABD için hem de Obama için altına imzasını attığı en büyük sorun olmuştur. İş başına gelen son üç yönetim yani hem demokratlar hem de cumhuriyet’çiler İran’ın nükleer çalışma programı geliştirmesine izin verilmeyeceği yolunda söz vermişlerdir.

Bununla birlikte İran’daki durumla Suriye olayı temelde birbirinden ayrıdır. Suriye olayı, Şam’daki İsrail’deki ve Washington’daki birkaç yetkili dışında bilinmemektedir oysa İran’ın nükleer çalışmalarına darbe indirme olasılığı herkes tarafından tartışılmaktadır. Uzmanlar sivil ölümlerle uzayıp giden misillemeler tehlikesine işaret etmektedirler. İsrail’in sorunuysa, Amerika’lıların İran’ın nükleer hırslarını önleme konusunda yeterli kararlılığa sahip olup olmadığıydı. Obama; “ blöf yapmıyorum “ demiş ve kaba güce başvurmak dahil bütün seçeneklerin masaya yatırıldığını söylemişti. Şu ana kadar BM Güvenlik Konseyi’yle Almanya diplomatik yollara ve İran’ın petrol dışsatımı ve öbür ekonomik sektörlerine ABD önderliğinde yaptırımlar uygulamaya odaklanmıştır.İsrail bu kadar sabırlı davranmayabilir. Ulusal Güvenlik sorunlarıyla ilgilenen yetkililerden biri Davit Makovsky “ İsrail dünya’da yapayalnız ayakta durduğuna inanır “ demişti. “ Eğer İran konusunda ABD’yle aramızda bir takım farklar varsa, o zaman İsrail, geçmişte de yaptığı gibi kimin ulusal güvenliği doğrudan doğruya etkileniyorsa, öbürü kabul etmese bile kendi başına eyleme geçmek zorunda kalabilir .”

Sonuç Yerine

Obama, aynı konuşmasında şunları söylemiştir. “ İran’ın en önemli nükleer enerji geliştirme alanı kutsal Kum Kenti’nin dışında ve yeraltında bulunmaktadır. Son derece sağlam bir biçimde takviye edilmiştir; buraya yapılacak bir saldırının büyük başarısızlığa uğrama tehlikesi vardır. Bu darbe İran ‘ın programı’nı aksatıp geriletebilir ama bu ne kadar sürer ve bedeli ne olur?”

Erol BİLBİLİK, 16 Aralık 2012
Güncel Meydan