1. yüz (Toplam 1 yüz)

Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Prş May 13, 2010 2:34
gönderen Başkomutan

Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor?

Türk halkı olarak, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya hatta Brezilya gibi ülkeleri biraz tanırız ama İran’ı hiç tanımayız! Mustafa Denizli’nin hangi İran futbol takımını çalıştırdığını bile unuttuk. Oysa Dr. Ali Kafkasyalı’nın Bilgeoğuz Yayınları arasında çıkan muhteşem eseri, “İran Türkleri” kitabında belirttiği gibi İran, Türk coğrafyasının da Türk tarihinin de merkezidir.
Kafkasyalı, İran ile Türkiye arasında çok önemli olayların eş zamanlılığına dikkat çekiyor. Herhalde çoğumuz için bu bilgiler yenidir.


Kafkasyalı, Refael Blaga’nın 1997’de basılmış İran Halkları El Kitabı’nın 22’nci sayfasından naklediyor:
“İngiltere, İntelligence Servisi’nin İran’daki en yüksek rütbeli görevlisi, aslen Fars Zerdüşti olan Siyonist Erdeşir Reporte vasıtasıyla, kendi taraftarlarını ve masonları örgütleyerek Meşrutiyet hareketini kendi kontrolü altına alır.”
Kafkasyalı, “Erdeşir Reporte, daha sonra Şah Rıza Pehlevi’nin danışmanı olacaktır. Meşrutiyetçilerin baskısına dayanamayan Muzaffereddin Şah, 7 Eylül 1907 günü Meşrutiyet ilan eder ve kısa süre sonra da ölür. Yerine Tebriz Bölge valisi olan Muhammed Ali Kaçar geçer” bilgisini verdikten sonra “İran’dan sonra benzer olaylar birkaç ay gecikmeyle Osmanlı Devleti’nde de meydana gelir” hatırlatmasında bulunuyor.
Biliyorsunuz, Meşrutiyet, o dönemin azınlıklarına getirilen son açılımıdır ve kısa sürede Osmanlı Devleti’nin çözülmesini getirmiştir.


Kafkasyalı devam ediyor:
“1925 yılının sonunda toplatılan İran Meclisi’ne aldırılan bir kararla Kaçar Türk hanedanının saltanatına son verilir. Daha önce Rıza Han unvanı verilen zabit, ’Şah Rıza Pehlevi’adıyla şah ilan edilir.”
Kafkasyalı zikretmiyor ama 1923’te Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilmiş, Osmanlı hanedanına son verilmiştir.
Bundan sonra da benzerlikler devam ediyor.
“1953’de Türk kökenli Başbakan Musaddık’a karşı CIA, İngiliz gizli servisi ve SAVAK işbirliği ile mollalar silahlandırılır, 19 Ağustos 1953 gecesi darbe yapılır. Musaddık tutuklanır ve ölüme mahkûm edilir. Halkın baskısı üzerine cezası 3 yıl hapse indirilir.”
Bilindiği gibi Türkiye’de de Adnan Menderes, son döneminde Rusya’ya yanaşınca 1960 darbesiyle devrilir ve idam edilir.
“Tahran’da 4 milyona yakın insanın katıldığı büyük bir miting yapılır ve 1 Şubat 1979 günü Humeyni İran’a döner. 11 Şubat 1979’da Humeyni, iktidarı devralır. Humeyni’yi ilk ziyaret eden diplomat ,Türk Büyükelçisi Turgut Tülümen olur!”
Türkiye’de ise 12 Eylül 1980 darbesi ile yeni bir dönem başlar ve Türkiye elden kaçmak üzere iken yeniden Amerikan yörüngesine oturtulur.


Türkiye’de 57’nci hükümetin Kemal Derviş operasyonuyla yıkılıp, DSP ve MHP’nin saf dışı edilmesi, yerine AKP iktidarının getirilmesinin ardından ABD, Irak’ı işgal etmiştir. 63 bin Amerikan askerinin Türkiye topraklarını işgal etmesi ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın büyük gayretleriyle CHP ve 100 AKP milletvekilinin de katkısıyla önlenmiştir...
AKP, o milletvekillerini sonraki seçimde kendisi tasfiye etmiştir. Sıra Baykal’ın ve her ne kadar Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı sıfatıyla Ermeni ve Kürt açılımlarını başlatarak Amerika’nın taleplerini yerine getirmeye çalışsa da, İran’a müdahale etmek istemeyen ve Rusya ile stratejik işbirliğine girişen Tayyip Erdoğan’ın tasfiyesine gelmiştir. Çünkü ABD, Türkiye’yi kullanarak İran’ı vurmak istemektedir. Terörün yeniden azdırılmasının sebebi de budur!

13.05.10
Arslan BULUT / YENİÇAĞ

Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Prş May 13, 2010 9:35
gönderen İrfan Tuna
Arslan Bulut yazdı:Türkiye’de 57’nci hükümetin Kemal Derviş operasyonuyla yıkılıp, DSP ve MHP’nin saf dışı edilmesi, yerine AKP iktidarının getirilmesinin ardından ABD, Irak’ı işgal etmiştir. 63 bin Amerikan askerinin Türkiye topraklarını işgal etmesi ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın büyük gayretleriyle CHP ve 100 AKP milletvekilinin de katkısıyla önlenmiştir...
AKP, o milletvekillerini sonraki seçimde kendisi tasfiye etmiştir. Sıra Baykal’ın ve her ne kadar Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı sıfatıyla Ermeni ve Kürt açılımlarını başlatarak Amerika’nın taleplerini yerine getirmeye çalışsa da, İran’a müdahale etmek istemeyen ve Rusya ile stratejik işbirliğine girişen Tayyip Erdoğan’ın tasfiyesine gelmiştir. Çünkü ABD, Türkiye’yi kullanarak İran’ı vurmak istemektedir. Terörün yeniden azdırılmasının sebebi de budur!


Çok önemli bir saptama

Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Prş May 13, 2010 10:11
gönderen İrfan Tuna
13 Mayıs 2010-YENİÇAĞ

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ha ... aber=34829

NÜKLEER İMZA!

ABD’nin İran’a askeri müdahalesine set çeken Erdoğan, Rusya ile enerji işbirliğini derinleştirdi

Erdoğan: İlişkilerimiz gelişecek

ABD’nin her zaman dikkatle izlediği Ankara-Moskova hattında dün tarihi bir gün yaşandı. Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in ziyaretinde nükleer enerjiden vize muafiyetine tam 17 anlaşma imzalanırken, Başbakan Erdoğan net bir mesaj verdi: Bu ilk adım, ilişkilerimiz gelişecek.

Medvedev: Stratejik partneriz

RUSYA Devlet Başkanı Medvedev de 2 ülke arasında oluşturulan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ne dikkat çekti. Medvedev, bu konseyde ‘yüksek düzeyde işbirliği konularının ele alınacağını’ belirterek, “Türkiye ile Rusya sözde değil, gerçekten birer stratejik partnerdir” dedi.

Rusya ile tarihi anlasma

Türkiye ile Rusya arasında yeni bir döneme girildi. Medvedev’in ziyaretinde, ABD’nin büyük bir dikkatle izlediği nükleer enerji konusunun da aralarında bulunduğu 17 anlaşma parafe edildi

n Önsel ÜNAL

Dün Ankara’da tarihi bir gün yaşandı. Çantasında dev projelerle Ankara’ya gelen Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in temasları sonrasında iki ülke arasında başta nükleer enerji, doğalgaz alımı ve vize muafiyeti olmak üzere bir dizi tarihi anlaşma imzalandı. Medvedev, önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ardından da Başbakan tayyip Erdoğan’la bir araya geldi. Görüşmelerin ardından, ABD’nin de büyük dikkatle izlediği nükleer enerji konusunun da aralarında bulunduğu bir çok anlaşma parafe edildi. Erdoğan ve Medvedev, Başbakanlık Merkez Bina’daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ikili anlaşmaların yapıldığı törende bulunduktan sonra ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, dost ve komşu Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Medvedev ile çok verimli görüşmeler gerçekleştiğini belirterek, bugün iki ülke arasında toplamda 17 anlaşmanın imzalandığını anımsattı.

Vize muafiyeti

Erdoğan, şöyle konuştu: “Tabii bu anlaşmaların, enerjiden tarıma, bunun yanında vize ki yine en önemli adımlardan bir tanesi oldu... Halklarımızın kaynaşması noktasında, Türkiye-Rusya arasında bu ilişkilerin çok daha seri ki bu ilk adımdır, onu da söyleyeyim aramızda bu mutabakat da var... Bu 1 ay ile başlayan süreç, ileride başarılı olmamız halinde inşallah daha uzun süreli olarak gelişecektir. Bu tabii turistik noktada, bunun yanında gerek iş adamlarımızı, bilim adamlarımızın, gerek sanatçılarımızın her türlü giriş çıkışlarını kolaylaştıran bir süreç oldu. Tabii enerjide bugün çok önemli bir adımı attık. O da nükleer enerji noktasında bugün imzalar atılmış oldu. Şimdi parlamentoya bunu götürmek suretiyle parlamentolarımızdan geçireceğiz ve böylece hükümetler arası bir anlaşma ile süreci başlatmış olacağız. Ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşallah inşasına başlanmış olacak”

Hedef 100 milyar dolar

Erdoğan, “Pek çok projenin daha etkili hale gelmesini sağlayacak adımları gerçekleştiriyoruz. Tabii bu, bir üst düzey işbirliği konseyinin oluşturulması olduğu için bakanlarımızın birbirleriyle sık işbirliği ile 5 yıl içinde 100 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmine de ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Her ne kadar 2008’de 38 milyar doları yakalayıp, 2009’da dünyadaki ekonomik kriz nedeniyle bir düşüş yaşandıysa da bu yılın ilk aylarındaki olumlu gelişmelerle birlikte inanıyorum ki önümüzdeki 5 yıl içinde 100 milyar dolarlık hedefi yakalayacağız. Çünkü her iki tarafta da bu irade mevcut. Bu iradenin mevcut olması sebebiyle de buna mani bir hal kesinlikle yok.”

‘Gerçek stratejik partneriz’

Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile düzenledikleri ortak basın toplantısında, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin gelişme dinamiğinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ilişkilerin gerçekten stratejik boyut kazandığını belirtti.
İki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ne değinen Medvedev, bu konseyde yüksek düzeyde işbirliği konularının ele alınacağını kaydetti.

İstişareler artacak

Bu sayede ticari ve iktisadi hedeflere daha kolay ulaşılacağını belirten Medvedev, siyasi alanda ve insani boyutta da istişarelerin artacağını söyledi. Konseye cumhurbaşkanı ve başbakanların başkanlık edeceğini bildiren Medvedev, yapılan konsey toplantısının olumlu havada geçtiğini ve temel konuların ele alındığını kaydetti. Medvedev, imzalanan anlaşmalara da işaret ederek, iki ülke arasında yatırım hacmini artırmak konusunda çalışmalar yapıldığını, gelecekte temel hedefin ticaret hacminin yüz milyar doların üstüne çıkması olduğunu ifade etti.

Yeni fırsatlar doğacak

Nükleer enerji alanındaki işbirliğinin kapsamlı bir anlaşma olduğunu ve ilişkilerde yeni bir sayfa açtığını söyleyen Medvedev, anlaşmanın, gerekli prosedür çalışmaları yapıldıktan ve parlamentolardaki onay sürecinden sonra yürürlüğe gireceğini belirtti. Medvedev, anlaşmanın iki ülke için yeni fırsatlar sunacağını, en önemlisinin ise enerji güvenliğinin sağlanması olacağını kaydetti. Medvedev, “Türkiye ile Rusya sözde değil gerçekten birer stratejik partnerdir” diye konuştu.

Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Prş May 13, 2010 11:00
gönderen İrfan Tuna
12 Mayıs 2010-ULUSAL KANAL

http://www.ulusalkanal.com.tr/index.php ... Itemid=170

Rus basınında Medvedev'in ziyareti

Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Türkiye ziyareti Rus basınında da yakından izleniyor. Rus basınına göre ziyaretin öne çıkan amacı Türkiye-Rusya arasındaki stratejik ortaklığın en üst seviyeye çıkarılması.

Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in Türkiye ziyareti Rus basınında birinci sayfadan verildi. Hemen tüm Rus haber ajansları ve gazeteleri Medvedev'in Türkiye ziyaretine yer verdi.

Rus basınında yer alan haberlerde ziyaretin önemli gündem maddelerinden birinin Karabağ sorunu ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri olduğu belirtildi.

Medvedev'in ziyaretini "Türkiye ve Rusya stratejik ortak oluyor" başlığıyla veren Rus Ria Novosti Ajansı 3 Haziran'da iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 90. yılının kutlanacağını ve Medvedev'in bu tarihten kısa bir süre önce Türkiye'de olmasına dikkat çekti.

Medvedev Ria Novosti'ye yaptığı açıklamada iki ülke arasındaki işbirliğinin odağını enerji konusunun oluşturduğunu söyledi.

Rus Ria Novosti Ajansı başbakan yardımcısı Igor Sechin'in açıklamalarına da yer verdi ve Medvedev'in Türkiye ziyaretinin amaçlarından birinin stratejik ve uzun dönemli anlaşmalar imzalamak olduğunu yazdı.

Rus basınında yer alan haberlerde Rusya'nın temel önceliklerinden birinin de Samsun-Ceyhan Petrol boru hattının inşaası olduğu vurgulanıyor.

Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Prş May 13, 2010 14:09
gönderen İrfan Tuna
EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLAMAZ!


Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Prş May 13, 2010 15:01
gönderen Deli Haydar
Arslan Bulut yazdı:Kafkasyalı devam ediyor:

“1925 yılının sonunda toplatılan İran Meclisi’ne aldırılan bir kararla Kaçar Türk hanedanının saltanatına son verilir. Daha önce Rıza Han unvanı verilen zabit, ’Şah Rıza Pehlevi’ adıyla şah ilan edilir.”

Kafkasyalı zikretmiyor ama 1923’te Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilmiş, Osmanlı hanedanına son verilmiştir.

Sözü edilen İngiliz'in ana-baba* demeyi öğrenip, "soylu" dediği dibimdeki İran'da da, ta İsviçre'nin Alpleri'nde de ben! Afganistan'dan İsveç'e, Mısır'dan Sibirya'ya, Hindistan'dan Çin'e yine ben! Göçün başı Türkistan, özünü unutmayan ben! Yeni Dünya'da ben, kadim alemde ben... Devlet kuran, kurduran var mı başka benden!

Kaderin cilvesine bak, bugün bir gülme tuttu ama "insanlığa ben diyen" beni: Duydum ki kimi yaramaz, benim adımı çıkarmaya yelteniyormuş, Anadolu dediğimin anayasasından. Şimdi söyle sen, Allah'ını seversen: Gülmekten başka ne edeyim ben!

Kırk kez anlattım da, anlamadı gene,
Anlayamayana inat, bugün derim yine:

Ne mutlu, "ne mutlu Türküm diyene" diyebilene!

*
Almanca mutter, İngilizce mother: Farsça madaer.
Almanca vater, İngilizce father: Farsça pedaer.
Almanca bruder, İngilizce brother: Farsça baeradaer.
Almanca tochter, İngilizce daughter: Farsça dokhtaer.

Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Cum May 14, 2010 3:36
gönderen Başkomutan
İşte bu iddia ortalığı fena karıştırır

Rus medyası Medvedev'in imza koyduğu ve Türkiye'de yapılması planlanan nükleer santralin kendi ülkelerinin olduğunu yazdı.



Rusya’nın Sesi, Ankara’da imzalanan anlaşmaya uygun olarak Rusya’nın Türkiye’de ilk nükleer santral inşaatını gerçekleştireceğini belirtirken, "İnşaatı tamamen Rusya tarafından finanse edilecek nükleer santral sonraları Rusya’nın malı olacak" dedi. Bu projenin "benzersiz" uygulama düzeninin örnek oluşturacağı belirtilen haberde "Rusya’nın, Türkiye’de uzun zaman için kalmak niyetinde olduğu" da kaydedildi.

Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev’in ses getiren Türkiye ziyaretini değerlendiren Rus medyasında, ziyaret sırasında anlaşması imzalanan nükleer santralın sahibinin Rusya’nın olacağı değerlendirmeleri yapılıyor. Rusya’nın Sesi, anlaşmaya uygun olarak Rusya’nın Türkiye’de ilk nükleer santral inşaatını gerçekleştireceğini belirtirken "İnşaatı tamamen Rusya tarafından finanse edilecek nükleer santral sonraları Rusya’nın malı olacak" ifadelerini kullandı.

Rusya’nın Sesi, Türkiye’de kurulacak nükleer santralin sahibi Rusya olacak" başlıklı haberinde, "Ankara’da imzalanan anlaşmaya uygun olarak Rusya Türkiye’de ilk nükleer güç santralinin inşaatını gerçekleştirecek. Hem de inşaatı tamamen Rusya tarafından finanse edilecek nükleer santral sonraları Rusya’nın malı olacak" dedi. Haberde şöyle devam edildi:
-
"DİĞER ÜLKELERE ÖRNEK OLUŞTURACAK"
"Bu projenin belirli derecede benzersiz uygulanma düzeni, günümüzde dünyada, nükleer santraller tesisi piyasasında bir örnek oluşturacak. Bugün Rusya, aynı zamanda 5 yabancı ülkede,bu arada Çin, İran ve Hindistan’da nükleer güç santralleri inşa etmekte olan bir tek ülkedir. Daha önce nükleer santralin işletime sunulmasından sonra Rusya nükleer santral kurulduğu ülkeden çekiliyordu. Bugün ise Rusya Türkiye’de uzun zaman için kalmak niyetindedir." Başlangıçta yüzde 100 oranında Rus sermayesi temelinde proje şirketi kurulacağı, gelecekte yüzde 49 oranında yabancı yatırımcıların, bu arada Türk yatırımcıları cezp edebileceği kaydedilen haberde, Türkiye’nin kararı için "Bu, nükleer enerji üretimini geliştirme yoluna girmek niyetinde olan ülke için oldukça bilgece bir karardır. Pekçok ülkeler Türkiye’nin pozitif deneyimini hesaba alarak aynı yolu tutabilecekler. Gelecekte Türkiye kendi topraklarında 2-3 nükleer santralın yapımını gerçekleştirmek niyetindedir. İlgili inşaat çalışmalarına Rusya da katılabilir" denildi.


internethaber






Nükleer kazık...

Rusya ile imzalanan nükleer santral anlaşmasını neresinden tutsanız elinizde kalıyor... Elektrik Mühendisleri Odası diyor ik:
“İmzalanan anlaşmaya göre nükleer santralın sahibi yüzde 100 hisseyle Rusya’nın Atomstroyexport şirketi olacak. Türkiye’nin nükleer santral konusunda geldiği nokta, kendi ülkesinde Rusya’yı nükleer santral sahibi yapmaktır. Rusya, buradan ürettiği elektriği ortalama 12.35 sent gibi yüksek bir fiyat üzerinden Türkiye’ye satma garantisi elde etmiştir. Böylece yurttaşlar hem nükleer santral nedeniyle ciddi bir riskle karşı karşıya bırakılmakta, hem ekonomik açıdan zarara girmektedir.”

Nükleer santralla birlikte Çalık Holding’in yürüttüğü Samsun - Ceyhan projesi de sonuca bağlandı. Böylece Karadeniz Bölgesi’ndeki ham petrolün Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın önceliği temel alınarak taşınması öngörülüyor.
Sanılır ki Rusya ile yapılan nükleer anlaşmadan Türkiye’de tek kazançlı çıkan Çalık Holding olmuştur.

Enerji uzmanı Necdet Pamir’i dinliyoruz şimdi de:
“Nükleer enerji santralının hammaddesi olan zenginleştirilmiş uranyum Türkiye’de yok. Rusya’ya doğalgazda yüzde 65, petrolde yüzde 33 bağımlıyız. Nükleer santralla birlikte bağımlılığımız biraz daha artıyor. Üstelik Rusya Avrupa’da denenmemiş bir reaktör modelini bizde deneyecek. Rusların teknolojileri güvenli değil, yer seçimi yanlış...
Sonuç... Kocaman ve etkileri hayli acılı olacak bir kazık görünüyor orta yerde...

14.05.10
Melih AŞIK
milliyet.com.tr

Re: Baykal ve Erdoğan’ı kim tasfiye etmek istiyor? Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Cum May 14, 2010 3:45
gönderen Başkomutan
Nükleer santral Rusya’nın


Bugüne kadar Türkiye’nin enerji üretiminde nükleer santrale sahip olmamakla çok ciddi bir hata yaptığını düşünüyorum. Yıllardır değişik hükümetler ne zaman nükleer santral konusunda adım atmaya çalışsalar, muhalefetin ve çevre örgütlerinin tepkisiyle karşılaştılar ve bundan vazgeçtiler.
AKP hükümeti ise nükleer enerji konusunda kararlı davrandı ve geçtiğimiz günlerde son adımı attı. Rusya ile uzun zamandır devam eden görüşmeler sonucu geçtiğimiz günlerde iki ülke hükümetleri arasında “Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması” imzalandı.
Anlaşmaya Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya adına Başbakan Yardımcısı Igor Seçin imza koydu. Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile Başbakanlık Merkez Bina’da ortak basın toplantısı düzenleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, enerjide çok önemli bir adımın atıldığını söyledi.

Erdoğan, “Nükleer enerji noktasında bugün imzalar atılmış oldu. Şimdi parlamentoya bunu götürmek suretiyle parlamentolarımızdan geçireceğiz ve böylece hükümetler arası bir anlaşma ile süreci başlatmış olacağız. Ve Akkuyu nükleer santralinin inşallah inşasına başlanmış olacak” dedi.
Son kırk yılda dört kez iptal edilen nükleer enerji projesi nihayet mutlu sona varıyor gibiydi.
Ama dün Rus medyasında “şok” eden bir haber çıktı.
Rusya’nın Sesi şu haberi duyurdu:
“Ankara’da imzalanan anlaşmaya uygun olarak Rusya, Türkiye’nin ilk nükleer güç santralini inşaatını gerçekleştirecek. Hem de inşaatı tamamen Rusya finanse edecek. Daha sonra bu santral Rusya’nın malı olacak. Böylece Rusya Türkiye’de uzun süre kalma imkânı bulacak.”
Yani Türkiye’nin büyük gürültülerle duyurduğu ve enerji sorununa kökten çözüm olarak takdim ettiği nükleer santralin yapan Rusya bu santralin aynı zamanda sahibi de olacak.
Tamam, Türk hükümeti son aylarda ABD’den ve AB’den yediği kazık üstüne kazığın acısıyla Rusya’ya stratejik yakınlaşmanın sinyalini veriyor olabilir ama b öyle yakınlaşma mı olur?
Siz 40 yıldır üzerinde durduğunuz ve Rusya’ya “alın yapın ve sonunda tapusu sizin olsun!” diyerek nükleer santral yaptığınızı mı zannediyorsunuz?
O zaman bu projenin bizimle ne alakası var?
Rusya projelendirmiş, teknolojiyi vermiş, inşaatı yapmış sonunda da size attırdığı imza ile “nükleer tesisin Rusya’nın malı olduğunu” garanti altına almış, peki hükümet neye seviniyor?
Dünyada böyle bir skandal var mı?
Türkiye’nin enerji geleceğini Rusya’ya bağlayan bir irade buna sevinecek yerde ağlamalı.

Muharrem Bayraktar