1. yüz (Toplam 1 yüz)

"Patates dini" nasıl gerçek oldu? / Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Cmt Nis 29, 2017 16:14
gönderen Oğuz Kağan
"Patates dini" nasıl gerçek oldu?

Kayseri'de görülmekte olan FETÖ'cü avukatlarla ilgili davada sanıklardan biri "Etkin pişmanlık konusu cezaevinde de konuşuluyor ancak itirafta bulunmanın ihanet olduğu, ahiretimizi kaybedeceğimiz söyleniyor. Cezaevlerinde yoğun bir psikolojik baskı var" dedi. Anadolu Ajansı da bu haberi, "FETÖ'nün, 'itirafçı olursanız ahiretinizi kaybedersiniz' yalanı" başlığıyla yayınladı.

Referandumdan 11 gün önce de Bursa'da konuşan Tayyip Erdoğan, "Türkiye koalisyon tartışmaları olmadan, istikrar ve güven ortamı tehdit edilmeden yönetileceği bir döneme girecek. Buna karşı çıkacağım derken dünyanızı da, ahiretinizi de tehlikeye atmayın" dememiş miydi?

* * *

Ben bu sözü bir yerden daha hatırlıyorum. İhlas Finans 1995 yılında törenle kurulmuştu. Türkiye gazetesinin haberine göre holdingin sahibi Enver Ören, "Paranızı İhlas Finans'a yatırın, hem dünyanızı hem ahretinizi kurtarın" demişti!

Din, siyasi ve ticari çıkar sağlamanın aracı olarak kullanılınca sonuçta ortaya çıkan şey hüsran oluyor. Eşinin bileziklerini bozdurarak İhlas Finans'a yatıranlar, anaparalarını hâlâ alamadı. Üstelik paraların önemli bir kısmı, televizyonda program yapan sanatçılara yedirildi! Bu işte sanatçıların bir suçu yoktu! Yemeyenin malını yerler!

* * *

Referandumda ise birileri belki birkaç günlüğüne dünyasını kurtardı ama gerçekte çocuklarının ve torunlarının dünyasını karartacak bir işe evet dedi.

Ahireti kurtarmaya gelince...

Ahiret gününden sonra kimin cennete kimin cehenneme gideceğine, Fethullah Gülen, Tayyip Erdoğan veya Enver Ören karar verecek değil! Ellerinde bir yetki belgesi veya peygamberlik mührü de yok. Peygamberlik, Hz. Muhammed'den sonra bitmiştir. "Evliya" desen onların da hepimiz gibi günah işleyebilen insanlar olduğunu görüyoruz...

Aslında bu safsatalara kimsenin pek inandığı yok. Oy verme işini bir "ahiret meselesi" olarak görenler elbette vardır ancak düşünme ve akıl etme yeteneği olmayan, şartlanmış bir avuç insan dışında bu söylemlere kanmış görünenler, dünyasını hak ve hukuk üzerine değil çıkar üzerine kuran kurnaz tilkilerdir!

Cazim Gürbüz'ün bir yazısında anlattığı gibi "randıman" alabilirlerse tutturdukları yola devam ederler, alamazlarsa, meselâ AKP iktidarından bir çıkar edinmek için sakal bırakmışlarsa hemen keserler, başörtüsü takmışlarsa hemen çıkarırlar. Bu tür insanlar, nereden çıkar umsa o yola girer! Solculuk prim yapsa solcu olur!

Tabii burada sadece dini değerleri ve sembolleri çıkar için kullanan insanlardan bahsediyorum. Yoksa her sakallıyı veya her başını örteni kastediyor değilim.

Benzer şekilde cumhuriyet değerlerini ve Atatürk'ü siyasi ve ticari pazarlama konusu yapanlar da var üstelik!

Böyle alışkanlıklara sahip kişiliksiz insanlarla nereye varabiliriz? Bu tutumlar, toplumsal ahlâkın göstergesidir! İskender Öksüz, kitabını yazdı; bilimsel araştırmayla ispatlanmıştır ki çıkarcı, mideci oranı çoğaldıkça, o ülkenin kalkınma hızı da düşer, dünyadaki itibarı da! Sonuçta o ülke yem olur yem! Yani, çıkarcıların yedi mahalleye değil yedi bölgeye zararı vardır! Bana sorarsanız, işte bunların dini, "patates dini"dir! Çünkü "patates" satın alma gücü karşılığında dindar görünmeye çalışmaktadırlar!

Oysa ihlas nedir? İçtenliktir, samimiyettir... Bir işi sırf Allah rızası için yapmaktır.

* * *

Bakınız, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'nde konuşan bir strateji danışmanlık şirketinin başkanı Stephen J. Hadley "Türkiye'nin demokratik yönetimini destekliyoruz. ABD ve AB'nin güçlü bir müttefik olarak Türkiye'ye ihtiyacı var." dedi.

Türkiye'deki "hileli referandum"la oluşacak sistemi "demokratik" bulan bu adam da tıpkı Trump gibi kendi çıkarlarının takipçisi değil mi?

Arslan BULUT, 29 Nisan 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr