1. yüz (Toplam 1 yüz)

İstanbul seçimleri; Araplaştırmak ve Hıristiyanlaştırmak! / Arslan BULUT

İletiGönderilme zamanı: Pzt Nis 08, 2019 11:44
gönderen Oğuz Kağan
İstanbul seçimleri; Araplaştırmak ve Hıristiyanlaştırmak!

Yüksek Seçim Kurulu'nun hukuka uygun olmayan kararları ile geçersiz oyları geçerli hale getirerek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı, Ekrem İmamoğlu'nun elinden almak isteyen AKP yetkilileri neden bu kadar gayrı meşru yolları zorluyor?

Çünkü AKP'nin kendisini destekleyen yazarlar tarafından zaman zaman seslendirilen bir gündemi var. O gündem, Türkiye'nin Türk devleti olmaktan çıkarılması ve bir İslam devleti haline getirilmesidir. Fakat AKP'nin temeli partizanlık olan 17 yıllık uygulamaları da ortadadır. Adaletin esas alınmadığı bir memlekette İslami politikadan da bahsedilemez.

Türkiye'nin kalbi olan İstanbul'u elden çıkarmaya tahammülleri yok. Çünkü İstanbul'u teslim ederlerse, Türkiye'yi sürüklemek istedikleri rejim değişikliği girişimi de sona erecek. Çünkü İstanbul, Türkiye ekonomisini yönetiyor. Bütün Türkiye, kendisini İstanbul'a göre tanımlıyor. Türkiye'nin resmi dili Türkçe ama İstanbul Türkçesi…

* * *

Aslında nasıl bir rejim tasarladıklarını, Türk vatanı olan Türkiye'yi nasıl gördüklerini birkaç gün önce AKP sözcüsü Ömer Çelik açıklamıştı. Ömer Çelik, "Burası tek millet olarak bizim vatanımızdır. Aynı zamanda Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların vatanıdır. Tüm etnik grupların sığınağıdır. Onun için burayı güçlü ve kuvvetli tutacağız" demişti.

"Arap Derneği" Başkanı Metin Turan ise dün yaptığı açıklamada "Şu an Türkiye'de 5 milyona yakın Arap kardeşimiz ikamet ediyor. Bunlar arasında iş adamları, öğrenciler, Arap baharından sonra gelenler var. 3 milyon 600 bin Suriyeli mülteci var." dedi.

AKP iktidarının alıştıra alıştıra bütün Suriyelileri hatta bütün mültecileri vatandaş yapmaya çalışacağını gösteren pek çok resmi yazışma var. Neden buna ihtiyaç duyuyorlar? Çünkü rejimi değiştirmek için, Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirmeleri gerektiğini biliyorlar. Aslında bu proje, 1896 tarihinde Amerikan Kongresi'ne karara bağlanmıştır. Türkiye'yi eyaletlere bölerek Hıristiyanlaştırmak! 123 yıl içinde bunu yapamayınca, İngiliz yöntemlerine geri döndüler.

Hulki Cevizoğlu'nun "İşgal ve Direniş; 1919 ve Bugün" eserinde yayınladığı belge, bugünü de izah ediyor.

25 Aralık 1919'da İngiliz Ryan, hükümetine sunduğu raporda şöyle demişti:

"Biz gerçek ideali din imiş gibi davranacak menfaatçi bir grubu idareci olarak takdime çalışacağız. Panislamizmi ezemeyiz. Bu, tıpkı Batı'daki milliyetçilik gibidir. Bizim şimdiki gayemiz, arkadaş gibi davranıp kazanmak ve sonra hükmetmek olmalıdır."

* * *

AKP'nin gerçek ideali din olsaydı, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye'de Hıristiyan çıkarları için çalışmaz, sözde Arap Baharı'nı tezgâhlamaz, Kudüs'ün İsrail'in başkenti haline getirilmesine ve Golan tepelerinin işgalinin tanınmasına yol açan sürece hizmet etmezdi.

AKP'nin gerçek ideali din olsaydı, bir süredir, Türkiye'nin hemen bitişiğinde, Gürcistan'ın Acara bölgesinde, okullarda Müslüman çocuklar vaftiz edilirken sessiz kalmazdı. Üstelik Türkiye Gürcistan ekonomisini ayağa kaldırmak için her türlü yardım ve desteği sağlamaktadır.

The London School of Economics and Political Science adlı kuruluşun yayınlarında, Mathijas Pelkmans, yüzde 70'i Müslüman olan Acara bölgesinde "Vaftiz edilmiş Müslümanlar"la yapılan röportajları yayınladı. Bu cevaplarda, herkesin Türklerden nefret ettiği öne sürülüyor. Okullarda, Müslüman Acaralılara Osmanlı döneminde atalarının zorla Müslümanlaştırıldığına dair telkinlerde bulunuluyor. İlkokul ve ortaokullarda zorunlu Hıristiyanlık dersleri var. Ders kitaplarında Türklerle ilgili nefret söylemi işlenmiş… Papazlar köylere giderek para dağıtıyor, boyunlarına haç takanların günahlardan arındığını, cennete gideceğini propaganda ediyor. Çocukları Hıristiyan olan anne babalar, televizyonlarda bunda bir sorun görmediklerini anlatarak para kazanıyor!

* * *

Araplaştırmak ve Hıristiyanlaştırmak projeleri, İstanbul seçiminden bağımsız değil. Ekrem İmamoğlu'nun Anıtkabir defterine yazdığı gibi İstanbul, "maneviyatını koruyarak milli unsurlarından asla taviz vermeden" yönetilirse, Türkiye de milli ve dini kimliğini koruyabilir!

Arslan BULUT, 8 Nisan 2019
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr