1. yüz (Toplam 1 yüz)

10 Yılda Türkiye ve Dünya Gerçeği / Hon. Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İletiGönderilme zamanı: Pzt Haz 18, 2012 13:23
gönderen NİLGÜN BAŞTUĞ
10 Yılda Türkiye ve Dünya Gerçeği
Türkiye’de çarpık çağdışı zihniyet 10 yıldır etkili ve yetkili.

Türbana serbestlik, vesayetten kurtulma iddiası, adaletsizlikler, yandaşları korumalar, yeraltı yerüstü kaynakları satmak, zenginleşmeler, terör örgütüyle gizli açık görüşmeler, vatan hainlerini kahraman olarak yansıtmaktalar yani kısaca yaptıklarını anlatıyorlar. Halkta inanıyor.


Peki bu sürede dünyada ne gibi değişim ve dönüşümler yaşandı?

10 yılda günlük yaşama giren, alıştığımız gerçekler neler?


Cep telefonsuz, Google-Twitter-YouTube-Facebook'suz, dijital fotoğraf makinesiz bir hayat düşünebiliyor musunuz? Yeşil dünya, organik gıda gibi tanımlamalar doğduğunuzdan beri hayatınızda sanki. Oysa mazileri topu topu 10 yıllık...


Dövme:
Kelebek, çiçek gibi masum figürlerle başlamıştı ama son yılların trendi vücudun muhtelif bölgelerini anlaşılmaz Çince karakter ya da barkodvari rakamlarla donatmak. Yaş skalası da genişledi, orta yaşlardaki anneler de, 18 altı gençler de ‘dövdürüyor’.


iPod: Dijital çağın ikonu haline gelen iPod’un hayatımıza topu topu 2001’de girdiğine inanmak ne mümkün! Çıktıktan altı yıl sonra 100 milyonuncu iPod satılmıştı.


Çöpçatanlık: Tarihin her döneminde var olan çöpçatanlık kurumu internetle birlikte boyut değiştirdi. Artık çöpçatanlar eş dost değil, web siteleri. Üstelik artık karşı cinsle tanışıp kaynaşma yaşa da bakmıyor, ileri yaşlarda kurulan sanal arkadaşlıklar şaşırtmıyor.


Blog yazmaya balamadan önce vaktimizi nasıl değerlendiriyorduk kim bilir! Bugün sanal alemde 100 milyondan fazla blog var.


Blackberry: 2002’de hayatımıza giren bu akıllı telefonları şu anda 28 milyondan fazla insan kullanıyor.


Cep telefonlar: Sabit telefonların pabucu dama atılalı hayli oluyor. Ayrıca ‘cep’ler aldatma mefhumuna da yeni boyut kattı. Tiger Woods gibi cep mesaj yüzünden yananlar hatırlayın...


Crocs ayakkabılar: Onlar ya seversiniz ya da nefret edersiniz! Bu plastik ayakkabılarla 2002’de tanışmıştık, 2009’da kt tatilde Michelle Obama’nn ayanda bile vardı.


Facebook: Bu sosyal ağ sitesinin bir zamanlar sadece Harvard’lı öğrencilere mahsus olduğuna inanabiliyor musunuz? Şu anda 300 milyon kullanıcı Facebook’la iç içe yaşıyor.


Google: Sıradan bir adresten çok beynimizin bir parçası adeta. Hatırlayamadığınız herhangi bir şey için Google’layın, kesin bir bildiği vardır!


GPS: Kaybolmak artık eskisi kadar çok söz konusu değil. GPS takip sistemleri konumunuzu tespit etmek için elde ya da arabada harıl harıl alıyor...


Havaalanında güvenlik: Küresel terör, havaalanı alışkanlıklarını değiştirdi


Dijital fotoğraf makinesi: Herkesin elinde bir tane var... Anneanneniz bu anda son fotoğraflarını bir paylaşım sitesine yüklüyor olabilir!


Kısa mesaj: Hala bu haberi okuyor musunuz? Umarız! Kabul edelim, son 10 yılın en büyük hakimlerinden biri SMS’tir.


Online olmak: Her an internete, mail’lere ve sosyal a sitelerine bal konumdayız. Hayatından bahis almayan tatil pazarlar artık uzak bir rüya.


Magazin kültür: Ünlülerin hayatına takıntı derecesinde merak her geçen dakika artıyor. Ünlülerden haberler akıtan siteler altın çağını yaşıyor.


Organik yaşam: Organik ürün çılgınlığı gıda sektöründe girişimcilere yeni ve bereketli kapılar açtı. Artık her şeyin en makbulü, organik olanı...


Sexting: Cep telefonu kameralarından karşılıklı iletilen seksi fotoğraf ya da videolar daha çok ‘Yoksa benim çocuğum da mı...’ diye şüpheye düşen anne-babaların kâbusu oldu. Amerika’da 12-17 yaş gençlerin yüzde 15’i ‘sexting’le meşgul olmakta...


Starbucks: Benzerleri ona hala yetişemiyor, üstelik tıpkı ABD’de olduğu gibi, otobüs durak misali her yerdeler! Elde karton bardak yürüyen çoğaldı.


Twitter: 140 karakterle o an neler olduğunu, kimi nerede gördüğümüzü ya da akşama ne yiyeceğimizi paylamaya bu kadar meraklı olduğumuzu Twitter’dan önce kim bilebilirdi ki?


Ugg botlar: Crocs’lardan sonra böyle çılgınlık boyutunda sevilen başka bir ayakkabı modeli olmamıştı. Yaz-kış demeden herkesin ayağında...


Wikipedia: Kitaplıktaki cilt cilt ansiklopedilerin üstü çoktandır ağır tozla kaplı. Açık kaynaklı bu sanal ansiklopedi çok kişinin işini kolaylaştırdı.


Wii: Birbirinden gelişmiş bilgisayar oyunları okyanusunda, bu basit konsol, oyun bağımlısı olmayanların da gönlünü fethetmeyi başardı. Wii’ler aile boyu oynanan oyunların ve evde yapılan egzersizlerin önünü açtı.


Yaşam koçlar: Kimine göre onlar aslında lisans sahibi olmayan terapistler ama kimin umurunda? Her nevi yönlendirmeyi yapan yaşam koçlarının sayısı son hız artıyor.


Yaşlanmak yok: Artık hiç kimse yaşlı görünmüyor! 50 yaşındaki kadınların kıyafetleri daha çok 18’lik kızlar için yapılmış gibi, 20’lerindeki kızlarsa 15’indeymiş gibi giyinmekte.


Yeşil furyası: Yeşil’ furyası: Odalarımıza tasarruflu ampuller, kolumuza çevre dostu bez torbalar takıyoruz. Gezegenin geleceği için hiç bu kadar endişeli olmamıştık, son yıllarda her şey daha ‘yeşil’ bir hayatı mümkün kılmak için!


Yoga: Doğuya ait bu mistik pratik Madonna, Gwyneth Paltrow gibi yıldız isimler eşliğinde hızla popülerleşti. 9-5 insanları için iş çıkışı yoga yapmak sıradan bir faaliyet adeta...


YouTube: 2005’te hayata geçen video paylaşım sitesi YouTube, 2008’de artık politikacıların bile faydalandığı bir mecra olmuştu. Her ne kadar Türkiye’de yasal giriş yolları hâlâ tıkalı olsa da, benzerleri mantar gibi çoğalan YouTube zirveden ineceğe benzemiyor.

Günün Sözü: Anlamaktan kavramaktan algılamaktan aciz insana sadece acınır.

Hon. Prof. Dr. Nurullah AYDIN, 17 Haziran 2012
na741954@gmail.com