1. yüz (Toplam 1 yüz)

Şehitler ve Yeter Söz ve Harekât Milletindir Artık ! / Hon. Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İletiGönderilme zamanı: Çrş Haz 20, 2012 21:07
gönderen NİLGÜN BAŞTUĞ
Şehitler ve Yeter Söz ve Harekât Milletindir Artık !

Heyetler arası görüşmelere, yetkililerin açıklamalarına göre; ABD-İngiltere-PKK-AKP-Barzani işbirliği, ittifakı, topyekün saldırısı devam ediyor. Bazıları hala gerçeği söylemiyor, anlatmıyor, yazmıyor. Korkuyorlar çünkü korkutuyorlar.

Toplum ayrışmaya devam ediyor. Türkiye devletini tasfiye operasyonu bir yandan ekonomik kaynakların el değiştirmesi ile, kimliksizleştirme ile, milli güçleri etkisizleştirme ile devam ediyor.

Şehit Annesi: Yetim Yavrum, Çileli Oğlum, Yaktın Beni diyor.

Siyasetçi annesi, işadamı annesi, akademisyen annesi, ne diyor acaba!

Türkiye’nin haçlı batı işgaline karşı milli güçlerin oluşturduğu meclis, harekat merkeziydi. Bugün; meclisin, askerin, aydınların, medyanın işlevi ne sorusunu vatandaş soruyor.

O dönem; soran, sorgulayan milli menfaatler konusunda asla taviz vermeyen vatan evlatları, ülkenin her köşesinin sorunlarını kendine dert edinmiş, çözüm için çaba içinde olmuştur.

Bugünün meclisine, halkı temsil ettiği söylenenlere, bunların konuşmalarına, tiplerine bakın.

İnsanlar karşıt siyasetçiye hemen hergün küfreder, hakaret eder. Genellikle kullandığı sözcükler bellidir. Bunlar; Ahlaksız, Haysiyetsiz, Dönek, Şerefsiz, İftiracı

Bir de yüce meclis diyorlar milli irade diyorlar. Ama meclis dışı, devlet adına millet adına taahhütlere giriliyor, kararlar alınıyor.

Zihinleri, yaşamları ipotekli, uyuşturulmuş emieri tiplerle, milli irade olur mu?


Bunun için kullandıkları yöntem ise yalan. Oluşturulan yandaş medya gerçekleri olduğu gibi vermek yerine, hikayelendirmekte ve böylece gerçekleri deforme etmektedir.

Medya ile insanların beyinlerinde yeni mitler oluşturulmaktadır. Buna bağlı olarak belli bir yaşam tarzı tüm dünyaya empoze edilmeye çalışılmaktadır. Bu hedefe ulaşmada kendine karşı olanları ötekileştirerek onları düşman olarak lanse etmektedir. Bireyin direniş azmini kırarak, moral değerlerini elinden alarak, manevi çöküntüye uğratıp baştan yenilgiyi kabul etmesine çalışmaktadır.

Bunu, en iyi gerçekleştirme aracı propagandadır. Propagandanın cephanesi söz ye kelimelerdir. Üzerinde çok düşünülmüş, zaman ve zemini iyi hesaplanmış hedef kitlesi tayin edilmiş bir faaliyettir. Propagandanın beyaz, gri ve siyah olmak üzere üç farklı türü vardır.

Beyaz Propaganda: Kaynağı belli, açık, şeffaf bir propaganda türüdür. Amerika ve İngiltere'nin uzun yıllar uyguladıkları propaganda çeşididir. Halkları doğru haberlerin sadece kendileri tarafından verildiğine ikna ederler.

Gri propaganda ise bulanık bir propaganda türüdür. Burada kaynak belli değildir. Doğru ya da yalan olduğu ispatlanamaz. Gri propagandanın ana malzemesi rivayetlerdir. Çalışma tarzı açık propaganda gibi değildir. Güçlü yönü muhatapları tarafından iyi kabul görmesidir. İnsan üzerinde propaganda hissi uyandırmaz. Senaryo iyi yazılmışsa rivayetler dilden dile dolaşır.

Kara propaganda da ise kaynak saptırılır ve gizlidir. Hile, yalan ve iftira gibi metotlar kullanılır.

Beyaz, Gri ve Kara propagandanın her türü kullanılarak toplumlar şekillendirilir. Propagandalarının etkisizleştirilmesi için, önce kafalardaki gücün yenilmezliği imajı yıkılmalıdır.

Bütün bu bilinçaltını ve bilinç üstünü etkilemeye dönük faaliyetlerin temelinde, insanların eski düşünce kalıplarını şoklar yaratarak sıfırlayıp sonra yeni düşüncenin yerleştirilmesi gerekmektedir.

Güç odakları; insanları yanıltırken en fazla insan hakları, demokrasi ve özgürlük kavramlarını kullanırlar. Davranış şekli, yalakalıktır, yalancılıktır.

Dünyevi arzuları hiçbir engel tanımayan güruh her dönem farklı kimlikle halkın karşısında yer alır. Her söz ve uygulamalarına kılıf uydururlar.

Uygulanan taktiklerle:

Bilgiyi o kadar ufak parçalara ayırıyorlar ki parçalar birbiriyle buluşamıyor.

Tarih kavramını bozarak bin yıllık birlikteliği parçalıyorlar. Halklar oluşturulmak isteniyor.

Hem yatay hem de dikey olarak asimetriler yaratılarak tarihi gerçekler algılanamıyor.

Değişik tarihlerde yaşanmış olayları aynı zaman diliminde olmuş gibi anlatarak zaman mefhumunu ortadan kaldırıyorlar.

Bunun için de; Türkiye’nin sosyal değerleri aleyhinde kampanya başlatılarak genel kabul görecek sloganlar seçilir. Yıkılacak bu imiş gibi bir imaj yaratılır.

Zamanda sınırsızlık beyni dağıtır. Böylece geçmişe ait şoklar yaratarak kazanılmış değerler yok edilmektedir.

Dili bozup parçalayıp özelliğinin kaybettirilmesi, yazının ise, parçalanarak bütünlüğünün kaldırılması sağlanır. Dil beynin zihinsel faaliyet aracıdır.

İnsanın beynindeki doğru tarih bilgileri param parça edilir. Hafızasını yok etmek üzere geliştirilmiş bir psikolojik hareket yürütülmektedir. Bu psikolojik savaş sonucu parçalara ayrılan zihinde hafıza kayıtları otomatik olarak dağıtılır.

Günün Sözü: Zihinleri bozularak etki altına alınan insanları uyandırmak; aydınların, sanatçıların asıl görevidir.

Hon. Prof. Dr. Nurullah AYDIN, 20 Haziran 2012
na741954@gmail.com