6. yüz (Toplam 7 yüz)

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 08, 2009 2:36
gönderen kaye
Bu kadar kolay değil kaybetmek seni Ey Vatan,
Kim sebep oldu, kim kandı, kimdi seni kefereye satan,
Taş, kum, çakıl ne farkeder,
Ecdadımız değil mi altında yatan;
Dirilse onlar, yarılsa yer, boşansa gök,
Kalksa artık bu başlar yere bakan.
Gider ağrıma, almaz aklım, onmaz derdim, dinlemem kimseyi, tutamaz kimse beni, kalkın ayağa,
İstemeyiz yaşamak böyle saçma sapan..

Elbet gün gelecek, hesap dönecek, çıkacak ortaya foyalar..
Sen ümidini kaybetme, kendini heder etme, pabucunu terketme; kuru gürültüdür bunlar..
Yok bize zincir vuracak, ne tek dişi kalmış canavar, ne de çılgınlar,
En son ocak daha sönmedi, bak çevrene, daha kaç yanan ocak var...
Gecenin en karanlık olduğu anda, bil ki daha yakındır sabahlar..
En soğuk, zifiri karanlıklarda bile, hepimizi aydınlatan, ısıtandır bu ocaklar..

Kaye

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 08, 2009 20:51
gönderen Türk-Kan
Genelkurmay'dan tek satırlık açıklama

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmeler Genelkurmay'ın internet sitesinde tek satırlık açıklama ile yer aldı.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde tek satırla yapılan açıklamada İlker Başbuğ'un yapmış olduğu görüşmelerin içeriğinin 10. dalgası yapılan Ergenekon operasyonu olduğu vurgulandı. Yapılan açıklamada açıkça "Ergenekon" operasyonunda gözaltına alınan emekli paşaların durumundan duyulan rahatsızlık açıkça belirtilmedi. Ancak dün akşam Genelkurmay'da yapılan 5.5 saatlik toplantı ve durum değerlendirmesi ile bugün Başbakan Tayyip Erdoğan'a yapılan ani ziyaretlerden de anlaşılacağı gibi TSK Ergenekon operasyonunun emekli paşalara sıçramasından rahatsızlık duyuyor.

GENELKURMAY'IN AÇIKLAMASI


Genelkurmay Başkanı bugün öğleden sonra yapmış olduğu görüşmelerde; özellikle dün yaşanan gelişmelerle ilgili görüş ve değerlendirmelerini, sırasıyla Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı'na sunmuşlardır.



Kaynak

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 08, 2009 20:54
gönderen bezgin
Anlasiliyor ki yipratilmaya calisilan ordu degil, Türk Milleti. Bu saldiriya daha ne kadar sessiz kalacagiz?

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 08, 2009 21:07
gönderen AlpereN
Her geçtiğimiz gün Paşalarımızın içeri alınması bana ;
22 Şubat 1962 ayaklanması ve 20 Mayıs 1963 ayaklanmasını hatırlattı.Sanıyorumdur ki belkide böyle ayaklanmalar oluyodur.Sessiz bir şekilde bastırılıyodur.Galiba bu Paşalarımızın alınması ve Subaylarımızın tutuklanması bu tür ayaklanmaların olduğu izlenimini uyandırıyo bende...

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 08, 2009 23:22
gönderen Türk-Kan
Tuncer Kılınç ve Ergün Poyraz'ın Avukatı Buzoğlu da Gözaltına Alındı

Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Ergün Poyraz ile gözaltında tutulan emekli orgeneral Tuncer Kılınç'ın avukatı Mustafa Hüseyin Buzoğlu gözaltına alınırken, Kılınç'ın bu nedenle emniyette susma hakkını kullanacağı öğrenildi.

AVUKATI GÖZALTINA ALINDI

Ergenekon davasının görüldüğü Silivri Cezaevi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan avukat Hasan Gürbüz, "Hüseyin Buzoğlu, Tuncer Kılınç'ın ev aramasında hazır bulundu. Bugün birlikte emniyete gittik. Emniyetteki gözaltılar aşamasında bir avukat tek müvekkiliyle görüşebiliyor. Bu nedenle yukarıya çıktı. Yaklaşık bir saat sonra ben yukarıya çıktım ve Buzoğlu'nun gözaltına alındığı bana söylendi" dedi.

KILINÇ SUSMA HAKKINI KULLANACAK


Gürbüz, Buzoğlu'nun sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, "Hüseyin Buzoğlu avukat olmasından ötürü emniyette ifadesi alınamayacak. Bundan ötürü savcılara sesleniyorum, kendisini 4 gün boyunca emniyette bekletmesinler, bir an önce adliyeye sevk etsinler. Buzoğlu'nun gözaltına alınmasından sonra Tuncer Kılınç ile görüştüm ve kendisinin avukatlığını devraldım. Kendisi de avukatının gözaltına alınmasından ötürü soruşturma makamına güvenini yitirmiştir. Bundan ötürü kendisi de emniyette susma hakkını kullanacak. İki müvekkilimin de 4 gün boyunca emniyette bekletilmeden savcılığa sevk edilmesini talep ediyorum" diye konuştu.




Kaynak


Tuncer Kılınç'ın diğer avukatı Hasan Gürbüz Emniyet Müdürlüğü'nden ayrılırken basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gürbüz, ''Ergün Poyraz ve Tuncer Kılınç'ın avukatı Ankara Barosu avukatlarından Mustafa Hüseyin Buzoğlu, Tuncer Kılınç paşa ile görüşmek için İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne geldiğinde savcılığın, hakkındaki yakalama emri üzerine gözaltına alınmıştır. Şu andan itibaren ben de Tuncer Kılınç, Ergun Poyraz ve Mustafa Hüseyin Buzoğlu'nun avukatlığını yürüteceğim. Soruşturmanın geldiği aşama sanıkların avukatına da yönelmiştir. Savunma hakları bu şekilde engellenmektedir. Bu soruşturmada görev alan avukatların hiçbirinin teminatı kalmamıştır'' dedi.

Gazetecilerin Tuncer Kılınç'ın sağlık durumuna ilişkin sorusu üzerine Gürbüz, ''Tuncer Kılınç Paşanın sağlığı yerinde morali de iyi'' dedi.


Kaynak

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 08, 2009 23:35
gönderen maydonos
emekli oldular ve halen susmadilar diye .. sorun bu askeriye milli olmaktan cikmistir.bildiri de yayinlamayakmis basbug ee ne gidip konusacak ne degisecek..bir pasanin kilina zarar gelmemeliydi.ne yapmislardir pasalarimiz.yaziklar olsun hepsinie Tolon pasaya bir sey olursa en az bir yil yas tutacagim.ne kadar Ataturkcu varsa yok edinceye kadar devam edecek bu dalgamidir nedir.f tipi birisi adini animsamiyorum bunun sonu yok dedi yok duymayan kulaklara...su an ulusalda birisi konusuyor cok dogrulari soyluyor...

Halkımıza ve Türkiye soluna çağrımızdır

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 3:10
gönderen brd
Halkımıza ve Türkiye soluna çağrımızdır


8 Ocak 2009

TKP Dün Ergenekon operasyonu kapsamında gerçekleşen ev baskınlarını ve gözaltıları "yargı süreci işliyor" diye açıklayan hükümetin davranışı pişkinlik, "suçlular cezalarını buluyor" diye sevinenlerin tutumu ise ya ihanet ya aymazlıktır.
İşleyen yargı süreci değil, AKP'nin gücünü emperyalist merkezlerden alan gerici operasyonudur. Gözaltına alınanlar da işledikleri suçlardan değil, AKP'ye muhalefet ettiklerinden, ABD projeleri konusunda itiraz ya da çekincelerini dile getirdiklerinden Ergenekoncu olarak nitelenmektedirler. Kaldı ki, daha öncekilerde olduğu gibi, dünkü operasyonda da gözaltına alınanlar arasında birbirleriyle yan yana gelmesi bir dizi nedenle olanaksız kişiler bulunmaktadır. Söz gelimi solcu aydın Yalçın Küçük ile faşist İbrahim Şahin'i ancak AKP kafası aynı örgütün içine yerleştirebilirdi, hukuksuzluğu ilke edinmiş siyasi iktidar bunu da becermiş oldu.

Anlaşıldığı kadarıyla, Ergenekon operasyonu ABD ve AKP gereksindiği sürece devam edecek. Zaten sırada Genelkurmay eski başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in olduğunu AKP yanlısı basın büyük bir rahatlıkla ilan etmiş durumda. Bu sansasyonel isimlerin yanına sağdan soldan başkaları da eklenecek ve yeni "dalga"lar gelecek.

Türkiye Komünist Partisi, Ergenekon operasyonunun hangi amaçla ve kimler tarafından başlatıldığı konusunda son derece berrak düşüncelere sahiptir. Bu operasyon, Türkiye'deki sömürü düzeninin emekçi halka, devrimcilere, Kürtlere karşı işledikleri suçları, en azından bunların küçük bir bölümünü aydınlatmak, suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır. Tutuklanıp mahkeme önüne çıkarılanlar, yeni gözaltına alınanlar arasında katiller, işkenceciler, çeteciler bulunabilir, vardır da. Bunların arkasından gözyaşı dökecek değiliz. Karşı çıkıp tavır aldığımız, operasyonun biricik niyetidir: Ergenekon operasyonu ABD'nin Türkiye siyasetini AKP eliyle kendi hedefleri doğrultusunda yeniden şekillendirme girişimlerinin parçası olarak gündeme gelmiştir. Devlet bürokrasisinde bu hedeflere itirazı ya da çekincesi olanlar tasfiye edilmekte, onlarla yakın ya da uzak teması olan, hatta temas kuracağı varsayılan herkes "suçlu" ilan edilmektedir.

TKP, değişmesi için mücadele ettiği bir düzenin temel kurumlarında birinci dereceden sorumluluk taşıyan bazı kişilerin yargılanmasına neden tepki göstermektedir? Tepki göstermektedir, çünkü bu kişiler, devletin emek düşmanı politikalarından, NATO üyeliğinden, emperyalist ülkelerle kurulan açık ve örtülü ilişkilerden, özelleştirmelerden, sermaye sınıfından yana uygulamalardan, ilerici insanların kovuşturmalar, tutuklamalar, işkenceler, idamlar ve darbeler eliyle sindirilmek istenmesinden yargılanmamaktadır. Ergenekon operasyonu, Türkiye Cumhuriyeti'nin emperyalizmin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillendirilmesine şu ya da bu nedenle engel oluşturduğu düşünülen düzen içi aktörleri ayıklamayı, ABD'nin giderek zorlaşan "vize" sınavından onay alanların elini rahatlatmayı, toplumun da bu doğrultuda baskı altına alınmasını hedeflemektedir.

Partimiz, Türkiye solunda, hâlâ kaldıysa, operasyondan umutlanan, "katiller tutuklanıyor, faşizm çöküyor" diye sevinenleri bir kez daha uyarmayı görev bilmektedir. "Devletin içindeki kavga bazı suçların ortaya çıkmasına yarıyor" diye düşünenler de değerlendirmelerini gözden geçirmelidir. Sol, kriz bütün kapitalist dünyayı sarsar, Ortadoğu'da çok önemli gelişmeler olurken, halkımızın önüne Veli Küçük, Sedat Peker, İbrahim Şahin gibi isimlerin atılmasıyla avunacak kadar zavallı, bu kadar siyasetsiz olamaz.

Türkiye büyük bir felakete doğru sürüklenirken, AKP hükümetine açık ya da gizli destek olanlar, bu onursuzluğu kabul etmeyenleri faşistlikle itham edenler, tıpkı AKP hükümeti ve onun yandaşları gibi Amerikancı faşizmin "liberal" yol arkadaşlarıdır.

Türkiye Komünist Partisi, bu tabloda herkesi Ergenekon operasyonunun kendisinden çok, bu operasyonun parçası olan süreçle yakından ilgilenmeye, bu sürece karşı aktif bir karşı koyuş geliştirmeye çağırmaktadır.

Ülkemiz tehdit altındadır. Emperyalizm, tarikatlar, tekelci sermaye hep beraber Türkiye'yi mutlak karanlığa ve yıkıma götürmektedir.

Emekçi halkımız tehdit altındadır. Sermaye sınıfı krizden işçi sınıfını köleleştirerek çıkmanın, toplumun geniş kesimlerini daha da yoksullaştırmanın hesabını yapmaktadır.
İlerici düşünce tehdit altındadır. Siyasi iktidar solu kötürümleştirmek için her yolu denemekte, sahte solcular ve akılsızlar yardımıyla devrimci siyaseti devre dışı bırakmaya çalışmaktadır.

Türkiye Komünist Partisi herkesi ayağa kalkmaya, aynı anda işsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, siyonizme ve onun buradaki ikiyüzlü işbirlikçilerine, NATO'ya ve AB'ye, hukuksuzluğa ve gericiliğin karanlığına karşı bayrak açmaya çağırmaktadır. Mücadelemiz sermayenin, onun partilerinin, hükümetin, devletin ve onun içindeki çekişmelerin şekil veremeyeceği bir emekçi karakteri taşımadan; AKP faşizminden, CHP gölgesinden ve liberal-milliyetçi geriliminin kanlı ve kirli tezgahından kurtulmadan başarıya ulaşamaz.

TKP, bu ülkeye ve emekçi halka karşı sorumluluk hisseden herkesi piyasacılığa, gericiliğe ve işbirlikçiliğe karşı ortak bir tavır geliştirmeye, Ergenekon soytarılığının gerçek amacını teşhir etmeye çağırmaktadır.

TKP, her durumda, üzerine düşeni yapacaktır.

Türkiye Komünist Partisi
Genel Merkez

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 5:12
gönderen İlteriş
TKP, gercekten de bir sol partinin olmasi gerektigi cizgide ve saygideger bir durus sergiliyor. Boyle bir donemde dogru tarafta olmalari nedeniyle, diger sozde solcular gibi, ilerde neden olmalari olasi felaketlerden dolayi utanacaklardan olmayacaklardir.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 10:12
gönderen Çetin Taş
Anlasiliyor ki yipratilmaya calisilan ordu degil, Türk Milleti. Bu saldiriya daha ne kadar sessiz kalacagiz?

Bezgin,değerlendirmene kesinlikle katılmıyorum.Aksine yapılan TÜRK ORDUSU'nun saygınlığını düşürmek,Türk Silahlı Kuvetleri'nin halkın gönlündeki değerine darbe vurmak,Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesindeki personelin TSK'ye inancını sarsmak ve tabi bütün bunlardan sonra yani TSK'yi YIPRATTIKTAN sonra da TÜRK MİLLETİ'ni YIPRATMAKTIR.

emekli oldular ve halen susmadilar diye .. sorun bu askeriye milli olmaktan cikmistir.bildiri de yayinlamayakmis basbug ee ne gidip konusacak ne degisecek..bir pasanin kilina zarar gelmemeliydi.ne yapmislardir pasalarimiz.yaziklar olsun hepsinie Tolon pasaya bir sey olursa en az bir yil yas tutacagim.ne kadar Ataturkcu varsa yok edinceye kadar devam edecek bu dalgamidir nedir.f tipi birisi adini animsamiyorum bunun sonu yok dedi yok duymayan kulaklara...su an ulusalda birisi konusuyor cok dogrulari soyluyor...

maydonos,aynen senin gibi düşünüyorum.Ne eksik,ne fazla.

Türkancığım,ben demiştim demeyi sevmiyorum ama DAĞ FARE DOĞURDU.

brd,TKP'nin duruşunu sergileyen bildiriyi paylaştığın için teşekkür ederim.
Geçmiş yılların yanlışlarından uzaklaştıklarını zaten ERGENEKON DAVASI'nın başından beri sergiledikleri tavırlarla ispatlamışlardı.Helal olsun diyorum onlara.Çünkü KOMÜNİST bir parti ENTERNASYONALİZM'ê ulaşmak için önce kendi ülkesinin partisi olmalıdır.Bu gerçeğin farkına varmış görünüyorlar.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 10:16
gönderen kaye
gokturkmehmet yazdı:TKP, gercekten de bir sol partinin olmasi gerektigi cizgide ve saygideger bir durus sergiliyor. Boyle bir donemde dogru tarafta olmalari nedeniyle, diger sozde solcular gibi, ilerde neden olmalari olasi felaketlerden dolayi utanacaklardan olmayacaklardir.

Ya işte öyle diyorsun da, bunlarda bir yere kadar. Araya öyle bir kelime sokuyorlar ki, bütün dedikleri doğruları yıkıp attırıyorlar. Hatta belki de ihanetin en büyüğünü bu söylemleriyle onlar yapıyorlar..
Bak bakalım ne diyeceksin:
TKP yazdı: Bu operasyon, Türkiye'deki sömürü düzeninin emekçi halka, devrimcilere, Kürtlerekarşı işledikleri suçları, en azından bunların küçük bir bölümünü aydınlatmak, suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 11:20
gönderen İlteriş
Kaye,
Komunistler komunisttir, Kemalistler ise Kemalisttir. Bu aktardigin konu ise devlet icindeki gercek cetelere iliskin elestirileridir, ki ergenekon dedikleri operasyonlarda susturulmak istenen kemalistler, bu gercek cetelerin kalintilari ile ayni kefeye konarak ard arda tutuklanmislardir ve halkin gozunde ceteci konumuna sokulmak istenmislerdir. Kemalizm ile ceteciligin de bir alakasi elbette ki yoktur, yani burada da tum soylediklerini yikacak bir gorus belirtmemislerdir. Ergenekon tutuklusu aydinlarla gercek cetecilerin ayrimini yapmislardir. Ote yandan ben tkp'nin avukati degilim, butun konulardaki goruslerini yazip bana sorman gereksizdir. Ben sadece ergenekon davasi konusundaki tutumlarini dogru buldugumu belirttim. Yani simdi sirada ne var? "Bunlar ergenekon davasinda dogru tutum takiniyorlar ama, bak ozel tesebbusun azina bile tahammulleri yoktur" mu diyeceksin?

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 11:28
gönderen kaye
Yazıdaki bu cümlede çok şey gizli, iyi dikkat etmek lazım:
TKP yazdı: Bu operasyon, Türkiye'deki sömürü düzeninin emekçi halka, devrimcilere, Kürtlere karşı işledikleri suçları, en azından bunların küçük bir bölümünü aydınlatmak, suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 11:45
gönderen MansurSah
kaye yazdı: .. Ya işte öyle diyorsun da, bunlarda bir yere kadar. Araya öyle bir kelime sokuyorlar ki, bütün dedikleri doğruları yıkıp attırıyorlar. Hatta belki de ihanetin en büyüğünü bu söylemleriyle onlar yapıyorlar..
Bak bakalım ne diyeceksin:
TKP yazdı: Bu operasyon, Türkiye'deki sömürü düzeninin emekçi halka, devrimcilere, Kürtlerekarşı işledikleri suçları, en azından bunların küçük bir bölümünü aydınlatmak, suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır.


Kaye, TKP bu meselede benim düşündüğüm gibi mi düşünüyor, yada şimdi yazacaklarımdan dolayı mı bunu söylemiş, emin değilim hem de yüksek ihtimal vermiyorum, dolayısıyla TKP'yi savunmak yada sana bir karşı önermede bulunmak için değil ama, şu da var ki..

Cengiz Özakıncı'nın anlattığı (doğuda köken ayrımı yapmadan herkese zararı olan) "Fulda Boşluğu" meselesi çok önemlidir. Kenan Evren'in, Diyarbakır Cezaevi'nde yaptırdığı işkenceler.. 10 yıl öncesine kadar Kürtçe konuşmak, yada normal Türkçe bir kasette bir kuble uzun hava okumak "yasaktı", içeri giriyordun işkence görüyordun. Kaç kez başıma geldi: Doğuya giden otobüste, çevirme olduğunda beyaz ten renkli gözden dolayı kimliğime bile pek bakmadan geri verirler ama esmer vatandaşlar aşağı indirilir üzeri aranır. (Tamam terör var, şüphelenme üst araması yapmak gerekir eyvallah ama bunu yapacaksak, vatandaşın arasında ayrım yapmadan, herkese yapmak lazım.) Evet Cumhuriyet kimseye karşı etnik ayrım yapmamaktadır, anayasada böyle birşey yoktur, herkes tüm siyasi haklara sahiptir, herkes meclis başkanlığı dahil tüm mevkilere gelebilmektedir. Ancak benim gördüğüm, anayasaya, cumhuriyete ve ulus devlet zihniyetine aykırı olarak, özellikle 12 Eylül zihniyeti marifetiyle, Kürt kökenli vatandaşlara, bilinçli ve sistematik bir ayrım ve nahoş uygulamalar yapılmıştır. Ancak, bunu tabii ki, "haydi özür dileyelim, kimliklerini tanıyalım, federasyon verelim, Türk demeyelim Türkiyeli diyelim, tv kanalı açalım" gibi bölücü ve emperyalist kuklası olarak söylemiyorum. Tam tersi: BOP'un temellerinin çok önceden mevcut olduğu gerçeğini akılda tutarak, Amerikan kuklası 12 Eylül ve civarındaki dinci-faşist yönetimlerin, Amerika emri ve eliyle, bugünleri düşünerek, bizi bölmeye zemin hazırlamak üzere, bir plan bir tasarım gereği yapılmıştır. Güncel söylemle, bilinçli bir "ötekileştirme"yi, Amerikan köpeği yönetim kadroları, faşist uygulamalarla hayata geçirmiştir. (Terör vasıtasıyla da Türklerin, Kürt kökenlilere karşı genel bir soğukluk içine girmesi eşyanın tabiatındandır, yani emperyalistler burada da bir taşla iki kuş vuragelmişlerdir.) Burada şimdi yapılması gereken, bunun ayırdına varıp, tüm etnik kökenlerle, Milli Türk Kimliği altında birleşmek ve ulus devletimizi güçlendirmek, emperyalizme karşı hep birlikte, kardeşçe dik durmaktır. Emperyalizmin oyunu basit ve açıktır: Önce baskı zulüm yaptırtalım ki sonra onları kışkırtıp bölücülük yaptırmamız kolay olur.

Ne yazık ki plan gereği, bir döneme kadar böyle bir ayrım ve nahoş uygulamalar, terör vs. ile hazırladılar hazırladılar, şimdi ise bölme aşamasına geçtiler. Ve bunu da yine devleti yönetenler eliyle yaptırıyorlar.

Neyse ki artık eski ayrım-zulümler kalmadı, dilleri günlük hayatta evde sokakta kullanma gibi basit haklar verildi. Milli bir hükümete sahip olmamızla, ulus devlete aykırı uygulamaları geri aldığımızda (tv açılması vb.) ve teröre son verdiğimizde, pek bir sorun kalmayacaktır. Bu noktada sorumluluk ve görev de, farklı kökenlere düşmektedir. Emperyalizmin oyununa gelmeyecekler. Nasıl Fransa'daki tüm etnik kimlikler de göğüslerini gererek "Ben Fransız'ım" diyorsa ve etnik kökenini sorarsan kızıyorsa "sanane benim etnik kökenimden" diyorsa, bizdeki tüm vatandaşlarımız da "Ben Türk'üm" diyecek, "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyecek. "Zenginlik" falan dedikleri şey de zaten, bu olmadan hayata geçemez.

(Yoğunken hızlıca yazdım, sürç-i lisan ettiysem düzeltiriz :)

TKP'ye gelince, uzun süredir diğer sosyalist-komünist fraksiyonlardan ayrı olarak, emperyalizme ve bölücülüğe karşı, net ve onurlu bir çizgide durmaktalar. Onlar gerçi, "milliyetçilik" kelimesine mesafeli durmaya çalışsalar da, "yurtseverlik" adı altında savundukları çoğu şey bana göre çok sağlıklı bir milli duruştan ibaret. Ergenekon Tertibi konusunda da bunu açıkça gösteriyorlar zaten ama, bu tertip meselesi öyle birşey ki, mesele hukuksal bir mesele, burada milli falan olmaya da gerek yok. Bölücü teröristlerin bile buna karşı çıkması gerekir.

Ek olarak: Nihat Genç, Milli Görüş hareketini hep "milli" ve anti-emperyalist olarak tasnif ediyor ya.. Milli Görüş'ten, özellikle Erbakan'dan, Ergenekon Tertibi'ne karşı, "milli", en azından "adil" bir duruş görebildik mi? (Ben ıskalamış olabilirim, varsa öğrenmek isterim.)

Haydi bakalım, "Milli Görüş"ten de, en azından Komünist Parti'nin gösterdiği kadar "milli", olmadı "yurtsever" bir tavır bekliyoruz. Ne güzel bir mihenk taşı işte.

Kara koyunla ak koyun geçitte belli olurmuş, milli ile gayrı-milli de Ergenekon Tertibi'nde.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 11:57
gönderen MansurSah
kaye yazdı:Yazıdaki bu cümlede çok şey gizli, iyi dikkat etmek lazım:
TKP yazdı: Bu operasyon, Türkiyedeki sömürü düzeninin emekçi halka, devrimcilere, Kürtlere karşı işledikleri suçları, en azından bunların küçük bir bölümünü aydınlatmak, suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır.


Yazıdaki o cümledeki gizli yeri ifşa edip, içimden geldi TKPnin avukatlığını yaparak yazayım :)

"Türkiyedeki sömürü düzeninin emekçi halka" 12 Eylül ve devamı ile genel olarak tüm halka, Diyarbakır Cezaevindeki gibi uygulamalarla, özelde "Kürtlere karşı işledikleri suçları" .. yüzünden Kenan Evren ve saz arkadaşları,

Sözde derin devlet diye mafyayla bin türlü ilişkiye giren, hukuk tanımadan bir sürü cinayet işleten Mesut Yılmaz, onları savunmak üzere kalkıp "devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir" diyebilen Tansu Çiller (ki Susurluktaki kazadaki Sedat Bucak, yani aşiret reisi olarak Cumhuriyetimize karşı bir durumda, DYPnin mebusuydu) başta olmak üzere, onların saz arkadaşları ve o mafyalar, aşiretler, kimi özel harekatçılar ile Fethullahçı emniyet mensupları vs. vs.

Ergenekon Tertibi, işte bunları "suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır. "

O yazıdaki o cümlede, aynı zamanda güzel birşey de gizli, farkettiniz mi: Gayrımilli duruşlarını eleştirdiğimiz sol fraksiyonların hep söylediği, bana göre bölücü bir tanımlama olan "Kürt Halkı" yerine, "kürtlere" denmiştir. Ben olsam daha ulus devlet taraflısı olarak, "Kürt Kökenliler" derdim zira T.C.ye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 14:57
gönderen maydonos
kisa bir katki yapmak gerekiyor sanirim.bunun oncesi de var.Ataturk un olumu ile birlikte bu gerici guruh cesaret kazanmistir.80 oncesi ve sonrasi sadece ivme kazandi.guzel bir bildiri olmus katki olmusta dar bir acidan bakilmis ...ayrica k. evren sadece bu iskenceleri o donemde diyarbakirlilara yapmadi turkiyenin her tarafinda insanlar eziyet gormuslerdir bunu sirf diyarbakir ilindeki halk yasamistir demek dogru degil..boyle bir ayrimi yanlis buluyorum..bildiride bunun yazilmasini hos bulmuyorum.hem kardeslikten bahset kiyisina bu ayrimi ilistir.bu yuzden hic inandirici gelmemistir bu soylemler bana..


ayrica yasli olmasam bir cocuk sahibi olup adinida Ergenekon koymak isterdim..su guruha inat..hekese kolay gelsin..