7. yüz (Toplam 7 yüz)

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 20:13
gönderen Çetin Taş
Kaye kardeşim.Ben o cümleyi bir dönem patır kütür öldürülen Kürt işadamları,gazeteciler,yazarlar için söylediklerini yani FAİLİ MEÇHULler için söylediklerini düşünüyorum.Ben de haksız yere öldürülen her Türk vatandaşının hesabının sorulmasını istiyorum.Türk,Kürt,Laz,vs. olmuş fark etmez.

maydonos kardeşim,ağabeyim.Ben dün aynı şeyi düşündüm.Ve hatta bu devirde bu isme izin de vermeyeceklerini düşününce ikiz çocuk sahibi olanların şifreli olarak bu ismi koyabileceklerini düşündüm :wink: Mesela kızın adı ERGE,oğlanın adı NEKON :twisted:

Anlamlarını sorarlarsa da yerel anlamları olduğunu söylerdim.

İletiGönderilme zamanı: Cum Oca 09, 2009 21:44
gönderen kaye
Çetin Taş yazdı:Kaye kardeşim.Ben o cümleyi bir dönem patır kütür öldürülen Kürt işadamları,gazeteciler,yazarlar için söylediklerini yani FAİLİ MEÇHULler için söylediklerini düşünüyorum.

Çetin, seni iyi tanıdığımı düşünüyorum, o yüzden beni kandırıyor olamazsın ama kendini iyi kandırmışsın diyeceğim :) Alınma bana lütfen, ama
"Bu operasyon, Türkiyedeki sömürü düzeninin emekçi halka, devrimcilere, Kürtlere karşı işledikleri suçları, en azından bunların küçük bir bölümünü aydınlatmak, suç işlemiş devlet görevlilerini yargı önüne çıkarmak için yapılmamaktadır."
bu cümleden de ben ne gazeteciyi anlıyorum ne de işadamını. Zaten öldürülen insanları mesleklerine göre sınıflandırmış olsalardı herhalde pekaka tarafından şehit edilen askerlerimizi de buraya sokuşturuverirlerdi. Kaldı ki, "Kürtlere karşı" diye bir tabir kullanmışlar, bundan neyi kastettikleri maalesef çok açık.

MansurSah yazdı: Doğuya giden otobüste, çevirme olduğunda beyaz ten renkli gözden dolayı kimliğime bile pek bakmadan geri verirler ama esmer vatandaşlar aşağı indirilir üzeri aranır. (Tamam terör var, şüphelenme üst araması yapmak gerekir eyvallah ama bunu yapacaksak, vatandaşın arasında ayrım yapmadan, herkese yapmak lazım.)

Yapmayın arkadaşlar lütfen, terör güruhunun da kullandığı zaten buna benzer cümleler, siz çok iyi niyetli bahsediyor olabilirsiniz ama karşınızdaki insanlar sizin bu iyi niyetinizden faydalanıyorlar..
Evren dönemi, hapishane de kaybedilen tutuklular, darağaçlarına gönderilen aydınlar veya katledilen gazetecilerde "Kürtlere karşı" tabirlerini kamufle etmek için kullanılmış. Devletimizin ve halkımızın hiç bir zaman kendi vatandaşına kastı olmamıştır. Bazı faşist grupların olmuşsa bile, bu masum insanların çektiklerinin yanında anılamayacak kadar küçük bir orandır..

MansurSah yazdı:O yazıdaki o cümlede, aynı zamanda güzel birşey de gizli, farkettiniz mi: Gayrımilli duruşlarını eleştirdiğimiz sol fraksiyonların hep söylediği, bana göre bölücü bir tanımlama olan "Kürt Halkı" yerine, "kürtlere" denmiştir. Ben olsam daha ulus devlet taraflısı olarak, "Kürt Kökenliler" derdim zira T.C.ye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür.

Bak burada çok güzel yakalamışsın MansurSah..

maydonos yazdı:ayrica k. evren sadece bu iskenceleri o donemde diyarbakirlilara yapmadi turkiyenin her tarafinda insanlar eziyet gormuslerdir bunu sirf diyarbakir ilindeki halk yasamistir demek dogru degil..boyle bir ayrimi yanlis buluyorum..bildiride bunun yazilmasini hos bulmuyorum.hem kardeslikten bahset kiyisina bu ayrimi ilistir.bu yuzden hic inandirici gelmemistir bu soylemler bana..

Aynen katılıyorum :alkis:

İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 10, 2009 14:51
gönderen brd
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, CNN Turk'te yayınlanan 360 Derece programında Şirin Payzın'ın sorularını yanıtladı. Kemal Okuyan'ın yazarı olduğu "Ergenekon ve AKP Arasında Sıkışan Sol" kitabı eksen alınan programda Türkiye solunun Ergenekon operasyonununa yaklaşımı değerlendirildi.

http://haber.sol.org.tr/video/8570.html

İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 10, 2009 17:10
gönderen Çetin Taş
Kaye.
TKP Antiemperyalisttir.Amerikan karşıtıdır.ERGENEKON operasyonuna baştan beri en doğru teşhisi koyan 3 siyasi partiden biridir.Bundan 4-5 sene önceki TKP ile şu son birkaç senede ki TKP farklıdır.

Sen alıntıladığın bölümü istediğin gibi yorumlamakta özgürsün.Ben olumsuz düşünmemekten yanayım.MERAK ETME,KENDİMİ KANDIRMIYORUM.
Sevgiler.

İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 10, 2009 17:27
gönderen maydonos
Cetin Tas arkadas, bu konuya maydonoz olayim bende kayenin isaret ettigi noktada hem fikirim..hem kardeslikten bahset ustunede kurt diye bir millet ayrimina git..bu yanlis ve dusunce tarzi sola hep zarar verdi.zamanindaki parcalanmalarin nedeni de bu olmustur..isci sinifi diyince bundada ayni seyler yapildi hemen tum konularda... yok karadenizlisi yok kurdu yok bilmem ne derken boluk porcuk gruplar bir araya gelemediler.bunun sonucunda ne oldu bu guruh geldi tepemize kondu iste..

İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 10, 2009 17:58
gönderen brd
Ergenekon operasyonu bunlara karşı mı yapılmıştır, Türkiye kontrgerilladan kurtulmakta mıdır? Bu soruya verdiğimiz yanıt bellidir ve şimdi her nasılsa herkesin diline düşmüştür: Kontrgerilla yeniden yapılandırılmaktadır!

Sermayeyi, onun bekçilerini, katillerini, partilerini bir kenara koyalım... Bir kenara değil, öbür tarafa...

Bizim taraf nasıl örülecek?

Bizim taraf açık ve berrak bir tavırla örülecek. Saldırının içeriği belli. Bu içeriğe karşı ikirciksiz bir tutum alınacak, ikirciksiz tutum alanlar işbirliğini zorlayacak.

Dolayısıyla gericiliği bir demokratikleşme projesi olarak görenler olmayacak... Kendisi bir AB projesi olan Ufuk, Kürt hareketinin Avrupacı, Amerikancı unsurları olmayacak, liberal soytarılar olmayacak...

Emekçi dönüşür, işbirlikçi dönüşmez! Dönüştürücülük enerjimizi emekçilere saklayalım.

Siyasal planda bu kaygılarla hareket edenler ortaklaşır, ortaklaşmanın yolunu bulur. Piyasaya, işbirlikçiliğe, gericiliğe karşı konumlanış solda liberalizmin pespayeliğine karşı silkinenlere, Kürtler içinde Türkiyeli ve emekçi karakterli bir çözümü samimiyetle isteyenlere, kendini kemalist olarak tanımlayan ama düzenden kopmakta olan unsurlara cesaret ve güç vermelidir.

TKP’nin politikası budur. Bu bir yanıttan çok, çağrıdır.



Yazık... "Bu ülkede önce Kürt sorunu çözülmelidir" demekten başka siyaset bilmeyenler, bunu solculuk diye dayatanlar, artık açık bir biçimde yaşanan gelişmelere ilişkin tek bir söz söylemiyorlar. Müttefiklerini AB misyonlerlerinden, ABD ajanlarından, liboş peygamberlerden seçiyorlar...

"Çözüm"e damga vuran sermaye ekonomisidir: Ucuz işgücü, yeni yatırım alanları! "Çözüm"e damga vuran emperyalist siyasettir: Bölgenin "açık şehir" haline gelmesi, Türkiye'nin idareten gevşetilmesi!

Bundan neredeyse bir asır önce yükselen ve kısa süre sonra egemenliğini pekiştiren burjuva devrimine "karşı devrim" de, onu tarihsel olarak karşına al ve şimdi yalnızca Kürt sorunu ile ilgili olmayan, aslında temelde onunla hiç ilgili olmayan bir "çözüm"ü burjuva demokratik devrim diye kutsa!

Akıl fikir versin, kim verecekse...



Türkiye solunun bir bayrak sorunu var. Aslında bu sorun, sermaye sınıfının Türkiye soluna hediyesi. 1980 darbesine kadar böyle bir sorun gündemde değildi, en azından konu fazla önemsenmiyordu. Ama ne oldu? 1960'larda "siz bu ülkeyi satıyorsunuz" suçlamasıyla sıkışan kozmopolitleşmiş ve işbirlikçi patron sınıfı, 1970'lerin ikinci yarısından itibaren Türkiye'nin ulusal simgelerinden bayrağı bir baskı unsuru haline getirerek, sola "sen misin beni hainlikle, emperyalistlere uşaklıkla itham eden" dercesine meydan okumaya başladı.

Ülkenin kaynakları, kültürü, işçilerin emeği, fabrikaları kutsal değildi ama bayrak kutsaldı! Her şeyi satan ve bu sayede zenginliğini ve egemenliğini sürdüren sermaye sınıfı, elindeki bayrakla solu "vatan hainliği"yle suçluyordu.

Sol 1980'e zayıf ve hedefsiz olarak girmeseydi, sermayenin ve onun hizmetindeki devletin işi bu kadar kolay olmazdı. Ancak sol, iddialarından uzaklaştıkça kendisini bu toprağa yabancılaştırdı da...

Kabul etmek gerekiyor ki, faşist darbenin memleketten uzaklaştırdığı ya da darbeden kendisini korumak için Avrupa'nın değişik noktalarına dağılan on binlerce devrimci için Türkiye, özlem duyulan yurt olduğu kadar, karanlık ve acımasız bir zindandı da.

Evren ve arkadaşlarının ölçüsüz şiddet kullanımın ardında Türkiye solunu ülke toprağından koparma arzusu olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor.

Büyük ölçüde başarılı oldular.

Ardından hep sürdürülen inkarcı ve ırkçı politikaları tırmandırarak Kürtlerin birlikte yaşama isteğini körelttiler. Yalnızca zorbalık ve şovenizmin kaynağı değil, Türkiye'ye ait hemen her şeyin Kürtler arasındaki değeri azaldı, sıfırlandı. Bu dönüşüm Türkiye solunu da etkiledi. İnsanlar Ege türkülerini utanarak söylemeye başladılar, Azeri ezgileri faşistlere terk edildi, bu toprakların değil tüm zaman ve mekanların en büyük enternasyonalist şairi Nazım Hikmet bile Türkçülük, milliyetçilikle suçlanabildi.

Bütün bu süreçte halklar arasında düşmanlık tohumları ekenlerin en önemli silahı bayraktı. Katili, işkencecisi, Amerikancısı, Avrupacısı, kaçakçısı, kara paracısı, sömürgeni, yani bu ülkenin bütün zararlıları kendi konumlarını korumak için bayrakla saldırıyorlardı.

Bu durum 1980'lerden sonra uzun bir süre sineye çekilmiş olabilir. Zalimlerin bayrak ve diğer sembolleri kullanım şekli bir tiksinti yaratmış da olabilir.

Ancak solun tarihsel sorumluluğu vardır.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım durumu kabullenmek, "biz bir iddia taşımıyoruz, patron sınıfının bizi ittirdiği köşede kendi oyunumuzu oynarız" demektir.

Sol artık bu köşeye sıkışmışlıktan kurtulmalıdır.

Türkiye'nin bayrağının işbirlikçi sınıf tarafından etkili bir biçimde kullanılmasının önüne geçilmelidir. Bundan birkaç yıl önce, "biz bu bayrağı onların elinden alır, onları ABD, AB bayraklarıyla baş başa bırakırız" demiştik.

Bunu yapmak zorundayız.

Bunu yapmak bu topraklara sahip çıkmaktır.

Bunu yapmak, ben bu ülkenin yurtseveri, bu ülkenin devrimcisi, bu ülkenin komünistiyim demektir.

Bunu yapmak, sana meydan okuyorum, beni bu topraklardan söküp atamazsın iddiasıdır.

Bunu yapmak, Türkiye solunu tepkisellikten, çocukluktan ve iktidarsızlıktan çıkarmaktır.

Bunu yapmak, Türkiye solunu fetişe karşı fetişle yanıt verme saçmalığından kurtarmaktır. Bayrak sermaye sınıfı tarafından ancak bir fetiş olarak işe yarayabilmektedir; solun bayrağı bir sorun haline getirmesi de, onun fetişleştirilmesiyle ilgilidir.

Bu saçmalık sona ermelidir. Racon kesmeği solculuk sananların herhangi bir siyasi değeri yok; bayrağı bir milliyetçi silah olarak sola taşımaya kalkanlara aramızda yer yok; konuya ilişkin uçlarda gezinen, kah düşmanca tavır alan kah kongre salonlarına dev bayraklar asarak provokasyona zemin hazırlayan kimi Kürt siyasetçilerinden öğrenecek bir şeyimiz de yok.

Biz, bayrak meselesini kendimizce, yurtseverce ve komünistçe ele alır, çözeriz.

Bunu yaparız çünkü bu ülkeye sahip çıkmak gibi bir iddiamız var, ülkeyle ve onun sembolleriyle sorunlu olmayı kendimize yakıştırmayız.

İletiGönderilme zamanı: Cmt Oca 10, 2009 20:42
gönderen maydonos
bakin brd kardes yanlis soylemleriniz devam etmekte o nedenle sen basa kurt altinada diger milletlerin isci sinifini eklemledigin anda senin bu gorusune saygi duymamizi bekleme irkcilik yapmis oluyorsunuz.bende yorugum turkmenim pomakim mi diye ayrilayim...bu yanlisi yaptiginiz surece bir birlik yasanmiyor...sen zayif karin yaratiyorsun esitlikten bahsedip irkcilik yapiyorsun...hepimizin suyuz buyuz toplum olarak turkuz...bunda kotu olan ne var. ilk yazi ile ilgili biraz detaylandirdim...su an vatanimiz elimizden aliniyor..sermaye yatirimlarini balkanlara ve marmaraya yonlendirmistir.nedeni ab ve oradan gelecek paralara konma hevesidir..bu kurt meselesi yuzunden 90 li yillarda ordu corlu dan doguya kaydirilmis ve o bolgede zafiyete ugratilmistir...bunun baska ornekleride vardir mutlaka bu benim gozlemlerim..bu plana dur diyecek bir milli hukumet gerekiyor...chp sinei millete donmeli hergun sehitlerimiz icin soru onergesi yagmuruna tutmali meclisi..sorgulanmadan iceri alinan insanlarimiz hakkinda da ayni duyarliligi gostermeli iki yolsuzlukla mucadele ile bir kilictaroglu ile muhalefet olmaz bu halka duyurulmaliki..gucun sirf akp oldugu normal vatandasin beyninden silinsin...herkese kolay gelsin...

onemli not:annem sulalesine kurt var babam sulalesinde tatar, osmanli doneminde istanbuldan goc etmisiz istanbuldan gelirken anadoluya ne oldugumuzu bilmiyoruz..annemin ailesinin bir bolumu konya karamandan turkmende karisik ne olacak simdi ben neyim.ben kendimi turk oglu turk goruyorum.yalniz beni kaca bolecek bu irkci zihniyet merak ediyorum simdi..ne olacak bu nedir ya...komik ve cok ilkel bir bakis acisi..hem esitlik kardeslik diyip ardindan ilistirilen bir kurt meselesi olmuyor...

İletiGönderilme zamanı: Pzt Oca 12, 2009 20:49
gönderen Mery
Artik Turkiye'de olup bitenleri kavrayamiyorum
Beynim durdu sanki...

Prof.Dr.Kemal Gürüz: Ben Bir Amerikancıyım

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 18, 2009 19:34
gönderen Panzehir
Prof.Dr.Kemal Gürüz: Ben Bir Amerikancıyım

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Prof. Dr. Kemal Gürüz, gözaltı sürecinde kendisini en üzen şeyin parmak izinin alınması olduğunu belirterek, ‘O anda içimden ağlamak geldi. Bir terörist gibi, bir suçlu gibi parmak izimin alınması beni yaraladı. En çok buna içerledim’ diye konuştu. Gürüz, "Amerikan emperyalizmi palavra. Ne Ergenekon'u ben Amerikancıyım" dedi.

BEN AMERİKANCIYIM: Amerikan emperyalizmi palavradır. Ben Amerikancıyım. Dünya barışını ancak Amerika sağlayabilir. Türkiye’nin Batı ittifakının dışına çıkması felaket olur. Bu hükümet, ülkeyi Batı ittifakının dışına çıkarıyor. Asıl büyük tehlike budur.

DARBELERE KARŞIYIM: 27 Mayıs’ta 14 yaşındaydım. Menderes’in asılmasına çok üzülmüştüm. 27 Mayıs’a da, 12 Mart’a da, 12 Eylül’e de karşıyım. Darbelere karşıyım, darbe istemem. AKP’nin iktidara gelişinin arkasında 12 Eylül’ün siyaseti tarumar etmesinin rolü var. AKP’yi millet götürecek.

BEN ÇETECİ DEĞİLİM: Çetelerin kökünün kazınması lazım. Ben hayatımda böyle bir faaliyete katılmadım. Ergenekon kapsamında bu zamana kadar gözaltına alınanların çok büyük bir bölümünü tanımıyorum. Veli Küçük’ü tanımam, İbrahim Şahin’i tanımam. Gözaltına alınan emekli generallerden bazılarını, YÖK Başkanı iken görevim gereği tanımıştım.

BATI’YA ŞİKÁYET EDECEĞİM: AKP hükümeti, Türkiye’yi Batı ittifakından koparıyor. Şehirlerin kültürü ve yapısı değişti... Kadın-erkek ilişkileri yeniden tanımlanıyor. Ben bunları çok tehlikeli buluyorum. Bundan sonra bunlarla mücadele edeceğim. AKP hükümetinin yapıp ettiklerini Batılı dostlarıma anlatacağım. Milletime de anlatacağım.
- Haberin devamını görmek için tıklayınız. -