1. yüz (Toplam 2 yüz)

Fetullah Örgütü (Abant Platformu) Erbil'de toplandı!

İletiGönderilme zamanı: Pzt Oca 26, 2009 22:08
gönderen Türk-Kan
Fethullah Gülen’den kukla devletin resmileştirilmesi yolunda ABD’ye destek.

Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Abant Platformu, 15-16 Şubat’ta kukla devletin sözde başkenti Erbil’de toplanacak. "Türkiye ile Kürdistan Bölge Yönetimi İlişkileri - Ortadoğu’nun Geleceği" başlıklı konferansın düzenleme kurulunda Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Altan Tan, Ferhat Kentel ve Salih Yaylacı yer alıyor.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından desteklenen ve onursal başkanlığını Fethullah Gülen’in yaptığı Abant Platformu, 15-16 Şubat’ta kukla devletin sözde başkenti Erbil’de toplanacak. "Türkiye ile Kürdistan Bölge Yönetimi İlişkileri - Ortadoğu’nun Geleceği" başlıklı konferansın açılışını kukla devletin sözde başbakanı Neçirvan Barzani yapacak.

Konferansta Altan Tan, Eser Karakaş, Cengiz Çandar, Mehmet Altan gibi kişiler de tebliğ sunacak. Celal Talabani ve Mesut Barzani de konferansın davetlileri arasında. Abant platformu benzer bir toplantıyı geçen yaz Diyarbakır’da yapacağını duyurmuş, ancak PKK’nın karşı çıkması üzerine toplantı iptal edilmişti. 13 Eylül 2008 tarihinde de söz konusu toplantının sonuç bildirgesini Dicle Üniversitesi’nde açıklayacağını duyuran Abant Platformu; PKK’nın yan kuruluşlarından biri olan “Amed Demokratik Halk İnisiyatifi”nin uyarısı üzerine bu toplantıyı da yapamamıştı.

Halen Amerika’da bulunan Fethullah Gülen, geçen yıl Erbil’de Işık Üniversitesini kurdurmuştu :arrow: Barzani desteği ile Erbil'e Gülen üniversitesi). Gülen’in bölgede ilk ve ortaokul düzeyinde okulları da var. Uzmanlar kukla devletin resmileştirilmesi sürecinde, sözde başkent Erbil’e yüklenen misyona dikkat çekiyor. Geçen hafta Türkiye’ye gelen Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Türkiye-Irak ve ABD arasında kurulan üçlü mekanizmanın komuta merkezinin Erbil’de kurulacağını açıklamıştı. Yakın bir tarihte Irak’ı ziyaret etmesi beklenen Abdullah Gül’ün de, bu ziyaretinde Erbil’e gideceği konuşuluyor.


Kaynak


İletiGönderilme zamanı: Pzt Oca 26, 2009 23:38
gönderen avrasya
Hah ! tam yerini bulmuşlar..

İşbirlikçi , işbirlikçiye kukla kürdistanda kavuşurmuş.

Malum, Fetulahcıların , Kürdistan aşkı !

İletiGönderilme zamanı: Sal Oca 27, 2009 6:02
gönderen İlteriş
Simdi ordu, ordu olsaydi, cocuklar icinde yokken, tatilde, o f-tipi okullari yerle bir eder, barzaninin de kellesini alir gelir ve f-tipini de pkk ile ayni seviyede bir tehdit olarak ilan ederdi.

İletiGönderilme zamanı: Sal Oca 27, 2009 7:14
gönderen hirbo06
Buraya katilacak ve bu toplantinin orada yapilmasina destek veren herkes "serefsiz vatan haini" ibaresini alnina dovme yaptirmadan gezmesin! Bizlerde bu serefsizlerin ismini aklimiza kaziyalim ki, bizleri tekrar tekrar arkamizdan vurup dusurmesinler... Eh iste nerde aramazsin simdi Istiklal Mahkemelerini... Ah ki ne ah....

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 15, 2009 21:33
gönderen Sema
Gülen Cemaati'nin Kürt açılımı

Gülen Cemaati tarafından her yıl düzenlenen Abant Platformu'nun bu yılki toplantısı Irak'ın Erbil kentinde yapıldı.

Gülen Cemaati tarafından her yıl düzenlenen Abant Platformu'nun bu yılki toplantısı, devletin de yaptığı 'kürt açılımına' paralel olarak Irak'taki Kürt şehri Erbil'de yapıldı. Erbil'de düzenlenen "Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" başlıklı iki günlük konferans başladı. Açılış konuşmamsını Erbil Valisi Nevzat Hadi'nin yaptığı toplantıya Fethullah Gülen de bir mesaj gönderdi.

Açılışta Abant Platformu adına Mümtazer Türköne, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Kültür Bakanı Felekidi Kadi, Mardin Süryani Metropoliti Saliba Özmen, Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı, Mukiryani Araştırma Merkezi Başkanı Aso Kerim, Selahattin Üniversitesi Rektörü Muhammed Sadık bir konuşma yaptı. Açılış konuşmalarında dostluk ve barış mesajları öne çıktı.

AYNI GEMİDEYİZ

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Kültür Bakanı Felekidi Kadi: "Barış içinde beraber yaşama temennisinde bulunuyoruz. Yıllardır kopuk olan ilişkiler yeniden kuruluyor. Çok çok mutluyuz. Böyle sıcak ve güzel bir günü uzun süredir bekliyoruz. Aynı gemideyiz. Barış ve yardımlaşma içinde yaşayalım. Biz Kürdistan bölgesi olarak barış içinde yaşama temennisinde bulunuyoruz. Yeni bir hayat kurabiliriz. Geçmişteki kötü günleri geride bırakabiliriz. Barış ve dostluk içinde bir geleceği birlikte inşa edebiliriz. Aynı topraktayız. Aynı kültüre sahibiz. Türk ve Kürt kültürleri birbirinden uzak değildir. Bu çağ birbirini kabul etme çağıdır. Bu diyalog milletimiz için çok çok iyi olur. Türkiyede önemli gelişmeler yaşanıyor. Kürtçe bir tv kuruldu. Kürt dili de önemli bir gelişme kat edildi. Üniversitelerde bölümler açılacak. Bu da iki toplum arasındaki ilişkileri de geliştirecektir. Bir birimiz için barışı korumalıyız ve bütün gücümüzle barışın ve dostluğun yanındayız. "

"Geçmişteki hatalardan ders alıp geleceğe dostlukla bakalım"

Erbil Valisi Nevzat Hadi: "Abant Platformu tarafından düzenlenen konferans kardeşlik ve dostluk ruhunun derinleştirilmesi istikametinde, ortak iki komşu milletin ortan geleceğine hizmet mesajları sunacak. Tarihin derinliklerinden gelen irtibatımız ve bunca müşterek değerlerimiz her iki millet içerisinde var olan birlikte yaşama arzusunun, sonsuz dostluk coşkusunun ve manevi gücün en önemli ispatıdır. Ayrıca, ayrımcılık, birbirimizi kendi konumumuzda kabul etmeme, reddetme, sert bir dil ve üslup kullanma ve bunlardan hasıl olabilecek sıkıntılara karşı ortaya konmuş bir tavırdır. Burada bulunan Kürt ve Türk aydınlarının, fikir adamlarının, medya mensuplarının herkesten önce bu işe el atmaları gayet samimi ve sorumlulukların farkında olarak atılmış bir adım, iki tarafa yapılacak hizmetler için ali bir dert, arada bulunan ve karışıklıkları yok etmek için dürüst ve temiz niyetli bir mesaj ve soluktur. Geçmişten çıkardığımız derslerden öğrendik ki hiçbir zaman sert dil, kurşun, kan, düşmanlık ve askeri operasyonlar sıkıntı, istikrarsızlık ve karışıklıktan başka sorun sonuç vermemiş ve hiçbir zaman sorunlara çare olmamış, aksine durumu daha da zorlaştırmıştır. Bugün diyalog, birbirimizi anlama, stratejik dostluk ve ortaklık günüdür. Geçmişteki hataları gündeme getirip de arkaya bakarak tarihi yanlışlıkları sürdürme günleri geçmiştir artık. Artık çocuklarımız bilsin ki komşularımız onların onların dost ve aynı duyguyu paylaşan kardeşleridir. Bu bölge Irak ve Türkiye'nin geçiş köprüsüdür. İki tarafın ilk dostluk adımının kapısı burasıdır. İyi bir diyalog kurmak için aramızda başkalarının bulunması ne kadar doğrudur. Bundan sonra aramızdaki ilişkilerde vehim ve yanlış okumaları bir kenara bırakıp gücümüzü dostluk ve kardeşlik mesajına teksif edelim. Halkımız Türkiye'nin Enfal hadisesindeki dostluğunu asla unutmayacaktır."

HEPİMİZ KÜRTÜZ

Konferansın düzenleme kurulunda bulunan Prof.Dr. Mümtazer Tüköne: "Abant Platformu daha önce yurtdışında pek çok kez toplandı. Ancak bu toplantıyı yurtdışında yapılmış bir toplantı olarak görmüyoruz. Hepimiz evimizdeyiz. Kendimizi evimizde hissediyoruz. Bizler aynı beşeri coğrafyanın çocuklarıyız. Beraber sevinip beraber üzülen bir halkız. Bu toplantı Abant Platformlarının en önemlisidir. Burası Kürtlerin diyarı, aynı zamanda Arapların ve Türkmenlerin de yeri. Burada yaşayan Kürtlerden çok daha fazlası Türkiye'de yaşıyor. Bizimle gelenlerden kaç tanesi Kürt inanın bilmiyoruz. Çünkü hepimiz Kürtüz. Türkiye'de yaşayan 72 milyon gibi ben de biraz Kürtüm. Bir Kürt gibi düşünüyor, yaşıyor ve geleceğe bakıyorum. Ziya Gökalp Diyarbakırlı bir Türk milliyetçisidir. Onun dediği gibi, 'Kürt'ü sevmeyen bir Türk, Türk değildir. Türk'ü sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir.' Büyük bir Küsdistan haritası var. Kimisi bu haritaya bakıp rüya görüyor. Kimisi ise kabus. İsteyen rüya görsün, isteyen kabus ama gerçeklerle yüzleşmemiz lazım. Bu haritanın dışında yaşayan Kürt nüfusu daha fazla. Kürtler'in en büyük kenti ne Erbil ne de Diyarbakır'dır. Kürtlerin en büyük kenti İstanbul'dur. Bu sorun Türkiye'de halkın sorunu değil. Kürtlerle Türkler arasında bir düşmanlık veya kavga yok. Sorun siyasidir. Türkiyenin ulus devlet mantalitesinden kaynaklanmaktadır. Uzun yıllar süren baskı ve asimilasyon politikalarından kaynaklanmaktadır. Bizler kardeşlik adına buradayız."

Mukiriyani Araştırma Merkezi Başkanı Aso Kerim: "Bu toplantı iki toplum için barış ve dostluk getirecek. Dostluğumuzun derinleştirilmesi için bir fırsat. Toplantı dostça ve komşuluk değerlerine bağlı bir ilişkinin başlaması için bir değerdir."

Musul Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı: "Barışı ve geleceği birlikte aranmaya hazırız. Türkiye Cumhuriyeti Irak'tadır. İyi günde de kötü günde de Irak'ın yanında olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Irak'ın Avrupa kapısı Türkiye'dir.

Selahattin Üniversitesi Rektörü Muhammed Sadık: "Bu konferansta konuşulanlar sadece bugün değil, iki ülkenin geleceği için de yol gösterici olacaktır. İki halkın dostluk ve kardeşliğinin, işbirliğinin gelişmesine katkısı olacaktır."


GÜLEN İLK KEZ TOPLANTIYA MESAJ GÖNDERDİ

Abant Platformu Erbil'de düzenlediği "Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" başlıklı konferans başladı. Erbil'deki toplantıya Fethullah Gülen de bir mesaj gönderdi. Gülen'in mesajını Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil okudu. Yeşil, Gülen'in Abant Platformu tarafından düzenlenen toplantılara ilk kez mesaj gönderdiğini söyledi.

İşte Gülen'in mesajı:

"Kıymetli katılımcılar, değerli akademisyen, siyaset ve düşünce adamları; sizleri yüce mevlanın sonsuz selamı ile selamlarım.

Erbil tarihi, kültürel, insani ve toplumsal değerler bakımından dünyanın en zengin ve münbit bölgelerinden birisidir. Kadimde çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış sosyal ve siyasal roller üstlenmiştir.

Abant Platformu ve değerli katılımcılarını bölgeye gösterdiği yakın ilgi ve alakadan dolayı tebrik ediyorum. Zira bugün Erbil, tarihi günlerinde olduğu gibi kültürel, ticari ve eğitim faaliyetleri ile göz doldurmaktadır. Karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine ve stratejik bir coğrafyaya vücut vermektedir. Kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma aynı coğrafyayı paylaşan insanların vazgeçemeyecekleri ve ertelemeyecekleri kadar ehemmiyetli evrensel ve insani dinamiklerdendir. Bugün ortak bir akıl ve tavır üretmek için çok fazla Saiklerimiz mevcuttur.

Son asırda bölge uluslar arası yoğun bir siyasi ilgiye mazhar olmuştur. Şüphesiz savaş da barış da farklı insani ve uluslar arası ilişkiler öğretmekte ve ciddi kazanımlar sağlamaktadır. Getirdiği dramların yanında belki öğretici, insanı olgunlaştırıcı yanları da mevcuttur. Fakat eninde sonunda toplumsal hayata yani normalleşme sürecine geri dönmek gerekmektedir.

Şüphesiz esas zorluk bundan sonra başlayacaktır. Ciddi fedakarlık, sabır ve tahammül gerekir. Türkiye'de binler hatta milyonlar bu coğrafyaya zihnen, fikren ve manen alaka duymaktadırlar. Karşılıklı kardeşlik, yakın dostluk ve komşuluk ilişkileri içerisinde terettüp edecek her fedakarlığa, tecrübe alışverişine ve bilgi paylaşımına açık yüreklilikle ilgi göstermektedirler.

Umarım bu toplantı kısa zamanda toplumsal ve kültürel neticeler ve semerelere vesile olur. Yöre halkının maddi manevi sıkıntılarının azalmasına bölgedeki acıların dinmesine bir nebze de olsa katkıda bulunur. Bu vesile ile tüm katılımcıları gönülden kutlar, Erbil'i temsil eden mümtaz şahsiyetleri ve ilim adamlarını da hürmetle selamlar; Konukseverliğinizin bereketli bir atılıma ve muvaffakiyete vesile olmasını yüce mevladan niyaz ederim.

Allahı'ın sonsuz selamı ile... "

Zaman


Kaynak..

İletiGönderilme zamanı: Pzt Şub 16, 2009 18:14
gönderen Oğuz Kağan
Gülen'in Erbil ilgisi

Erbil'de yapılan 'Abant Toplantısı'na Gülen mesaj gönderdi.

Abant Platformu ile Erbil'deki Selahaddin Üniversitesi'nin birlikte düzenlediği "Barışı ve Geleceği Aramak" konferansı Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesinde yapıldı. Geçen yıl Diyarbakır'da toplanmak istenen ancak emniyet endişesi ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın uyarısıyla Erbil'e alınan konferansa Bölgesel Kürt Yönetimi tam destek verdi.

Bu yıl Erbil'de gerçekleştirilen 'Abant Toplantısı'na Fethullah Gülen mesaj gönderdi.

Mesajı okuyan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Gülen'in Abant Platformu tarafından düzenlenen toplantılara ilk kez mesaj gönderdiğini söyledi.


Gülen'in mesajı şöyle:

"Kıymetli katılımcılar, değerli akademisyen, siyaset ve düşünce adamları; sizleri yüce Mevlâ'nın sonsuz selamı ile selamlarım.

Erbil tarihî, kültürel, insanî ve toplumsal değerler bakımından dünyanın en zengin ve mümbit bölgelerinden birisidir. Kadimde çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış sosyal ve siyasal roller üstlenmiştir.

Abant Platformu ve değerli katılımcılarını, bölgeye gösterdiği yakın ilgi ve alakadan dolayı tebrik ediyorum. Zira bugün Erbil, tarihî günlerinde olduğu gibi kültürel, ticarî ve eğitim faaliyetleri ile göz doldurmaktadır. Karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine ve stratejik bir coğrafyaya vücut vermektedir. Kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma aynı coğrafyayı paylaşan insanların vazgeçemeyecekleri ve ertelemeyecekleri kadar ehemmiyetli evrensel ve insanî dinamiklerdendir. Bugün ortak bir akıl ve tavır üretmek için çok fazla saiklerimiz mevcuttur.

Son asırda bölge uluslararası yoğun bir siyasî ilgiye mazhar olmuştur. Şüphesiz savaş da barış da farklı insanî ve uluslararası ilişkiler öğretmekte ve ciddi kazanımlar sağlamaktadır. Getirdiği dramların yanında belki öğretici, insanı olgunlaştırıcı yanları da mevcuttur. Fakat eninde sonunda toplumsal hayata; yani normalleşme sürecine geri dönmek gerekmektedir.

Şüphesiz esas zorluk bundan sonra başlayacaktır. Ciddi fedakârlık, sabır ve tahammül gerekir. Türkiye'de binler hatta milyonlar bu coğrafyaya zihnen, fikren ve manen alaka duymaktadırlar. Karşılıklı kardeşlik, yakın dostluk ve komşuluk ilişkileri içerisinde terettüp edecek her fedakârlığa, tecrübe alışverişine ve bilgi paylaşımına açık yüreklilikle ilgi göstermektedirler.

Umarım bu toplantı, kısa zamanda toplumsal ve kültürel neticeler ve semerelere vesile olur. Yöre halkının maddi-manevi sıkıntılarının azalmasına, bölgedeki acıların dinmesine bir nebze de olsa katkıda bulunur. Bu vesile ile tüm katılımcıları gönülden kutlar, Erbil'i temsil eden mümtaz şahsiyetleri ve ilim adamlarını da hürmetle selamlar; konukseverliğinizin bereketli bir atılıma ve muvaffakiyete vesile olmasını yüce Mevlâ'dan niyaz ederim.

Allah'ın sonsuz selamı ile..."

VATAN

İletiGönderilme zamanı: Pzt Şub 16, 2009 22:58
gönderen İlteriş
"Abant (ihanet) Platformu" toplantısından ilginç (beklenen)sonuç!

"Fethullah (Abant) Platformu Ankara'da Kürt Büyükelçiligi açılmasını istedi"


Fethullah Gülen’e yakınlığı ile tanınan “Abant platformu” son toplantısını Kuzey Irak’ta yaptı. İki gün süren ve Türkiye’den çoğu akademisyen ve gazeteci yaklaşık 100 kişinin katıldığı toplantıdan, çok ilginç bir istek çıktı; “Irak Kürdistan yönetimi, Ankara’da temsilcilik açsın…”

Erbil’de, Abdurahman Saad Konferans salonunda iki gündür süren toplantının ardından kabul edilen “Abant
platformu sonuç değerlendirmesinde”, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi ile ilişkileri konusunda aynen şu cümle yer aldı;

“Erbil’de bir Türk Konsolosluğu ve Ankara’da da Irak Kürdistan bölgesel Kürt Yönetimi’nin bir temsilciliğinin açılması, genel bir arzu olarak dile getirilmiştir…”

ADI KONMAMIŞ “KÜRT BÜYÜKELÇİLİĞİ”

Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin Ankara’da temsilcilik açması, adı konmadan “Kürdistan büyükelçiliğinin” açılmasına anlamına geliyor.

Iraklı Kürt partilerinin halen Ankara’da iki temsilcilikleri bulunuyor. Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği ile Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi’nin Ankara’daki temsilcilikleri, “Kürdistan bölgesini” değil, “siyasi partileri” temsil ediyor. Aynı şekilde, Irak’ta seçimlere giren Irak Türkmen Cephesi’nin de Ankara’da temsilciliği var.

CHP ve AKP de, yurt dışında temsilcilikler kuruyorlar. Ancak, mesela Brüksel’deki CHP bürosu, sadece CHP’yi temsil ediyor, Türkiye’yi değil. Türkiye’yi, Brüksel’de Türkiye Büyükelçiliği temsil ediyor.

Şimdi, Ankara’da Kuzey Irak Kürt yönetiminin temsilciliğinin açılması, bu bölgenin, Türkiye tarafından resmen tanınması anlamına da geliyor.

“SORUNLAR ŞİDDETSİZ ÇÖZÜLSÜN”

Bildiride ayrıca, Türkiye ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki sorunların şiddete başvurulmadan çözülmesi isteği de yer aldı. “taraflar her türlü sorunun çözümünde, şiddet yöntemlerini reddetmektedir” denilmen sonuç değerlendirmesinde yer alan diğer unsurlar ise şöyle;

+İki gün süren konuşma ve müzakerelerde karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi ve başlayan diyalog sürecinin devam ettirilmesi ve genişlemesinin gerekliliği kuvvetli bir biçimde belirtildi.

*Türkiye ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki münasebetlerin geliştirilmesi sadece iki tarafa değil, bölgeye de barış ve istikrar getirecektir. Bu gelişme Irak’ta bulunan Kürtlerin, Türkmenlerin, Arapların, Asurilerin, Süryanilerin, Keldanilerin, Ermenilerin ve tüm Ortadoğu halklarının faydasına bir gelişme olacaktır.

*Irak’ın Türkiye sınırı, aynı zamanda Irak’ın Avrupa kapısıdır. Türkiye’nin Irak sınırı ise, tarihe ve medeniyete açılan kapıdır. Bu kapılar sonuna kadar açık kalmalıdır.

TOPLANTI, GÜLEN’İN KUTLAMA MESAJI İLE AÇILMIŞTI

Abant platformunun Kuzey Irak toplantısında bir de ilk yaşanmıştı.

Toplantının dün gerçekleşen ilk oturumunda, halen ABD’de bulunan Fethullah Gülen’in “kutlama mesajı” okunarak başlanmıştı.

Abant platformunun Gülen cemaatine yakınlığı Türkiye’de konuşuluyordu. Ancak daha önce platform çerçevesinde Türkiye’de ve yurtdışında gerçekleştirilen 17 toplantıya Gülen herhangi bir mesaj göndermemişti.

Kuzey Irak toplantısı, Gülen’in ilk kez kutlama mesajı göndermesi, gözlemciler tarafından “Gülen, Abant platformunu ilk kez resmen sahiplendi” yorumlarına neden oldu.

Mesajına ”sizleri yüce Mevlâ'nın sonsuz selamı ile selamlarım” diye başlayan Gülen, katılımcıları, Erbil’e gösterdikleri yakın ilgi ve alakadan dolayı tebrik etti. Gülen, mesajına şöyle devam etti:
“Bugün Erbil, tarihî günlerinde olduğu gibi kültürel, ticarî ve eğitim faaliyetleri ile göz doldurmaktadır. Karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine ve stratejik bir coğrafyaya vücut vermektedir. Kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma aynı coğrafyayı paylaşan insanların vazgeçemeyecekleri ve ertelemeyecekleri kadar ehemmiyetli evrensel ve insanî dinamiklerdendir. Bugün ortak bir akıl ve tavır üretmek için çok fazla saiklerimiz mevcuttur.”

Bölgenin, son yüzyılda yoğun uluslar arası ilgiye maruz kaldığına dikkat çeken Gülen, “Şüphesiz savaş da barış da farklı insanî ve uluslararası ilişkiler öğretmekte ve ciddi kazanımlar sağlamaktadır. Getirdiği dramların yanında belki öğretici, insanı olgunlaştırıcı yanları da mevcuttur. Fakat eninde sonunda toplumsal hayata; yani normalleşme sürecine geri dönmek gerekmektedir” ifadesini kullandı.

Gülen, esas zorlukların bundan sonra başlayacağını da bildirerek, “Ciddi fedakârlık, sabır ve tahammül gerekir. Türkiye'de binler hatta milyonlar bu coğrafyaya zihnen, fikren ve manen alaka duymaktadırlar. Karşılıklı kardeşlik, yakın dostluk ve komşuluk ilişkileri içerisinde terettüp edecek her fedakârlığa, tecrübe alışverişine ve bilgi paylaşımına açık yüreklilikle ilgi göstermektedirler” dedi.

Gülen mesajını, “Allah'ın sonsuz selamı ile..." ifadesiyle bitirdi.

Kaynak

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 17, 2009 14:12
gönderen Efe
Vatan hainlerini gözardı edersek bu adamı hala savunanları ben ahmak olarak değerlendiririm, bu örgüte de, onu destekleyenlere de, sempati duyanlara dahi içimden bir ton küfür ve bela söylemek geçiyor.
Bunlar kendi köklerinin isteklerini artık açık açık yerine getirmeye çalışmaktadırlar, Pkk dan daha tehlikeli bir örgüttür bana göre, sokakta, Pkk ya küfür ederken Fetullah efendilerinin adını duyduğu zaman "Allah yardımcısı olsun" diyebilecek kadar ahmak ve cahil insanlar bulunmaktadır, tabiki de bu tarz insanların akıllarını tarihte bir çok olayda olduğu gibi din ile çelebilirler ki Abd de bunu görmüş ve bu örgütün başını kukla gibi kullanmaktadır.
Artık "Barış" kelimeside anlamını yitirmiş, "Demokrasi" gibi başka amaçlar için kullanılmaktadır.

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 17, 2009 19:25
gönderen maydonos
"Allahin sonsuz selami ile" :kikirik: :kikirik: vay peygambere bak sen :kikirik: :kikirik:

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 17, 2009 21:23
gönderen Çetin Taş
Arkadaşlar,bu işlerde her zaman 2 kere 2 4tür.

Bu Ağlakzade Fetullah,Kürt'tür.Ama öyle sıradan bir Kürt değildir.Zamanında dedesi yedikleri halt yüzünden memleketlerinden sürülmüştür.

Özetin özetinin özeti...

Cumhuriyet döneminin en şerefsizlerinden Said-i Kürdi'nin hayranıdır.
Baştan beri Şeriatçıdır,Kürtçüdür ve tıpkı Kürt Sait gibi Güneydoğu'da Şeriatçı bir Kürt devleti kurulmasına gönül vermiştir(gönlünü .....in ağlakzadesi).

Unutmamalıyız ve unutturmamalıyız bu ihanet toplabtılarını,bu ihanet toplantılarına katılanları,düzenleyenleri.

UNUTTURMAMALIYIZ!

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 17, 2009 23:23
gönderen maydonos
unutursak bizden alcak millet yok...merak etme Cetin Tas arkadas unutulacak isler yapmiyorlar ve yapmayacaklar...dolayisi ile Turk milleti tarihinin bu kara sayfalarini unutmayacaktir...

İletiGönderilme zamanı: Sal Şub 17, 2009 23:54
gönderen İlteriş
Sadece onlarin hain oldugu gibi bir ifadeyi hatirlamak yetmez, neler yaptiklarini da unutmamaliyiz. Ornegin su "Kurt Buyukelciligi" onerisi unutulmazlar listesine girmeli

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 19, 2009 22:38
gönderen Oğuz Kağan
PROF. DR. YALÇIN KÜÇÜK’TEN CEMAATİN ERBİL TOPLANTISININ KODLARI

Abant Platformu’nun Erbil’de düzenlediği toplantının yankıları sürüyor. Platformun toplantısı sonrası neredeyse tüm yazarların yeni bir dönemden söz etmesi dikkat çekici. Abant Platformu neden Erbil’de toplandı? Cemaatin Kürtler’e ilişkin hesabı ne? Barzani’nin cemaat ile ilişkisi nasıl? Cemaat Barzani üzerinden ne planlıyor? Odatv.com olarak tüm bunları Prof. Dr. Yalçın Küçük’e sorduk.

İşte Prof. Dr. Yalçın Küçük’ten Cemaatin Erbil toplantısının kodları:

Musul'u Almazsanız Diyarbakır'ı Verirsiniz


“Şimdi burada benim açımdan bir defa çok şaşırtıcı bir nokta yok. Ben bunu zaten çok açık olarak söylemiştim. Şöyle demiştim:

Eğer Musul’u almazsanız Diyarbakır'ı verirsiniz. Söylenenler, Musul ile Diyarbakır’ın birleşmesi yönünde bir ataktır. Fethullah Hoca taraftarlarının Erbil’de yapmış oldukları toplantı Musul’la Diyarbakır’ı birleştirmeye yöneliktir. Musul, Osmanlı taksimatında bugünkü Kuzey Irak’tır. Yani bugün Talabani ve Barzani'nin kontrolünde olan bölgedir. Misak-ı Milli’de Musul olarak ifade edilir. Dolayısıyla bu Erbil toplantısı ve bunu Diyarbakır’da yapamamaları bunu gösteriyor. Bunu dar olarak düşünmemek lazım. Erbil toplantısını Ergenekon tertibi ile beraber düşünürseniz şimdiye kadar Büyük Ortadoğu Projesi dediğimiz proje çerçevesinde bir adım atılmış oluyor.


Ben "Kürdistan" Diyemiyorum

Bu söylenen sözcüğü –ki bunu daha önce Mesut Barzani söylemişti- söylemiyorum. Neden söylemiyorum? Bir şartlanma var. Birde kendimle tutarlılık için bu sözcüğü “Kürt” ve “stan” kelimesini birarada söylemiyorum. Stan yerleşmek demektir. Kütçe de Hint-Avrupa dillerinden olduğu için “stadyum” veya “istasyon” kelimesi ile aynıdır. O sözcük Kürtlerin yerleşik olduğu yer anlamına gelir. Tıpkı “Ermenistan”. Biz Farsçadan alırız onu Kürtçeden değil. Ama Farsça ile Kürtçe kardeş diller olduğu için orda da kullanılır. Bizim de kullandığımız “Ermenistan”, “Bulgaristan” gibi sözcükler vardır. Bunu daha önce Mesut Barzani de söyledi. Türkiye’de bundan 5–10 yıl öncesine kadar, benim hapiste olduğum 1998–2000 yıllarında bu sözcüğü telaffuz etmek 5 yıllık hapis getiriyordu. Bana bu sözcükten dolayı birçok 5 yıllık hapis verdiler. Onun için benim kendimle bir tutarlılığım var. Yoksa suç değil. Ben mahkemede de söylerdim. Bu söyleniyor ama ben söylemiyorum. Şimdi bu noktaya gelindiğinde benim daha önce bir teorem olarak bahsettiğim noktaya gelmiş oluyoruz. Berat Özipek'in Star’daki yazısını okudum. Nasıl Benelüks’ten Avrupa Birliği çıktı. Bu da adım adım Kürtlerin yerleştiği yer ortaya çıkacak. Bunu cesaretle söylemiş oluyorlar.


Barkey İstanbul Yahudisidir

Yalnız buradaki önemli noktalardan biri de şu: Orada aktif olanlardan bir tanesi Henry Barkey bir İstanbul Yahudisidir. Şu anda Mesut Barzani’ye çok yakındır. Hem orada bir devlet olmasını savunuyor, hem Türkiye’nin buna sempati ile bakmasını, bunu kabul etmesi için devamlı çalışıyor. İstanbul Yahudisidir. Türkçeyi bilir. Haberi büyük bir heyecanla veren de Berat Özipek’tir. Kız mı erkek mi olduğunu bilmiyorum. Çünkü bu ara onlar üzerinde de çalışıyorum. Türkçedeki biseksüel isimler iki cins tarafından kullanılan isimlerdir. Berat da iki cins tarafından kullanılan isimlerden bir tanesidir. Tayyip Erdoğan’ın bugün iş adamı olan damadının adıdır. Aynı zamanda Adnan Polat’ın kız kardeşinin de adıdır. Bu biseksüel isimleri topluyorum. Bunları neden topluyorum? İbraniyet’te biseksüel isimler çok fazladır. Başka kavimlerde azdır. Türkçede Berat diye bir isim yok. Kaynağı yok. Ama benim bildiğim berat Sabetay Sevi’in ölmeden önce yaşadığı ve öldüğü kentin adıdır. Bizde de Osmanlı zamanında "berat mebusu" vardı. Bilinen bir yerdir. Onun dışında da bir kaynak bilmiyorum. "Digression" dediğimiz bu ayrılmanın da anlamı şudur: Hem Irak savaşı hem de böyle bir devletin kurulması, artık orada yaşama güvenliği tehdit altında olan İsrail’e güvence vermek içindir. Başka açıdan söyleyecek olursak; artık İsrail öyle bir açmaz içindedir ki her gün daha genişleyerek güvenliğini buduyor. Genişledikçe de güvenlikten uzaklaşıyor.


İsrail'in Haritası Yoktur

Hatta çok hoş bir şey söyleyebiliriz. İsrail bir devlettir. Fakat devletin özelliklerinin birincisi bir haritası olmasıdır. İsrail’in bir haritası yok. Daha doğrusu sık sık değişen bir haritası var. Dolayısıyla burada kurulmakta olan bir kürdo-judaik devlet ve bunu Diyarbakır bölgesiyle birleşmesiyle de yeni bir durum olmakla birlikte İsrail’in projeleri arasında hem Musul, hem Ermenistan’a kadar olan yerler vaat edilmiş toprak sayılıyor. Orada bir adım ortaya çıkıyor. Dolayısıyla şu anda hem Abant Platformu hem de Fethullah Gülen bu adımların parçası oluyorlar. Bu adımlara yardım etmiş oluyorlar. Bu açıklık ortaya çıktıktan sonra Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail sözlerinden daha çok yeni Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulmasından bahsedebiliriz. İyi sözcüğü çok çok önemlidir. Chomsky’nin de benim sık sık televizyonlarda ve çeşitli konuşmalarda işaret ettiğim gibi önemli bir çalışmasında çok açık olarak İsrail’in şu an Amerika ile beraber kurmak istediği düzenin Yeni Osmanlı İmparatorluğu olduğunu söylüyor. Yenilik şurada; Chomsky çok haklı olarak bunu tespit ediyor. İlk Osmanlı imparatorluğunda drijan Türklerdi. Şimdi kurulmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nda ise drijan İsrail’dir. Hatta ben daha önceki konuşmalarımda “Ottoman Empire of America” kuruluyor demiştim. Amerika’nın Osmanlı İmparatorluğu, İsrail’in Osmanlı İmparatorluğu. Burada Türklere yer yok. Yepyeni bir mesele ortaya çıkıyor. Fethullah Gülen’in bu açılımı Ergenekon’la bağlantı içinde. Türkiye Kürtlerinin şu aşamada bir kürdo-judaik bir şema içinde olmayı kabul etmeyeceklerini düşünüyorum ve temenni ediyorum. Onun ötesinde bir de daha güçlü olarak söylediğim, politik olarak Türkiye Kürtleri Barzani’nin liderliğinde bir Kürt birliğini asla kabul etmez. Kürt birliği sözcüğünü bilerek seçmiş durumdayım. Yavaş yavaş bunu tartışılması gerekiyor. Benim de “Musul’u almazsanız Diyarbakır’ı verirsiniz” sözümün arkasındaki nokta buydu.


Lozan Tartışılıyor

Artık bütün mesele bu noktaya geldiğinde, sol Kemalist açıdan Lozan Antlaşması’nı tartışmaya başlamamızın zamanının geldiğini söyleyebilirim. Bundan 20–30 yıl önce İslami gericilik daima Lozan anlaşmasını eleştirilerdi. İsmet Paşa’yı erkek olmamakla suçlarlardı. Şu anda mesele judaik bir boyut kazandığı için bu iddiaların hepsini unutmuş durumdalar. Şu an sol Kemalist bir açıdan Lozan Antlaşması’nı tartışmaya açmak. Bunun zamanının geldiğini söyleyebiliriz. Hepsini özetleyecek olursak; bu açılmalar Türkiye topraklarına, cumhuriyete bir tehdittir. Barzani’nin himayesi altında ve Türkiye’deki bazılarının kabul etmediği bir toplantıyı oraya götürüp yaptığınız takdirde ve Türkiye’yi de Benelüks tipi bağlar kurmayı takip ettiğiniz takdirde bu bölgeyi paylaşacak. Yani Diyarbakır bölgesi ile birleşecek. Sol buna karşı çıkmak durumundadır. Mesut Barzani’nin lehine değil, Irak, büyük bölgesel bir iç savaşa doğru gidiyor. Arap ulusları bu şokta kurtulmaya başladıkları andan itibaren Musul’un kürdo-judaik ellere geçmesine itiraz edeceklerdir. Sol bunların dışında kalamaz. Dolayısıyla Lozan’ı böyle bir fetiş haline getirmektense sol Kemalist açıdan ele alıp tartışmaya başlamak yerindedir.”

Odatv.com


İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 19, 2009 22:56
gönderen avrasya
Amerikanın işgali altındaki topraklarda Amerikancılar toplanmış , Türkiye Cumhuriyeti Devletinin , Uniter yapının kuyusunu kazıyor..

Re: Fetullah Örgütü (Abant Platformu) Erbil'de toplandı!

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 12, 2009 1:21
gönderen Türk-Kan
Ocak 2009, Fetullah Örgütü Erbil'de acikliyor:

"Erbil'de bir Türk Konsolosluğu ve Ankara'da da Irak Kürdistan bölgesel Kürt Yönetimi'nin bir temsilciliğinin açılması, genel bir arzu olarak dile getirilmiştir"

Ekim 2009, AKP hükümeti Erbil'de Türk Konsoloslugu aciyor...