1. yüz (Toplam 5 yüz)

AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 15:11
gönderen Türk-Kan
Resim

Türk-Ermeni protokolü bugün Zürih’te imzalanıyor. Törene Davutoğlu ve Nalbandyan’ın yanı sıra ABD ve Rus Dışişleri Bakanları da katılıyor.

Teslimiyet imzası bugün


Ermenistan sınır kapısının açılmasına yönelik hazırlanan protokolün Zürih’teki imza törenine, Davutoğlu’nun yanısıra Ermenistan, ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları da katılıyor
Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapısının açılmasına yönelik protokol, bugün İsviçre’nin Zürih kentinde törenle imzalanacak. Türkiye’nin teslimiyetini belgeleyecek olan imza törenine ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın da katılacağı bildirildi.

ABD: Desteğe hazırız

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi Philip Gordon, gazetecilere yaptığı açıklamada, Clinton’ın İngiltere, İrlanda ve Rusya’yı kapsayacak Avrupa turu öncesinde Zürih’teki imza törenine katılacağını belirtti. Gordon, “Clinton’ın, Zürih’e giderek, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik tarihi adıma desteğini ortaya koyacağını” kaydetti. ABD’nin bu sürecin içinde olduğunu, Clinton’ın da süreci ilerletmek için taraflarla sıkı ilişki kurduğunu ifade eden Gordon, “Tüm bölgenin barışı, güvenliği ve istikrarına katkı sağlayacak bu sürece destek için, her iki ülke hükümetleriyle yakından çalışmaya her zaman hazır olacağız” dedi.

Tarafları teşvik ettik

Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bir yetkilisi de, Türk ve Ermeni hükümetlerinin, ülkelerindeki muhalefete rağmen, sınırın açılmasının çıkarlarına olduğunun farkına vardığı görüşünü dile getirdi. ABD’nin bu sürece uzun zamandır destek verdiğine ve Clinton’ın da Zürih’e giderek bu desteğin altını çizeceğine işaret eden yetkili, “Tarafları ileri gitmeye teşvik ettik ve onlarla sürekli temas halinde olduk, çünkü inancımız o ki, her iki ülke için de bu tarihi bir fırsat” diye konuştu. Yetkili, Zürih’teki imza törenine Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenisten Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan’ın yanısıra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ve AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın da katılacağını bildirdi.

Yapılacak çok iş var

Sürecin, ancak protokoller iki ülkenin parlamentolarınca onaylanınca tamamlanacağını ifade eden aynı yetkili, “(Protokol imzası) bir adım. Hiç kimse bunun ilişkilerin normalleştirilmesinde son aşama olduğunu söylemiyor. Daha yapılacak çok iş var” ifadesini kullandı.


YENİÇAĞ Gazetesi

AKP hükümeti, protokoller ile Sevr'i diriltiyor!

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 15:39
gönderen Türk-Kan
AKP hükümeti, protokoller ile Sevr'i diriltiyor!

31 Ağustos protokolleri Kars Antlaşması’nın yıldönümü olan 13 Ekim’de imzalanacaktı.

Biz, Av. Gülseren Aytaş’ın “Dışişleri Bakanlığı protokollerin 13 Ekim 2009 tarihinde imzalanacağını bildirmiştir. 13 Ekim, Ermeni meselesi için milletlerarası mahkeme ve komisyonlar kurulmasını öngören Sevr’in hükümlerini ortadan kaldıran 1921 Kars Antlaşması’nın imzalandığı gündür. Komisyon kurulmasını öngören 13 Ekim 2009, komisyon kurulmasını reddeden 13 Ekim 1921’in rövanşı olarak algılanabilir. İlginçtir, 14 Ekim 2009 tarihinde Türkiye-Ermenistan rövanş maçı oynanacaktır” sözlerini yayımlayınca Dışişleri Bakanlığı, sanki daha önce 13 Ekim tarihi açıklanmamış gibi, tarihin belli olmadığını bildirdi. Ermenistan, 13 Ekim tarihinde ısrar etti ama son olarak protokollerin bugün ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un da katılımıyla imzalanması bekleniyor.
* * *Anadolu Ajansı’nı haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığının bir yetkilisi, Türk ve Ermeni hükümetlerinin, ülkelerindeki muhalefete rağmen, aralarındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve sınırın açılmasının çıkarlarına olduğunun farkına vardığı görüşünü dile getirdi. ABD’nin bu sürece uzun zamandır destek verdiğine ve Clinton’ın da Zürih’e giderek bu desteğin altını çizeceğine işaret eden yetkili, “Tarafları ileri gitmeye teşvik ettik ve onlarla sürekli temas halinde olduk, çünkü inancımız o ki, her iki ülke için de bu tarihi bir fırsat” diye konuştu. Yetkili, Zürih’teki imza törenine Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ve AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın da katılmayı planladığını bildirdi.

Bir protokol için bu kadar üst düzey katılımın sebebi nedir acaba?

Demek ki Ermenistan, sadece Kars Antlaşması’nın değil, Lozan’ın da rövanşını alıyor.

Peki Ermeni diasporası niçin Sarkisyan’ı protesto ediyor?

Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Unutmayalım ki Kıbrıs’taki Rum halkı da kendi lehlerine olan Annan Planı’nı reddetmişti.
* * *Aytaş’ın belirttiği gibi Ermeni iddialarının uluslararası uyuşmazlık haline getirilmesi talepleri Sevr Projesinde vardı.

    * 13 Ekim 1921 Kars Antlaşması ile Ermenistan haksız iddia ve taleplerinden vazgeçmiştir. Ermeni iddialarının milletlerarası uyuşmazlık haline getirilemeyeceği de hukuken kesinlik kazanmıştır. Yine Lozan Antlaşması da Ermeni iddialarının milletlerarası uyuşmazlık haline getirilemeyeceğini teyid etmektedir.

    * 31 Ağustos Protokollerinde, mevcut sınırların “uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle” tanındığı gibi muğlak bir ifade tercih edilmiştir. Ermenistan, “Kars Antlaşması’nda tespit edilen sınırların tanınması” koşulu dahil olmak üzere Türkiye’nin hiçbir ön koşulunu kabul etmediğini açıkça beyan etmektedir. Bu durum Ermenistan’ın Türkiye sınırlarını hukukî tartışmaya açmasına gerekçe olacaktır. Türkiye, “uluslararası hukukun ilgili antlaşmaları”nın Moskova ve Kars Antlaşmaları olduğunu ileri sürse bile “protokollerde uluslararası hukuk ilkeleri ve normlarının temel alındığı, protokollerde zikredilen antlaşmaların hükümlerinin Kars Antlaşması hükümlerinden üstün olduğu, Ermenistan’ın ‘Kars Antlaşması’ndaki sınırın tanınması’ dahil hiçbir ön koşulu kabul etmediği, bu durumun yetkili kişilerce açıkça ifade edildiği, Türkiye’nin bunu bilerek protokoldeki ifadeyi kabul ettiği, Sovyetler Birliği ile Türkiye’nin tespit ettiği sınırın geçerli olmadığı, Ermeni halkının zamanaşımı tanımayan haklarının iade edilmesinin gerektiği” ileri sürülebilecektir.

Bu halde protokoldeki maddenin yorumlanması konusu, milletlerarası uyuşmazlık haline gelecek ve sınır iddiaları hakkında uluslararası yargı karar verecektir.


Arslan BULUT, 10 Ekim 2009

Sevr-Gümrü-Kars-Lozan-Zürih

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 16:37
gönderen Türk-Kan
Sevr-Gümrü-Kars-Lozan-Zürih

Ermenilerin Türkiye sınırları içine “açılımını”, rahmetli Kâzım Karabekir Paşa 1920 Eylül’ünde, askeri zaferle önlemişti... Bugünkü sınırlar 1921 Ekiminde Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan Kars Antlaşmasıyla tespit edildi.

Şimdi, Ermenistan kapıları, AB ve Amerika’nın isteği ve desteğiyle açılacak mı?

Bu “açılımın” ilk işareti, Cumhurbaşkanı Gül’ün Erivan’a, futbol maçına gitmesi idi... “Şeytanın bacağı kırıldı” demişlerdi... Şimdi, Ermenistan ve Türkiye arasında 15 Eylülde parafe edilen protokolün taraflar tarafından imzasına sıra geldi...

Son haberlere göre, “protokolün” ve imza töreninin “ev sahibi” durumunda olan İsviçre hükümeti, önceki gün Moldova’da gerçekleşen Sarkisyan-İlham Aliyev görüşmesinin ardından protokollerin, 10 Ekimde (bugün) Zürih’te imzalanacağını resmen ilan etti. Şimdi bir soru: Bugün, Ermenistan Başkanı Sarkisyan’ın Bursa’yı Gül’ün Erivan ziyaretine “mukabeleten”, aynı günde teşrif edip etmeyeceği henüz açıklığa kavuşmamıştı. Yalnız bu konuda, doğruysa açıklanan “ayrıntı” olmayan bir “ayrıntı” var; Bursa stadyumunda Azerbaycan’ın ay yıldızlı bayrağı dalgalanacak mı, dalgalanmayacak mı? Ermenileri gücendirmemek için, bayrağın göndere çekilmemesi düşünülüyormuş. Tavizler böyle başlar! Ve sormak gerek; Ermeniler “soykırımı iddialarından, tarihçilere bırakalım bahanesiyle” hakikaten vazgeçecekler mi? Daha önemli bir soru da şu: Ermenistan Karabağ’ı hakikaten boşaltacak mı? Azerbaycan hükümeti bu durumlarda, Karabağ konusunda, hakikaten tatmin edilmiş midir, tatmin olmuş mudur?

Sarkisyan kriteri

Sarkisyan, “sınırlar fiilen ve hukuken değişmeyecek” vaadinde bulunuyor. Bu bir taktik şaşırtmaca mı? Diasporanın baskısı altında, tahtı tehlikede olan Sarkiysan ne derecede samimi ve vaadini ne kadar tutabilecek? Yoksa kullandığı “fiilen ve hukuken” tabirlerinin arkasında bir tuzak, Ermeni “takiyesi” mi var. Ketenpereye mi getirilmek isteniyoruz? Bunu da göreceğiz?

Ve Sarkiysan, Diasporanın ve Taşnakların baskısı altında “düşerse” , selefi bu vaadini ne dereceye kadar tutar?

Protokolcüler

Protokolün hararetli “yandaşlarından” Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök “açılım” konusunda çok destekçi ve çok heyecanlı... “Farkında mısınız, 10 Ekim Cumartesi günü tarihi bir anı yaşamaya hazırlanıyoruz” diyor ve “Türkiye ile Ermenistan Cumhuriyeti, 20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan bir ” kan davasının “ çözümü yolunda çok önemli bir adımı atacaklar” diye bayram etmeye hazırlanıyor... Herhalde bu olursa, gazetenin başlığına “Ermenilerle Türkler kardeştir” sloganı da konur... Aynı grubun kalemşorlarından Taha Akyol da heyecanlı... Bu konuları çok iyi bilen Şükrü Elekdağ’ın, protokole paraf ve sonra imza atmanın “Basiretsizlik ve ihanet” olduğunu yazması üzerine ateş püskürmüştü... Nedir Doğan Holding medyasının Ermenistan “açılımına” , aradaki kapıları açmaya, bu kadar canı yürekten, dört köşeden destek olmasının sebebi? Sayın Doğan’ı, Al Capone’a benzetmek, yanlış ve ayıp... Ancak Holdingin her alanda meşru işleri var. Petrol ve enerji hatları konusunda da!.. İnsan ister istemez, Doğan Holdingin Ermenistan “açılımından” bazı ticari beklentileri mi var diye düşünmeden edemiyor... Burada şeklen meşru ama doğru olmayan, medyanın ve bazı yazarların bu çıkarlara alet edilmesi. Taha Bey; “Sayın Sarkisyan hoş geldin diye bir yazı yazmayı da çok istiyorum” diyor. Bu milliyetçilikten liboşluğa dönme zat, keşke Aliyev’e canı gönülden “Hoş geldin can gardaşım” dese ve Bursa stadına Azerbaycan bayrağının çekilmemesine isyan etse... Para söyletir/ipek don yürümesini ögretirmiş! Biz de, bu “açılım” ı ve sonuçlarını merak, heyecan ve endişeyle bekliyoruz; parasal olarak değil, milliyetçiler olarak!



Altemur KILIÇ, 10 Ekim 2009

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 18:52
gönderen Oğuz Kağan
İmza töreni süresiz ertelendi

Tarihi imzada son dakika krizi! Ermenistan tarafı imza törenine gelmedi.

Ermenistan arasındaki protokollerin imza törenini düzenleyen İsviçreli bazı yetkililer, basın mensuplarını bekledikleri locadan çıkartarak, imza töreninin belirsiz bir süre ertelendiğini bildirdi.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin imza törenini düzenleyen İsviçreli yetkililer, TSİ 18.00'de başlaması planlanan törenin yarım saat kadar sarkmasıyla birlikte, bazı sorunların olduğu ve imza töreninin tehlikeye girdiği haberlerinden sonra, basın mensuplarından törenin yapılacağı salonu boşaltmalarını istedi.

Aynı yetkililer, törenin ne zaman yapılacağını bilmediklerini belirterek, belirsiz bir süre erteleme olduğunu, basın mensuplarının basın merkezinde bekleyebileceğini kaydetti.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin tarihi imzaların atılması Ermenistan tarafının pürüz çıkartması nedeni ile gecikti. Ermenistan tarafı imza törenine gelmedi, metinlere itiraz etti. ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın, Ermenistan Dışişleri Bakanı'nı iknaya çalıştığı haberleri geldi. İmza 40 dakika gecikti ve sonunda ertelendi.

Sorunun protokol metni üzerinde değil imza töreninde yapılacak konuşmayla ilgili olarak çıktığı bildirildi.

Protokollere Türkiye adına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Erivan adına ise Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan imza atacaktı.

İmza törenine, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Avrupa Konseyi'ne başkanlık eden Slovenya'nın Dışişleri Bakanı Samuel Zbogar ile AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana da katılacaktı.

PROTOKOLÜN TAM METNİ İÇİN TIKLAYIN

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçen yıl Eylül ayında Erivan'a yaptığı ziyaretle başlayan yakınlaşma süreci dahilinde, 1 Eylül 2009'de Türkiye ve Ermenistan dışişleri bakanlıkları iki ülke arasında protokollerin imzalanması için mutabakata varıldığını açıklamıştı.

Varılan mutabakata göre, imzalanacak olan protokollerin yürürlüğe girmesi için Türkiye ve Ermenistan meclislerinin onayı gerekiyor.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki son resmi belge 13 Ekim 1921’de Kars’ta imzalanmıştı.

PROTOKOLLER NE GETİRECEK?

Protokoller, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden inşa edilmesini öngörüyor.

Protokole göre, Türkiye ve Ermenistan karşılıklı olarak temsilcilikler açacak ve dışişleri bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişare gerçekleştirilecek.

Ayrıca Türkiye ve Ermenistan, aralarındaki sınırı uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanıdıklarını teyit etmiş olacak. Protokolün yürürlüğe girmesinden itibaren 2 ay içerisinde de sınır açılacak.

Tarihsel sorunlar için de, kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelemesini yapmak üzere bir alt komite kurulacak. Komitede Türk, Ermeni ve İsviçre temsilcileriyle diğer uluslararası uzmanlar yer alacak.


Gerçek Gündem

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 19:22
gönderen bozkurtlar diyari
Ulan yavsak tayip bunun bir gün hesabini sorarlar
sana.

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 20:55
gönderen Oğuz Kağan
Protokoller sonunda imzalandı

Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokol krizi sona erdi. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzelmesine ilişkin protokol, Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan tarafından imzaladı.

Cenevre- Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulmasına dair protokol, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan tarafından imzalandı. İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Protokol", iki ülke arasındaki mevcut sınırın karşılıklı olarak tanınmasını öngörüyor.

Protokol çerçevesinde Türkiye ile Ermenistan, gerek ikili, gerekse uluslararası ilişkilerinde, "eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı" ilkelerine saygılı olacak. İki ülke protokolle ayrıca, aradaki mevcut sınırı uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanıyarak, ortak sınırın açılmasını kararlaştırıyor. Protokole göre iki ülke, terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınmayı ve teröre karşı mücadelede işbirliğine gitmeyi taahhüt ediyor.


3 saat 15 dakika rötarla imzalar atıldı

Zürih Üniversitesi'nde düzenlenen imza törenine, protokolleri imzalayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan'ın yanı sıra iki ülke arasındaki görüşmelerde etkin rol oynayan ülkelerin dışişleri bakanları da katıldı.
TSİ 18.00'de yapılması öngörülürken son dakikada ortaya çıkan sıkıntıların açılmasından sonra saat 21.15'te yapılan törende, ev sahibi ve görüşmelere arabuluculuk yapan İsviçre'nin Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Avrupa Konseyi'ne başkanlık eden Slovenya'nın Dışişleri Bakanı Samuel Zbogar ile AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana bulundu. Protokollerin, imzalanmasının ardından onay süreci çerçevesinde iki ülkenin parlamentolarına sevk edilmesi öngörülüyor. TBMM'ye sevk edilecek olan iki protokolün öncesinde Bakanlar Kurulu'nda ele alınması da planlanıyor.


Güvenlik tedbirleri

Öte yandan protokollerin imzalandığı tarihi Zürih Üniversitesi'nde güvenlik tedbirleri alındığı gözlendi. Üniversitenin etrafı güvenlik kordonuyla çevrilirken, İsviçre polisi de dedektör köpekleriyle binayı ve çevresini sürekli kontrol etti. İmza törenini takip edecek basın mensupları için de özel bir basın merkezi oluşturulurken, töreni sınırlı sayıda basın kuruluşunun izlemesine izin verildi. Bu sınırlı sayıdaki kuruluşun dışında kalan basın mensupları, töreni basın merkezindeki canlı yayından izleyebildi.


Ermeni gösterici

Törenin başlamasına birkaç saat kala üniversitenin basın mensuplarının alındığı kapıya gelen Robert Karayan isimli bir Ermeni gösterici, güvenlik koridoruna çeşitli fotoğraflar ve sözde "Büyük Ermenistan" haritası asarak, protokollere hayır gösterisi yaptı. Sözde "Ermeni Soykırımından Kurtulanlar Merkezi'nden" geldiğini söyleyen Karayan, protokollere karşı olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin Ermenistan sınırını ön şart olmaksızın tek taraflı olarak açması gerektiğini söyledi. İsviçre polisinin, göstericinin ancak basın mensuplarının basın kartlarını göstererek girebildikleri bu alana girebilmesine ve çeşitli fotoğraflar asmasına itiraz etmediği gözlendi.


Törenden notlar

İmza töreninin başlamasının gecikmesi ve bir kriz çıktığının ilk belirtilerinin gelmesinin ardından basın mensupları İsviçreli yetkililer tarafından bulundukları locadan çıkartıldı. Yetkililer, törenin belirsiz bir süre ertelendiğini belirterek, basın mensuplarının kendileri için oluşturulan merkeze dönmelerini ve beklemelerini istedi.

Bunun ardından basın mensupları arasında krizin neden çıktığı ve sorunun ne olduğu konusunda spekülasyonlar ve haber telaşı başladı. Yabancı haber ajansları, Amerikalı ve İsviçreli yetkililerden bilgi alırken, Türk kaynaklardan bilgi akışının olmadığı gözlendi. Bu durum Türk basın mensupları arasında hoşnutsuzluğa neden oldu.

Krizin aşılma sürecinde ilginç olan bir nokta da, AB Komisyonu'nun törenin normal işleyeceğini ve imzaların atılacağını planlayarak hazırladığı kutlama mesajını, kriz çıktığı ve heyetlerin üniversiteyi terk ettiği sırada yayımlaması oldu. AB Komisyonu'nun kutlama mesajı, basın mensuplarına krizin neden çıktığını bulmaya çalıştıkları sırada mail olarak gönderildi. Komisyon, bu maili göndermesinden yaklaşık bir saat sonra da düzeltme mesajı göndererek, ilk kutlama mailinin dikkate alınmamasını rica etti.

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın üniversiteye dönmesinin ardından Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan'ın da dönüp dönmediği konusu kafaları karıştırdı. Katılımcıların gelişini sağlıklı bir şekilde izleme imkanı olmayan ve heyetlere ulaşamayan basın mensupları, Nalbantyan'ın üniversiteye gelip gelmediğine ilişkin olarak bir süre doğru bilgi alamadı.


Cumhuriyet

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 20:59
gönderen Oğuz Kağan
Tarihi protokol neleri içeriyor?

Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili protokol imzalandı. Türkiye-Ermenistan sınırının, protokolün yürürlüğe girmesinden sonraki iki aylık süreçte açılması bekleniyor.

Türkiye ile Ermenistan arasında dün diplomatik ilişkilerin kurulmasına dair protokol ile birlikte paraf edilen ilişkilerin geliştirilmesi protokolü, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri her alanda geliştirmeyi hedefliyor ve bu çerçevede bazı somut adımlar atıyor.

Bu adımların başında, ortak sınırın, protokolün yürürlüğe girmesinden sonraki iki aylık bir süre içinde açılması yer alıyor. İki ülke ayrıca çeşitli alanlarda ve düzeylerde komisyonlar kurmayı kararlaştırırken, uluslararası uzmanların da katılımıyla tarihsel boyuta ilişkin bir alt komisyon kuruluyor.


Protokolün metni

"Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti,

Aynı gün imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması Protokolü rehberliğinde, İkili ilişkilerini karşılıklı çıkarlara saygı ve güven temelinde geliştirme hedeflerini göz önünde bulundurarak,

İkili ilişkilerini iki ülkenin ortak çıkarları temelinde, siyasi, ekonomik, enerji, ulaştırma, bilimsel, teknik, kültürel ve diğer alanlarda geliştirmeye ve ilerletmeye kararlı olarak,
Uluslararası ve bölgesel örgütlerde işbirliğinin, iki ülke arasında özellikle BM, AGİT, Avrupa Konseyi, Avrupa-Atlantik İşbirliği Konseyi ve KEİ kapsamında geliştirilmesine destek vererek,

İki devletin, bölgede demokratik ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanması, bölgesel istikrar ve güvenin arttırılması için işbirliği yapmak yönündeki ortak amaçlarını dikkate alarak,

Bölgesel ve uluslararası uyuşmazlık ve çatışmaların uluslararası hukuk ilkeleri ve normları temelinde barışçı şekilde çözümlenmesi hususundaki taahhütlerini tekrarlayarak,

Terörizm, sınır aşan örgütlü suçlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi bölgeye ve dünya güvenliği ve istikrarına yönelik ortak güvenlik tehditleri konusunda uluslararası toplumun eylemlerini güçlü şekilde desteklemeye hazır olduklarını yeniden vurgulayarak,

1. Bu Protokolün yürürlüğe girmesinden itibaren 2 ay içerisinde ortak sınırın açılması hususunda anlaşmışlardır,

2. Her iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişare gerçekleştirilmesi,
İki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelemesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması,

İki ülke arasında mevcut ulaştırma, iletişim, enerji altyapısı ve şebekelerinden en iyi şekilde istifade edilmesi ve bu yönde tedbirler alınması,

İki ülke arasında işbirliğini güçlendirmek amacıyla ikili hukuki çerçevenin geliştirilmesi,
İlgili kurumlar arasında ilişkilerin desteklenmesi ve uzman ve öğrenci değişimini teşvik etmek yoluyla bilim ve eğitim alanlarında işbirliği yapılması ve iki tarafa ait kültürel mirasın korunması ve ortak kültürel projelerin başlatılması amacıyla harekete geçilmesi,
İki ülkenin vatandaşlarına gerekli yardımı ve korumayı sağlayabilmek için 1963 tarihli

Konsolosluk İlişkilerine dair Viyana Sözleşmesi uyarınca konsolosluk alanında işbirliği tesis edilmesi,

İki ülke arasında ticaret, turizm ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla somut tedbirler alınması,

Çevre konularına ilişkin diyalog kurulması ve işbirliğinin güçlendirilmesi,
hususlarında anlaşmışlardır.

3. Ayrıca, bu Protokol'ün 2. işlem paragrafında ifade edilen yükümlülüklerin hızlı bir şekilde uygulanmasını teminen, ayrı alt komisyonları da kapsayan Hükümetlerarası bir ikili Komisyon'un kurulması hususunda anlaşmışlardır. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere işbu Protokolün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra iki Dışişleri Bakanı başkanlığında bir çalışma grubu oluşturulacaktır. Bu çalışma kuralları, işbu Protokol'ün yürürlüğe girmesini izleyen 3 ay içerisinde Bakanlar seviyesinde onaylanacaktır. Hükümetlerarası komisyon anılan çalışma kurallarının kabul edilmesinin hemen ardından ilk toplantısını gerçekleştirecektir. Alt komisyonlar bu andan itibaren en geç 1 ay içerisinde çalışmalarına başlayacak ve görevlerini tamamlayana dek ara vermeden çalışacaklardır. Uygun olması halinde alt-komisyonlara uluslararası uzmanlar da katılacaktır."

Protokolün ek belgesi

Söz konusu protokolün ek belgesinde de uygulamaya ve ilişkilerin nasıl geliştirileceğine dair unsurlar ve zaman çizelgesi yer alıyor.

Ek Belge'ye göre atılacak adımlar:

1. Ortak sınırın açılması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra iki aylık bir süre içinde

2. İki Dışişleri Bakanının başkanlığında, hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere bir çalışma grubunun oluşturulması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra

3. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra 3 aylık bir süre içinde

4. Hükümetlerarası komisyonun ilk toplantısının düzenlenmesi: Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanmasından hemen sonra

5. Aşağıdaki alt komisyonların çalışmaya başlamaları:

-siyasi istişare alt komisyonu;

-ulaştırma, iletişim ve enerji altyapı ve şebekeleri alt komisyonu;

-hukuki konulara ilişkin alt komisyon;

-bilim ve eğitim alt komisyonu;

-ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonu;

-çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon; ve

-tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması: (Bu diyalogda Türk, Ermeni ve İsviçre temsilcileri ile diğer uluslararası uzmanlar da yer alacaklardır.)

Hükümetlararası komisyonun ilk toplantısından en geç bir ay sonra."


Cumhuriyet

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 22:13
gönderen Mustafa Recep
İhanet protokolleri!

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Cmt Eki 10, 2009 22:37
gönderen İlteriş
Olu dogmus bir anlasma daha! Onlar imzalarlar, bizler yirtip atariz!

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 11, 2009 0:02
gönderen 1919
One minute tayyip ve ermeni ABdullah idam edilmeli, bu protokoller yirtilacak! Neyi imzaliyorlarsa imzalasinlar, analarini da alsinlar imzalasinlar! Bu protokol gecerli degil TÜRK milleti bunu kabul etmedi, bu protokol sadece vatan haini ve serefesiz akepe icin gecerlidir!

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 11, 2009 1:18
gönderen Oğuz Kağan
Peşin ödül ve protokol sahtekârlığı

Orhan Pamuk, Nobel edebiyat ödülü aldığı zaman, Banu Avar, “Sınırlar Arasında” programında, ABD’nin Nobel ödülünü psikolojik operasyonlarında kullandığını, parayı verenin düdüğü çaldığını bütün ayrıntıları ile sergilemiş, İsveç’in yaptığı soykırımları ve yerli bir ahaliyi nasıl zorla kısırlaştırdıklarını da hatırlatmıştı.
Viyana gazetesi Salzburger Nachrichten’den Birgit Cerha, Orhan Pamuk’a neden ödül verildiğini şöyle izah etmişti:
“Batılı yorumcular, Pamuk’a bir ’öncü’ ve Türk milliyetçiliği karşısında bir ’garantör’gözüyle bakıyor. Pamuk, bu ödüle layık görülen ilk Türk olmasına rağmen, Boğaz’da buna sevinenler ancak liberal aydın çevreler oldu.”
Cengiz Aytmatov veya Yaşar Kemal dururken niçin Orhan Pamuk tercih edilmişti?
Onu da Yusuf Gedikli anlatmıştı:
“Batı hiç sevmediği ve yok saymak istediği Türk kültürünü ödüllendirmek, yüceltmek istemez. Nobel, bir yazarın büyük veya küçüklüğünün tescili değildir. Lakin bir yazarın Nobel alması Batı’ya yararı olduğunun tescili sayılabilir. Zira Nobel’in amacı batı kültürünü egemen kılmaktır. Misyonu budur. Ancak batıyla iş birliği yapanlara verilir.”

***

Peki Obama’ya neden Nobel Barış Ödülü verildi?
ABD Başkanı Obama’ya henüz bir varlık göstermeden Nobel Barış ödülü verilmesi konusunda bizim herhangi bir değerlendirme yapmamıza gerek yok aslında. Amerikan basını, ne gerekiyorsa yazdı.
CNN televizyonunun İnternet sitesinde çıkan yazıda bir Amerikalı, yaşananların, Nobel’i adeta “sahte bir ödüle” dönüştürdüğünü belirtiyor.
Los Angeles Times gazetesinde yayımlanan başyazıda da “Obama’yı başkanlık görevine layık gördük ve onu bir önceki başkana kesinlikle tercih ederiz. Ama başkan olduktan bu kadar kısa süre sonra bu ödülü nasıl hak ettiğini anlamak zor. Nobel komitesi, sadece Obama’yı utandırmakla kalmadı, ödülün güvenilirliğini de azalttı” yorumunda bulunuluyor. Yazıda, Obama’nın “bir George Bush olmadığı için” bu ödüle layık görüldüğü izleniminin doğduğu da belirtiliyor!

***

Sözde bir barış girişimi de Türkiye ile Ermenistan arasında yaşanıyor. ABD, Avrupa ve Rusya, Türkiye’nin Ermenistan ile sınır açma protokolü imzalamasını hararetle karşıladı. Çünkü Türkiye iç politikasındaki tarihi kırılma sebebiyle meseleyi uluslararası düzlemlere taşımayı kabul ediyor. Azerbaycan bu durumdan memnun değil. Türksam Başkanı Sinan Oğan, bakın ne diyor:
“Ermenistan muhtemelen Nisan 2010 tarihinde kadar Dağlık Karabağ’dan çekilmeyecek ve o tarihte Türkiye üzerinde yoğunlaştırılacak soykırımı tanıma baskısı ile protokolleri meclisten geçirteceğini düşünmektedir. Böyle bir gelişme karşısında Türkiye soykırımın tanınması ile protokollerin meclisten geçirilmesi arasında kalacaktır. Bu durumda protokollerin meclisten geçme ihtimali yüksek olur. Ama bu durumda Azerbaycan kaybedilir.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev Türkiye’nin Karabağ sorunu çözülmeden sınırı açmasının Ermenistan’ı barış masasında daha uzlaşmaz bir tutum takınmaya iteceğini ve bunun sonucunda da bu sorunun istenmeyen bir yöne kayacağını daha açık bir ifadeyle savaşın devreye girebileceğini söylemektedir.”

***

Esasen Karabağ, Türk Dünyası’nın gırtlağıdır. Ermenistan, Rus ordusu ile birlikte, Türk Dünyası’nın boğazına çökmüştür. AKP iktidarı, bu duruma meşruiyet kazandırmaktadır.
Protokollerin imzalanması tıpkı Nobel barış ödülü gibi uluslararası bir sahtekârlığın kabul edilmesidir.


Arslan BULUT - 11 Ekim 2009, YENİÇAĞ

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Pzr Eki 11, 2009 2:17
gönderen İlteriş
AKP, Azerbaycan Türk oldugu icin Ermenileri destekliyor.

Ornegin; Eger Ermenistanla Romanya arasindaki ihtilafli bir konuda arada kalmis olsalardi, bu durumda Romanya'yi destekleyebilirlerdi.

Azerilerin AKP'lilerin bilincaltlarinda bagislanamaz bir suclari vardir! Turk olmalari!

Siz de bu ulkede yasayan bir Turk dusmani olsaydiniz, bunu yapardiniz.

Burada dusmana kizmaya gerek yok. Onemli olan, bunlari dost sanan Turk Halkinin uyandirilmasidir.

Halkimiz, Milletimiz gafil avlanmistir. Milletimizin dusmanlari, milletimizi dinsel soylemlerle aldatarak iktidara gelmistir ve onlari yok etmek, veya esir etmek icin calismalarini surdurmektedirler.

Sanirim son olup bitenler, AKP'nin ne yapmak istedigini, sagda-solda hala basortusu meselesi yuzunden AKP'ye oy vermeyi dusunen Turk vatandaslarina da gosterecektir.

Turk milleti'nin butun kesimleri artik anlamalidir ki, vatanin bagimsizligi pahasina oy verilmez! Cunku bireyler zayiftir ve ozgur ve bagimsiz bir devletleri, vatanlari yoksa bireysel ozgurlukleri de, namuslari da, serefleri de, haysiyetleri de ancak ve ancak hukumetlerini perde gerisinden veya acikca idare eden yabanci guclerin insafina kalmis demektir. Bireysel olarak bagimsiz olunmaz, milli olarak bagimsiz olunur. O yuzden bagimsizlik milletin hayatinda herseyden once gelmelidir.

Eger bir dahaki secimlerde de bu parti iktidara gelirse, cocuklarini ve ailesini bagimsiz bir Turk devletinde yasatmak isteyen bir Turk olarak Turki Cumhuriyetlerden birine gocup yerlesebilirim.

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 12, 2009 3:55
gönderen Demo-X-Race-Y
Eğer bu plan muvaffak olur ve Kafkas milletlerinin bize karşı kesin bir set vaziyeti almasıyla memleketimiz mahsur kalırsa artık Türkiye için direniş sebepleri esasından yıkılmış olur. Ondan sonra siyasî varlıklarını tamamen kaybedebilecek olan Anadolu Türkleri İtilaf Devletleri subaylarının kumandası altında müstemleke askerleri olarak ordular teşkil edecek, hem Kafkas milletlerinin İtilâf emrinde tutulmasını ve hem Rusya'nın yayılmasının durdurulmasını sağlamak için kan dökeceklerdir. Bu halde İtilâf Devletleri’ne teslim olunsa bile Türkler için canını feda etmekten kurtulmak emniyetli değildir. Bundan dolayı Kafkasya seddinin yapılmasını Türkiye’nin “kesin yokedilmesi” projesi kabul edip bu seddi İtilaf Devletleri’ne yaptırmamak için en son yollara başvurmak ve bu uğurda her türlü tehlikeleri göze almak mecburiyetindeyiz.

5 Şubat 1920
Mustafa Kemal
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 12, 2009 11:28
gönderen İL-BARS
Akp = Türk Düşmanlığı
Akp = Atatürk ve Laik cumhuriyet Düşmanlığı

Sevr'i nasıl paramparça ettiysek bu protokolleri de yırtar geçeriz !

Re: Teslimiyet Protokolü bugün imzalanıyor

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 12, 2009 15:54
gönderen Yargan Kam
zafercem yazdı:Ermeni gösterici

Törenin başlamasına birkaç saat kala üniversitenin basın mensuplarının alındığı kapıya gelen Robert Karayan isimli bir Ermeni gösterici, güvenlik koridoruna çeşitli fotoğraflar ve sözde "Büyük Ermenistan" haritası asarak, protokollere hayır gösterisi yaptı. Sözde "Ermeni Soykırımından Kurtulanlar Merkezi'nden" geldiğini söyleyen Karayan, protokollere karşı olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin Ermenistan sınırını ön şart olmaksızın tek taraflı olarak açması gerektiğini söyledi. İsviçre polisinin, göstericinin ancak basın mensuplarının basın kartlarını göstererek girebildikleri bu alana girebilmesine ve çeşitli fotoğraflar asmasına itiraz etmediği gözlendi.


Ya hu Türk halkı!

Bu kadar mı gözleriniz-kulaklarınız-ağzınız kapalı?!

Bu kadar mı kendinizden nefret ediyorsunuz?!

Niye bu celladına olan aşk?!

Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde Azerbaycan bayrağı açılması yasaklanırken, böylesine bir vukuat nasıl gerçekleşebilir?!

Daha da vahim olanı, halen daha nasıl Demokrasi diyebiliyorsunuz?

Milliyetçilik diyebiliyorsunuz?

Sağcılık, solculuk diyebiliyorsunuz?

Din ve ahlak diyebiliyorsunuz?

Eşitlik, hak ve hukuk diyebiliyorsunuz?!

Bu mu olur halkların kardeşliğinde?!

Bu mudur çağ atlamak ve bilişim çağında olmakla övünmek?!

Bu mudur çocuklarınıza bırakmak istediğiniz ülkenin haysiyeti?!


Bir kere daha düşünün!

Bir kere daha ve bir kere daha...