1. yüz (Toplam 8 yüz)

Tekel İşçilerinin Direnişi Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 16:31
gönderen Türk-Kan
Resim

İşçileri suya döktüler

Ankara'daki eylemlerinin üçüncü gününde polisle Tekel işçileri arasında olaylar çıktı. Üzerlerine gaz sıkılan işçiler soğuk havaya bakmadan göle kaçtı. Gölde iken bile üzerilerine su sıkılması şaşkınlık yarattı.


Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda eylem yapan Tekel işçilerine polis sert müdahalede bulundu. Dağılmayan işçilere polis önce biber gazı sıktı. Daha sonra da park içindeki yapay göle kaçan işçilere su sıktı. Gölün içine girerek gazdan etkilenen gözlerini yıkamak isteyen işçilere burada da su sıkılması dikkati çekti. Müdahale yapılmaması amacıyla parktaki ses araçlarından sık sık İstiklal Marşı çalındı.

VEKİLLERDEN DESTEK

Aralarında CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın bulunduğu milletvekilleri, eylem sırasında işçilerle kol kola girdi.

Soysal, işçilere herhangi bir zarar gelmesi halinde sonuna kadar alandan ayrılmayacaklarını söyledi.

Ancak polis gaz ve su ile müdahale etti. Vekillerin de bu müdahaleden etkilendiği görüldü.

TÜRK- İŞ GENEL SEKRETERİ GÖZALTINDA

Türk-İş Genel Sekreteri ve Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel de gösteriler sırasında gözaltına alındı. İşçilerin yanında bulunan milletvekilleri müdahale sırasında alandan uzaklaştırılırken, bazı milletvekilleri de polisin attığı gaz bombasından etkilendi.

Fenalık geçiren işçiler için çok sayıda ambulans istenirken, müdahalede bulunan polislere tepki gösteren işçilerin bazılarının ağladığı görüldü. Abdi İpekçi Parkı'nda polis geniş güvenlik önlemleri alırken, park çevresinden ayrılmayan işçilerin ise bekleyişi sürüyor.

18 KİŞİ GÖZALTINDA

Yaklaşık 7 bin Tekel işçisinin eylemine, çeşitli illerden gelen Tekel işçileri destek veriyor. Eylemlerine devam eden işçilerden bir grup, polis barikatını aşarak Atatürk Bulvarı’na çıkakarak yolu trafiğe kapatmak istedi. Eylemcilere polis zor kulanarak müdahale etti. Buna tepki gösteren park alanında bulunan bazı eylemciler, burada bulunan havuzdan geçerek bulvara çıktı. Bu sırada yaşanan arbede sonucu 18 kişi gözaltına alındı.

Arkadaşlarının zor kullanılarak gözaltına alınmasını engellemeye çalışan ve kimliği öğrenilemeyen bir göstereci de gözaltına alınmak istendi. Direnen göstericiye, bir çevik kuvvet polisi yanında amirleri olduğu halde yumruklarla saldırdı. Polis amirlerinin de zor kullandığı gözaltı sırasında göstericiyi polislerin elinden yine bir çevik kuvvet polisi kurtardı. Gösterici, diğer arkadaşları gibi gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Bazı eylemciler ise suya girerek hükümetin Temel işçilerine karşı tutumunu protesto ettiler.

Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, “İşçilerin eş ve çocuklarının da yarından itibaren Türkiye genelinde Ak Parti il ve ilçe merkezlerine giderek çay içecekler. İşçilerin bu taleplerini dile getirecekler, çocuklarını okula göndermeyecekler. Türkiye’nin her yerinde hukukumuzu korumak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Eylemin üçüncü gününde çeşitli siyasi parti ve sivil toplum örgütleri de soğuk ve yağmur altında Abdi İpekçi Parkı’na gelerek eylemcilere destek verdi.

NEDEN EYLEM YAPIYORLAR

Özel şirketlere satılması kararlaştırılan Tekel fabrikalarındaki işçiler, kamu kuruluşlarına yerleştirilmeleri sırasında özlük haklarının kaybolmaması için aylardır mücadele ediyor.
Hükümet ile sendikalar arasındaki görüşmelerde bu sorun bir türlü işçilerin istedikleri doğrultuda çözülmedi.

Tekel işçileri, 4/C adı verilen düzenleme ile iş yerlerinin kapatılmak istendiğini savunuyor.

Talepleri yerine getirilmeyen işçiler 3 gündür Ankara'da eylem yapıyor


Hürriyet, 17 Aralık 2009

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 17:03
gönderen ilkkurşun
16/12/2009 - 23:34:52
İŞÇİYE KARŞI ORANTISIZ GÜÇ

Resim
TEKEL işçileri, AKP Genel Merkezi’ne yürümek isteyince polisin sert müdahalesine maruz kaldı. Fenalaşanlara arkadaşları yardımcı olmaya çalıştı.

İşçilere meydan dayağı
Polis, geçici olarak görevden alınan arkadaşlarını koruyan demiryolu işçilerini copladı, özelleştirme için ayaklanan TEKEL işçilerine biber gazı, İstanbul’da da özlük haklarını isteyen itfaiyecilere tazyikli su sıktı
Türkiye Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası ile Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası, geçici olarak görevden alınan 16 TCDD çalışanının görevlerine iade edilmediği gerekçesiyle eylem başlattı. Eylem nedeniyle, Gebze-Haydarpaşa hattında banliyö trenleri sefer yapmadı. Türk Ulaşım-Sen ile BTS üyelerinin, 25 Kasımdaki 1 günlük “uyarı grevi” ne katıldıkları için görevden alınan 16 TCDD çalışanının görevlerine iade edilene kadar sürdürecekleri belirtilen eylem kapsamında bilet gişeleri de açılmadı, makinistler göreve gitmedi.

Hak verdiler, tepki gösterdiler
Eylemden haberi olmayan vatandaşlar, işlerine gidebilmek için geldikleri Gebze Tren Garı’nda trenlerin çalışmadığını öğrenince, başka araçlarla işe gitmenin yolunu aradı. Trene bilet alan ve sıkıntılı bekleyişlerini sürdüren bazı yolcular sendikacıların eylemine hak verirken, bazıları ise, “Böyle eylem olmaz. Bizi yarı yolda bıraktılar” diye konuştu. Bu arada, tren garında vatandaşları bilgilendirmek amacıyla eylem olduğu ve trenlerin çalışmayacağı yönünde anonslar yapıldı. Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel ise yaptığı açıklamada, “İstanbul’da yaşanan olayda Emniyet’in çok gereksiz müdahalesi sonucunda, arkadaşlarımız içeri alındı, darp edildi” iddiasında bulundu.
Polisten coplu müdahale
Geçici olarak görevden alınan 16 TCDD çalışanının görevlerine iade edilmediği gerekçesiyle Haydarpaşa Garı’nda eylem başlatan sendika üyelerine müdahale eden polis, 3 kişiyi gözaltına aldı. Haydarpaşa Garı’nda güvenlik önlemi alan çevik kuvvet ekipleri, burada toplanarak basın açıklaması yapan Türkiye Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası (Türk Ulaşım-Sen) ile Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) üyelerine, seferleri engelledikleri gerekçesiyle garı terketmeleri için coplarla müdahale etti. Bu sırada yaşanan arbedede sırasında işçiler ve sendikacılardan fenalaşanlar oldu.
Haklarını arayan çalışanları biber gazıyla dağıttılar
Eylemlerinin ikinci gününde polis işçilere biber gazı ile müdahale etti. Bazı işçiler ise giysilerini çıkararak, ellerinde bayraklarla parktaki havuza girdi.
İş yerleri kapatıldığı için 12 bin Tekel işçisini temsilen 21 ilden Ankara’ya gelen Tekel işçileri yürümek isteyince polisin biber gazlı müdahalesiyle karşılaştı. Armada Alışveriş Merkezi arkasında sabah saatlerinde toplanan işçiler özelleştirme ve hükümet aleyhine slogan attılar.

Eylemleri sürdürecekler
Gösteriler sırasında bazı eylemcilerin fenalık geçirdiği gözlendi. Polis zaman zaman anonsla işçilere uyarılarda bulunurken bir emniyet yetkilisinin eylemin Abdi İpekçi Parkı’nda sürdürülmesi önerisine işçiler olumsuz yanıt verdi. Öte yandan dünkü eylem sırasında rahatsızlanan göstericinin öldüğüne dair bir duyum alan işçiler, alkış ve ıslıklarla durumu protesto etti. Bu sırada göstericilerden birinin daha fenalık geçirmesi üzerine tepki gösteren işçiler, polis tarafından oluşturulan güvenlik koridorunu aşmak istedi. İzdihamın büyümesi üzerine polis biber gazı sıkarak işçilere müdahale etti. Biber gazından işçilerin yanı sıra bazı gazetecilerin de etkilendiği görüldü. İşçilerin AKP Genel Merkezi yakınlarındaki bekleyişi sürüyor. Türkiş Başkanı Mustafa Kumlu sorun çözülene kadar eylemlerin süreceğini belirtti.
İtfaiyecilere tazyikli su
Yeni yılda sözleşmeleri sona erecek olan itfaiyeciler, Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yürümek istedi. Polis, itfaiyecileri tazyikli su ve biber gazı sıkarak durdurdu. Bimtaş A.Ş.’deki sözleşmesi bitecek olan itfaiyecilerden bazıları dün saat 11.00 sıralarında Fatih İtfaiye Grup Başkanlığı’nın önündeki Fatih Anıt Park’ta toplandı. Toplanan 500 kadar itfaiyeci Büyükşehir Belediyesi’ne yürümek isteyince polis engeli ile karşılaştı. Çevik Kuvvet barikatıyla önü kesilen itfaiyeciler isteklerinde direnince polis tazyikli su ve biber gazı sıktı
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ha ... aber=28068

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 18:28
gönderen Comte
Günlerdir kaos ortami yaratmak isteyen provakatörleri seyreden polis, yoksulluk sinirinda yasayan iscilerimizi güzel bir sekilde dövüp hizaya getirdi. Polisi bu davranisindan dolayi tebrik ediyorum.

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 19:04
gönderen Oğuz Kağan
"İçişleri Bakanı İstifa Etmeli"

CHP milletvekilleri Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı istifaya davet etti.

Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'ndaki eylemlerini sürdüren Tekel işçilerine destek olmak amacıyla Sıhhiye'ye giden ve polisin eylemcilere müdahalesi sırasında biber gazı ve basınçlı sudan etkilenen CHP milletvekilleri, Meclis'te gelerek basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı için Meclis'e gelen milletvekillerinden CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ise polis tarafından gözlerine sıkılan biber gazı nedeniyle toplantı salonuna giremedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, TEKEL işçilerine destek olmak izin Sıhhiye'ye gittiklerini ve işçilere kumanya götürdüklerini anlatarak, güvenlik kuvvetlerinin, ellerindeki iki dirhem kumanyayı bile içeriye sokamayacaklarını söylediklerini belirtti. Emniyet yetkililerinin, amaçlarını söylemelerine rağmen en ufak bir olumlu yaklaşım sergilemediklerini ifade eden Selvi, İçişleri Bakanı'nı, Emniyet Genel Müdürü'nü aradıklarını ancak ulaşamadıklarını kaydetti.

İşçilerin yanına gittikleri sırada polisin Türkiye Cumhuriyeti'nin sözde dokunulmazlığı olan milletvekillerine pis su ve biber gazı sıktıklarını anlatan Selvi, korkunç bir saldırı gerçekleştirildiğini, bazı milletvekillerinin suya düştüğünü, bazı milletvekillerine ise biber gazı sıkıldığını söyledi. Olayların ardından İçişleri Bakanı'nın kendilerini arayarak gelişmelerden haberdar olmadığını söylediğini anlatan Selvi, Ankara'nın ortasında yapılan bu muamelenin ayıp olduğunu vurguladı. Milletvekillerine yapılan bu hareketi kınadığını ve Türkiye adına telin ettiğini söyleyen Selvi, "Tarih bunu yazacaktır. İşçilere yardımcı olmak isteyen milletvekillerine yapılan böylesi bir saldırıyı kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.

CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek ise doğrudan gözüne biber gazı sıkılan Çetin Soysal'ın toplantıya katılamadığını hatırlattı. CHP milletvekilleri olarak büyük bir sorumluluk içinde işçilere yardım etmek amacıyla Sıhhiye'ye 5-6 bin kişilik kumanya götürdüklerini anlatan Özyürek, meydana yaklaştıkları anda engellerle karşılaştıklarını ifade etti.

Kumanyaları dağıttıktan sonra gideceklerini söylemelerine rağmen polisin, müdahale aşamasında olduğunu öne sürerek kendilerine izin vermediğini belirten Özyürek, bu sırada yürüyerek işçilerin yanına gittiklerini dile getirdi. Başbakan'ın her ağzını açtığında inadına demokrasiden bahsettiğini belirten Özyürek, "Bugün bizim gördüğümüz inadına demokrasi değil inadına işkenceydi, inadına kötülüktü" diye konuştu. Özyürek, olay sırasında Sıhhiye'de 15 CHP milletvekilinin bulunduğunu ifade etti.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Özyürek, 'Suç duyurusunda bulunacak mısınız?' sorusu üzerine, "Herkesin gözü önünde suç işleniyor. Biz de gerekirse suç duyurusu yaparız ama kimi kime şikayet edeceksiniz" diye konuştu. Özyürek, yaşanan arbedenin ardından bazı polislerin milletvekillerine güldüklerini gördüklerini de ifade etti.

Basın toplantısı sırasında biber gazından etkilendiği için sık sık gözünü limon suyuyla temizleyen CHP Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız ise müdahale talimatını İçişleri Bakanı'nın verdiğini öne sürerek İçişleri Bakanı Atalay'ı istifaya davet ettiğini söyledi. Paçarız, polislerin müdahale sırasında cop dahil akla ne gelirse kullandıklarını ifade etti.

Bu arada basın toplantısına katılamayan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, basın toplantısının sonunda Meclis koridorlarında isyanını dile getirdi. Gözlerinin yaş içinde kaldığı gözlenen Soysal, kendilerine orantısız güç kullanıldığını ifade etti. Soysal, "Meclis'in itibarı zedelenmiştir. Meclis'e uzanan yumruktur bu. Meclis'e uzanan biber gazıdır bu. İçişleri Bakanı bir dakika dahi yerinde kalamaz" diye konuştu.

Soysal, polisin milletvekili olduğunu bile bile 10 santimetre mesafeden gözünün içine biber gazı sıktığını anlatarak, "Bu insanlar İstiklal Marşı söylerken, Türk bayrağı sallarken onlara biber gazını reva görenler bunun bedelini ödeyecek" dedi.


İnternetajans, 17 Aralık 2009

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 19:22
gönderen Türk-Kan

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 20:27
gönderen antalyalim
Söyleyecek birsey bulamiyorum. Allah belanizi versin desem suc olur mu?
Bu F-tipi virüsün bulastigi iktidar, polis vs... bu Ülkeden ellerini ne zaman cekecek acaba diye merakla bekliyorum.
Gösteride dayak yiyen gazdan etkilenen vekiller meclise gidip AKPlilerle kavga etmisler.
Aslinda kavga etmeye gerek yok. Zaten DTPde defoldu gitti AKPnin müttefiki de kalmadi mecliste. Ben diyorum ki; CHP-MHP bir olsa da bu AKPlileri disariya atsalar ve tarihe gecseler nasil olur?

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 17, 2009 21:50
gönderen yigitler
Bu fasizmden baska bir sey degil. Isciler sadece haklarini istiyorlar. Bu suc mu? Bu hukumet hirsizlik ve sahtekarlik yaparken kimseden tik yok, ama iscilere hep iskence ediliyor. Bu nasil adalet?

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 18, 2009 0:11
gönderen maydonos
Artik olen hicbir polise gozyasi yok :!: :!: :!:

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 18, 2009 1:02
gönderen Ram
Yahu boşverin, aldırmayın. Her şey tıkırında! Bakın, kimilerince doğa üstü güçlere sahip olduğu sanılan birbirinden değerli ve Türkçe konuşan yuvarlağımsı(küresel anlamında) para ağaları ne diyor:



Zaten DTPde defoldu gitti AKPnin müttefiki de kalmadi mecliste. Ben diyorum ki; CHP-MHP bir olsa da bu AKPlileri disariya atsalar ve tarihe gecseler nasil olur?


Buradan anlıyoruz ki, CHP ve MHP oyuncularının elini-kolunu bağlayan 20 tane demokratik eşkıyaymış.

Bu Meclis tarihe çoktan geçmiştir. JMD Barroso'ya, BH Obama'ya ve daha birçoklarına şakşakçılık yaparken, CIA, köpekleriyle oyuncu odalarını koklarken, bu Meclis çoktan tarihe geçmiştir.

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 18, 2009 2:18
gönderen maydonos
Tikir tikir sattiniz Turkiye'yi oldu tamtakir. Ama bu tikirlarin sallandigi gunu goebilecekmiyiz acaba?

En cok insana dokunan su bizim verdigimiz vergilerden cocuklarinin karni doyuyor, polis ahalisinin. Insan utanir, katillere eyivallah, isciye de kotek. Bu hainlikten baska nedir? Bize dayak atin diyemi? iskence yapin diyemi para veriyoruz ey polis denilen dumbuk takimi:!:

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 18, 2009 12:40
gönderen İL-BARS
Allah belanı versin, Fettoş Security !

Ulan din-iman deyince mangalda kül bırakmazsınız? Hakkını arayan gariban işçiye; Evlatlarını kaybeden Gazi-Şehit aillelerimize saldırırken, el kaldırırken hiç mi utanmadınız, korkmadınız.

Ulan düşmanın mert olanını her zaman takdir ederim. Ama hayatımda Akpkk adar şerefsiz kalleş ve Türk Düşmanı soysuz güruh görmedim.

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ara 19, 2009 14:06
gönderen Comte
TEKEL işçileri yılmıyor

TEKEL işçilerinin eyleminin beşinci gününde de hükümetten taleplere ilişkin olumlu bir yanıt gelmedi. Türkiye'nin dört yanından gelen ve özlük haklarıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarına geçiş yapmak isteyen işçiler TÜRK-İŞ Genel Merkezi önündeki bekleyişini sürdürüyor.

Ankara- TEKEL işçilerinin eyleminin beşinci gününde de hükümetten taleplere ilişkin olumlu bir yanıt gelmedi.

Türkiye'nin dört yanından gelen ve özlük haklarıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarına geçiş yapmak isteyen işçiler TÜRK-İŞ Genel Merkezi önündeki bekleyişini sürdürüyor.

TEKGIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu bu gün bir grup işçinin Meclis'e gidebileceğini söyledi. TEKGIDA-İŞ Başkanı Türkel görüşmelerden bir sonuç çıkmadığını bildirdi. Bu gün de işçilerin burada beklemeye devam edeceğini söyleyen Türkel, tepkilerini göstermeye devam edeceklerini açıkladı. Bu gün de genel merkez de işçilerle birlikte olacağını ifade eden Türkel, olumlu bir gelişme olmadığını dile getirdi.

Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan'a mektup

TÜRK-İŞ Genel Merkezi önünde bekleyişlerini sürdüren TEKEL kadın işçileri bugün saat 13.00'da Sakarya Caddesi'nde bir basın açıklaması yapacak. Kadın TEKEL işçileri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a yazdıkları mektubu okuyacaklar.

Dün yapılan görüşmelerden de bir sonuç alınmaması üzerine işçiler taleplerini değişik şekil ve ortamlarda duyurmaya devam ediyorlar. TEKGIDA-İŞ'ten yapılan açıklamada, bu sabah itibariyle Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen 2 bin 500 kişinin de eylemdeki işçilere katıldığı belirtildi. Açıklamada, Şube Başkanlarından oluşan 10 kişilik bir grubunun Meclis'e gideceği bildirildi.

Cumhuriyet, 19 Aralık 2009

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Cmt Ara 19, 2009 14:47
gönderen Mustafa Recep
Diren Tekel İşçisi seninleyiz,

arkadaşlar sitedeki herkes Türk-İş'i arayrak Tekel İşçilerine sahip çıkılmasını istesin, sadece Türk-İş değil Disk ve diğer sendikaları da, inanın halktan da destek geldiğini görünce sendikalar tırsaklığı bırakacaklardır.

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 21, 2009 22:53
gönderen Oğuz Kağan
"Domuz da değiliz, koyun da!"

TEKEL direnişinin 7. gününde Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanıyor. Onlarca sol parti, sendika ve meslek örgütünün desteklediği eylem, genel grevi gündeme getirdi. İşçiler AKP'ye bir de "açılım" dersi verdi.

“TEKEL artık üreten bir yer değil. Şu anda TEKEL’de depodan başka hiçbir şey yok. TEKEL, özelleştirme kapsamı içerisinde artık devrediliyor.”

Bu sözler Başbakan Erdoğan'a ait. 5 Aralık’ta 3 İDO vapurunun Haliç’te denize indirilme töreninde konuşan Erdoğan, törenin davetsiz misafiri TEKEL işçilerinin ayağa kalkarak durumlarına çözüm getirilmesini talep etmeleri üzerine bunları söylemişti. Erdoğan, “Türkiye’de ne yazık ki çalışmadan, yatarak para kazanmak isteyen bazı unsurlar ortaya çıkıyor. Biz artık yatarak para kazanma dönemini kapattık,” demişti. “Üreteceksin, kazanacaksın. Bunlar devletin malı deniz, yemeyen domuz dediler. Bu anlayışla baktılar. Bu millet bunun bedelini ağır ödedi.”

Başbakan bu konuşmasıyla, TEKEL’i üretmeyen bir yer haline getirdiklerini açıkça söylüyor, bunun faturasını ise işçilere kesmeye çalışıyordu. Hakaret ederek işçileri koyun gibi gütmeyi umuyordu. Ancak bu sözler, TEKEL işçilerinin öfkesini daha da biledi.

Önce TEKEL'in satılmasına direndiler

Onlar, önce ekmek kapılarının özelleştirilmesine direnmişlerdi. 2007’de, yine Aralık ayının soğuğunda fabrikalarının önünde nöbet tutmuşlar, alıcıları fabrikalara sokmamışlardı. 1999’da yüzde 70 olan pazar payı bilinçli politikalarla yüzde 30’a çekilen TEKEL “zarar ediyor” denilerek, 22 Şubat 2008’de 17 dakika süren ihale ile British American Tobacco (BAT) şirketine, dört yıllık kârına denk gelen bir fiyattan satıldı. Üstelik BAT, TEKEL’i üretimi sürdürmek için değil, sadece markaları, yani dünyanın 7. büyük sigara pazarı olan Türkiye’de TEKEL’in sahip olduğu pazar payını devralmak için bu ihaleye girmişti. Satışın ardından birçok ilde fabrikalarını terk etmeyen TEKEL işçileri, ancak polis zoruyla uzaklaştırılabildi.

BAT önce sigara fabrikalarını kapattı, buradaki işçileri yaprak tütün işletmelerine devretti. Kısa süre sonra da yaprak tütün işletmelerinin kapatılacağı açıklandı. Oysa yerel seçim öncesinde fabrikaları gezen AKP’li milletvekilleri, işçilere fabrikalarının kapatılmayacağı sözünü vermişti. Fabrikası kapatılan işçilere, “4-C”, başka bir deyişle “kölelik” statüsünde diğer kamu kurumlarına geçmeleri seçeneği sunuldu. 4-C, eski TEKEL işçilerinin kendilerine gösterilecek herhangi bir ildeki herhangi bir kamu kurumunda 10 ay çalışıp 2 ay ücretsiz izin yaparak, 550 lira maaşla, birikmiş ikramiyeleri silinerek ve sendika hakkı olmaksızın çalışmasını öngörüyordu. Türkiye genelindeki 52 yaprak tütün işletmesinin işçileri, Tek Gıda-İş Sendikası öncülüğünde, haklarını alana kadar Ankara’da süresiz eylem kararı aldı. İstedikleri, özlük haklarını kaybetmeden 12 ay istihdam güvencesiyle ve asgari 1.250 TL maaşla başka bir kamu kurumuna geçirilmekti.

Eylemleri AKP Genel Merkezi önünde başladı

TEKEL işçileri yaklaşık bir haftadır Ankara’da. Sendika, AKP Genel Merkezi önünde eylem yapacaklarını duyurunca Ankara Valiliği derhal bir açıklama yaparak ve “yasal eylem yerlerinin belli olduğunu”, “bu eylemin yasadışı olacağını” söyleyerek eylemi terörize etmeye çalışmıştı. Ancak bu işe yaramadı. Geçtiğimiz hafta Salı günü, Ankara’ya ulaşan ilk işçi kafilesi Söğütözü’ndeki AKP Genel Merkezi’ne gitti ve burada bir eylem gerçekleştirdi. Gece Atatürk Spor Salonu’nda kalan bir grup işçi, polis tarafından kent merkezindeki Abdi İpekçi Parkı’na yönlendirilmişti. Burada nöbet başlatan işçilerin bir kısmı da açlık grevine başladı.

Resim

Ertesi gün AKP Genel Merkezi’nden polis baskısıyla uzaklaştırılan işçiler, Abdi İpekçi Parkı’ndaki grup ile birleşmek istedi. Ancak işçilere, kent merkezinden geçmemeleri için 20 kilometrelik bir yol yürütüldü. Üç buçuk saat süren yürüyüşte sendika yöneticilerinin olmaması, binlerce işçiden oluşan kitlenin öncü işçilerce yönlendirilmesini gerektirdi. Yürüyüş boyunca AKP karşıtı sloganlar atan işçiler, geçtikleri mahallelerde Ankara halkından destek gördü.

Polis saldırısı işçilerin inadını kamçıladı

Direnişin üçüncü günü olan Perşembe günü, işçilerin Atatürk Bulvarı’nı trafiğe kapatmak istemesi üzerine 19 kişi gözaltına alındı. Akşam saatlerinde ise polis “yasadışı” olduğunu öne sürdüğü eylemi zor kullanarak sona erdirmeye çalıştı. Basınçlı su ve gaz bombalarına karşın alanı terk etmeyen işçiler, iki koldan alana giren polis tarafından coplandı. Açlık grevi yapan emekçilerin kaldığı çadırın içine dahi gaz bombası atıldı. Basınçlı suyla yere yıkılan emekçi kadınlar coplandı. İşçilerin bir bölümü parktaki havuza döküldü. 200’e yakın kişi gözaltına alınırken, gaz nedeniyle fenalaşan ve cop darbeleri alan toplam 40 kişi hastaneye götürüldü.

Resim

Yeni miting alanı Türk-İş önü oldu

Polisin Sıhhiye bölgesini çembere alarak boşaltmasının ardından ara sokaklara dağılan işçiler, saat 17.00 sularında Türk-İş Genel Merkezi’nde toplanmaya başladılar. Ankara’daki birçok sol parti, sendika ve demokratik kitle örgütü saat 18.30’da Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanarak saldırıyı kınadı ve TEKEL işçilerine destek verdi.

Resim

Bu arada, Ankara Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), TTB Tıp Öğrencileri Komisyonu üyeleri ve Yurtsever Cepheli Sağlık Emekçileri, Türk-İş Genel Merkezi'nin ikinci katında oluşturulan revirde işçilere sağlık hizmeti vermeye başladı.

Burada görev yapan hekimlerden Hasan Ilgaz’ın verdiği bilgiye göre, Abdi İpekçi Parkı'ndaki polis müdahalesinin ardından çok sayıda işçi yaralanma, zedelenme, astım krizi, göz rahatsızlıkları, alerjik reaksiyonlar, boğaz iltihabı, zatürre, yüksek tansiyon, şiddetli baş ağrısı, migren ile strese bağlı kriz şikayetiyle kendilerine başvurdu, tedavi edildi. Ağır yaralanan ve omuriliğinde kırık teşhis edilen Alican Akyel’in ise halen felç kalma tehlikesi var.

İşçiler Türk-İş’i göreve çağırdı

Cuma günü, işçi temsilcileri ve Tek Gıda-İş sendikasının şube yöneticilerinden oluşan bir heyet Maliye Bakanlığı’na görüşmeye gitti. Akşam geç saatlerde biten görüşmeden sonra açıklama yapan Tek Gıda-İş Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel, görüşmede, işçilere dayatılan 4-C statüsünün koşullarında “iyileştirmeye gidileceği” sözü verildiğini; ancak böyle belirsiz vaatleri kabul etmeyeceklerini ve somut talepleri için direnişlerini sürdüreceklerini açıkladı.

Açıklama sırasında TEKEL işçileri, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun alana gelmesini istediler ve “Türk-İş göreve” sloganları attılar. Sendikanın “şubeler kendi aralarında toplansın” önerisi, işçiler tarafından tepkiyle karşılandı. Birçok işçi, sendikanın kendilerini yarı yolda bırakmak istediğini söyleyerek itiraz etti. Kadın işçilerin de zorlamasıyla bir açıklama yapan Tek Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, herhangi bir geri adım atmadıklarını vurguladı.

Mücadelelerini boşa çıkaracak hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini belirten işçiler, kararsızlık anlarında birlikte hareket etmeye, fevri çıkışlar yapan arkadaşlarını ikna etmeye dikkat ediyorlar.

AKP hükümetinin morali bozuk

Maliye Bakanlığı’ndaki görüşmenin ayrıntıları ise, soL’un heyetteki işçilerle yaptığı görüşme sonucu ortaya çıktı. Heyetteki işçilerden biri, görüştükleri Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın kendilerine “Koşullarınızı iyileştiririz ama siz eylem yaptığınız için kazanım elde etmişsiniz gibi görünmemeli. Önce Ankara’daki işçi kitlesini dağıtın, sonra görüşelim. Yoksa sizi muhatap almayız” dediğini aktardı. soL’da yayımlanan “Bakan’dan işçilere ahlaksız teklif” haberi çoğaltılarak işçilere dağıtıldı ve büyük ilgi gördü.

Heyetteki işçiler, Bakan’ın ve görüştükleri AKP’lilerin moralinin son derece bozuk olduğunu, telaşa kapıldıklarını da aktardılar. Polis saldırısı ile işçilerin örgütlü duruşunu bozamayan AKP hükümetinin can sıkıntısı, ertesi günlerde bakanların yaptıkları açıklamalardan anlaşıldı. Bunlardan en manidar olanı, Estonya Başbakanı ile görüşmesi sırasında kendisine TEKEL işçileriyle ilgili bir soru yöneltilen Ahmet Davutoğlu’nun birden soğukkanlılığını yitirmesiydi.

Cumartesi günü temsili kefenlerle bir eylem yapan işçileri ziyaret edenler arasında DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi başkanlığındaki bir DİSK heyeti de vardı. Çelebi, "Omuz omuza bedeli ne olursa olsun yürümeye, eylem yapmaya, üretimden gelen gücü kullanmaya ve genel greve hazırız. Bütün sendikalara çağrı yapıyorum. Gelin bu TEKEL oyununu bozalım. Buna son verelim" dedi.

Öğle saatlerinde ise TEKEL işçisi kadınlar, Cumhurbaşkanının eşi Hayrünnisa Gül, Başbakanın eşi Emine Erdoğan ve kadın milletvekillerine bir mektup göndererek onları insafa davet ettiler. Kadınların taşıdığı "Emine'ye pırlanta, işçiye biber gazı" yazılı döviz dikkat çekti.

Resim

Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanıyor, genel grev gündemde

Cumartesi günü DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin ziyaretinde telaffuz ettiği genel grev konusunda KESK ve TTB’nin de hazırlıklı olduğu söyleniyor. Pazar akşamı itibariyle Türk-İş binası Başkanlar Kurulu toplantısı için boşaltıldı. Türk-İş’e bağlı 33 sendikanın genel başkanlarının bir araya gelmesiyle gerçekleşecek toplantıda, bir yol haritası belirlenmesi ve genel grev konusunun işlenmesi bekleniyor. Öte yandan Ankara'ya çeşitli illerden her gün yeni işçiler gelmeye devam ediyor.

ÜKD’den bilim insanlarına çağrı

Üniversite Konseyleri Derneği'nin çağrısıyla, akademisyenler de bugün (Pazartesi) saat 18.30’da Sakarya Caddesi’nde toplanarak TEKEL işçilerine ziyarette bulunacaklar. ÜKD, tüm bilim insanlarına TEKEL işçisine olan desteklerini bu ziyarete katılarak gösterme çağrısında bulundu.

“Türk-Kürt burada, AKP nerede?”

Eylemin dikkat çeken bir diğer yönü ise, AKP'nin bir türlü açılamayan 'açılım'ı ile ülkenin gerildiği bir dönemde işçilerce yapılan sınıf kardeşliği vurgusu oldu. TEKEL’in özelleştirilmesinin gündeme geldiği tarihten beri “TEKEL vatandır, vatan satılmaz” sloganıyla eylemler yapan TEKEL işçileri, direnişleriyle sadece kendi özlük haklarına değil ülkeye de sahip çıktıklarını somut bir şekilde gösterdiler. Aralık ayının soğuğunda Türk, Kürt tüm TEKEL işçileri kol kola kâh Türkçe kâh Kürtçe ezgiler eşliğinde halaylar çektiler, kadın erkek kol kola direndiler. TEKEL işçileri, bu kardeşliği Türk-İş binasının önüne astıkları dövizlerle de vurguladılar.

İşçiler dün, Türkiye’nin doğusundan ve batısından gelen işçilerin kardeşliği karşısında AKP’nin çaresizliğini yansıtan bir pankartı Türk-İş binasına astılar.

Resim

TKP başından beri işçilerle

Türkiye Komünist Partisi üyeleri direnişin başladığı Salı gününden beri TEKEL işçilerinin yanında oldu. AKP Genel Merkezi önüne gelen işçilere ilk kitlesel ziyareti “TEKEL işçisi yalnız değildir” dövizleri taşıyan TKP’liler yaptı. Park’ta açlık grevi başlatılması üzerine grev çadırının güvenliği ve sağlık denetimini üstlenildi. Burada yaşanan saldırıda kadın işçilerin korunması ve yaralananların hastanelere sevk edilmesinde yardımcı olunurken, gözaltına alınan işçiler de hukukçular tarafından takip edildi.

Ankara’ya yeni işçi kafilelerinin ulaştığı Cumartesi günü, TKP Ankara İl Örgütü TEKEL işçilerine kitlesel bir ziyaret gerçekleştirdi. Gündüz Kızılay’da Ankara halkına TEKEL işçilerini ziyaret çağrısında bulunan bir bildiri dağıtan TKP’liler akşam saatlerinde Sakarya Caddesi’nde toplanarak Türk-İş önüne yürüdüler. Sokağın bir miting alanı haline geldiği eylemde, TKP Genel Başkanı Erkan Baş bir konuşma yaptı.

Baş, TEKEL işçilerine Türkiye’nin kalbi haline geldikleri, Türk ve Kürt işçileri arasındaki kardeşliği gösterdikleri ve işçi sınıfının gücünü açığa çıkardıkları için teşekkür etti. Baş, emek örgütlerinin TEKEL direnişiyle dayanışmak için bir genel greve hazır olduklarını, bunun için Türk-İş’ten çağrı beklediklerini duyurdu.

Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB), başından beri her gün işçilerin yanında bulundu. Eyleme ziyaret gerçekleştiren MHP gibi sağcı partileri eleştiren YCİB Ankara Şube Başkanı Tuncay Çelen, geçmişte özelleştirmelere imza atmış olanların bugünkü muhalefetlerinin sözde olduğunu ifade etti. "Türkiye'ye çaldığımız maya tutmuştur" diyen Çelen, emekçi örgütlerinin birlikte hareket ederek genel grev çağrısında bulunmaları gerektiğini söyledi.

Pazartesi gününden itibaren TKP’liler, “TEKEL İşçisinin Direniş Günlüğü” adında günlük bir bülten çıkararak işçileri gelişmelerden haberdar edecekler. Ayrıca Yüksel Caddesi’nde bir fotoğraf sergisi açılacak ve Ankara halkı TEKEL işçilerini ziyarete davet edilecek.

İşçiler mücadeleye devam edeceklerini vurgularken, TKP ve emekten yana birçok örgüt de işçilerin yanında olmaya devam ediyor.


SOL Haber, 21 Aralık 2009

Re: Polisten Tekel işçilerine tayzikli su ve gaz bombalı müdahal

İletiGönderilme zamanı: Pzt Ara 21, 2009 23:07
gönderen Oğuz Kağan
Tekel’i satarken soyduranlar şimdi işçisini polise dövdürüyor!

Okumuş muydunuz? Dün yazmaya başlamıştım. Bugün devam ediyorum. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun “temiz süt emmiş, yüksek vicdanlı müfettişinin” binbir emekle, hak gözetir sağlam bir dikkatle hazırladığı “Hizmete Özel” raporundan aktarıyorum.

Herkes anlasın istiyorum.

Özetleyerek.

Netleştirerek.

Basitleştirerek yazıyorum.

Tekel’i satarken soydurdular, şimdi Ankara’ya kadar gelip, “Biz çalışmak istiyoruz, fabrikalarımızda emeğimizle insanca var olmak istiyoruz” diye gösteri yaparak kendilerini demokratik olarak ifade eden işçileri polise dövdürüyorlar.

Biber gazı sıkıyorlar.

Su fışkırtıyorlar.

Bu vicdansızlıktır.

İnsanın eli kırılır.

Denetleme Kurulu’nun “Hizmete Özel” raporundan özet bilgi: Tekel’in içki bölümündeki 17 fabrikanın özelleştirme ihalesi, 292 milyon dolarla en yüksek fiyatı veren LİMAK-NUROL-ÖZALTIN ortaklığında kaldı.

Fabrikalar yenilenmişti.

İleri teknolojiye geçmişti.

Sadece Bilecik’teki rakı fabrikası 100 milyon dolar ediyordu ve Avrupa’nın teknolojisi en yeni işletmesi olduğu biliniyordu. Bilecik dahil 17 fabrikanın yanı sıra kuru üzüm, suma (üzüm alkolü) şişe, etiket, anason stokları da 141 milyon YTL (100 milyon dolardan fazla) tutuyordu. Yine ayrıca Tekel’in Türkiye’de 81 ilindeki başmüdürlüklerinin depolarındaki 30-35 milyon dolarlık içki stoku da bulunuyordu. Yine ayrıca Tekel’in içki bölümünü de satma kararı alan iktidar (Özelleştirme İdaresi ve Maliye Bakanlığı) bu fabrikalarda çalışan işçinin kıdem tazminatlarını da ödedi, sıfırladı.

Ballı börek pişirdi

Alan kazansın yaptı.

Tekel’in yenilenmiş 17 fabrikası, kıdem tazminatları sıfırlanmış, yetişmiş, çok kalifiye işçileri, 100 milyon dolarlık hammadde stoku, 30 milyon dolarlık içki stoku, toplam 292 milyon dolara satılmıştı. Satın alanlar, bir kaç ay sonra onu Amerikan firmasına 950 milyon dolara sattı.

Devlet’ten 292’ye alış.

950’ye Amerikalıya satış.

Aradaki fark korkunçtu.

İktidar bunu ikram etmişti.

İktidarda AKP vardı.

Başbakan Tayyip Erdoğan’dı. Başbakan Tayyip Erdoğan döneminde 2008 yılında da Tekel’in 6 sigara fabrikası (Samsun, Tokat, Malatya, Adana, Maltepe, Bitlis) başka bir İngiliz-Amerikan Şirketi BAT’a 1 milyar 720 milyon dolara satıldı. Temiz süt emmiş denetleme kurulu müfettişinin hazırladığı “Hizmete Özel” raporda sigara fabrikalarının satışı da şöyle anlatılıyor.

Özetliyorum:

Tekel’in sadece 2 sigara fabrikasının (Tokat ve Ballıca) 3 yılda yapacağı kâra denk düşen bir para karşılığı 6 şehirdeki fabrika satıldı. Bu fabrikaların arsaları Tokat’ta şehrin merkezinde, Adana’da şehrin en kıymetli yerinde, Malatya’da kentin merkezinde, Samsun’da denizin kıyısında çok değerli ve Tekel’i alan yabancı şirketin yarın bunların üzerine konut yapılmak üzere en az 2-3 milyar dolara satacağı mülkler.... Buna ilaveten ayrıca satılmayan ve Tekel’in elinde kalan Yaprak Tütün İşleme Fabrikalarındaki tütünler içinden en kaliteli olanlarından 25 milyon kiloyu seçtirdiler. Bu tütün çok değerli. 125 milyon dolar değerindeki tütünü de İngiliz-Amerikan şirketi BAT’a hediye olarak sundular.

Şimdi işçiyi dövdürüyorlar.

İşçilere; “Artık size Tekel fabrikalarında iş yok, gelin ayda 570 milyon liraya düzensiz, örgütsüz, güvencesiz, düşük ücretli (4-C statüsü) çalışın” diyorlar. İşçiler de biz eski maaşlarımızla çalışmak istiyoruz dedikleri için onlara; “Siz yan gelip yatmak istiyorsunuz” diye çamur atıyorlar.


Necati DOĞRU / VATAN, 20 Aralık 2009




Temiz süt emmiş TEKEL denetçisini emekliye ayırıp uzaklaştırdılar!

Telefon etti; sesinin tınısında sakin, ölçülü, huzur ve güven dolu sıcaklık vardı. Dedi ki, “İki gündür TEKEL’in satılırken nasıl soyulduğunu yazıyorsunuz. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarını belge olarak sunuyorsunuz. O raporları yazan 5 kişilik denetçi heyeti grubunun başkanı benim. Beni de emekli edip uzaklaştırdılar. Bu yeni bilgiyi yazın diye söylemiyorum, haberiniz olsun istediğim için bildiriyorum” dedi.

Okurdan saklayacak değilim.

Sizin de haberiniz olsun.

Temiz süt emmiş TEKEL denetçisini emekliye ayırıp uzaklaştırdılar. TEKEL’in soyulmaması için çok uğraşmıştı. Onun adı Şenol Sarrafi’ydi. Üniversitede ekonomi okuyup mezun olduktan sonra Halk Bankası’nda “banka müfettişliğine” sınavı kazanarak başlamıştı. Daha sonra da 1977 yılında Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nda çalışmaya başlamış, “başdenetçilik” mertebesine yükselmiş ve bu 33 yılın 15 yılını “TEKEL hesaplarının kılı kırk yaran ve kamunun hakkını gözeten incelemesiyle” geçirmişti.

3 gündür yazıyorum.

TEKEL’in içki bölümünün yenilenmiş 17 fabrikası, 100 milyon dolarlık hammadde; kuru üzüm, üzüm alkolü, şişe, etiket, anason stokları, 35 milyon dolarlık üretilmiş satışa hazır rakı stoğu, hepsi dahil Limak-Nurol-Özaltın müteahhitlik şirketlerinin oluşturduğu konsorsiyuma toplam 292 milyon dolara satılmıştı. (Belgeler: Temiz süt emmiş Denetleme Kurulu Başkanı Şenol Sarrafi’nin hazırladığı 1.01.2004 ve 27.02.2004 yılı TEKEL Raporu... 17.03.2005 tarihli Tekel Özel İnceleme Raporu... 2006 ve 2007 yılı TEKEL Genel Müdürlüğü raporları.)

TEKEL’den 292’ye alındı.

1 yıl geçti.

ABD firmasına 950 milyon dolara satıldı. Bu temiz süt emmiş Başdenetçi Şenol Sarrafi, “292’ye alıp 950’ye satma alışverişinde TEKEL’in sırtından özel şirketlere 348 trilyon YTL (yaklaşık 275 milyon dolar) aktarılmış olduğunu” da TEKEL’in Genel Müdür ve 20 müdürüne, Maliye Bakanlığı’nın, DTP’nin, Hazine’nin, Özelleştirme’nin 15 yüksek mevki bürokratına ve KİT Alt Komisyonu üyesi 15 milletvekiline yani toplam 50 kafaya, beyne, sorumluya, adına ne derseniz deyin, 50 kişiye bildirmişti.

İşçilerin sendikası (Tek-Gıda-İş) harekete geçmiş, “temiz süt emmiş” Başdenetçi Şenol Sarrafi’nin raporlarını da dava dilekçesine ekleyerek Ankara 1. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı. Mahkeme, TEKEL içki bölümünün devlete olan borçlar silindikten sonra 292 milyon dolara alınıp 950 milyon dolara Amerikalılara satılması alışverişinde Hazine’nin 348 trilyon YTL (275 milyon dolar) zarara uğratıldığını kabul ederek “tahsil edilmesi için” dava açılmasını karara bağlamıştı.

Dava açmadılar.

Takip etmediler.

Temiz süt emmiş Başdenetçi’yi Meclis KİT Komisyonu’nda ve İstanbul Unkapanı’nda pencereleri Haliç’e bakan Tekel binasında bir araya gelmiş 50 birikimli beyin (15 milletvekili, 20 Tekel müdürü, 15 de Maliye, DPT, Hazine, Özelleştirme İdaresi mensubu önünde “Sen bu satışı olmuş bitmiş TEKEL işiyle hâlâ ne uğraşıyorsun?” diye azarladılar. Azarlayan, KİT Alt Komisyonu Üyesi Siirt Milletvekili Vahit Kiler oldu. (Belge, 21 Nisan 2009 Salı günü gezetelerde çıkan haber.)

Sonunda haber de geldi.

Temiz süt emmiş Başdenetçi’ye; “Seni 15 yıldır üzerinde çalıştığın TEKEL’in hesaplarını denetleme görevinden alıp Çay-Kur üzerine çalışman için görevlendiriyoruz” dediler. Temiz süt emmiş Başdenetçi Şenol Sarrafi, “Bunu yapmayın. TEKEL’in denetim hafızasını yok etmiş olursunuz” dediyse de dinletemedi.

Emekli ettiler.

Uzaklaştırdılar.

Tekel işçisini rahat rahat polise dövdürebiliyorlar, yüzüne-gözüne biber gazı sıkıyorlar. Vicdanı olanın vicdanı kanar. Tekel işçisini döveni Allah çarpar!


Necati DOĞRU / VATAN, 21 Aralık 2009