2. yüz (Toplam 3 yüz)

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Prş Ara 30, 2010 21:34
gönderen Oğuz Kağan
HSYK’da atama gibi seçim yapıldı

Anayasa değişikliğinden sonra HSYK’da gözler HSYK Kanunu’na çevrilmişti. Kanun çıkacaktı ki, HSYK’nın bundan böyle çalışacağı 3 dairede görev alacak başkan ve üyeler belirlensin.

Bakanlık kulislerinde dilden dile dolaşan iddia şuydu: Kurul’un yeni yapısında oluşacak daire başkan ve üyeleri, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Müsteşar Ahmet Kahraman ve de sözde kürsü hâkimleri kontenjanından seçilen Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur ile diğer Müsteşar Yardımcısı ve Adalet Akademisi Başkanı Ahmet Hamsici tarafından oluşturulan yetkisiz ama “en yetkili gölge kurul” tarafından belirlenecek. Hatta hangi daire başkanlığına hangi üyenin geleceği, hangi üyelerin de hangi önemli dairelere verilmeyeceği iddiası da kulaktan kulağa dolaşıyordu. Oysa yasaya göre dairelerin oluşumunu Bakan dahil 22 kişilik kurulun, seçimle belirlemesi gerekiyor.

Daha kanun çıkmadan hâkim ve savcıların tayin ve yetkilerini belirleyecek 1 No’lu Daire Başkanlığına, İbrahim Okur’un seçileceği söyleniyordu. Bu daireye, eski HSYK üyesi Ali Suat Ertosun ile Danıştay kontenjanından gelen hiçbir üyenin atanmayacağı iddiaları Bakanlık kulislerinde yüksek sesle konuşulmaya başlanmıştı.

İddialara göre, Hâkim ve savcılar için 1. Daire’den sonra en önemli olan ve teftiş ile teftişin gereklerini yapmaktan sorumlu 3. Daire‘ye de kürsü hâkimi gelmeyecek, Ahmet Hamsici Daire Başkanı olacaktı. Bu daireye de Müsteşar Ahmet Kahraman tarafından istenmeyen eski üye Ali Suat Ertosun verilmeyecekti. Son bir ayda 4 kez hangi daireye kimler başkan, kimler üye olacak diye yazdım, HSYK’dan ses çıkmadı.

2. Daire’yi neden yazmadım

En az yetkili olan 2. Daire’nin başkanlığına kimin geleceğini yazmadım, çünkü yetkisiz “en yetkili gölge kurul” bunu henüz netleştirmemişti. Bakan Ergin ve Müsteşar Ahmet Kahraman 2. Daire Başkanlığına Bakanlık Personel Genel Müdürü koltuğunda otururken kürsü hâkimi kontenjanından HSYK’ya seçilen Birol Erdem’i istiyordu.

Yetkisiz ama “en yetkili gölge kurul”da yer alan eski Müsteşar yeni üye İbrahim Okur ise; Birol Bey oraya çok uygun ama, onu da daire başkanı yaparsak, birilerinin gazetedeki köşesinde (beni kastediyor) yazdıklarının tamamı doğru çıkmış olacak diyerek daire başkanlığına gerçekten kürsü hâkimliğinden gelen ve bir bayan üyeyi, Nesibe Özer’i önerdi. Bu nedenle son güne kadar iki isim arasında bir netleşme sağlanamadığı için bu daire başkanlığına gelecek ismi yazmadım. Nesibe Özer, Bakırköy’de Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı iken aday olmuş ve HSYK üyeliğine seçilmişti.

Aslında başarılı bir bayan hâkim ve adaylık sürecinde de kendisine bir haksızlık yapmış, anlar anlamaz da özür dilemiştim.

Dairelere atamalar yapıldı

Kanunun yürürlüğe girdi ve önceki gün Kurul toplandı, ardından da daire başkanlıklarına ve üyeliklerine seçimi yapıldığı açıklandı. Atama! Pardon seçim sonuçları ne yazık ki günlerce yazdığım gibi çıktı. Bir tane yanlış yok, hepsi cuk diye oturmuş. HSYK, bunu da kamuoyuna seçim yaptık diye açıklamış. Ne seçimi kardeşim, “en yetkili gölge kurul”un aldığı kararı onaylamışsınız. Bunun adı seçim değil, atamadır atama.

Peki daire başkanlıklarına seçilenler görevi hak etmiyor mu? Hayır demek büyük haksızlık olur. Benim itirazım isimlere değil, izlenen yola. Kurul, Bakanlık gölgesinde olmayacak derseniz, Bakan ve Müsteşar’ın emrinde görev yapıp kürsü hâkimi kontenjanından gelen Bakanlık bürokratlarını bu görevlere getirmek bağımsızlıkla bağdaşmaz. İkincisi, yasa diyor ki Kurul seçecek. Siz kurulun iradesini hiçe sayıyor ve isimleri belirleyip onları sözde seçtiriyorsunuz. Bence bu, Kurul üyelerine büyük saygısızlıktır. Ama onlar bunda sorun görmüyor.

Mesele yok, hayırlı uğurlu olsun, tüm kurula başarılar diliyorum. Mümkün olduğu kadar da bundan böyle kurulu rahatsız etmeyeceğim. Ancak bu da demek değildir ki ne yaparsanız yapın sizi görmeyeceğim. Küçükleri görmezden geleceğim, büyükleri eleştireceğim. Anlaştık mı?

***

Mevlânâ gezisine neden suskun kalındı?

HSYK üyelerinin Konya Hz. Mevlânâ gezisi ile ilgili iddiaları da köşeme taşımıştım. İddialar hoş değildi.

HSYK’nın 15 üyesi birden Şeb-i Arus törenlerini izlemeye gidiyor. Elbette bunda bir şey yok. Ancak, bu seyahatte makam arabası kullanıldı mı? Konya’da yenen yemeklerin parasını kim veya kimler ödedi? Konaklama nerede yapıldı ve masrafları kimler ödedi? Yolluk ve yevmiye alındı mı? Bu gezide Kurul bütçesi, Bakanlık bütçesi ve Konya Cumhuriyet Başsavcılığı bütçesi veya başka sponsor kullanıldı mı?

Ben bu iddialar iftiradır, inanmıyorum diye yazdım.

Kurul’un da bu konuda bir açıklama yaparak kendilerini aklamaları gerektiğini yazdım. Bana kızacağınıza bunların hiçbirinin gerçek olmadığını açıklayın.

Ancak açıklamanız öyle ayaküstü, benim şahsi arabam arıza yapmıştı, mecbur kaldım makam arabası ile gittim. Zaten Hz. Mevlânâ töreni için gitmemiştik. Konya Adliyesi’nde hâkim ve savcılarla toplantı yaptık. Hazır buraya gelmişken Şeb-i Arus törenini de izleyelim dedik gibisinden olmasın. Açık açık mertçe çıkın deyin ki ey halkım. Biz kurul üyeleri de sizler gibi kendi arabamızla Mevlânâ törenleri için Konya’ya gittik. Kendi paramızla Konya’da şuralarda yemek yedik, kendi paramızla şurada konakladık. Ne kimse sponsor olmuştur ne de 1. Daire’ye Başkan seçtiğimiz İbrahim Okur ve Danıştay’a seçeceğimiz Mustafa Kökçam bu işi organize etmiştir. İşte kişisel harcama belgelerimiz...

Neden susuyorsunuz?


Aydın AYAYDIN, 22 Aralık 2010





HSYK’da bürokratik atamalar da tamam

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, genel sekreter adayı belirlemek üzere toplandı. Toplantıda yapılan seçim sonucunda Adalet Bakanlığ Personel Genel Müdür Yardımcısı Engin Durnagül 17 oyla ilk sıraya yerleşti. Yargıtay Savcısı ve aynı zamanda Adalet Akademisi yöneticilerinden Mehmet Kaya’nın 14 oyla ikinci sırayı aldığı seçimde, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanı olan Muzaffer Bayram ise 11 oyla üçüncü oldu.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yasa gereği kendisine gönderilen bu üç isimden, seçimde ilk sırayı alan Engin Durnagül’ü değil, ikinci sırada yer alan Mehmet Kaya’yı HSYK Genel Sekreteri olarak seçti.

Mehmet Kaya’nın HSYK Genel Sekreteri olarak atanmasından sonra genel sekreter yardımcıları da belli oldu. HSYK Genel Sekreter Yardımcılıkları’na Genel Sekreter seçiminde ilk sırayı alan Engin Durnagöl ve üçüncü sırada yer alan Muzaffer Bayram ile Adalet Bakanlığı Personel İşleri Daire Başkanlığı’nda görevli Neslihan Ekinci ve Adalet Bakanlığı İç Denetçisi Nevzat Karababa atandı.

Kurul için çalışacak Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ise Ahmet Can getirildi. Yardımcıları ise Oktay Acu ve Selim Yıldız oldu.

Böylece HSYK’nın tüm idari kadrolarına da Adalet Bakanlığı bürokratları atanırken, bu kadroların hiçbirinde kürsü hakimi veya cumhuriyet savcısı tercih edilmedi.
Adalet.org’un kurucusu Balıkesir Hakimi Aydın Başar, bu atamalardan sonra şu ilginç değerlendirmeyi yaptı: “Oh ne güzel. Bakanlık kurula, kurul da bakanlığa taşınmış oldu. Hepimize hayırlı olsun...”


Aydın AYAYDIN, 29 Aralık 2010

AKP, Yargıtay'ı ele geçirmek için düğmeye bastı!

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 06, 2011 21:27
gönderen Oğuz Kağan
Hükümet Yargıtay için düğmeye bastı

Yargıtay'a 80 yeni üye geliyor

Hükümet Yargıtay için düğmeye bastı Adalet Bakanı Ergin ile Başbakan Erdoğan’ın “tahliye” zirvesinden Yargıtay’a yeni düzenleme çıktı. “Yargıtay’ın kapasitesinin artırılması” için kanun tasarısı başbakanlığa gönderildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile dün Başbakanlık Resmi Konutu’nda sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi. Bu toplantıda tutukluluk süresini sınırlandıran kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yaşanan tahliyeler nedeniyle ortaya çıkan durumun masaya yatırıldığı bildirildi. Görüşmede, Bakan Ergin’in dün VATAN’a yaptığı “Radikal önlemler alıp yargılama süresini kısaltacağız” açıklaması doğrultusunda atılabilecek adımlar da konuşuldu.

Yeni daireler için

Adalet Bakanlığı’ndan akşam saatlerinde yapılan açıklamada ise atılacak adımlar konusunda çarpıcı bir ipucu da yer aldı. Açıklamada, “Yüksek yargı organlarının talep ve ihtiyaçları gözönünde bulundurularak yüksek mahkemelerin kapasitelerinin güçlendirilmesi için hazırlanan kanun tasarısı Başbakanlık’a sevk edilmiştir” denildi. Bakanlık yetkilileri, tasarının içeriğine ilişkin ayrıntı vermezken, tasarının Başbakanlık’ta değerlendirileceği ve revize edilebileceğini belirttiler.

Hükümet, daha önce, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in 2 yıl önce Yargıtay’a yeni daire kurulmasını istediğini anımsatmış, bu talep doğrultusunda düzenleme yapılabileceği mesajı vermişti. Gerçeker ise 2 yıl önceki şartların ortadan kalktığını, yapılması gerekenin Yargıtay’a yeni daire kurmak yerine bölge adliye mahkemelerinin yaşama geçirilmesi olduğunu savunuyor. Buna rağmen hazırlanan ve Başbakanlık’ta son şekli verilecek olan taslakta, Yargıtay’a yeni daireler kurulmasının düzenleneceği bildirildi.

Yeni daireler yeni başkana

Kulislerde Yargıtay’da yeni kurulucak daire sayısının 10’u bulacağını, böylece Anayasa ile yapısı değişen ve genel olarak hükümete yakın isimlerden oluşan HSYK’nın seçeceği 70-80 civarında yeni Yargıtay üyesinin Yargıtay’ın yapısını büyük ölçüde değiştireceği yorumları yapılıyor. Yeni dairelerin, Yargıtay başkanlığı için Haziran ayında yapılacak seçimlerden önce hayata geçirilmesi ve böylece hükümete yakın bir Yargıtay başkanın seçilmesinin sağlanacağı da yargı kulislerinde yoğun biçimde konuşuluyor.


VATAN, 6 Ocak 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 06, 2011 21:35
gönderen Oğuz Kağan
410 hakim ve savcının yeri değişti

HSYK kararnamesi ile 410 hakim ve savcının görev yeri değişti. Hakim Oktay Kuban Eskişehir'e atandı.

HSYK, adli yargıya ilişkin kararname taslağı üzerindeki çalışmalarını tamamladı.

Kurul, büyük bölümü bulunduğu bölgede görev süresini doldurma, mazeret, disiplin ve sicil durumuna göre 410 hakim ve cumhuriyet savcısının görev yerlerini değiştirdi.

Kararnameye göre, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban Eskişehir hakimliğine, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Topuz Bolu hakimliğine, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Mehmet Faik Saban Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Görüşen Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine ve YARSAV’ın listesinden HSYK üyeliği seçimlerine katılan Adli Sicil Genel Müdür Yardımcısı Orhan Sungur da Kadıköy Cumhuriyet savcılığına atandı.

Hakim Oktay Kuban’ın görev yeri değişikliği talebinde bulunduğu ve kendi isteği doğrultusunda atamasının yapıldığı öğrenildi.


GAZETE5, 6 Ocak 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 12, 2011 17:25
gönderen Başkomutan

Danıştay ve Yargıtay kararlarını iptal

Adalet Bakanı Sadullah Ergin Anayasa Mahkemesi'ne verilen yetkiyle ilgili konuştu.

Bakan Ergin, "Yetki, Danıştay ve Yargıtay'ın her kararı için geçerli değil" diye konuştu.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Başkanlığı'na sunulan Anayasa Mahkemesi'nin Uyum Yasası'nda yer alan ve Mahkemenin Yargıtay ve Danıştay kararlarını iptal edeceği şeklinde düzenlenen 50. madde ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ergin, kişisel başvuru ile ilgili kararlarda mahkemenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde karar vereceğine dikkat çekerek, "Her karar için söz konusu değil. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde olan kararları inceleyecek. Avrupa'da da örnekleri var. Örneğin İspanya ve Almanya örneklerinde olduğu gibi" dedi.


gazete5.com




YEMİNDEN "TÜRK MİLLETİ" KAVRAMI ÇIKARILDI..
AYM yasasında değişiklik

Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi Yasası’nda önemli bir değişikliğe gidiyor.

Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi Yasası’nda önemli bir değişikliğe giderek, yemin metninde yer alan “Türk milleti” ve “Türk evlatları” ifadelerini çıkardı.

TBMM Başkanlığı’na sunulan Anayasa Mahkemesi’nin yapısına ilişkin uyum yasa tasarısında, üyelerin göreve başlarken söylediği yemin metninde değişiklik yapıldı.

Daha önce üyeler göreve başlarken şu yemin metnini okuyordu:

Türk milleti tarafından demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı koruyacağıma; görevimi doğruluk, tarafsızlık ve hakka saygı duygusu içinde sadece vicdanımın emrine uyarak yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Üyeler bu kez şu yemini edecek:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı koruyacağıma; görevimi doğruluk, tarafsızlık ve hakka saygı duygusu içinde, her türlü etki ve kaygıdan uzak olarak Anayasa’nın dayandığı temel ilkelere uygun hukuk anlayışı içinde, sadece vicdanımın emrine uyarak yerine getireceğime namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”


BİREYSEL BAŞVURU 2012’YE

Bu arada tasarının bireysel başvuru hakkını düzenleyen 45 ve 51.maddelerinin yürürlüğü 23 Eylül 2012 tarihine ertelendi. Bu süre içindemahkeme bireysel başvuru hakkı ile ilgili kurumsal yapısını oluşturacak. Tasarıya göre Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan sıfatıyla Genelkurmay Başkanı ve Meclis Başkanı’nı da yargılayabilecek.

Vatan Gazetesi'nin haberine göre Tasarıdaki diğer düzenlemeler şöyle:

AİHM KARARIYLA YENİ YARGILAMA

Siyasi parti kapatma davaları ile Yüce Divan’-da verilen kararlar, AİHM kararı uyarınca yenilenebilecek.

DİNLEME YETKİSİ

Üyelerin görevleri sırasında işledikleri suçlarda, yakalama ve tutuklama gibi koruma tedbirleri uygulanamayacak. Bu yetkiyi sadece Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu kullanabilecek. Soruşturma kurulu, CMK’daki telefon dinleme yetkisini kullanabilecek.


gazete5.com

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 12, 2011 21:07
gönderen Başkomutan

Türk Milleti’nin tasfiyesi seçimden önce başladı

22 Kasım 2010’da yazdığım “Demokrasi ve Milli Birlik Mücadelesi” başlıklı yazıma şöyle başlamıştım: “12 Haziran 2011’de gerçekleşecek seçimlerde Türk milliyetçileri açısından iktidar partisine ve CHP’ye karşı sürdürülecek olan mücadelenin özünü, demokrasinin yeniden tesisi ve milli birliğin savunulması oluşturmaktadır. Bu seçim bir kader seçimidir. Bir Türk milliyetçisini tarih bugüne kadar yaptıklarından daha çok 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi/sırasında nerede durduğu ile yargılayacaktır.”

12 Haziran seçimleri gerçekleşmeden AKP’nin sürdürmekte olduğu milli-üniter devletin tasfiyesi ve anti demokratik bir nizamın tesisi süreci hızlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerini düzenleyen AKP Hükümeti tarafından hazırlanan yasa taslağı, bu sürecin bariz örneklerinden birisidir.

Yasa taslağında Anayasa Mahkemesi üyelerinin yeminlerinden “Türk Milleti” ve “Türk evlatları” kavramları çıkarılmıştır. Öyle ya, bu Anayasa Mahkemesi üyeleri de zaten Polonya’da görev yapacaklardır.

Türk Milleti demeye ne gerek vardır?

AKP böylece eğer 12 Haziran 2011 seçimlerini kazanır ise hazırlayacağı (aslında hazırladığı, ancak Türk Milleti ile paylaşmaya cesaret edemediği anayasa taslağı) Anayasa’dan da “Türk Milleti” kavramını çıkaracağını teyit etmiş olmuştur. Bu hususta şüphesi olan, “bunu da yapmazlar!” diyen dostlarımız var ise her halde bir kez daha düşünürler.

Anayasa Mahkemesi’nin yeni yasası da mahkemeyi bütün evrensel hukuk kurallarını çiğneyerek aklın sınırlarını zorlayan, demokratik-hukuk devletinin kurallarını ise çiğneyen bir noktaya taşıyor. Anayasa Mahkemesi, soyut anayasa yargısı yapan bir mahkemedir. Oysa yeni Anayasa Mahkemesi Yasası ile Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay ve Danıştay’ın kararlarını denetleyen, bozan, değiştiren bir mahkeme olma yetkisi tanınıyor.


Anayasa Mahkemesi, tutuklunun salınmasına hatta beraatine karar verebilecek. Daha geçen sene Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini çok gören AKP iktidarı, Anayasa Mahkemesi’ni “yandaş bir mahkeme” haline getirdiği inancı ile anayasa mahkemelerinde olmayan ve hukukun temel ilkelerini ihlal eden bir yaklaşımla bir yeni tür mahkeme kuruyor. Üstelik bu mahkemenin üyelerinin büyük bir bölümü, başkanı dahil hukukçu bile değil.

AKP bununla da yetinmiyor. Onlarca yıldan buyana Anayasa Mahkemesi’nde çalışan idari kadroların tamamını tasfiye ediyor. Bu yasanın yürürlüğe girmesi ile Anayasa Mahkemesi’nde çalışan herkesin işine son verilecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı görevine son verilenlerden istediklerini yeniden atayabilecek, istemediklerini ise başka kurumlara kaydırabilecek. İnanılır gibi değil. Sanki yeni bir mahkeme yasası çıkmıyor yeni bir devlet kuruluyor.

Aslında olan bu; yeni bir devletin kurulması. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gömülüyor ve yerine Yeni Türkiye kuruluyor.

Bu yeni Türkiye’nin etnik merkezli federal bir devlet olacağını yıllardan bu yana kanıtları ile ortaya koyuyoruz. Yeniçağ gazetesinin son günlerde Adalet Bakanı S. Ergin’in ABD ziyareti ve bu ziyarette federal sistemi incelediğine dair yayımladığı haberleri, bir kısım vali yardımcısı ve kaymakamın, yine ABD’yi ziyaret ederek bu ülkede yaptıkları incelemelerle ilgili haberler izledi. Ancak Yeniçağ gazetesi dışında hiçbir basın ve yayın organında bu, gazetecilik deyimi ile “flaş haber” yankı bulmadı, adeta susarak öldürüldü.

AKP’nin Türkiye’yi bir felakete sürüklediğine dair yazılarıma zaman zaman tepki gösteren AKP’li okurlar ya da örgütlü AKP psikolojik savaş mekanizmasının elemanları, bana yolladıkları e postalarda “sizin söyledikleriniz eğer doğru ise neden milletin büyük bölümü AKP’ye oy veriyor” şeklinde bir soru yöneltiyorlar.

Bunun cevabı açık: AKP’nin oluşturduğu baskı ve korku rejimi, kapsamlı psikolojik savaş mekanizması, yanlış bilgilendirme ve Türk halkını dilencileştirme eylemlerinin ürettiği ortak sonuç, AKP’nin çoğunluğun değil, en büyük azınlığın desteğini almasına neden olmuştur.

Televizyonların ve gazetelerin büyük bir bölümü, AKP propagandası yapmaktadır. Muhalefet, ancak arada sırada izin verildiği ölçüde kendisini ifade etmektedir. Buna rağmen Türk milliyetçileri büyük bir inanç ile şehir şehir, ev ev, dolaşarak Türk milletine bütün engellemelere rağmen Türkiye’nin sürüklendiği felaketi anlatacaklardır.


Ümit ÖZDAĞ
13.01.2011 / YENİÇAĞ

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Sal Oca 18, 2011 18:19
gönderen Başkomutan
O savcı pasif göreve çekildi!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yapılan yeni görevlendirmeler dikkat çekti. HSYK seçimlerinde aday olan ve ismi YARSAV'nın desteklediği listede yer alan Cumhuriyet savcısı Abbas Özden pasif göreve çekildi. Yeni görevlendirilenlerin çoğu ise Adalet Bakanlığı'nda görev yapan savcılar arasından seçildi.

HSYK'nın 6 Ocak'ta yaptığı atamalar ile İstanbul Sarıyer'den Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na atanan İbrahim Ethem Kuriş, Başsavcılık'ta yeni görevlendirmeler yaptı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu'nda uzun yıllar görev yapan ve kritik soruşturmaları yürüten savcı Abbas Özden, İnfaz Savcılığı'nda görevlendirildi.

Özden, Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi'nde usulsüz arama yaptıkları iddia edilen 10 polis hakkında açtığı dava ile isminden söz ettirmişti.

Son olarak da HSYK seçimlerinde YARSAV'ın listesinden aday olmuştu.

Savcı Özden'in hakkında dava açtığı 10 polis beraat etti.

Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi, polislerin İşçi Partisi'nde yaptığı aramanın yasalara aykırı olduğunu kabul etti. Ancak suç işleme kastı olmadığına karar verdi.

10 polis ile ilgili davada, polislerin avukatı ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 22 Ekim 2010'da HSYK üyeliğine atadığı Ahmet Gökçen'di. Gökçen, polisler hakkındaki beraat kararından bir gün önce vekaletten çekildiğini açıklamıştı.

Kısa bir süre öncesine kadar Adalet Bakanlığı'nda tetkik hakim, Adalet Başmüfettişi ve müfettiş olarak görev yapan sekiz savcı ise, HSYK'nın 6 Ocak'ta aldığı karar ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na atandılar.

(Serhat Dal / CNN TÜRK)
VATAN

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Sal Oca 18, 2011 22:52
gönderen Oğuz Kağan
120 savcının yeri değişti

Yarsav Başkanı Tarhan, gelişmenin "yargıyı dönüştürme projesi" olduğunu iddia etti.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca İstanbul Sarıyer’den Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanan İbrahim Ethem Kuriş, Başsavcılık’ta yeni görevlendirmeler yaptı. Buna göre, bürokratlara yönelik soruşturmalarında görevli Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden’le birlikte yaklaşık 150 savcıdan 120’sinin görev yerleri değişti.

HSYK, geçtiğimiz günlerde yaptığı atamayla Sarıyer Cumhuriyet Savcısı İbrahim Ethem Kuriş’i Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevlendirmişti. HSYK’ca yapılan atamanın ardından Cumhuriyet Savcılığı İş Bölümü Yönergesi de hayata geçti.

Söz konusu atama yargı kulislerinde tartışmaya neden oldu. Kuriş, göreve geldikten sonra Başsavcılıkta bazı değişikler yaptı. Edinilen bilgiye göre, bürokratlara yönelik soruşturmalarda öne çıkan Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden İnfaz Savcılığı’nda görevlendirildi. Ayrıca Ankara Adliyesi’nde görevli yaklaşık 120 savcının da görev yeri değişti.

-“YARGIYI DÖNÜŞTÜRME PROJESİ”-

Başsavcılıkta yapılan değişikliği değerlendiren YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, değişikliği “Anayasa değişikliğiyle yargıyı dönüştürme projesi” olarak değerlendirdi. “Şimdi bu projenin Ankara Adliyesi ayağına geçildiğini düşünüyoruz” diyen Tarhan şöyle konuştu:

“Yetki Kararnamesinin ardından Cumhuriyet Savcılığı İş Bölümü Yönergesi yapıldı. Bu önergeyle dönüştürme projesi de hız kazandı. Adliye'de yaklaşık 150 savcı var. 120’sinin büroları ve bağlı oldukları soruşturma yöntemleri değiştirildi. Onların arasında 10-15 yıldır uzmanlaşmış aynı büroda çalışmış arkadaşlarımız var. Bunlar görevlerinden alındılar. Daha görevlerine başlamamış, senelerce müfettişlik yapmış idari iş yapan kişiler atandılar. Bakanlıktan kararnameyle savcılığa verildi. Soruşturmaları tamamlamak üzere olan arkadaşlardan görevleri alınarak bu müfettişlere verildi. Bunların arasından Abbas Özden var. Özden 10 senedir, Memur Bürosu'nda çalışıyor. Yani bürokratların soruşturmalarıyla ilgili büroda çalışıyor. O konuda uzmanlaşmış bir arkadaşımız.”

Basın ve memur soruşturmalarının özel soruşturma kapsamında olduğunu bunun da dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Tarhan, bu tür suçlara bakmakla görevli savcıların uzman olması gerektiğini kaydetti. Tarhan "Yargıda işler bu değişiklikler daha da artacaktır. Bu müfettişler nasıl hızlandıracaklar bu işleri anlamıyorum. Konuları nasıl anlayacaklar” dedi.


İnternetajans.com, 18 Ocak 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Sal Oca 25, 2011 14:15
gönderen Oğuz Kağan
Yüksek yargıda ‘radikal’ dalga

Hükümetin Meclis’e sevk ettiği yeni yargı tasarısı Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını yeniden şekillendirecek, alınan kararların yönünü değiştirebilecek çok önemli ve kritik unsurlar içeriyor.

Hükümet, Hizbullah sanıklarının tahliyesiyle yeniden tırmanan “hükümet-yargı” geriliminin ardından Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “Radikal değişiklikler yapacağız” sözleriyle mesajını verdiği yargı tasarısını TBMM’ye sevketti. Tasarıdaki kritik düzenlemeler şöyle:

ÜYELER ARTIYOR: 11 ceza, 21 hukuk dairesinden oluşan Yargıtay’a 4 ceza, 2 de hukuk dairesi kurulacak. 7 üye ile çalışan dairelerdeki üye sayısı da 10’a yükselecek, böylece her daire iki heyet halinde çalışabilecek. 250 üyeli Yargıtay’ın üye sayısı 387’ye yükselecek. 13 daireli Danıştay’a da iki daire kurulacak. Daireler 10 üye ile çalışacak, 95 olan üye sayısı 156’ya çıkacak.

KURUL DEĞİŞİYOR: Özellikle özelleştirmelere ilişkin davalarda hükümeti rahatsız eden kararlar alan Danıştay’ın en üst karar organı İdari Dava Daireleri Kurulu’nun çalışma esasları değişecek. Halen, dairelerden başkan ve 2’şer kişi 2 yıllığına kurula seçiliyor. Bu uygulama kalkacak ve dairelerdeki tüm üyeler kurul toplantılarına girebilecek.

BAŞKANLAR BELİRLEYECEK: Tasarıya göre, Yargıtay ve Danıştay’daki hangi dairenin hangi davalara bakacağına her yılın başında Yargıtay ve Danıştay’daki Başkanlar Kurulu karar verecek.

DAVALAR FARKLI DAİREYE: Görev alanı değişen daire görmekte olduğu davayı karara bağlamadan görevlendirilen yeni daireye devredecek. Böylece, örneğin Erzincan eski Başsavcısı İlhan Cihaner davası ya da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet üyeleri hakkındaki davalar mevcut dairelerinden başka dairelere gönderilebilecek.

BAŞKANLIK SEÇİMLERİ: Yargıtay Kanunu’nda, “Yargıtay Büyük Genel Kurulu; Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ile daire başkanlarını kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçer. İlk üç oylamada sonuç alınamazsa, seçim üçüncü oylamada en çok oy alan iki aday arasında yapılır. Dördüncü oylamaya katılacak olan adayların aldığı oya eşit sayıda oy alanlar da seçime katılırlar. Dördüncü ve beşinci oylamalarda da salt çoğunluk sağlanamazsa seçim yeniden adaylık başvurusunda bulunanlarla tekrarlanır. Bu seçimlerde üye tamsayısının en az üçte ikisinin hazır bulunması şarttır” hükmü yer alıyor. Tasarıyla, üye tamsayısının üçte ikisinin hazır bulunması koşulu kaldırıldı.

194 ÜYE OY VERECEK: Yargıtay’daki seçimler 194 üyenin katılımıyla yapılabilecek. Yargıtay Başkanı da 194 üyenin oyuyla seçilecek. Danıştay’da seçim üye tamsayısının salt çoğunluğunun katılımıyla yapılacak. 79 üyenin katılımıyla yapılacak seçimlerde, başkanın en az 79 oy alması gerekecek. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile Danıştay Başkanı Mustafa Birden’in görev süreleri 1 Haziran’da dolacağı için kanun daha erken bir tarihte yürürlüğe girerse yeni üyeler belirleyici olacak.

MÜFETTİŞE KORUMA: Ergenekon sanığı Mehmet Haberal’ın hâkimler hakkında açtığı tazminat davasını kazanmasının ardından TBMM’deki torba tasarıyla hakimler hakkında tazminat davası açılamayacağı, davaların devlete karşı açılabileceği düzenlemesi eklenmişti. Düzenleme kapsamı genişletilerek yargı tasarısına da konuldu. Buna göre, hâkim ve savcılar aleyhinde yaptıkları işlemler ve kararları nedeniyle tazminat davası açılamayacak. Dava, devlete karşı açılmış sayılacak. Haberal’ın açtığı davalar dahil, devam eden davalar devlete karşı açılmış dava haline gelecek. Devlet tazminat ödemek zorunda kalırsa, sadece “görevi kötüye kullanmak” suçundan mahkum olan hâkim ve savcılara karşı ödediği tazminatın tahsili için rücu davası açabilecek. Torba tasarıdaki hükme Adalet müfettişleri de dahil edildi. Yargıtay ve Danıştay üyeleri hakkında da doğrudan dava açılamayacak.

4 YIL ŞARTI KALKIYOR

İş bölümü, yeni Yargıtay üyelerinin seçiminden sonra yeni yıl beklenmeden yapılacak. Yargıtay Başkanlık Kurulu’nda görev almanın şartları arasında bulunan “4 yıl Yargıtay üyeliği yapma” şartı kaldırıldığından yeni üyeler de Başkanlık Kurulu’na girebilecek. Yeni başkanlık kurulları hangi üyelerin hangi dairelerde görev yapacağını da yeniden belirleyecek.

Tartışma yaratacak gerekçe

Tasarının gerekçe bölümünde, Yargıtay ve Danıştay’daki ağır işyükünün karara bağlanan dosyaların bile iyi incelenmediği kanısı yarattığı belirtildi. Ceza dairelerinde bir dosyanın 3,6 dakikada, hukuk dairelerinde 4,5 dakikada karara bağlandığının kaydedildiği gerekçede, kanuni olmamasına rağmen 2-3 üyeyle heyet kurulup dosyaların görüşüldüğü, bazı üyelerin okumadıkları dosyaların kararlarına imza atmak zorunda kaldıkları ifade edildi. 55 bin tutuklunun 21 bininin dosyasının Yargıtay’da olduğunun kaydedildiği gerekçede, zamanaşımı nedeniyle sanıkların cezalardan kurtuldukları, ceza alması halinde yatması gereken süreden fazla tutuklu kalan sanıkların bulunduğu vurgulandı.

Uygulanamaz kararlar!

Gerekçede, davaların uzun sürmesi nedeniyle “hakkını alamayan alacaklı, işe iadesini bekleyen ve işsiz kalan işçi, boşanma davasının sonuçlanmasını yıllarca bekleyen ve yeni evlilik yapamadığı için gayrıresmî birlikte yaşayıp çocuk sahibi olan” insan sayısının arttığı belirtildi. Gerekçede, “uygulanması mümkün olmayan kararlar” kavramının ortaya çıktığı ifade edildi.

Gerekçede, Yargıtay ve Danıştay’ın, “Yeni daire istemiyoruz. Biz 2-3 yıl önce daire talebinde bulunmuştuk” açıklamalarına rağmen yeni daire talebinin bu kurumlardan geldiği de kaydedildi.


Milliyet, 25 Ocak 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Pzr Şub 13, 2011 18:44
gönderen Oğuz Kağan
Gül'den çok tartışılan yasaya onay!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yargıtay ile Danıştayda daire ve üye sayısını artıran "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun"u onayladı. Gül yaptığı açıklamada yasayı 200 bin dosyanın zaman aşımına uğrama riski olduğu için onayladığını söyledi.

Yasaya göre, Danıştayın daire sayısı 13’ten 15’e çıkarılacak. Danıştay 14’ü dava, 1’i idari daire olmak üzere 15 daireden oluşacak. Danıştaya da 95 olan üye sayısı, 61 artırılarak 156’ya çıkarılacak.

Her dairede bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacak. Heyetler, 1 başkan ve 4 üyenin katılımıyla toplanacak, salt çoğunlukla karar verecek. Sayının yeterli olması halinde birden fazla heyet oluşturulabilecek. Bu durumda oluşturulan diğer heyetlere, heyette yer alan en kıdemli üye başkanlık edecek. Müzakereler gizli yapılacak.

İdari Dava Daireleri Kurulu, idari dava dairelerinin başkanları ile üyelerinden, Vergi Dava Daireleri Kurulu da vergi dava dairelerinin başkanları ile üyelerinden oluşacak.

Toplantı ve görüşme yeter sayısı İdari Dava Daireleri Kurulu için 31, Vergi Dava Daireleri Kurulu için 13 olacak. İdari Dava Daireleri ile Vergi Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyiz veya itiraz yoluyla incelenmesinde ve iki dava dairesinin birlikte yapacağı toplantıda verilen kararların incelenmesinde, bu dairelerde karara katılmış olanlar, idari ve vergi dava daireleri kurullarında bulunamayacak.

Dava dairelerinden 3, 4, 7 ve 9’uncu daireler vergi dava dairesi, diğer dava daireleri ise idari dava dairesi olarak görev yapacak.

İdari dava daireleri ile vergi dava daireleri kendi aralarında iş bölümü esasına göre çalışacak. Özel kanunlarda başka hüküm bulunmadığı takdirde, dava daireleri arasındaki iş bölümü karar tasarısı Başkanlık Kurulunca hazırlanacak. Bu karar tasarısı, toplantı tarihinden 7 gün önce ilan edilerek, Genel Kurul’un onayına sunulacak. Genel Kurul, iş bölümü karar tasarısını aynen onaylayabileceği gibi üye tam sayısının en az üçte birinin teklifi üzerine değiştirerek de onaylayabilecek.

İptal davaları ve idari sözleşmelerden doğan davalar yönünden daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, uyuşmazlığın kaynaklandığı mevzuat esas alınacak.

Temyiz incelemesi yapmakla görevli daire, aynı konuda ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülecek davalara bakmak ve olağanüstü kanun yolları incelemelerini de yapmakla görevli olacak.

İdare mahkemeleri arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalarda merci tayini, uyuşmazlığın esasını çözümlemekle görevli idari dava dairesince yapılacak.

Vergi mahkemeleri arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalarda merci tayini, uyuşmazlığın esasını çözümlemekle görevli vergi dava dairesince yapılacak.

İş bölümünde idari ve vergi dava dairelerinden herhangi birinin görevinde olduğu belirlenmemiş davalara bakmak üzere birer idari ve vergi dava dairesi görevlendirilecek. İş bölümünde aynı mevzuattan kaynaklanan uyuşmazlıkların birden fazla dairede çözümlenmesi konusunda farklı esaslar belirlenebilecek.

Dairelerden birinin yıl içinde gelen işleri, normal çalışma ile karşılanamayacak oranda artmış ve daireler arasında iş bakımından bir dengesizlik meydana gelmişse bir kısım işler başka daireye verilebilecek.

-YARGITAY ÜYE SAYISI 387 OLACAK-

Yargıtayda 32 olan daire sayısı 38’e, üye sayısı ise 250’den 137 artırılarak 387’ye çıkarılıyor.

Yargıtayda üye sayısının yeterli olması halinde birden fazla heyet oluşturulabilecek. Bu durumda oluşturulan diğer heyetlere, heyette yer alan en kıdemli üye başkanlık edecek.

Hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle ancak devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.

Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacak. Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün, dava sonunda verilen hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilecek.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce hakim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet ya da kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkumiyeti halinde ise tazminat davası hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilecek.

Devlet, ödediği tazminattan dolayı, tazminat davasına konu işlem, faaliyet veya kararla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan hakim veya savcıya rücu edecek. Kanun yoluna başvurulması için miktar veya değere ilişkin olarak öngörülen sınırlamalar, hakim ve savcıların işlem, faaliyet veya kararlarına dayanılarak açılan her türlü tazminat ve rücu davalarında uygulanmayacak.

Bu hükümler, yüksek mahkemelerin başkanları, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) müfettişleri ile adalet müfettişlerinin, yetkilerini kullanırken yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve verdikleri her türlü kararlar nedeniyle açılacak tazminat davaları hakkında da uygulanacak. Asliye ticaret mahkemeleri tek hakimli olacak.

-YARGITAY VE DANIŞTAY BAŞKANLARININ SEÇİMİ-

Yargıtay Başkanı ve birinci başkanvekilleri ile daire başkanlarının seçiminde Yargıtay Büyük Genel Kurulunun toplanabilmesi için üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması yeterli olacak. Mevcut düzenlemede, Büyük Genel Kurulun toplanabilmesi için üyelerin üçte ikisinin hazır bulunması gerekiyor. Danıştayda Başkan, başkanvekilleri, başsavcı ve daire başkanları seçiminde de aynı hüküm geçerli olacak.

Yasayla, Danıştay Kanunu’ndaki bazı daireler için yapılan görev tanımlamaları metinden çıkarıldı. Birinci Başkanlık Kurulu üyeliğine seçilebilmek için en az 4 yıl Yargıtay üyeliği yapmak şartı kaldırıldı.

İstinaf mahkemeleri, hakim ve savcılar ile ilgili açılacak tazminat davalarına bakamayacak.

Danıştay Başkanlık Kurulu ve Yargıtay Başkanlar Kurulu, ihdas edilen üye kadrolarına seçim yapılmasından ve dairelerde çalışacak üyelerin belirlenmesinden itibaren bir ay içinde toplanarak daireler arasındaki iş bölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlayacak ve Danıştayda Genel Kurulun, Yargıtayda ise Büyük Genel Kurulun onayına sunacak.

Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları, mevcut halleriyle ilgili daireye gönderilecek.

Yargıtayda ihdas edilen üye kadrolarına seçim yapılmasından itibaren 15 gün içinde Birinci Başkanlık Kurulu yeniden belirlenecek. Üyelerin hangi dairelerde görev yapacağını, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak, oluşturulan yeni Başkanlık Kurulu belirleyecek.

-HAKİMLER HAKKINDA DAVA-

Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girinceye kadar, hakimler hakkında açılacak tazminat ve rücu davalarında, hakimlerin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle devlet aleyhine açılan tazminat davası, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde, Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda açılacak ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülecek.

Yargıtay ilgili hukuk dairesinin tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, bu kurulun ilk derece mahkemesi sıfatıyla tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesi ise Yargıtay Büyük Genel Kurulunca yapılacak.

Devletin sorumlu hakime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlayan mahkemede görülecek.

Bu konuda halen görülmekte olan davalar, kesinleşmemiş hükümler, temyiz veya karar düzeltme yolu açılan hükümler açısından temyiz veya karar düzeltme süresi geçmeyenler bakımından da uygulanacak ve davaya devlet aleyhine devam olunacak.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla temyiz veya karar düzeltme süresi geçmeyen hükümler için yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde temyiz veya karar düzeltme yoluna başvurulabilecek.

Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz veya karar düzeltme yoluna başvurulamayan hükümler için yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde temyiz veya karar düzeltme istenebilecek. Bu fıkra uyarınca yapılan kanun yolu başvuruları üzerine verilen kararlar, tahsil edilmiş tazminat bedelinin geri istenmesi hakkını doğurmayacak. Yasayla, Danıştay, Yargıtay ve Adli Tıp Kurumuna toplam 777 kadro tahsis ediliyor.

Yargıtayda "Bilgi İşlem Müdürlüğü" kurulması öngörülüyor.

Yüksek mahkemelere üye seçileceklerde aranacak şartlarda birliğin sağlanması amacıyla, "İdari görevlerden Danıştay üyeliğine seçileceklerin yüksek öğrenimlerini tamamladıktan sonra devlet hizmetlerinde 20 yıl, diğer görevlerde toplam olarak en az 3 yıl çalışmış bulunmaları" şartı kaldırılıyor.

-ADLİ TIP-

Yasaya göre; Adli Tıp Kurumunun başkan yardımcısı sayısı 2’den 5’e yükseltilecek. Başkan yardımcılarından en az 2’si adli tıp uzmanı olacak.

Kurumun döner sermayesinden yapılacak bir kısım ödemelerde oranlar artırılacak. İkinci görevle bu kurumda çalışanlar da döner sermaye ödemelerinden yararlanabilecek. İkinci görevli olarak bu kurumda çalışanlar, Adli Tıp Kurumunda çalışması nedeniyle kendi kurumundan alamadığı döner sermaye ücretini, Adli Tıp Kurumundan alabilecek.

GÜL: 200 BİN DOSYA RİSKİ VAR

Cumhurbaşkanı Gül, yasayı onaylamasından sonra yaptığı ilk değerlendirmede "200 bin dosyanın zaman aşımına uğrama riski var. Hizbullah tahliyeleri nedeniyle yer yerinden oynadı, yargının yükü ağır. İstinaf mahkemelerinin süratle çıkarılması gerekiyor" dedi.

Gül, İran'a hareketinden önce havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, 'Yargıtay ve Danıştaya yeni daireler kurulmasına ilişkin Kanunu onayladınız. Yüksek yargı organları başkanlarıyla görüşmeler yapmıştınız. Endişeleri paylaşmadığınız sonucuna ulaşabilir miyiz?' sorusu üzerine Gül şöyle konuştu:

'Neticede hukuk büromdaki danışmanlarımın bana verdikleri bilgi ve öneri çerçevesinde yayınlanmasında herhangi bir sakınca, problem olmadığını gördüm ama daha da önemlisi şu açıkçası benim bu yasayı onaylamamda, biliyorsunuz ki yüksek yargılarımızın önünde inanılmaz bir yük vardır.

Hatta Avrupa yüksek mahkemelerinin bütün dosyalarını toplasanız, bizim yüksek yargının dosyalarının yarısı bile etmiyor. Böyle büyük bir yükle karşı karşıyalar. Bundan sonra adaletin tecellisi çok gecikmektedir.

İnanılmaz bir gerçekle karşı karşıyayız, o da zaman aşımı. Bu sene 20-25 bin dosya zaman aşımına uğrayacaktır. Eğer bu şekilde devam ederse bana verilen bilgilere göre, 4-5 sene içinde Yargıtaydaki ceza dosyalarından 200 bini zaman aşımına uğrayacaktır. Zaman aşımı ne demektir, herkesin yaptığının yanına kar kalması demektir. Böyle dehşet bir durumla karşı karşıya olduğumuz bilgileri önüme kondu. Buna ilave olarak bir de tahliyeleri düşünün, tahliye edilenleri. İşte geçenlerde gördük, yer yerinden oynadı. En son yazık, İzmir'de bir kızcağızın başı testereyle kesildiği için ceza almış ama yargılama bitmediği için 6 sene sonra tahliye edilmek zorunda kalındı.

Bütün bunlardan dolayı yüksek mahkemeleri de suçlamamak gerekiyor çünkü önlerinde büyük bir dosya sayısı var. Bu durum karşısında doğrusu adaletin hızlanmasına daha çok önem verdim. Muhakkak ki, bana iletilenlerden makul karşılanabilecek serzenişler de söz konusudur. Ama şu söylediğim manzara, Türkiye için inanılmaz bir manzaradır. O bakımdan bu yasanın yayınlanması için onay verdim. Ayrıca bu da yetmez; istinaf mahkemelerinin de süratli bir şekilde çıkartılması lazım. Bunu da yakından takip edeceğim. Ancak bu şekilde Türkiye, bugünkü yaralayıcı durumdan kurtulabilir.'


VATAN, 13 Şubat 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Prş Şub 17, 2011 18:24
gönderen Başkomutan

AKP YARGIYI İŞTE BÖYLE ELE GEÇİRDİ

Tarih Aralık 2007: Adalet Bakanı Cemil çiçek başkanlığında ki AKP'li hukukçuların hazırladığı hakim ve Savcıların göreve atanmaları ile ilgili 5720 sayılı yasa tasarısı Mecliste kanunlaşıyor . Yasaya göre göreve atanacak olan Hakim ve savcı adayları önce ÖSYM'nin yapacağı yazılı sınava tabii tutulacak, bunda 70'in üzerinde puan alanlar ise ikinci aşama olan mülakat sınavına katılmaya hak kazanacak. Bu Sınavı yapacak olan 7 kişilik jürinin ise 5 tanesi AKP İktidarının atadığı Adalet Bakanlığı bürokratlarından oluşacak ( Müsteşar yardımcısı, Personel genel müdürü, Teftiş kurul Başkanı, Ceza işleri genel müdürü ve Hukuk işleri genel müdürü) Diğer iki üye ise yine Adalet Bakanlığına yakın bir kulvarda koşan Adalet akademisinden olacak.

Yani göreve atanacak olan her savcı ve hakim mülakat sınavı bahanesiyle doğrudan AKP iktidarının olurunu alacak. Sonra da kalkıp Türkiye de yargı bağımsızlığından dem vurulacak. İşin asıl düşündürücü yanı ise, yargıda ki siyasallaşmanın temel mekanizması olan bu nokta, hem görsel hem de yazılı basın tarafından görmezden gelinecek.

AKP bu sınav yöntemi ile bu güne kadar 4200 Hakim ve Savcıyı atayarak, neredeyse mevcut hakim ve savcının yarısını kendi iktidarı döneminde göreve başlatıyor. Yani yerel yargıyı ele geçiyor.


ANAYASA KOMİSYON BAŞKANI CUNTA LİDERİ EVREN'İN AVUKATI ÇIKIYOR

Bu kritik oran geçildikten sonrada, HSYK'nın ele geçirilmesi için ANAYASA REFORMU yapılıyor. 26 maddelik reformun sloganı 12 Eylülden hesap sorulması olurken, bu anayasa değişikliğini hazırlayan ekibin başında ki anayasa komisyonu başkanı AKP'li Ahmet İyimaya'nın Cuntanın başı olan Kenan Evren'in avukatı olduğu ortaya çıkıyor. Yani tam manasıyla bir skandal yaşanıyor. Zira AKP bu güne kadar, bırakın Cuntadan hesap sormayı, Evren'in adını bile ağzına almıyor.

Öncelikle 12 Eylülden hesap sormak için bu reformu yaptığını söyleyen AKP, nedense 26 madde içinden sadece HSYK ile ilgili uyum yasasını çıkarıyor. Sonrada Yukarıdaki sınav mekanizması aracılığıyla aldığı hakim ve savcılar sayesinde HSYK'yı ele geçiriyor. Bu HSYK da en çok oyu alanlardan birisi de bu güne kadar ki mülakat sınavlarını yapan personel genel müdürü oluyor. Böylece de " Önce ben seni sonra da sen beni seç" sisteminin kurulmuş olduğu ortaya çıkıyor.

Yıl 2006: AKP Yargıtay'ın üye sayısını 250'den 150'ye düşürmek için kanun tasarısı hazırlıyor. Sonra bu tasarı kadük olunca da 2007 yılında aynı tasarı Erdoğan'ın imzası ile yeniden hazırlanıyor. Bu tasarı halen de Meclis Adalet komisyonu raflarında bekliyor.

Tarih 10 Nisan 2008: Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker Adalet Bakanlığına yazdığı yazıyla Yargıtay'a yeni dairelerin açılmasını ve yeni üyelerin alınmasını istiyor. Bakanlık Cevap vermeyince de Ekim 2008'de aynı müracaatı tekrarlıyor. Ancak Üye sayısının azaltılmasını isteyen Adalet bakanlığı yine bir cevap vermiyor.

Adalet Bakanlığının bu kayıtsızlığı üzerine, Gerçeker 2009 yılında ki Adli yargının açılış töreninde yaptığı konuşmasında konuyu tekrar gündeme getirerek, kamu oyuna da duyurmuş oluyor. Ancak AKP iktidarından yine bir ses çıkmıyor. Tüm bu kayıtsızlığın ardında ki gerçeğin ise yeni üyelerin atamasını yapacak olan HSYK'nın AKP kontrolünde olmaması oluyor.

Tarih 12 Eylül 2010: HSYK ve Anayasa mahkemesinin AKP'nin eline geçmesine olanak sağlayacak olan Anayasa değişikliği kabul ediliyor. 26 Madde içinden sadece HSYK ile ilgili değişikliğin uyum yasası çıkarılıyor. Yapılan HSYK seçimini ise daha önceden basına da sızan Bakanlığın listesi hiç delinmeden kazanıyor. Yani HSYK'da artık AKP'nin oluyor.

Tarih 21 Ocak 2011: 2006 ve 2007'de Yargıtay'ın üye sayısını 250'den 150'ye indirmek için iki defa yasa tasarısı hazırlayan ve halen de bunları meclis adalet komisyonunda bekleten AKP, bu defa direksiyonu 180 derece ters yöne kırarak, Yargıtay da üye sayısını 250'den 387'ye, daire sayısını 32'den 37'ye , Danıştay da da üye sayısını 95'den 156'ya daire sayısını ise 13'den 15'e çıkaracak olan kanun tasarısını Meclise getiriyor. Tasarı Görüşülmekte olan torba yasanında önüne alınarak alen acele kanunlaştırılıyor. Yani sınav jürisi yoluyla yerel mahkemeleri ele geçiren AKP, bu defada HSYK aracılığı ile Yargıtay ve Danıştay'ı ele geçiriyor.

ALTAN KARDEŞLER, NAZLI ILICAK, FEHMİ KORU, CENGİZ ÇANDAR VE ALİ BAYRAMOĞLU

Değerli okurlarım bu makalemde sizlere yargıdaki siyasallaşmanın dolaysıyla da demokraside ki yıkılışın kısa ama objektif bir özetini sunmaya çalıştım. Aslında meselenin özellikle AB ve evrensel boyutu hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki!.. onları bu köşeye sığdırmam mümkün değil. Ancak bu vesile ile yargının siyasallaşması ve dolaysıyla da Demokrasinin boğulmasına rağmen, Yandaş oldukları AKP'ye arka çıkmaya devam eden, Başta Ahmet Altan ,Nazlı ılıcak , Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar ve Fehmi Koru olmak üzere, meseleyi 73 milyonun önünde ekranlarda tartışmaya yüreği yetecek olan tüm yandaşlara buradan hodri meydan diyor ve çağrılarını bekliyorum.

DUYURU: 18 şubat Cuma günü saat 20.30'da Güneş Gazetesinden Rıza Zelyut'un kanal 99'da ki programına konuk olacağım. Muhtemelen de insan iradesinin özgür olup olmadığının nöro-biyolojik temellerini konuşacağım.

GÜNÜN SÖZÜ : TÜM GÜÇLERİ ELİNE GEÇİRME İSTENCİ İÇERİSİNDE OLAN İNSANIN BU EĞİLİMİ BAŞKA BİR GÜÇ TARAFINDAN ENGELLENMEZSE, ELE GEÇİRİLEN BU AŞIRI GÜCÜN KÖTÜYE KULLANILMASI KAÇINILMAZ OLUR

MONTESQUE


Yalçın GÜZELHAN
Ortadoğu Gzt.

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 25, 2011 23:00
gönderen Oğuz Kağan
İşte Danıştay ve Yargıtay'ın yeni üyeleri!

HSYK gece yarısı yeni Danıştay ve Yargıtay üyelerini açıkladı. Başbakan Yardımcısı Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan soruşturmada Genelkurmay’ın kozmik odalarında arama yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kadir Kayan, Yargıtay üyesi oldu.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yargıtay ve Danıştay’ın yeni üyelerini belirledi. İki yüksek mahkemenin üye sayısının artırılmasına ilişkin kanun kapsamında Yargıtay ve Danıştay’daki boş üyeliklere seçim yapmak için toplanan HSYK, Yargıtay için 4 bin 984 aday arasından 160, Danıştay için 544 aday arasından 51 üye seçti.

HSYK üyeleri, Başkanvekili Ahmet Hamsici’nin başkanlığında dün sabah bir araya geldi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin üye seçimine katılmadı. Seçimler iki turlu yapıldı. Öncelikle Yargıtay üye adayları 423’e, Danıştay adayları 151’e indirildi. İkinci turda da üyeler seçildi. Seçim gece saatlerine kadar sürdü. HSYK yüksek yargının yeni üyelerini gece yarısı internet sitesine koyduğu duyuru ile açıkladı.

Buna göre, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kozmik odalarında arama yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kadir Kayan Yargıtay üyesi oldu.

Uğur Mumcu ve diğer faili meçhullerin kovuşturulduğu Umut davası ile Sivas katliamı davasına da bakan bu mahkemenin bir diğer hakimi Halit Dönmez de Yargıtay’a seçildi.

Eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i İsmailağa cemaati soruşturması nedeniyle arayarak uyardığı iddia edilen Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Çetin Şen, Atabeyler ve Küre (Sauna çetesi) soruşturmalarını yürüten Ankara Savcısı Dilaver Kahveci, Malatya Zirve Yayınevi katliamı davasına bakan 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Eray Gürtekin, anayasa referandumunda evet oyu verenleri gaflet içinde olmakla suçlayan eski Danıştay Başsavcısı ADD Başkanı Tansel Çölaşan’ı Ankara B. Şehir Belediye Başkanı Gökçek’e 5 bin Tl tazminat ödemeye mahkum eden hakim Eyüp Sarıcalar, Yargtıay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Sincan hakimi Osman Kaçmaz’ın da aralarında olduğu çok sayıda hakim-savcı hakkında Ergenekon iddiasıyla soruşturma yürütüp telefon dinleme kararı aldıran müfettişler İbrahim Kır ve Mehmet Arı, HSYK Teftiş Kurulu Başkanı Selahattin Atalay, HSYK Genel Sekreter Yardımcısı Nevzat Karababa, Melih Gökçek’i imar kirliliği davasında beraat ettiren hakim Mehmet Tanriseven yeni Yargıtay üyeleri oldu. (VATAN)


Gerçek Gündem, 25 Şubat 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Pzt May 23, 2011 14:49
gönderen Oğuz Kağan
'Eşekli Demokrasi' yargıyı sarsacak!

Bu kitap yargıyı sarsacak Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Beypazarı Hakimi Orhan Gazi Ertekin, referandumda kabul edilen Anayasa değişikliği ile yapısı tamamen değişen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelikleri için adli ve idari yargı hakim ve savcılarının sandığa gittiği seçimlerden önce yaşananları ortaya koyan yargıyı sarsacak bir kitap yazdı.

“Yargı Meselesi Hallonuldu Yargının ‘Eşekli Demokrasi’ ile İmtihanı” isimli kitapla, HSYK seçimleri sırasında yaşanan ve büyük çoğunluğu bilinmeyen skandallar gün yüzüne çıkıyor. Demokrat Yargı Derneği, Anayasa Mahkemesi eski raportörü Osman Can ve Ertekin’in eşbaşkanlığında kuruldu. Dernek önce YARSAV’a alternatif olarak ortaya çıktı. Anayasa değişikliğine ilişkin referandumda “Evet” oyu verilmesi için aktif bir çalışma yürüten dernek, Anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından yapılan HSYK üyeliği seçimlerinde büyük çalkantı yaşamıştı. Bu süreçte Osman Can ve aralarında Yargıtay üyelerinin de olduğu bakanlık yanlısı bazı üyeler dernekten ayrılmıştı. Ertekin, HSYK üyeliği seçiminin perde arkasını anlattığı kitabında yargıyı sarsacak perde arkası olayları ile çarpıcı tespitleri okurlarla paylaşıyor.

Kitabın isminin kaynağı

Ertekin kitabının ismini, Adalet Bakanlığı’nın “Seçimlerde aday çıkarmamaları karşılığında, HSYK seçimlerinde bakanlığın listesinde iki Demokrat Yargı adayına yer verilmesi” teklifi sırasında bir hakimin dile getirdiği “Bakanlık eşeği aday gösterse eşeğe de oy veririm” sözlerinden alıyor.

Ertekin kitabında, Demokrat Yargı’nın HSYK seçiminden önce ilkeleri ortaya koyabilmek için bir platform oluşturulmasını önerdiği, bu öneriye Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in önce sıcak baktığı ancak daha sonra vazgeçerek “bakanlık listesi” ile seçime girmeye karar verildiğini anlatıyor. HSYK 1. Daire Başkanı olan dönemin Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur ile görüştüğünü ve niyetini o görüşmede anladığını kaydeden Ertekin, şimdiki Adalet Bakanı dönemin Müsteşarı Ahmet Kahraman ve Okur’un ayrı listeler oluşturduklarını, bunlardan Okur’un listesinin esas alındığını, Kahraman’ın listesindeki isimlerin ise daha sonra Yargıtay üyesi seçildiğini iddia etti.

HSYK seçimini Adalet Bakanlığı listesi kazanmış ancak dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve bakanlığın tüm yetkilileri listenin bakanlığın listesi olduğunu reddetmişlerdi. Ancak Ertekin’in kitabında yer alan tutanaklar, HSYK seçim sürecinin bakanlık tarafından yürütüldüğünü ve listenin de Bakanlığın listesi olduğunu açıkça ortaya koydu.

‘Bakanlık dedikodu üretti’

Ertekin, Bakanlığın, kendi listesinden aday olmayanlara yönelik elindeki bilgileri kullanarak “Türbanlı karısının başını açmış”, “İçki içiyormuş” türünde bilgilerle insanların linç edilmek istendiğini öne sürdü.

Bakanlığın vaatleri

Ertekin kitabında şu ifadelere yer verdi: “Adliyelerde Başsavcılar ve Komisyon Başkanları aracılığıyla toplantılar yapıldı. Yargıtay ve Danıştay’a yeni daireler kurulacağı ve 100 Yargıtay, 50 Danıştay üyesinin yeni HSYK tarafından seçileceği söylentisi yayıldı. Böylece büyük bir kaymak potansiyelinin gözleri kamaştırması bekleniyordu. Unvanlar, terfi beklentileri, tayinler, benzeri ikbal alanları ve Bakanlık bürokratlarının bu ilk girişimleri; yargıya bir ‘ devlet tüccarlığı’ zihniyetiyle bakıldığını gösteriyordu.”

Ertekin, bakanlık bürokrasinin Demokrat Yargı’nın çekirdek kadrosuna karşı da soğuk savaş argümanları ile teyakkuza geçerek yalnızlaştırma taktiği uyguladığını belirterek “Bir yönetim kurulu üyemiz, kendisine Bakanlık bürokratlarınca sıkça ‘bunlar komünist’ ve ‘bunlar Kürt’, ‘bunlarla nasıl yan yana geliyorsunuz?’ dendiğini aktarıyordu” diye yazdı.

TUTANAKLARI YAYINLADI

Bakanlık göstersin eşeğe oy veririm!


* Aracı (Osman Can): Bir yüksek yetkili ile görüştüm. Benden bakanlık listesi için 2 isim vermemizi istedi. Gerekirse ‘daha üst yetkili’ ile görüşerek ve biraz daha bastırarak sayının 3 olmasını sağlayabilirim.

* Orhangazi Ertekin: Bakanlık tarafından yürütülen ve bürokratların aday olduğu bir listeye dahil olmamalıyız. Demokratik ve sivil yöntemlerde ısrar etmeliyiz.

Şeytanla işbirliği yaparım

* Kıdemli bir hakim: Yüksek yetkili kim bilmiyorum. Ama HSYK seçimini Bakanlık ve müsteşar yürütmektedir. Onlarla oturmadan liste oluşturulamaz. Bu bürokratları da kızdırır. Bu işin tek patronu bürokratlardır. Ben şahsen Adalet Bakanlığı eşeği aday gösterse, eşeğe oy veririm.

Çok kıdemli bir hakim: HSYK ele geçirildiğinde sadece Yargıtay ve Danıştay yeniden yapılanmayacak, hükümetin yürüttüğü siyaseti, özelleştirmeleri engelleyen güçler de devreden çıkacaklar. Ben Yarsav ’ın kazanacağı bir sabaha uyanacağıma şeytanla bile işbirliği yaparım.

Demokratik seçimi ilerde yaparız!

* Çok kıdemli bir başka hakim: Dini bu işlere karıştırmayalım. Bizim için önemli olan kazanmak. Siz ise önemli olan adalettir diyorsunuz. Bu seçim her şeyden önemli. İlerde demokratik bir seçim yapılabilir.

* Kıdemli bir hakim: Bizim derdimiz, toplumun tüm renklerinin yeni HSYK ’ya yansımasıdır. Yani ele geçirmek değil, ele geçirilemez olmasını sağlamaktır.

* Orhangazi Ertekin: Adalet Bakanlığı bu süreci yönetir ve bürokratlar da aday olursa ve bu dernek de listeye eklemlenirse, biz bu dernekten ayrılırız.

‘Osman Can’a sefer görev emri verildi’

ERTEKİN kitabında Demokrat Yargı Derneği’ni birlikte kurduğu Osman Can’a sert eleştiriler yöneltti: “Can’ın, yargı tartışmaları ve son HSYK seçiminin bu ilk hazırlık sürecindeki tavır alışlarını, bir “siyasi memuriyet” hali ve bir “eleman” tutarlılığı içinde ele almanın daha doğru ve mantıklı olduğu yönündeki bakışın daha önemli bir teşhise yol açacağı düşünülebilir.” Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasayı sivil toplumun yapacağını açıklamasından sonra, “kendi anayasanı kendin” yap gibi kampanyalar üzerinden “Anayasa Çalışma Grubu”, “Yeni Anayasa Platformu” gibi sivil toplum örgütleri kurulduğuna dikkati çeken Ertekin, Osman Can’ın da bu çalışmalara katılmak için raportörlüktün ayrıldığını dile getirerek, “Yani anayasa yapılacak toplanın! Anayasa yapıldı dağılın! Doğrusu, Osman Can’a yeni bir “sefer görev emri”nin geldiği anlaşılıyordu: Anayasa yapacak bir halk inşa edin hemen!” dedi.


VATAN, 23 Mayıs 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Cum Haz 03, 2011 17:14
gönderen Başkomutan
YARGITAY NASIL ELE GEÇİRİLDİ

AKP 12 Eylül referandumunu “10” seçim öneminde sayıyor, 12 Haziran genel seçimini de “20” referandum öneminde… 100 yıllık İttihatçı rejimle son hesaplaşma olarak görüp, yazan çizenler bile var; tıpkı 2004 yerel seçimlerinde, “84 yıllık karanlığa son” dedikleri gibi…

Artık açık ve netler: Cumhuriyet’le hesaplaşıyorlar; Cumhuriyet’in kurumlarını yönetmek için değil, parçalamak için ele geçiriyorlar!

Bir darbe de Yargıtay’a vurdular!

Anımsayalım:

İLK HEDEF HSYK

Yargı uzun süre, iş yükünün ağırlığı nedeniyle ek daire talep etti. Yürütmenin umurunda olmadı. Ki yürütme yargıyı önünde engel olarak gördüğünü zaten söyleyip duruyordu... Yargıtay’a ek daireler için şartlar henüz oluşmamıştı. Daire şimdi oluşturulsa, oraya yürütmenin “baş belası” HSYK üye belirleyecekti. (Zaten HSYK’nın diğer görevlerde de atama yapmaması için, kurul başkanı bir süredir toplantılara katılmıyordu!) Bu, iş yükü pahasına kabul edilemezdi.

Derken ajandadan “anayasa değişiklik paketi” çıkarıldı ve “yetmez ama evetçi”lerin de desteğiyle, paket 12 Eylül referandumunda geçti. Paketin en önemli unsuru HSYK’nın genişletilmesiydi. Evet, artık şartlar oluşmuştu!

Adalet Bakanlığı’nın “desteklediği” liste, yeni HSYK’yı oluşturdu. Kimi hâkimlerin “Adalet Bakanlığı eşeği aday gösterse oy veririm” dediği medyaya da yansıdı. Sıra Yargıtay’daydı artık.

YARGITAY’A 160 YENİ ÜYE

İş yüküne bağlı zaman aşımından dolayı Hizbullah üyelerinin serbest bırakılmasının kamuoyunda yarattığı rahatsızlığı değerlendiren yürütme, aradığı fırsatı bulmuştu: Ek daireler ve Yargıtay’a yeni 160 üye seçildi… Elbette Adalet Bakanlığı’nın seçtiği yeni HSYK üyeleri, Yargıtay’a da istenilen üyeleri seçmişti!

Ve geldik bugüne…

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker 1 Haziran’da emekli oldu. Yerine aday olanlar arasında, sadece 11 ay sonra yaş haddinden emekli olacak 6. Hukuk Dairesi Başkanı Nazım Kaynak da vardı.

Ve Kaynak, 2 Haziran günü, yeni HSYK’nın seçtiği 160 yeni üyenin firesiz blok oyunu da alarak 197 oyla, hem de ilk turda Yargıtay Başkanı seçildi!

Kaynak’a ilk kutlama Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan geldi: “Benim güzel arkadaşım. Pırıl pırıl bir Anadolu delikanlısı. Çok şükür birinci turda seçildi” dedi.

AKP’NİN ASIL HAMLESİ 11 AY SONRA

Ancak AKP’nin asıl hamlesi 11 ay sonra, yani Nazım Kaynak zorunlu emekliye ayrıldığında olacak. Yani Nazım Kaynak da, tıpkı “yetmez ama evetçi”ler gibi, tıpkı YARSAV’ın karşısına “demokrat yargı” diye çıkanlar gibi, “değerlendirilip” bir köşeye bırakıldığında olacak!

Böylece AKP, önündeki bir engelden daha kurtulmuş olacak!

12 Haziran seçimleri, bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için kritik öneme sahiptir. AKP’nin yeni hedefleri olan “federatif anayasa” ve “başkanlık sistemi”ne direnecek bir ekibi TBMM’ye sokmak, ülkenin geleceğini belirleyecektir!

Cumhuriyet, Cumhuriyet Güçbirliği ile savunulacaktır! TBMM’ye giren Güçbirliği, CHP’yi de MHP’yi de Türkiye Cumhuriyeti’nde ve vatan savunmasında birleştirecektir!

Mehmet Ali Güller
3 Haziran 2011
http://www.mehmetaliguller.com
Odatv.com

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Prş Haz 09, 2011 21:50
gönderen sarıçizmelimehmetağa
YARGIDA İŞLEM TAMAM!

Resim
Danıştay Başkanlığı'na Bülent Arınç’ın “arkadaşım” dediği Danıştay Birinci Daire Üyesi Hüseyin Hüsnü Karakullukçu seçildi. AKP'nin yargıya adım adım müdahalesi sonucu bugün, yargının bağımsızlığından, iktidarı denetleyici özelliğinden söz etmek mümkün görünmüyor.

Danıştay Başkanlığı'na Danıştay Birinci Daire Üyesi Hüseyin Hüsnü Karakullukçu seçildi.
Yeni seçilen Yargıtay Başkanı için ''Benim güzel arkadaşım'' diyen Başbakan Yardımcısı Arınç, yeni Danıştay Başkanı ile ilgili olarak da “Şimdi bir şey söylerim 'bütün arkadaşları bir yerlere geldi' derler. Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor” ifadelerini kullandı.

Danıştay Başkanlığı seçimleri ile AKP’nin yargıyı ele geçirme sürecinde yeni bir aşamaya girilmiş oldu. HSYK seçimleri, Yargıtay ve son olarak Danıştay başkanlığı derken, AKP’nin yargı üzerinde bir hegemonyasını oluşturduğu görülüyor.

Danıştay neden önemli?
Danıştay Kanunu’nun 1. Maddesine göre Danıştay, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş yüksek idare mahkemesi, danışma ve inceleme merciidir. Bakanlar kurulu kararlarına, bakanlar kurulunun, kamu kuruluşlarının ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (barolar, mühendis odaları vb.) çıkardığı tüzük, yönetmelik gibi düzenleyici işlemlere, belediyelerin seçimle iş başına gelen belediye meclisi vb. organlarının durumuna dair yargısal denetim görevi, doğrudan doğruya Danıştay’ın görevidir. Ayrıca idare ve vergi mahkemelerinin; özelleştirmeler, kamulaştırma, öğrenci-memur disiplin cezaları, emlâk, gelir, kurumlar vb. vergiler konusunda verdiği kararlar Danıştay tarafından temyiz yoluyla incelenir ve karara bağlanır.

Özelleştirmelerde son karar Danıştay'ın
AKP açısından Danıştay’ın “düşürülmesinin” çok önemli sebeplerinden bir tanesi de özelleştirme ile ilgili kararların doğrudan bu kurumu ilgilendiriyor olması. Bakıldığında Danıştay’ın bu başlıkta AKP’nin işini zorlaştıran bir çok karara imza attığı görülüyor. Buna rağmen AKP’nin, Danıştay’ın iptal ettiği özelleştirme kararlarını uygulamayarak yargı kararını hiçe saydığı birçok örnek var.

Tartışmalı başlıklarda söz sahibi
Danıştay’ın baktığı davaların kapsamına kamuoyunda çok tartışılan konular giriyor. Danıştay'ın görev alanına devlet ile ilgili idari davalar, devlet ve birey arasındaki ilişkilerin içinde olduğu kamu davaları da giriyor. Bunlar arasında türban, eğitimle ilgili kararlar, kamu personelinin statüsü, HES’ler gibi tartışmalı birçok başlık var. AKP açısından Danıştay’ın önemi bunlar düşünüldüğünde daha iyi anlaşılıyor.

Mevcut HSYK zaten AKP'nin...
AKP'nin yargıya adım adım müdahalesi sonucu bugün, Yargının bağımsızlığından, iktidarı denetleyici özelliğinden söz etmek mümkün görünmüyor. HSYK'nın, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin çoğunluğunu belirleme ve böylelikle yüksek yargıya da şekil veren bir kurul olması nedeniyle, AKP hükümetinin, yargıyı ele geçirmek için geçtiğimiz yıl yapılan HSYK seçimlerine müdahalesi kamuoyunda tartışma yaratmıştı. 2010 yılının Ekim ayında yapılan son seçimlerde AKP'nin listesinin kazanmasıyla şekillenen HSYK'nın objektif ve hükümetten bağımsız kararlar aldığı iddiası ise inandırıcılığını tamamen kaybetti.

Yeni Yargıtay Başkanı "Arınç'ın güzel arkadaşı"
Geçtiğimiz gün yapılan seçimlerde Yargıtay Başkanlığı'na 6. Hukuk Dairesi Başkanı Nazım Kaynak seçildi. HSYK'nın yeni atadığı ve blok halinde hareket ettikleri söylenen 160 yeni üyenin adayı olduğu için Nazım Kaynak'ın seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

"Eşek" önceden belli olmuştu
Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin, AKP yanlısı kampta edindiği bilgiler sonrasında yazdığı “Yargı Meselesi Hallonuldu Yargının ‘Eşekli Demokrasi’ ile İmtihanı” isimli kitapta önemli ifşaatlarda bulunmuştu. İktidarın yargı operasyonu konusunda kitaptaki ayrıntılardan biri, AKP yanlısı bir hakimin HSYK seçimleri öncesinde "Bakanlık eşeği aday gösterse eşeğe de oy veririm" demesi olmuştu.

Bülent Arınç’ın yeni seçilen Yargıtay Başkanı için ''Benim güzel arkadaşım'' ifadelerini kullandığı düşünülünce yargı başlığında AKP’nin elinin artık oldukça rahat olduğu anlaşılıyor.




haber.soL, 9 Haziran 2011





YENİ DANIŞTAY BAŞKANININ SEÇİLMESİ

Resim
Başbakan Erdoğan’ın, katıldığı bir tv programında, “hizmetlerimizin önünde duran tek engel Danıştay kaldı” dediği saatlerde, Danıştay’da başkanlık seçimleri yapılıyordu. Ve “beklenildiği” gibi Danıştay’ın yeni başkanı, 1. Daire Üyesi Hüseyin Hüsnü Karakullukçu oldu.

Geçen haftaki Yargıtay seçimleri sonrasında, yeni Başkan Nazım Kaynak için “Benim güzel arkadaşım. Çok şükür birinci turda seçildi” sevinci gösteren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Danıştay’a Başkan seçilen Hüseyin Hüsnü Karakullukçu için de “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor” mutluluğu sergiledi.

YARGITAY’DAKİ YÖNTEM, DANIŞTAY’DA DA UYGULANDI

Danıştay seçimleri de tıpkı Yargıtay seçimleri gibi 12 Eylül referandumu öncesi planlandığı gibi geçti.

12 Eylül’de anayasa değişikliğinin kabul edilmesiyle genişletilen HSYK’yı, Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı liste kazanmış; “yeni HSYK” da, yine anayasa değişikliğiyle daire ve üye sayısı artırılan Yargıtay ve Danıştay’a “blok” liste sokmuştu. Tıpkı Yargıtay’a seçilen 160 yeni üyenin blok oy kullanarak Arınç’ın arkadaşını seçmesi gibi, Danıştay’a yeni seçilen 61 yeni üye de blok halinde Hüseyin Hüsnü Karakullukçu’ya oy verdi. 156 oyun 82’sini alan Karakullukçu, böylece ilk turda, 32 dakikada seçilmiş oldu.

YENİ BAŞKAN’IN İLK SÖZÜ, ‘YENİDEN YAPILANDIRMA’

Karakullukçu, seçilmesinin ardından yaptığı ilk açıklamada, Danıştay’ı yeniden yapılandıracağı sözünü verdi. Böylece Başbakan Erdoğan’ın “önünde tek engel gördüğü” Danıştay da, “yeni Danıştay” olarak bir engel olmaktan çıkacak!

Karakullukçu ikinci olarak da, kendisine blok halinde oy veren Danıştay’ın yeni üyelerine teşekkür etti: “Bugünden itibaren, şu andan itibaren genç, anayasa ve yasamızda yapılan yeni düzenlemelerle aramıza katılan, seçilerek aramıza katılan, birbirinden genç, dinamik, birbirinden zeki arkadaşlarımızla çalışmak bana son derece onur verecektir.”

ERDOĞAN’I CEZADAN KURTARAN HAKİM

Yeni Danıştay Başkanı Hüseyin Hüsnü Karakullukçu’nun tek özelliği, Arınç’ın sınıf arkadaşı olması değil elbette; Karakullukçu aynı zamanda Erdoğan’a yakınlığıyla biliniyor.

Dahası Yeni Danıştay Başkanı Karakullukçu, Tayyip Erdoğan’ı ceza almaktan kurtaran kararlara imza atan isim olarak anımsanıyor. 2001 yılında İçişleri Bakanlığı’nın Erdoğan hakkında “cürüm işlemek amacıyla suç örgütü oluşturmaktan” verdiği soruşturma açılması izni, Karakullukçu’nun da verdiği oyla iptal edilmişti. Bu karar yerel mahkeme kararlarına da dayanak oluşturmuş ve Erdoğan ceza almaktan kurtulmuştu!

YENİ DANIŞTAY BAŞKANI, BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARI OLACAKTI

Fatih Altaylı’nın 2005 yılında Sabah gazetesinde yazdığına göre, Başbakan Erdoğan Dışişleri Bakanlığı’nda uzman olarak çalışan arkadaşı Vahit Özdemir’den, Danıştay’daki davasında yardımcı olmasını istemiş; Özdemir de Hüseyin Hüsnü Karakullukçu ile görüşüp, Erdoğan’ın durumunu anlatmıştı.

Bu arada Erdoğan, Başbakan olduğunda, Hüseyin Hüsnü Karakullukçu’nun isminin Başbakanlık Müsteşarlığı için geçtiğini de anımsatalım.

Karakullukçu, sadece Erdoğan’ı ceza almaktan kurtarmadı elbette… Örneğin, Danıştay 1. Dairesi, TOKİ’ye değerinden 170 kat fazla fiyata arsa sattığı belirtilen AKP’li Siirt Belediye Başkanı Mervan Gül’ün soruşturulması doğrultusunda karar vermiş, bu karara Hakim Hüseyin Hüsnü Karakullukçu muhalif kalmıştı!

Bu arada ilginç bir bağı daha anımsatalım: Erdoğan’a Başbakan olmasının yolunu açan Siirt seçimleri sırasında AKP’nin Siirt Milletvekili Mervan Gül’dü. Gül, bir yıl sonra Siirt Belediye Başkanı olarak mükafatlandırıldı. Ancak ilerleyen yıllarda Mervan Gül’le ilgili yolsuzluk iddiaları öyle birikti ki, AKP Mervan Gül’ü 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde aday gösteremedi. Hatta Gül, “izinli olarak” yurtdışına gönderildi! Gül’ün yerine seçime kadar Belediye Meclis üyesi Aydın Gülcan vekalet ederken, Başbakanlık Danışmanı Nurettin Ertemel de, belediyedeki işleri yürütmüştü!

SONUÇ YERİNE

Cumhuriyet’in kaleleri tek tek düştü, düşüyor... Dolayısıyla artık korunacak değil, yeniden kurulacak bir Cumhuriyet ödevimiz var!




MEHMET ALİ GÜLLER, 8 Haziran 2011

Re: AKP yargısı oluşuyor / Yüce Mahkeme ve HSYK darbesi

İletiGönderilme zamanı: Cum Haz 10, 2011 1:22
gönderen İlteriş
Bu gidisle ya Ataturkculer olarak yeraltina inecegiz ve yeni kurduklari gayri-milli rejime inat, yeni sekillendirdikleri yasalara gore illegal olan, amacini gizleyen, insana yatirim yapan organizasyonlar olusturup, uzun vadede yeni rejimin damarlarinda dolasmaya calisacagiz, ya da sokakta devrim yapacagiz (yahut yapmaya calisacagiz).
Not: Memleketin bu durumunda kirginlik ve kizginliklari hasir alti etmeliydim. Ettimde geldim. Biraz gec oldu ama, Vatani Gorevimdeydim. Saygilar.