1. yüz (Toplam 1 yüz)

DOLAR HEGEMONYASININ ÖYKÜSÜ ve KARŞIT KIPIRDANIŞLAR Dr. Noyan UMRUK

İletiGönderilme zamanı: Cum Ara 07, 2018 11:31
gönderen Noyan Umruk
DOLAR HEGEMONYASININ ÖYKÜSÜ ve KARŞIT KIPIRDANIŞLAR

Dr. Noyan UMRUK

Tek kutuplu bir dünya oluşturulması için, özellikle Bush yönetimi döneminde ivme kazandırılmış olan ve devam eden süreç, kısaca “Amerikan sacayağı” şu dört ayaktan oluşuyor :

*Teknoloji tekelini elinde tutan silah gücü, askeri güç…

*Kültürel alanda, tek dile-İngilizcenin yaygınlaştırılmasına dayanan küresel etki alanlarının genişletilmesi, Holivut’un da etki alanındaki kültür emperyalizmi…

*Sosyo-politik alanda, finans kapitalin büyük çoğunlukla müridi olduğu evangelist-siyonist dünya görüşü denetiminde, "yakınlaştırılmış bir din"le insanlığın, küresel imparatorluğa uyumunun sağlanması,

*Ekonomik alanda, silah, ilaç, uzay ve iletişim endüstri ve teknolojilerinin desteğinde tek para birimine dayanan küresel hegemonya,

Dolar hegemonyasının öyküsü

Bu bağlamda 1971 yılı çok önemli…

Başkan Nixon döneminde, sürekli finansal ve ticari açıkların ABD altın stoklarını eritmesi nedeniyle, ABD Hazinesi’nin elinde bastığı doları karşılayacak büyüklükte altın rezervi kalmamıştı. Bretton Woods Anlaşmasının 1ons altın=35 dolar paritesi-ölçüdüne göre dolar basılabilmesi (emisyona çıkarılması) zorunluğunun 27 yıllık ömrü sona erdirildi. Dolar ve başlıca döviz fiyatları artık piyasa güçlerince belirlenecekti. Böylece ABD, doları karşılıksız basarak istediği gibi dünyaya dağıtmak imkanına kavuşurken, dolar dünya merkez bankalarının rezerv parası oluyordu.

Yine yıl 1971... ABD “Petro Dolar” yöntemini icat etti... Önce 1973’te Suudi Arabistan ile ardından da petrol ihracatçısı ülkelerin kuruluşu olan OPEC ile dünya petrol ticaretinin “ABD Doları” ile yapılması anlaşmasını yaptı. Ve bundan sonra da ABD Doları, “Petro Dolar” niteliğini kazanması ve dünyanın vazgeçilmez ihtiyacı petrolün ABD Doları’na mahkum edilmesi sayesinde, doları “Karşılıksız” olarak basmaya başladı. Ve ABD’nin Dünya İmparatorluğu’nun silah gücünden sonraki bir diğer ayağı da sağlamlaştırlmış oldu

Ancak, evdeki ya da ekonomik alandaki hesap çarşıya uymadı. Bakın, neler oldu: A.B.D. 2007/8 finans krizinden bu yana 12 Trilyon doları aşan kurtarma paketleri uygulayıp;(1)

Gayri Safi Milli Hâsılasının sadece yüzde 13’ünü üretirken

Dış ticaret açığı 630 milyar dolara dayanmış durumda.

Ulusal borcu 7,4 trilyon dolar.

Her gün 1 milyar dolar nakit paraya ihtiyaç var.

Sadece Çin’den alınan borç 83 milyar dolar.

Böylece, ABD.de başlayan, bir bölümü sanal ekonomide patlayan, "şebeke suyuna kanalizasyonu da karıştıran" finansal kriz, dolar ekseninde öngörülen ekonomik hegemonyayı iyice tartışılma sürecine sokuyor.


Mücadele kızışarak devam ediyor…

Film, Avrupa Birliği’nin, ortak para birimi “Euro”ya geçişi ile başlıyor… Avrupa Birliği’nin, ortak para birimi “Euro”ya geçişi de, bir “Dolar Suikastı” olarak algılandı

Petrodolara ilk ihanet ve Saddam

İlk “İhanet” Irak’ta oldu. Irak’ın eski lideri Saddam Hüseyin 6 Kasım 2000 yılında, petrol ticaretinde ABD Doları yerine “Euro”yu kullanacağını açıkladı. ABD, petrol üretimindeki dünya devlerinden biri olan Irak’ın bu “ihanet” üzerine İran ile savaştırdığı, Kuveyt’in üzerine yolladığı Saddam’ın defterinin dürülmesine karar verdi. Ve bilindiği gibi ABD, “toprağı bol olsun”George Busch döneminde, daha sonra yalan olduğu kesinlikle kanıtlanan, “Irak’ın kitle imha silahları ürettiği” yalanla bu ülkeyi darmadağın etti, 1.5 milyondan fazla insanı öldürüldü ve Saddam’ı da infaz edildi.

Avrupa’ya da ceza kesilmekte…

Avrupa Birliği’nin, ortak para birimi “Euro”ya geçişi de, bir “Dolar Suikastı” olarak algılandı. Ama dünyanın gözü önünde, demokratik ülkelerden kurulu olan Avrupa Birliği’ni, Saddam gibi diktatörlükle suçlayarak ve kitle imha silahları üretiyor gibi gerekçelerle hemen cezalandıramazdı. Cezalandırma planlarını adım adım yürürlüğe koydu. Önce perde arkasından “Avrupa Birliği Anayasası”nın kabulünü ülkeler bazında el altından büyük bir psikolojik savaşla engellendi. Ardından birliğin en büyük üç gücünden biri olan İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması yine İngiliz toplumu üzerindeki büyük bir psikolojik savaşla sağlandı. Şimdi de AB üyesi ülkeleri bölme operasyonu yürütülüyor. İspanya’da Katalonya’nın ayrılık hareketinin kuvvetlenmesinin arkasında ABD’nin Katalonya’daki “Bağımsızlık Referandumu” ile Barzani’nin “Bağımsızlık Referandumu”nun aynı tarihlere denk gelmesi tesadüf değil...

ABD, Avrupa Birliği’ni kuran Almanya ve Fransa’ile de bu alandaki mücadelesini çeşitli yollardan sürdürüyor ve sürdürecektir. Çünkü Euro, ABD Doları karşısında bir “Alternatif Güç” haline gelmiştir. Ve bu güç ABD için mutlak şekilde yok edilmesi gereken bir güçtür.

Ve bunların hepsi ABD Dünya İmparatorluğu’nun iki ayağından biri olan “Dolar”ın gücünün tam anlamıyla tesisi için olacaktır.

Paracıklar dünyasındaki diğer karşıt kıpırdanışlar…

*Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Umman ve Bahreyn’in 1 Ocak 2010'dan itibaren “El Halici” adı verilen bir ortak para birimi oluşturmaya çalıştıkları söyleniyordu… Trump-Suudi kucaklaşması, ABD- İsrail-Suud kuşağının pekiştirilmesi, Kaşıkçı cinayetine kadar uzanan süreçten sonra artık bu iş bitmiş gibi görünüyor…
* Latin Amerika‘nın kendi ekonomik alanı içinde gittikçe gelişen bir yapılanma içinde olduğu, ortak para birimne doğru gittkleri biliniyordu. Venezuela, Arjantin başta olmak üzere L. Amerika’nın geldiği ya da getirildiği durum malum…

Ama yine de;

* Bu bağlamda, Arjantin’in Çin’den 10 milyar dolar karşılığı 70 milyar yuan aldığını ve aralarındaki ticaretin bu para birimine göre yürütüleceği ifade ediliyor.

* Rusya Federasyonu, Kazakistan, Beyaz Rusya, Kırgızistan, Tacikistan'ın "Avrasya Ortak Para Birimi"ne geçiş çalışmaları yapıldığı basına yansıyor.

*Çin, Avrasya-Pasifik alanı için yeni bir para birimi öngörmektedir.

* Ayrıca Çin’in Brezilya ile ticaretinin Yuan üzerinden yapılacağı açıklanıyor…

* Türkiye ile Rusya Federasyonu aralarındaki ticaretin Ruble, TL. üzerinden yapılması konusunda anlaştığı da gündemde yer alıyor…

*Aynı şekilde, Çin Büyükelçiliği müsteşarı, Türkiye ile Çin arasındaki ticaretin ,Yuan ve TL üzerinden yapılmasını öneriyor…

* Son gelişmeler içinde, Haziran 2009 ayı ortalarında “BRİC” Brezilya, RF, Hindistan ve Çin’in iştiraki ile yapılan ekonomik zirvede, dolar yerine ikame edilecek yeni bir para birimi için çalışmalara başlanması hususunda görüş birliğine varılıyor.( Bu yakınlaşma ile eş zamanlı olarak, Hindistan ve Çin hudut bölgesinde bazı ihtilafların çıkmış olması da anlamlıdır!!!)

*Ayrıca, Beyaz Rusya, RF ve Kazakistan’ın gümrük birliğine gitmeleri, gene RF, Kazakistan ve Ukrayna’nın aralarında buğday birliği oluşturacakları da aynı haberlerde yer alıyor.

*Putin, bu açılardan, Dünya Ticaret Örgütü ile karşı karşıya geliyor… Yeni bir para birimine oluşturulmasına ilişkin yaklaşım ve çabalara ABD şiddetle direniyor…

Görüldüğü gibi, dolara duyulan güven ve dünya rezerv para birimi olarak Bretton Woods’tan bu yana süre gelen etkinliği, küresel finansal krizin kaçınılmaz sonucu olarak derinden sarsılıyor... Bu süreç, ülkeleri yeni arayışlara, birlikteliklere yönlendiriyor, giderek itiyor...

Süreç bir taraftan yeni güç dengeleri arayışlarına neden olurken diğer yandan da, finans kapital üzerinden etkinlik sağlamayı amaçlayan politikalar ve stratejilere karşı çeşitli ülkelerin mukabil stratejiler oluşturmalarına neden oluyor....

Bu dolar şımarıklığının serbest piyasadaki yanıtı ise başta altın olmak üzere değerli maden fiatlarındaki gelişmeler… Ülkelerin merkez bankaları, 2011 den itibaren yüksek hacımlı altın alımlarını sürdürüyorlar…

Şimdi gelelim bu çerçeve’de Türk-Amerikan ilişkilerindeki fırtınalı havaya…

Türkiye,Rusya ile ticaretinde belki de nükleer santral ve S-400 füze alımları da dahil olmak üzere ABD Doları yerine, iki ülkenin para birimleri, yani TL ve Ruble ile yapılması konusunda adım atmış ve Putin ile bu konuda anlaşmıştı; bununla da yetinmedi, bu kez İranla 60 milyar Dolarlık ticaret hedefine imza attı ve de bu ticaretini ABD Doları ile değil kendi para birimleri ile yapacağını duyurdu.

ABD’nin akamete uğrayan Barzani’nin referandumuna el altından yeşil ışık yakması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dolar’a karşı davranışlarının ilk adımı olan Rusya ile yerel paralarla ticaret girişiminden sonra olmuştur. Katalonya ve Barzani referandumunun aynı zamanda olması, bu işin farkında olan dünya liderlerine bir “Gözdağı”olduğu, Barzani Referandumunun, Türkiye’ye ilk “Dolara İhanet Cezası” olduğu, İran ile de aynı yolda anlaşma yapılınca bu kez cezaları çeşitlendiridiği söyleniyor…

ABD’nin terör örgütü PKK’ya (PYD) ağır silahlar, ABD’li rahibin tutuklanması, karşılılıklı “Vize ambargoları” ile tırmanma devam ediyor…

Aslında bu tür filmlerin, dolara karşı gelişmelere sert tepkilerin yeni olmadığı biliniyor… Ama sürekli yeni versiyonları piyasaya çıkıveriyor…

Örneğin; en büyük üç gücünden biri olan İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması, Çekoslovakya’nın bölünmesi, İspanya’da Katalon ayrılıkçı hareketi ve bu devinimin sonucunu bekleyen BASK hareketi, Belçika’da yükselen Vallon-Flaman gerilimi, Fransa’da Korsika, Almanya ‘da Bavyera hassasiyetleri bazı örneklemeler…

Sonuç:

Dünya.ABD’nin diğer deyişle finans kapitalin Trump yönetiminde, birkaç “kirli” müttefiği dışında gittikçe hemen hemen bütün dünyayı karşısına alarak “Dünya İmparatorluğunu” sürdürmeye çalıştığı “nafile” bir tarihsel dönem yaşıyor…

(1) Kirkpatric Sale , “Amerikan İmparatorluğu’nun Çöküşü” http://www.hurriyet.com.tr/planet/18281432.asp