1. yüz (Toplam 1 yüz)

ZALIMIN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN MİZAHI VAR… Dr. Noyan UMRUK

İletiGönderilme zamanı: Cum Nis 03, 2020 14:49
gönderen Noyan Umruk
ZALIMIN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN MİZAHI VAR…
Dr. Noyan UMRUK

Kuzum bu toplumun genlerindeki Hoca Nasreddin gibi gülen, Bayburtlu Zihni gibi ağlayan Aziz Nesin gibi yazan zengin kültürüyle, tecahül-ü arifanesiyle, hicviyle başa çıkmak ne mümkün hele korona günlerinde…

Asırlardır bu kadim halk ne zaman zulüm görmüşse mizahı silaha dönüştürüp, zekâ dolu nükteleri ve müstehzi duruşu ile sürdürmüştür zalimle mücadelesini…

Üstüne çok giderseniz bilmezlikten gelerek saf saf tecahül-i arifanesi ile başlar sizi ti ’ye almaya. Tıpkı gezi gibi… Daha da kızdırırsanız tepkiler hicve dönüşür, çağın sürat ve karmaşasını özümsemiş Y kuşağının orantısız zekâsıyla…

Nasreddin Hoca, kendisine çok hiddetlenen, “tez yakalana, derdest edilüp, karşıma getirile bu mel’un” diye gürleyen padişahın huzuruna varmış ve iki arşın ötesine durmuş.
Padişah sormuş: “Hoca eşekle senin aranda ne fark var?”
Hoca yanıtlamış: “İki arşın!”

Nef’i ise kendisine boşboğaz köpek diyen devletlû Tahir Efendi'ye bakın haddini nasıl bildirir:
“Bize Tahir Efendi kelp(köpek) demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim zira
İtikadımca kelp tahirdir(temiz)”

Ömer Hayyam rubailer ile katılır kervana…
Dünya üç beş bilgisizin elinde,
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme eşek eşeği beğenir,
Hayır var sana kötü demelerinde…

Ya Yunusu biçare:
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsin, ya nice okumaktır.
Okumaktan murat ne, kişi hakkı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin, bir kuru ekmektir.
Okudum bildim deme çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen abes yere gelmektir .
Dört kitabın manası bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır.

Ziya Paşa ise herkesin kör, âlemin sersem olmadığını hatırlatır…
“Her taç giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın
Âdem görünen harları adam mı sanırsın
En ummadığın keşfeder esrarı derunu
Sen herkesi kör‚ âlemi sersem mi sanırsın”

Seyrani’de hiciv daha bir sertleşir.
“Biraz bahsedeyim ehl-i zamandan
Yahşılar aşağı düştü yamandan
Aralık bitleri olmuş kumandan”

Şair Eşref ve Neyzen’de bu gelenek devam eder.
Eşref soğan soyarken;
“Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler‚
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler.
Hayâdan eser yoktur‚ beyhude bütün sözler.
Nafile inat etme hemen salla başını‚
Uslu otur‚ hoş geçin‚ zıkkımlan maaşını”

Neyzen köprüden geçer;
“Ne ararsın ALLAH ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa niye türban sorarsın?
Rakı şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa kimseye bir zararım içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et!”

Arif Nihat Asya’da mizah şahikaya varır:
“Ne yolcuya güvenirdi, ne de hancıya;
Kafasında bir kuruntu merkezi vardı...
Her yabancıya dış,
Ve her yerliye iç tehlike diye bakardı!
Aynı şeyleri tekrarlamaktan dinleyicileri uyuttu;
Nihayet kendisinin de esneyeceği tuttu...
Ağzını bir açtı ki; mikrofonu yuttu...”

Can Yücel’in farzı ise cumhuriyettir.
“Gölköy adında bir yer varmış Gelibolu'da
Televizyonda gösterdiler geçen gün.
Gelenek edinmiş köy halkı,
"Ben kendimi bildim bileli bu böyledir"
Diyor muhtar:
29 Ekim'de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını...
Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
Kirvesi tutmuş kolundan
Yatırdılar bir kamp yatağına,
Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi
Elinde bıçağıyla,
Çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
"Yaşasın Cumhuriyet" diye
Bunun üzerine de ekran karardı
Korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumuzun
Sade küçüklerin değil, büyüklerimizin de
Düştüğü bir tarihsel yanılgı
Çünkü sünnet değil, farz olan Cumhuriyettir…”

İşte burada mavi gözlü dev umutlandırır çocukları…
“Güzel günler göreceğiz çocuklar,
Güneşli günler göreceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
Işıklı maviliklere süreceğiz...
Açtık mıydı hele bir son vitesi,
Adedi devir motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...”

Efendim bu naçizane şu dörtlük de bendenizden korona günlerinin anısına…
“Ayna ayna,gayrı söyle şuna,
Fasulye gibi nimetten sanmasın kendini.
Gün gelir, devraaan döner, yazık olur…
Çızıktırıp namını, morartırlar rengini”
Büyükler ne demişler...
Sen seni bil,
Sen seni,
Sen seni bilmezsen,
Karartırlar enseni...

Re: ZALIMIN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN MİZAHI VAR… Dr. Noyan UMRUK

İletiGönderilme zamanı: Cum Nis 03, 2020 22:40
gönderen Gönül Pınar Atacı
Harika üstü hatta ötesi ama tamamen gerçek, çok özlü ve anlamlı, hepsi birbirinden güzel, olağanüstü büyük önemli ve değerli 12 muhteşem söz ve dize. İlk 11'inin yazarları, adlarıyla ve yapıtlarıyla tüm yerel, bölgesel ve evrensel edebiyat, şiir, mizah, hiciv ve sanat hatta siyaset ve hukuk, ahlak ve fazilet tarihinin altın sayfalarına geçmiş 11 dahi insan. Son 12'incisinin yazarı ise adı, aynı tarihin en yeni bölümünün altın sayfalarına geçecek olan ve 68'li kahramanlar arasında bulunan sevgili Noyan. En uzun bir ömür boyu sağolsun varolsun ve KENDİNİ NİMETTEN hatta göklerden gelen mehdilerden biri SANAN birilerinin NAMININ ÇİZİLMİŞ ve RENGİNİN MORARTILMIŞ olduğu kutsal ve ulu günlere dek hatta o günlerden sonra bile hep böyle muhteşem DÖRTLÜKLER, yazılar ve dizeler yazsın ve yayınlasın.

Re: ZALIMIN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN MİZAHI VAR… Dr. Noyan UMRUK

İletiGönderilme zamanı: Pzr Nis 05, 2020 15:38
gönderen Noyan Umruk
Değeli Gönül hanım,

Teveccühünüze teşekkür,selam ve iyi dileklelrimle..