1. yüz (Toplam 1 yüz)

Özal'ın kaldırdığı Hıyanet-i Vataniye Kanunu

İletiGönderilme zamanı: Pzr Oca 27, 2008 15:44
gönderen Türk-Kan
Hıyanet-i Vataniye Kanunu

Kanun Numarası : 2
Kabul Tarihi : 29 Nisan 1336 (1920)

Madde 1.


Makamı Muallayı Hilafet ve Saltanatı ve Memaliki Mahruseyi Şahaneyi yedi ecanipten tahlis ve taarruzatı defi maksadına matuf olarak teşekkül eden Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine isyanı mutazammım kavlen veya fiilen veya tahriren muhalefet ve ifsadatta bulunan, haini vatan addolunur.

(Yüce hilafet makamı ve saltanatı ve Ülkeyi yedi yabancı devlet güçlerinden kurtarmak ve saldırıları önlemek amacına yönelik olarak kurulan Büyük millet meclisine karşı düşünce veya uygulamalarıyla veya yazdıkları yazılarla muhalefet ve bozgunculuk edenler vatan haini olarak addedilir.)

Madde 2.

Bilfiil hıyaneti vataniyede bulunanlar selben idam olunur. Ferden zimethal olanlar ile müteşebbisleri kanunu cezanın kırk beşinci ve kırk altıncı maddesi mucibince tecziye edilirler.

(Bilfiil vatan hainliği yapanlar asılarak idam edilir. Şahsen olaylara karışanlar ve teşebbüs edenler ceza kanununun kırk beşinci ve kırk altıncı maddesine göre cezalandırılırlar.)

Madde 3.

Vaiz ve hitabet suretiyle alenen ve ezminei muhtelifede eşhası muhtelifeyi sirren ve kavlen hıyaneti vataniye cürmüne tahrik ve teşvik edenlerle işbu tahrik ve teşviki suver ve vesaiti muhtelife ile tahriren ve tersimen irtikap eyleyenler muvakkat küreğe konulurlar.Tahrikat ve teşvikat sebebile maddei fesat meydana çıkarsa muharrik ve müşevvikler idam olunurlar.

(konuşmalarıyla halkı alenen vatan hainliği suçunu işlemeye tahrik ve teşvik edenler veya bu teşvik ve tahriki yazılarıyla ve çok değişik araçlarla yayanlar geçici kürek cezasına çarptırılırlar.Yapılan bu tahrik ve teşvik sonucunda bozgunculuk olayları çıkarsa teşvik ve tahrik edenler idam olunurlar.)

Madde 4.

Hıyaneti Vataniye maznunlarının mercii muhakemesi ikar cürüm edilen mahaldeki bidayet ceza mahkemesidir. Ahvali müstacele ve fevkalade maznunun derdest edildiği mahal mahkemesi de icrayı muhakeme ve itayı karara salahiyettardır.

(Vatana ihanet zanlılarının yetkili mahkemesi suçun işlendiği yerdeki Ceza mahkemesidir. Olağanüstü ve aceleyi gerektiren durumlarda zanlının yakalandığı yerdeki ceza mahkemesi de yargılama yapmaya ve karar vermeye yetkilidir.)

Madde 5.

Hıyaneti Vataniye maznunlarının muhakemesi bidayet ceza mahkemelerinden verilecek gayrı muvakkat tevkif müzekkeresi üzerine her halde mevkufen icra edilir.

(Vatana ihanet zanlılarının muhakemesi, ceza mahkemelerinden verilecek kesin tutuklama belgesi üzerine her yerde tutuklu olarak yapılır.)

Madde 6.

Zabıtayı adliye memurlarının tanzim edecekleri tahkikatı iptidaiye evrakı dairei istinkade tevdi olunmaksızın mahallin en büyük mülkiye memuruna ita olunur ve onun tarafından dahi müddei umumiler vasıtasıyla yirmi dört saat zarfında mahkemeye verilir.

(Adli zabıta memurlarının düzenleyeceği ilk tahkikat belgeleri o bölgenin en yüksek rütbeli mülki memuruna verilir ve onun tarafından savcılar aracılığıyla mahkemeye iletilir.)

Madde 7.

Hıyaneti vataniye maznunlarına ait muhakemat, bir sebebi mücbir olmadıkça azami yirmi dört günde bir hükme raptolunacaktır.Bu müddeti bila sebebi mücbir tecavüz ettiren mahalli zabıtası ile mahkeme heyeti kanunu cezanın yüz ikinci maddesi zeyli mucibince cürmünün derecesine göre tecziye edilmek üzere mafevki mahkemesince muhakemesi bilicra azami yirmi gün zarfında hükme raptedilecektir.

(Vatana ihanet zanlılarının muhakemesi zorunlu bir sebep olmadıkça yirmi dört günde sonuçlanacaktır. Zorunlu bir sebep olmaksızın bu süreyi aşan görevliler ve mahkeme heyeti Ceza kanununun yüz ikinci maddesi eki gereğince suçunun derecesine göre cezalandırılmak üzere ilgili mahkeme tarafından yirmi gün içinde yargılanarak bir karara varılacaktır.)

Madde 8.

İşbu kanuna tevfikan mahakimden sadır olacak muhakamet kat’i olup Büyük Millet Meclisinden badettastik mahallerinde infaz olunur.Tastik edilmediği taktirde Meclisçe ittihaz edilecek karara tevfiki muamele olunur.

(Bu kanuna uygun olarak mahkemece verilecek olan karar kesin olup Büyük Millet Meclisinin onayını müteakip bölgesinde infaz olunur. Onaylanmadığı durumlarda, meclisin vereceği karara uygun olarak hareket edilir.)

Madde 9.

İşbu ceraimin emri muhakemesi için mahkemelerce istenecek şahsa, celp ve davete hacet kalmaksızın bila hüküm ihzar müzekkeresi tasfir kılınır.

(Bu suçların yargılanabilmesi için mahkemelerce istenen kişi mahkemenin davet yazısına gerek kalmaksızın mahkeme karşısına çıkarılır.)

Madde 10.

İsyana iştirak etmeyen eşhas hakkında ligarazin isnadatta bulunanlar isnad ettikleri cürmün cezası ile mücazaat olunurlar.

(İsyanlara katılmayanlar hakkında kasten suçlamalarda bulunanlar, iddia ettikleri suçun cezası ile cezalandırılırlar.)

Madde 11.

Haklarında gıyaben hüküm sadır olan eşhas, derdestlerinde işbu kanuna tevfikan ve vicahen muhakemeleri icra olunur.

(Haklarında gıyaben hüküm verilenler, yakalandıkları anda yeniden yargılanırlar.)

Madde 12.

İşbu kanun her mahallin idare amiri tarafından nahiye ve kaza , liva ve vilayet merkezlerine ve köy heyeti ihtiyariyeleri müctemian celpedilerek işham ve sureti tebliği mutazammım hey’eti mezkure azalarının imzalarını havi zabıt varakaları tutularak idare meclislerince hıfzedilmekle beraber kavaninin neşir ve ilanı hakkındaki kanuna tevfikan ayrıca neşredilecektir.

(Bu kanun her mahallin idare amiri tarafından nahiye ve kaza ve vilayet merkezlerine ve köy ihtiyar heyetleri çağrılarak ve toplanarak yüzlerine karşı okunarak tebliğ edilir ve tebliğ edildiğine dair imzalı zabıt tutularak saklanır.)

Madde 13.

İşbu kanunun icrayı ahkamına Büyük Millet Meclisi memurdur.

Madde 14.

İşbu kanun her mahalde tarihi tebliğ ve ilanından kırk sekiz saat sonra meri olacaktır.

http://www.ataturktoday.com/refbib/hiya ... kanunu.htm


Hıyanet-i Vataniye Kanunu ve İstiklâl Mahkemeleri kurulması

Efendiler, Meclis, 29 Nisan 1920 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nu ve sonraki aylarda İstiklâl Mahkemeleri Kanunları'nı da çıkarmakla, inkılâbın tabiî gereklerini yerine getirmiş oldu.

Efendiler, İstanbul'un işgalinden sonra başlayan birtakım yıkıcı akımlara, olaylara, isyanlara dokunmuştuk. Bunlar hızla memleketin her tarafından biribiri ardınca ortaya çıktı ve sürüp gitti.

İstanbul'da Damat Ferit Paşa, derhal yeniden iktidar mevkiine getirildi. Damat Ferit Paşa Kabinesi, İstanbul'daki bütün yıkıcı ve hain kuruluşların meydana getirdiği blok, bu blokun Anadolu içindeki bütün isyan teşkilâtı, bütün düşmanlar ve Yunan ordusu elbirliği ile aleyhimizde faaliyete geçtiler.

Bu ortak saldırı politikasının talimatı da, Padişah ve Halife'nin, düşman uçakları da dahil olduğu halde, her türlü vasıtayla memlekete yağdırdığı «Padişah'a karşı ayaklanma» fetvasıydı.

Bu genel, çeşitli ve haince saldırılara karşı, biz de, daha Meclis açılmadan önce, Afyonkarahisarı'nda, Eskişehir'de ve bütün demiryolu boyunda bulunan düşman birliklerini Anadolu'dan çıkarmak, Geyve, Lefke, Carablus köprülerini yıkmak ve Meclis toplanır toplanmaz Anadolu ulemâsının fetvasını almak suretiyle karşı tedbirlere giriştik.


http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=N ... erikNo=187


Hıyanet-i Vataniye Kanunu

'Hıyanet-i Vataniye Kanunu' ilk olarak 29 NİSAN 1920’'de "Dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak isteyenler vatan haini sayılır" saptamasıyla kabul edilmiş. Daha sonra yasada değişikliğe gidilerek milli egemenliğe, milli devlete, birlik ve bütünlüğüne, laikliğe karşı durmak vatana ihanet sayılır şeklinde son halini almıştır.

İstanbul, İngiliz istilası altındayken, Ferit paşa kabinesine karşı konan Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun maddelerine, Türk milletinin namusunu ve şerefini korumak, mevcut bütün kuvvet ve vasıtalarımızı icabına göre kullanarak, bizi yok etmeye çalışan düşmanların, düşmanca emellerini kırmak, işgal altındaki İstanbul'da emperyalizme hizmet eden ve milli hakimiyete karşı duran, işgal ordularına katılan, bozgunculuk ve casusluk yapan, iç isyanları düzenleyen elebaşları ve yandaşlarının vatan hainliği ile cezalandırılacaktır şekliyle ilk halini almış ve kabul edilmiştir.

1 KASIM 1922’de Saltanat'ın kaldırılmasıyla kanunda ek değişikliğe gidilerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin meşrutiyetine karşı davrananlar "vatan haini" sayılır. Milli hakimiyetin temsilcisi milli devlete karşı durmak vatan hainliğidir saptaması ile kabulüne gidilmiş.

4 MART 1924’te Hilafetin kaldırılmasıyla yukarıda verilen son metne ek yapılarak, 25 ŞUBAT 1925’te "Milli hakimiyete, milli devlete, birlik ve bütünlüğüne ve laikliğe karşı olanlar vatan hainidir" şeklinde son haline getirilmiş, fakat 1925’te şeyh Sait ayaklanmaları sebebiyle kanunda yeniden bir ek düzenlenmeye gidilmiş. Bu düzenlemede: "Dini ve dini mukaddesatı siyasi gayelere esas almak veya alet etmek amacıyla cemiyetler kurmak, bu cemiyetlere girmek, dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak, fesat ve nifak sokmak, gerek tek tek ve gerek toplu olarak, sözlü veya yazılı veya fiili bir şekilde nutuk söylemek veyahut yayın suretiyle harekette bulunmak vatan hainliği sayılır" denmiştir.

Evet görüldüğü üzere yapısı itibariyle İstanbul'un işgalinde, Ferit Paşa kabinesine karşı konan Vatana İhanet Yasası, daha sonra bazı dini ve bölücü ayaklanmalara karşı, milli devleti korumak maksadı ile konmuş ve ülke korunmasında bu yasa ta ki "12 NİSAN 1991"e kadar bir emniyet supabı gibi hainlere karşı görevini yerine getirmiştir. Turgut Özal hükümeti, "Terörle Mücadele Kanunu'yla" ve yine Turgut Özal'ın talimatıyla yasa yürürlükten kaldırılmış, ülke bugünkü bulunduğu karanlık döneme itilmiştir.

Vatana ihanet yasası iptali sonrasında, ülkenin durumuna bakacak olursak, dinin siyasete nasıl alet edildiğini, laikliğin nasıl zedelendiğini, tarikat ve cemiyetlerin nasıl çoğaldığını, dinin devlet kademelerine kadar girdiğini, devletin yapısının nasıl yıpratıldığını, fesat ve nifak ticaretinin nasıl yapıldığını, yazılı ve sözlü yıkıcı yayınların alenen yapıldığını görmekteyiz.

Anlaşılıyor ki: Şu an için Cumhuriyetimizin hali bu gösterge ile bir vahametin içine sürüklenmiş ve ülke 1920’lerden daha da geri zihniyetlerin eline geçmiştir. Vatana ihanet yasasının kaldırılması ile asıl vatana ihanet burada yapılmış ve ülke tam bir milli devletten intikam alma sahnesine dönüştürülmüştür. Yapılan bu siyasi hata Cumhuriyeti adeta şeyh Saitçi zihniyetlerin at koşturduğu siyasi arenada, değerli ordumuz da bir yıpratılma çabası içinde bırakılmış ve toplumun bazı kesimlerine laiklik düşmanlığı pompalanmıştır.

TSK'nin son yaptığı açıklamalara bakacak olursak, komutanların rahatsızlığı açıkça görülmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu durum şimdiye kadar içerden ve dışardan yapılan hainliğin en fazla dozla yapıldığı acı bir gerçektir ki TSK rahatsız olmuş ve tavrını ortaya koymuştur. Tabi yapılan açıklamaların tesiri ne olacak onu da ilerleyen günlerde göreceğiz. Gerçek olan da şudur ki TSK'nin yaptığı son açıklamalar ülke savunmasında yer alan, Atatürk devrimlerinden yana olan bizler için büyük bir moral ve övünç kaynağı olmuştur. Bu nedenle devletimizin en büyük koruyucusu olan ordumuz, en büyük dayanağımız olması sebebiyle sonuna kadar desteklenmelidir.

Yapılması gerekende, birçok parçalara ayrılmış ve kendini Kemalizm ilkelerine adayanların tek bir siyasi çatıda toplanmasından geçmektedir. Bu nasıl yapılır, nasıl işleve konur ve alt yapısı nasıl oluşturulur derhal buna eğilmek lazımdır. Bu zorda olsa, zoru başarmada tüm güçler birleştirilmeli, genç bir potansiyele ve genç bir yapıya sahip ülke sonuna kadar korunmalı.

Bu başarımda Ulu Önderimiz Atatürk'ün dediği gibi söylemimiz:

Ya İstiklal Ya Ölüm Olmalıdır!


http://leventgeckalanlar.blogcu.com/hiy ... unu/581928

vatana ihanet kanunu geri gelmeden bu vatan duzelmez

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 20, 2008 9:37
gönderen YUKSEL
evet vatana ihanet kanunu geri koyulsun ancak o zaman vatan kurtulur cunku bunlar meydani bos bulduklari muddetce isteklerini istedikleri gibi rahatca kullanacaklar..olmaz oyle sey sunlara bir bakin kollarini sallaya sallaya ve suratimiza gulerek dolasiyorlar artik bunun onune gecmek zamani geldide gecti bile bu kanun geri geldiginde cil yavrusu gibi binlercesi kacacak delik ariyacaktir iste o zaman artik rahatlikla vatanimizi kendimiz ataturkun usulu ile idare edebilecegiz :D

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 20, 2008 14:27
gönderen borabey
değerli dostlar,
vatana ihanet suçu, suçların en büyüğüdür.
cezası da ölümdür.
affı kabil değildir.
cezasının kesilmesi için yazılı hukuka da gerek yoktur..
hiçbir devlet kendisine ihanet edeni cezasız bırakamaz, bırakmamıştır da.
yeter ki..
devlet, devlet gibi olsun..
gerisi kendiliğinde gelir.

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 20, 2008 15:04
gönderen maydonos
olmeden once kendini kurtarmak icin bu yasayi hazirlatmis olmali.o oldu gittide onun mirascilari yola devam ediyor.su andaki ozal gencligi.. ne mi bekliyorum kocaman bir hic.gelecegi karanllik karanlik olarak goruyorum.gg senaryolar yayinlanmis siteye koyarsaniz sevinirim.tesekkurler.

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 20, 2008 15:12
gönderen Türk-Kan
Kanunun tamami icin: http://www.guncelmeydan.com/forum/hiyanet-i-vataniye-kanunu-vt15367.html


maydonos yazdı:gg senaryolar yayinlanmis siteye koyarsaniz sevinirim.tesekkurler.


maydonos, baslik bir saattir sizi bekliyor :) :arrow: http://www.guncelmeydan.com/forum/abdnin-turkiye-senaryolari-vt17196.html

İletiGönderilme zamanı: Prş Kas 20, 2008 16:39
gönderen maydonos
tesekkurler forma gitmiyorum hic o yuzden goremedim.tesekkurler..

İletiGönderilme zamanı: Cmt Kas 22, 2008 13:01
gönderen luzismud
Aslinda Vatana ihanet eden yada edecek zihniyetin iktidara gelmesi ilginc bir durum. Hem de darbe ile falan da degil.

Kagit üzerinde, iktidar olduklarina göre yasayi degistirme ve ülkeyi bu yasalarla degistirme haklari da vardir. Bunlari da yapmislar.

Demek ki yapilmasi gereken suymus. Böyle hayati bir konu yasaya degil anayasaya konulacakmis ki iki oyu bir arada gören degistiremesin. Ve hatta anayasanin degismez maddelerinin icine konmaliydi ki 2/3 cogunlukla bile degistirilmeye kalkisilmasin.

Ha... Bu arada Anayasa baskanimizin da degismez maddelerinin degistirilebilmesi yönündeki aciklamalarini da okudum...

Ne komik... ne memleket ama...

Re: Özal'ın kaldırdığı Hıyanet-i Vataniye Kanunu

İletiGönderilme zamanı: Cmt Kas 14, 2009 21:33
gönderen yigitler
Bu kanunun geri getirlimesi gerek. O zaman tum yobazlarin, Taraf/Vakit gazetesi yazarlarinin, AKP'lilerin isi bitik. Cezasi da olum olmali!

Re: Özal'ın kaldırdığı Hıyanet-i Vataniye Kanunu

İletiGönderilme zamanı: Sal Haz 28, 2011 17:31
gönderen bezgin
CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER’E AÇIK MEKTUP / Ünal İNANÇ


Sayın Cumhurbaşkanım,

63 yaşında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan onur ve gurur duyan bir kişiyim. 1980-2000 yılları arasında vatandaşlarına yaşamları ve yaptıkları ile yol göstermesi, örnek olması gereken Cumhurbaşkanları'nın bu görevi yerine getirdikleri konusunda derin kuşkularım var.

Sayın Kenan Evren’in, ülkesinin değil dünyanın jeopolitik çıkarlarını düşünerek Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına koşulsuz girişine yeşil ışık yakması, o dönemde kafamda çeşitli istifhamların ortaya çıkmasına neden olmuştu. Aynı zatın, edindiği bir mülkle ilgili olarak, "Ben zavallı bir Cumhurbaşkanı'yım. Benim tasarruflarımla ilgileniyorlar" şeklinde gazeteler yansıyan sözlerini de kabul edilemez bulmuştum. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak zavallılığı kabul etmeyecek şekilde eğitilmiş ve yetiştirilmiştim. Zavallı sıfatını benim Cumhurbaşkanım, hele o makamı işgal ederken, şahsı için asla kullanamazdı.

31 Ekim 1989 tarihinde Cumhurbaşkanlığı görevine seçildikten 1,5 yıl sonra da Turgut Özal, Vatana İhanet Kanunu'nun yürürlükten kaldırttı. Anayasamız'ın 105.maddesine göre Cumhurbaşkanımızın göreviyle ilgili suçlardan dolayı sorumsuz olduğu kabul edilmiştir. Sorumluluk kural olmakla birlikte VATANA İHANET SUÇLARI, Anayasa madde 105-3, istisnadır. Cumhurbaşkanı, görevleriyle ilgili olarak sadece vatana ihanet suçlamasıyla suçlandırılabilmektedir. Hukukun ana kuralı doğrultusunda, kanunsuz suç ve ceza olmayacağına göre Özal’ın kontrolü altındaki hükümete ve TBMM çoğunluğuna yürürlükten kaldırttığı operasyonun rastlantı olduğunu kim iddia edebilir? 12 Nisan 1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu düzenlemesiyle yürürlükten kaldırılan Hıyanet-i Vataniye Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2 numaralı kanunudur. Yani bu kanun, Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden kanunların ikincisidir. Bugün dahi "Vatana ihanet niyeti olmayan bir lider bunu neden yapar?" sorusu, hala yanıt beklemektedir. Bu yasanın kaldırılmasıyla Türkiye; dünya üzerinde Devlet Başkanı(Cumhurbaşkanı), vatana ihanetle suçlanamayan Irak, Uganda, Suudi Arabistan gibi ülkeler ligine düşmüştür.

Sayın Cumhurbaşkanım, 1991 yılında yapılan genel seçimlerden sonra da, Parlamento’ya çoğunluk partisi olarak giren DYP’nin 2 milletvekili Vatana Hıyanet Yasası önerisini hazırlayıp TBMM Başkanlığı’na verdiler. Ancak, Adalet Komisyonu’nda görüşüleceği gün, teklif sahipleri Sakarya milletvekili Ahmet Neidim ve Nevşehir milletvekili Mahmut Öztürk önerilerini komisyondan geri çektiler. Birileri bu iki milletvekiline önerilerini geri çekmezlerse, ilerideki siyasi yaşamlarının pek parlak olmayacağını söylemişti. Öte yandan, bu teklif komisyondan geri çekildikten sonra vefat eden sayın Turgut Özal’ın sağlık durumunun Amerikalı yetkililer tarafından dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş’e söylendiği ortaya çıktı. Sayın Doğan Güreş bu söylentiyi doğruladı: "Amerikalılar bana ve Başbakan’a Turgut Bey’in hastalığının vücuda yayıldığını, sağlık durumunun kritik olduğunu, her an kötü bir gelişmeye hazır olmamızı söylemişlerdi" dedi.

Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye’de siyasetçiler arasında son yıllarda egemen olan anlayış, "Beni buraya getirdiler" şeklinde görülmektedir. "Koşullar oluştu, göreve talip oldum, sorumluluk benimdir" diyebilen, yok denecek kadar nadirdir. Beni size baş vurmaya iten neden, umut arayan vatandaşlarımın size duydukları güvendir. Ülkeme sorumluluktan uzak değil, tüm sorumlulukları üstüne alacak bir lider gerekmektedir. O lider, alt kadrolara "Taşın altında benim elim de var" diyebilmelidir. Başkanı olduğunuz MGK, hükümete ve 3 Kasım’da oluşacak Parlamento’ya Anayasamızın 105. maddesinde var olan gereğin yerine getirilmesi için tavsiyede bulunabilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak size bu mektubu yazma cesaretini, bana hal ve tavrınızla siz verdiniz. Yoksa bahse konu öneriyle ilgili edimlerden sizin ne kadar uzak olduğunuz bilinç ve kanısındayım.

En derin saygılarımla arzederim efendim.

3 Ekim 2002, aykirihaber.net