Gönderilme zamanı:
Pzt Tem 14, 2008 11:45
gönderen MansurSah
Ram yazdı: ...
4) Bir kişinin (rahmetli OKKIR) neredeyse ölüsü çıkmıştır cezaevinden. Suçunun ne olduğunu bilmeden, yargılanmadan hakkı rahmetine kavuşmuştur. Medyadaki suçu neydi peki bu adımın¿? Örgütün finansörü!
Biraz daha beter bile, zira sözde örgütün sözde finansörü ama, nerdeyse 5 kuruş parası olmamasından mâdâ, hastane masrafları da borç olarak acılı eşine kaldı.
Bu arada gerçek ergenekon'u unutmayalım....
Gönderilme zamanı:
Pzt Tem 14, 2008 14:13
gönderen borabey
Sayın Türk-Kan'a teşekkür ediyorum.
Son bir buçuk yıldır Türk Tarihinin Çıkış Efsanesi olan yüce bir kavramın,
Çete tanımlamasında kullanılmasının hesabını nasıl verecekler ? çok merak ediyorum..
Bu arada yeni nesil'in bilgilenmesi ve bilinçlenmesine katkıda bulunmak amacı ile,
GERÇEK ERGENEKON'un ne olduğuna dair tarihçi Yılmaz Hoca'da bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ne derlerse desinler,
Ne yaparlarsa yapsınlar,
Tarih hükmünü icra edecek
Son sözü TÜRK söyleyecektir.
En içten sevgi ve saygılarımla...
Türkün yeniden doğuş destanı
12 Temmuz 2008 Cumartesi
HAFTALIK DURUM
Yazan: Yılmaz ÖZTUNA
ALTAYLARDAN DÜNYAYA
Bumın Kağan, kardeşi İstemi Kağan ile Ergenekonda 96 yıl sıkışıp kalan milletini dağları eriterek Altaylardan indirdi. Onlara dişi bozkurt (asena) yol gösterdi, rehberlik etti.
TÜRK KİMLİĞİ BURADA OLUŞTU
Ergenekondan çıkışı başaran Bumın Kağan kardeşiyle Türk birliğini sağladı. Göktürk devleti ve hanedanı öyle bir prestij kazandı ki, artık bütün Türkçe konuşanlara Türk dendi. Millet ismimizin dayanağı da Göktürklerdir.
Ergenekon, Orta Asyanın kuzey-doğu kesiminde bir vâdînin adıdır. Sözlük anlamı sarp dağ geçididir. Altay Dağlarındadır Çinlilerin Tu-kü-e (Tukyu) dedikleri, kendilerine Kök Türük (Göktürk) diyen bir Hun boyu, Milâddan sonra 400′e doğru Çinin Şansi eyaletinin batı bölgesinde yaşıyordu. Başlarında Aşına (Kurt) sülâlesinden Hunların Mete hanedanından hükümdarları vardı. Türkler, Meteden inmeyen hiçbir kişiyi meşru hükümdar kabûl etmemişlerdir. Zira Türklerin Kök Tengrisi (Gök Tanrı) yalnız Mete soyuna kut vermiştir. Metenin şeref adı Oğuz Handır. İlk Osmanlı tarihçileri, önce Kayıhanoğulları olan Osmanoğullarının Oğuz Han soyu yani Mete torunu olduklarını özenle vurgulamışlardır.
Çin imparatoru Tay-vy (saltanatı 424-451), Kök Türüklerin Tsiu-kiu-şi dedikleri Aşına uruğunu kılıçtan geçirdi. Sadece 500 aile, Altaylara can atıp kurtuldu. Ergenekon vadisine sığındı ve vadi girişini kayalarla kapattı. Çinliler bulamayıp döndüler. Şansi batısında Altay Dağlarına kuzey-batıya doğru 2.200 kilometredir. Göktürkler, Ergenekonda demir madeni buldular. İşleyip silahlandılar.
EFSANE SANILIYORDU
Bu olay 439 yılında geçti. Bu tarihte Çinlileşmiş Türk asıllı, Türklerin Tabgaçlar dediği Kuzey Liang hanedanı, Çinin bu kesiminde imparatorluk kurmuşlardı. Kendileriyle aynı sülaleden inen Göktürkleri kılıçtan geçirdikleri anlaşılır. Özetlediğimiz olay, İslam devri tarihlerinde yazıldığı şekliyle, Türklerin bir destanı, yani efsane sanılıyordu. 1864′te Fransız sinologu (Çince bilgini) Stanislas Julien, 6.000 ciltlik Pien-o-tien adlı Çin kronikinde bu olayı bulup Fransızcaya çevirince, tarihi ve gerçek bir vaka olduğu anlaşıldı. Bilindiği gibi Çin kronikleri yıl yıl vaka-nüvislerce tutulduğu için, verdikleri bilgi kesindir (Stanislas Julien, Documents Historiques sur les Tou-kious T(Turcs), journal Asiatique, Paris 1864, VI. Seri, cilt II, s.348-9, tam tercümenin metni: III, 325-67, 490-549, IV, 200-42, 391-430, 453-477).
Türk milletinin exodusu (hurûcu olan Ergenekondan çıkış, 535 yılındadır. Şu halde Türkler, Ergenekonda 96 yıl yani 3 nesil (kuşak) kalmışlardır. Çoğalmışlar, büyük demir madeninin hemen yanında yaşamışlardır. Ergenekona Girişte Türklerin başında Göktürk prensi Bilge Şad vardı. Ergenekonda ölünce yerine oğlu Tavu Şad geçti ve önce yabgu (kral), sonra uluğ-yabgu (büyük kral) unvanlarını aldı. Tavunun yerine oğlu Bumın geçti.
ERGENEKONDAN ÇIKIŞ
Bumın Kağan, elinde örs, çekiçle demir dövdü. Demirden dağlar ateşte eridi. Yol açıldı. Ama geçitler bitip tükenecek gibi değildi. Bumın, yanında at süren kardeşi İstemi, kâh kucağında kâh atının önünde gizli geçitleri bularak geçiren Bumının evcil dişi kurdu Börte Çine, kutlu bir günde Ergenekon vadisinden çıktılar. Bumın, kağan (hakan) unvanını alarak Ergenekonu boşalttı.
552 yılı, Göktürk döneminin başlangıcıdır. Bumın Kağanın kardeşi İstemi Kağanla tarihte az görülen bir âhenk içinde çalışarak Türk imparatorluğunu Japon Denizinden batıda Kırıma, kuzeyde Sibiryadan güneyde Himalayalara kadar yaklaşık 18 milyon kilometrekare büyüklüğünde bir cihan devleti kurmaları, bir buçuk asır sonra Bumın neslinden İlteriş Kutlu ve Kapgan Kutlu kardeşlerle Bilge Kağan ve Kül Tegin kardeşlerin ahenkli çalışmaları ile yüceldi.
TÜRKÇEDE BİRLEŞTİLER
Göktürkler, Türk tarihinin dönüm noktasıdır. Gerçek başlangıcımız olduğunu söyleyen tarihçiler de vardı. Osmanlı Cihan Devletinin uzak temellerini, bambaşka bir coğrafyada çok sağlam şekilde attığını derin tarihçiler bilirler.
Osmanlı Cihan Devletinin temelleri de Orhan Bey-Alâeddin Bey ve Süleyman Paşa Sultan Murad Kardeşlerin çok ahenkli çalışmaları ile atılmıştır. Kardeş kavgası başlayınca Devlet çetrefilleşmiştir.
Göktürklere kadar Türkçe konuşan her kavmin, boyun, oymağın ayrı isimleri vardı o isimlerle anılırlardı: Hunlar, Avarlar, Tabgaçlar, Uygurlar, Karluklar, Usunlar, Kanglılar ve daha sayabildiğiniz kadar sayınız. Göktürk devleti ve hanedanı öyle bir prestij kazandı ki, artık bütün Türkçe konuşanlara Türk dendi. Millet ismimizin dayanağı da Göktürklerdir. Göktürk adının Semavi Türkler manasında iddialı bir şeref adı olduğu açıktır. Ergenekona sınmış (yenik, mağlub) bir Hun boyu olarak giren Türkler, o cendereden bir asır içinde şuurlanarak Göktürk kimliği ile çıktılar. Osmanlıların gerçek atası, öncüsü, mürşidi ve müjdecisi olarak modern birçok Avrupalı tarihçi Göktürklerden Osmanlılara tabirini kullanmıştır.
DARDA KALIŞIN SEMBOLÜ
Gençlerimiz, yoğun şekilde Ergenekonun ne olduğunu soruyorlar. Bu yazımız bunun için ve aktüalite bakımından kaleme alındı. Gençlerimiz, nasıl tarih dersi okutuluyorsa, Ergenekonu duymuşlar, ne idüğünü bilmiyorlar.
Ergenekona Girmek: Edebiyatımızda, Türkün cendereye girmesidir. Tıkanıp kalmasıdır. Ergenekondan Çıkış: Türkün eski varlığına, büyüklüğüne dönmek için yaptığı tarihî hamledir. Bu bakımdan Mütareke döneminde (1918-1922) Anadolunun işgal altında bulunmayan kısmı Ergenekona benzetilmiştir. Büyük romancı Yâkub Kadri Karaosmanoğlu, bu yıllarda, İstanbul basınının büyük gazetesi İkdâmda Milli Mücadeleyi desteklemek için kaleme aldığı milliyetçi yazılarını 3 cilt halinde Ergenekon adıyla toplamıştır.
Bu bakımdan Ergenekon, bir milletin darda kaldığını, zorda bırakıldığını gösterir. Ama Ergenekon, aynı zamanda, bir küçük vadide Türk, 96 yıl çabalayıp kendini bulduğu ve çok şanlı bir geleceğe açıldığı için, şerefli bir isimdir.
Ergenekon, Türkün madene, tekniğe, silaha hakimiyetini ve milli iradesini de simgeler. Demirden dağlar eritilerek geçit açılıp cendereden çıkılmıştır. Üstün silahlar yapılarak Altaylardan inilmiştir. Geçidi Bumın Kağana, yanında at süren kardeşi İstemi Kağana, dişi bozkurt (asena) yol göstermiş, rehberlik etmiştir. Kurtun köpekler gibi eğitilerek yol gösterebileceği bugün kesin şekilde biliniyor.
BOZKURT
Bozkurt (Göktürkçe: Kök Böri) (kök=gök, semâvî, mavi boz renk), Mete Hanedanı destanında olduğu gibi zaten Bozkurt Sülâlesi Denen kut verilmiş Mete oğullarınca da kutsaldır. Bu milli sembol, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken aynen kabul edildi. Zira Göktürk bayrağında -bugünkü madeni ay-yıldız yerine- bozkurt başı olduğu biliniyordu. Kırmızı da, Türk büyük-hakanlık hanedanlarının ve sonunda Selçuklulardan Osmanlılara milli Türk rengidir ki bayrağımızın rengi olmuştur.
Ankara hükûmeti 1922′de 10 kuruşluk ve 1925′te 10 paralık posta pullarının üzerine -şüphesiz Atatürkün emriyle- Bozkurt koydu. 1925′te 5 liralık yıldız içinde büyük Bozkurt resmi bulunan banknotlar yayınlandı ve eski harfli olmasına rağmen 30′lu yıllarda tedavülde idi.
Atatürkün emriyle milli eğitim bakanlığının (o zamanki adıyla maârif vekâletinin) girişine Ratib Tâhire (Burak) yaptırılan muazzam bir Ergenekondan Çıkış tablosu asılmıştı ki at üzerindeki Bumın Kağana yol gösteren Bozkurt bütün haşmetiyle canlandırılmıştı. Acaba bu tablo kimin emriyle ne zaman kaldırıldı ve şimdi nerededir?
Atatürk devrinde üniversite gençliğinin teşkilatı Milli Türk Talebe Birliği ambleminde, üniversiteli gençlerin kasketlerinde bozkurt vardı. Daha pek çok askerî ve sivil kuruluşta, Kıbrıs Türk Mücâhid Teşkilâtında bozkurt simgesi kabul edilmiştir. İlkokul izcilerine bile yavrukurt denmiştir. Bizans kartalı, Britanya arslanı, Japonya güneşi neyse bizde de millî simgenin bozkurt olduğu anlaşılır.
ERGENEKONU KUTLAMAK
Türk hakanları asırlarca örste demir döverek Ergenekon Gününü kutladılar. (Bunun sonradan Nevrûz Gününe dönüştüğünü Prof. Abdulhalûk Çay uzun boylu anlatan bir kitap yayınladı.)
Ergenekonun kutlandığı, Türk birliğinin beraberliğinin sembolü olarak Türk devletini yönetenlerin sırayla örse çekiç vurmaları geleneğini asırlarca sonra Alparslan Türkeş canlandırdı. O günlerde, gazeteniz Türkiyeye yazdığım yazının son paragrafını aynen naklediyorum:
Bu vesileyle Alparslan Türkeş dostumu candan kutluyorum. Bir hakanlık otağının gölgesinde Cumhurbaşkanı Özalı, Başbakan Demireli, başbakan yardımcısı Erdal İnönüyü bir araya getirdi. Biz Batı Türklüğü ile Doğu Türklüğü arasında hoş bir mânâlı köprü kurdu. Altaylardaki Ergenekondan nasıl açık denizlere ulaştığımızı Antalyada simgeledi. Cenâb-ı Hak, emsâl-i kesîresiyle müşerref eyleye!
darbe
Gönderilme zamanı:
Pzt Tem 14, 2008 15:42
gönderen önder kadan
hükümet ordu darbe yapsın bizde gelen ekonomik krizden kurtulalım niyetinde ama ordu işin bilincinde bu operasyon hükümetin ne kadar aciz duruma düştüğünün belgesidir. BOP un eşbaşkanı olduğunun belgesidir
Gönderilme zamanı:
Pzt Tem 14, 2008 15:55
gönderen maydonos
arkadaslar bu hafta yayinlanan 32.gun yalcin kucugun kaltildigi gercekten ibretlik bir program.bunu herhafta seyretmek gerek.balik beyinli degilim ama aklimi saglam birakmak icin.simdi bana gore bu sahsi dusuncem bu ingilizlerin tarafi olanlar ta Ataturkun 1919 da samsuna cikisina karsi olup ingilizlere siginalim onlar bizi korur diyenler.simdi su an ellerine firsat gecti bu libos tayfasi dincilerlede birlesip(zamaninda ki araplar gibi) hararetle bunu gerceklestiriyor.dolayisi ile onlarin yarattigi pkk ye onlar teror orgutu dermi abinin cocugu cunku olsa olsa bu Ataturkcu turkler olur.ergenekon adinida onlar koymustur.simdi amac intikam.. ya Ataturk un kurdugu tum kurumlar biliyorsunuz hemen hemen kapatilmadi.. .add ye yapilan saldirilar bu yuzdendir.add yi de kapatacaklar.yalcin kucuk ne dedi sizin amaciniz tutuklamak degil oldurmek tek kisilik hucrelerde..bu soz aklimdan cikmiyor..bunlar yaparlar..gozleri donmus ab tarafindan beyinleri ve vicdanlari alinmis.. o top sakal ab ne der diyor ya sen kimin adamisin, adammimisin?sen nasil bir turksun..birde bu manyak askeryede hocaymis vaaay halimize...bu dusuncenin ne vatani ne milleti ne dili nede dini ne de kulturu olur.bunlar turk halkina saygi gostermezler,krlicenin etegini operler.onlara ingiliz boku lazim onu yerler..bu millete yedirirler.cunku ne se var ne soluk..
Gönderilme zamanı:
Cum Oca 09, 2009 12:49
gönderen Türk-Kan
"Böylesine gayri ciddi bir devlet yönetimi anlayışı olabilir mi?" Antiterör konusunda uzman Sarızeybek, Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in danışmanının kendisini arayarak PKK'nın İsviçre bankalarındaki hesap numarasını istediğini öne sürdü. EMEKLİ Albay Erdal Sarızeybek, Manisa'da düzenlenen "Türkiye'de terör sorunu ve Milli Güvenlik" konu başlıklı bir konferansa katıldı. Sarızeybek, Ergenekon operasyonu ve PKK terör örgütüyle ilgili ilginç açıklamalar yaptı.
Antiterör konusunda uzman Sarızeybek, Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in danışmanının kendisini arayarak PKK'nın İsviçre bankalarındaki hesap numarasını istediğini öne sürdü,
"Bizim burada soracağımız soru şu; böylesine gayri ciddi bir devlet yönetimi anlayışı olabilir mi? Bu kayıtlar Ankara'daki DGM kayıtlarında var, Mili İstihbarat Teşkilatı'nda var" dedi.
Belediye Kültür Sitesi, Lale Salonu'nda düzenlenen konferansa, Manisalılar büyük ilgi gösterdi. Yaklaşık 500 kişilik salon tamamen doldu. Manisa'da İl Jandarma Komutanlığı yaptığı dönemde vatandaşlar tarafından sevilen ve ilgi gören Sarızeybek'in, son yıllarda daha da önemi artan terör olaylarına ilişkin söylemini dinlemek isteyenlerle dolan taşan salonda, kalabalık nedeniyle zaman zaman zor anlar da yaşadı.
Şırnak'ta, 2007 yılındaki bölücü teröristlerin bir mayınlı saldırısında şehit olan Manisalı Yarbay Melih Gülova'nın eşi Asena Gülova da konferansı ön sıradan izledi. Erdal Sarızeybek, konuşmasının ilk bölümünde devam eden Ergenekon operasyonuna atıfta bulundu, operasyonun isminin Ergenekon olarak anılmasının vicdanını sızlattığını söyledi. Erdal Sarızeybek, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"İstanbul'da devam eden malum soruşturmaya Türklerin ünlü destanı Ergenekon'un adı verildi. Türkiye'de davalar numaralarıyla, suçlarıyla anılır. Bu isim neden özellikle seçildi? Ders kitaplarında destan olarak anlatılan Ergenekon isminin sözde terör örgütüyle eşleştirilmesi vicdanımı sızlatıyor. Olayın şu tarafı çok önemli; uluslararası hukuk, PKK'nın terör örgütü olduğu kabul etmiş, Türk adaleti bunu kabul etmiş. Şimdi bir tarafta İmralı'da yatan bölücübaşı, 14 bin evladımızın katili hain, öbür tarafta sözde bir terör örgütü. Daha terör örgütü olup olmadığını da bilmiyoruz. Yargılama bitecek, mahkeme kararını verecek, eğer gerçekten terör örgütüyse, bağımsız mahkeme kesin yargıyı verirse, biz de o zaman diyeceğiz ki, "terör örgütüymüş." İmralı'da yatan bölücübaşı vatan evlatlarının katili, diğer tarafta 2 tane kuvvet komutanı, sözde terör örgütünün lideri. Sözde terör örgütünün lideri dedikleri 2 kuvvet komutanın konuşma yasağı var, İmralı'da yatan bölücübaşı hain yattığı yerden örgütü idare ediyor ve Adalet Bakanlığı buna göz yumuyor. Bunlar çok önemli şeyler. İki kuvvet komutanını "terörist" diye gözaltına alıyorsanız, terörle mücadele adına bu soruşturmaya destek veriyorsanız, bizim de karşımızda 30 yıldır Türk milletine acı çektiren bir PKK terör örgütü var. Biz, o zaman PKK terör örgütüne ne yapıyorsunuz? Buna ne yapıyorsunuz bunu sorarız. Bu bizim hakkımız.""BANA PKK'NIN PARASINI SORDULAR "Güneydoğu'da yaşanan terör olaylarına ve PKK'nın Avrupa'daki çalışmalarına değinen Erdal Sarızeybek, daha önce basına yansıyan PKK'nın parası İsviçre'de banka hesabında söylemine ilişkin Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in adına, bakan danışmanının kendisinden yardım istediğini öne sürerek şunları söyledi: "Geçenlerde, Devlet Bakanı Sayın Cemil Çiçek'in danışmanı aradı beni. Diyor ki,
"Albayım siz televizyonlarda konuştunuz, İsviçre'de, PKK terör örgütünün parası varmış. Bizim bakanımız konuştu, ama o paranın hesabını, kasayı bulamamışlar. Siz bize o bankanın hesap numarasını söyleyin, biz İsviçre ile konuşalım."Böylesine gayri ciddi bir devlet yönetimi anlayışı olabilir mi? Bu kayıtlar, Ankara'daki DGM kayıtlarında var, Milli İstihbarat Teşkilatı'nda da var. Şimdi sayın Cemil Çiçek televizyona çıkıyor, diyor ki, "PKK'lı teröristler, Avrupa'nın içinde cirit atıyor."
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN 1 MİLYAR DOLARININ YERİ BELLİ "Sarızeybek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi diyorlar ki, 'demokrasilerde siyasete halk hesap sorar'. Ben de halktan biriyim, soruyorum; "Bu Avrupa'da, Irak'ta cirit atan teröristleri yakalatacak siz değil misiniz?" Yani siz, bu PKK'lı teröristlere cirit attırıyorsunuz, ondan sora da çıkıp geliyorsunuz terörle mücadele adına 2 orgeneral gözaltına alındığı zaman bu soruşturmaya destek veriyorsunuz. O zaman kim inanır sizin terörle mücadele anlayışınıza?
Bir Kuddusi Okkır vardı. Bu İstanbul'daki soruşturmada sözde terör örgütünün kasası, gözaltına alındı. Tedavi edilemediği için adamcağız cezaevinde öldü ve dışarı çıktığında parası olmadığı için cenazesini belediye kaldırdı. Öbür tarafta PKK terör örgütünün 1 milyar dolarlık kara parası yeri belli, teröristlerin Avrupa Birliği'ndeki yerleri, büroları yerleri belli, Avrupa'dan aldıkları paralarla silah alıp bizim evlatlarımızı şehit ediyorlar ondan sonra ortaya çıkıp diyorlar 'Ki, biz terörle mücadele ediyoruz'.
Yani diyeceğim şu ki; Ergenekon adının bu sonuç soruşturmasına verilmesi bizim vicdanımızı rahatsız ediyor. Kim suç işlediyse cezasını çeksin bizim söyleyecek sözümüz yok ama bir taraftan vatan hainlerine müdahale etmez, onlara cirit attırırken öte yandan ülkemizin aydınlarını, komutanlarını terörist diye gözaltına alınmasına seyirci kalırlarsa ve böylesine bir soruşturmaya destek verirlerse, bizim de söyleyecek sözlerimiz olur ve bizi de hiç kimse bu konuda susturamaz. İki tane emekli orgeneral, biri hastanede, diğeri 18 kilo zayıflamış. Bir kuvvet komutanı terörist diye cezaevinde neredeyse kahrından ölecek. Öte yanda İmralı'da yatan haine, doktorlar bakıyor ve yattığı yerden örgütü idare ediyor" dedi.
Kaynak
Re: SARIZEYBEK: Ergenekon terör örgütü ama PKK değil, öyle mi?
Gönderilme zamanı:
Prş Eki 22, 2009 13:22
gönderen Türk-Kan
Erdal SARIZEYBEK yazdı:Ergenekon terör örgütü ama PKK değil, öyle mi?
Degilmis sayin SARIZEYBEK, degilmis...
[img]http://img39.imageshack.us/img39/7519/liveimages5cfoto20haberr.jpg[/img]