seezeey yazdı:Arkadasim(1),
Oncelikle sunu acikca belirtmekte fayda var. Burada bu tartismayi bilmem kac gundur yapiyorsak, demek ki cevaplarda anlasamiyor olsak bile ortak birtakim sorularimiz(2) var. Benimle birlikte ayni sorulari soran insanlari bu sitede buldugum icin oncelikle cok mutlu oldum ve biraz da umutlandim(3).
Doğrudur sayın forum üyesi.
Basindan beri okuyorum yazdiklarinizi (Ram, Kaye ve Cetin). Cetin'in yaklasimi biraz daha farkli olmakla beraber (ki zaten tartismanin uzamasina neden olan onun iletisiydi) temelde beni rahatsiz eden iki husus var: cok katisiniz ve ayrimcisiniz.
Katıysak keyfimizden katı değiliz. Ayrımcı ise, hiç değiliz, sen yanlış anlamışsın.
Kati olmak neden sakincali? Kendinizi aydin olarak nitelendiriyorsunuz, yazdiklarinizdan da bu zaten uc asagi bes yukari belli oluyor. Diger taraftan ise, yazdiklarinizi "okuyan" herkes sizinle ayni olgunluga sahip olmayabilir, ki bu nedenle de bir yol arayisi icinde olabilir. Hatta bana yazmis oldugun cevap bile oldukca mesafeli, dislayici, ve pragmatik ogelerle dolu. Peki, nihayatinde, burada yazmaktaki amaciniz ne, sadece takdir edilmek mi, yoksa bir, iki yada daha fazla kisiyi tartismalarin icine cekerek, onlarin aradiklari yolu bulmalarina yardimci olmak mi?
Dışlayıcı bir öğe yoktur. 40 yıllık dostum olsan, aynı üslûpta yazarım. Mesafeli olmamdan daha doğal bir şey olamaz. Dün bir, bugün iki yazıyorsun. Takdir bekleseydik, birilerinin önünde el pençe divan dururduk. Böyle bir intibâyı nasıl edindin, doğrusu hiç de merak etmiyorum. Tartışmadaki amaç, birilerine yol göstermekten çok, kendi bildiklerimizi sıralamak, fikirlerimizi eşleştirip çarpıştırmaktır. Doğru bildiğimizden şaşmadığımız gibi, yanlış olduğumuzu gördüğümüz yerde, bu yanlışı kabûl edenlerdeniz. Bizim için yolu zaten gösteren biri var ve o yolda ilerlemeye çalışıyoruz.
Ayrimci olmak ise zaten cok acik bir sekilde sakincali. Alinti yaptigim o kisa paragraf bunu en iyi gostergesi:
"...Demiştim. Önemli olan adım atılması ve adım atma hevesidir. Bu dahi tehlikededir. Emperyalizm umut kırıyor yazık ki... Bu gibi partiler, oluşumlar, sana-bana umut veremezler elbette. Lâkin bize de umut veren biri var, ruhu şâd olsun..."
Burada bir ayrımcılık yoktur. Bu bir gerçektir. Ben, gerçeği gösterdim. Ben, sosyâl alanda, hukuksal alanda bir üstürnlüğü, bir ayrıcalığı kendime biçmedim, biçmem de. Ayrımcılık budur. Ancak herhalde, her insanın bilinç düzeyinin aynı seviyede olduğunu iddia edecek değilsin. Ayrıca bilinç düzeyi kuvvetli ve aynı yolda yürüyen kimseler de, farklı görüşlere, farklı düşüncelere sahip olabilir. Bunu belirtiğim vakti, tutup da buna ayrımcılık demen yanlıştır.
Unutmamak lazim ki, son gunlerin gozde tabiri ile "bu gemi batarsa, hepimiz batacagiz". Eger ki burada bir mucadele varsa ve bu mucadeleyi omuz omuza yapacaksak, en son duymak isteyecegim sey sen-ben ayrimciligi olacaktir. Ben Osman Pasa'ni girisimi ile umutlandim, ama ben sizden biri oldugumu zannediyor(d)um, degil miyim? Fazla uzatmaya gerek yok aslinda. Tahminimce bu sekilde bir intiba uyandirmak istemiyorsunuzdur zaten, ama benim genele baktigimda gordugum bu, dikkate alip almamak size kalmis.
Yanlış intibândan devam edelim;
Omuz omuza vermeyelim mi dedik, omuz omuza verelim mi dedik¿? Ben olumsuz eleştiriler yapabilirim. Fakat yazdıklarımı iyi okursan, destek çıkılması gerektiğini de söylüyorum.
Burada ikimizi ayıran temel öğe gerçekçiliktir. En azından kendi adıma söyleyebilirim ki, mevzulara "salt" duygusal yaklaşmıyorum.
Özetle; edindiğin intibâ tamamiyle yanlıştır.
Devaminda, sen ve benle alakali hususlara deginmeye calistim. Bence onemli degil, bu mucadelenin icinde sen ve ben bir hic gibiyiz. Onemli olan tek tarafi birbirimiz tanimamizdir, o kadar.
Senle ben, eğer bir mücadelede yer alıyorsak; hiçbir şey olduğumuz kadar, her şeyiz de...
(1) Bana arkadasim diye hitap ettigine gore bir mesaj vermeye calisiyorsun: ya babam yasindasin ve o nedenle yaslilarin o ogretici olma hevesindeki ve kucuk goren hitap sekillerini kullaniyorsun. Ya da beni direk asagilamaya calisiyorsun sorularimdan dolayi. Bilgilenmek onemli, okuduklarimdan cok sey ogrendim de zaten. Ama, sorulari tek tek degil de br butun olarak degerlendirecegini dusunmustum. Tekrar etmek gerekirse: bugun bir mucadelenin baslamasi gerekmektedir... bu mucadeletye atilanlari sen ve ben diye ayirmak uygun olmayabilir... somut bir gerceklik olan komutanin parti kurmasinin yaninda, soyut bir takim tartismalara girmenin pek bir anlami yoktur, zaten vakit cok gec... Ataturkcuyuz, cok da aydiniz anladik tamam da ne yaptik, yapiyoruz, ya da yapacagiz onu ogrenmeye calismistim arkadasim. Benim buradaki "arkadas" kullanimim gercek anlamindadir, umarim oyle de algilanir.
Kusura bakma ama, yanlış algılamışsın
* arkadaşım. Veyahut art niyetlisin. Sana "arkadaşım" diyendedir kabahat, alınmana gerek yoktur. Şimdi, sayın yeni forum üyesi, tanımadığın insanlara garip ithamlarda bulunmadan evvel iki defa düşünmen gerekiyor. Seni aşağılamam için bir neden yoktur. Fakat neden yaratırsan, kendi üslûbum dahilinde farklı bir biçimde de yazarım, bu sorun olmaz.
*algı:
Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, anlama durumu (hakaret değil yani)Yine edindiğin yanlış intibâdan devam edelim;
Bu mücadelede; Osman Paşa'yı "o", kendimi "ben", diğer birini "sen" diye ayırmıyorum. Tekrar ediyorum, ayırmıyorum. Bu mücadeleye zerre kadar katkısı olana, biz ancak sevgi ve saygı besleriz. Olumsuz eleştirilerimizi de gerekirse sıralarız. İkisini birbirine
karıştırmaman gerekiyor.
Sayın forum üyesi, biz, mücadele imkânlarımızı sonuna kadar kullanıyoruz. İmkânlarımız bu kadardır. Bizi sorgulamadan evvel, tanımanız gerekmektedir. Yine, tanımadığınız kimseler hakkında, bir şey bilmediğiniz için olumsuz bir sonuç çıkarıp daha başka yanlış bir intibâ daha ediniyorsunuz. Madem bizi tanımıyorsunuz, o halde nasıl oluyor da bizim ne kadar mücadele edip etmediğimizi olumsuz bir sonuca bağlama
imâsıyla sorgulamakta kendinizi muktedir görüyorsunuz¿?
Bizim, yeni bir oluşumun başarılı olup olmayacağı hakkındaki olumlu yahut olumsuz eleştirilerimiz ayrıdır, vereceğimiz yahut vermeyeceğimiz destek ayrıdır. Bunları tekrarlıyorum zira, yazdıklarının temelini, edindiğin yanlış intibâ olan "ayrımcılık" üzerine kurmuşsun.
Sayın yeni forum üyesi, siz de bana "arkadaş" kelimesini ve türevlerini kullanmayınız. Böyle garip durumlarda, yani kullanılan olağan sıfatlar sizin gözünüzde "şüpheli" bir durumdayken bu sıfatı bana kullanmanız, benim garip durumlara özgü değişik samimiyet anlayışımı harekete geçirebilir, belirteyim.
(3) Umut cok onemli bir kelimedir, dikkatle kullanilmasi esastir. Soyle bir ornek vereyim size, umarim tutar. Sanirim hepiniz futbolla ilgilisinizdir, Tuncay Sanli'yi da tanirsiniz. Yine de soylemek gerekirse, Tuncay Fenerbahce'nin gelmis gecmis en atesli oyuncusudur, bitmek tukenmek bilmeyen enerjisi ve heyecani ile gol atmasa da, golluk paslari vermese de sayisiz maci kazanmamizi saglamistir. Simdi, soralim: "Tuncay Sanli Fenerbahce icin kiyas gerekirse bir Mustafa Kemal midir? Asla... Ama onun enerjisi ve inanci ile takimin beyni olan ve maci kurtarabilecek olan oyuncular harekete gecmislerdir, ve mac kazanilmistir." Osman pasa'ni hareketi belki bu sekilde algilanmalidir.
Osman Paşa, daha maça başlamadı. İzleyip göreceğiz, destek de olacağız. Biz bir tahlil yapıyoruz. Katılırsınız, katılmazsınız. Ne kadar başarılı olabilir¿? Bunu sorguluyoruz. Başarılı olması zor demek, "kesin başarısız olacaktır" demekle eş değer değildir. Biz başarılı olmasını zor görmekteyiz. Bu söz konusu başarayı zor görmeyenler de vardır, bu başarıya inanlarda vardır (onlar da bu "biz"in içindedir). Biz (senin kastettiğin "biz") bu başarıyı zor görüyorsak, elbette umudumuz olmaz. Bundan doğal ne olabilir ki¿?
(4) Tartismalarinizdaki derinlik oldukca etkileyici, bilgilendirici kaynaklar konusunda yol gosterebilirseniz sevinirim.
Hem kaynak, hem ayrıntılı bilgi, hem de mücadele ruhu için tavsiyem, her hâlûkârda Gazi Paşa'dır.
Atatürk'ün Bütün Eserleri - Kaynak Yayınları
Saygilar,
--engin
Hem sevgiler, hem de saygılar sayın yeni forum üyesi.