2. yüz (Toplam 2 yüz)

Re: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün gizlenen 4 yılı!

İletiGönderilme zamanı: Sal Haz 15, 2010 0:08
gönderen Deli Haydar
Aydınlık yazdı:Yıl 1995, Çine Adliyesi. Bütün adliyelerde olduğu gibi, faks ve adli sicil kaydı yaptıran yurttaşların ödediği paralar Çine Adliyesi'nde de Adaleti Güçlendirme Vakfı'na aktarılıyordu. Zekeriya Öz, bir gün, dönemin kıdemli savcısı Ayhan Uğurdan'ın kapısını çaldı. Savcı Öz, Vakfa aktarılan paranın bir bölümünü "paylaşma", teklifinde bulunuyordu! Kıdemli Savcı, çirkin teklife büyük tepki gösterdi. Kıdemli Savcı Ayhan Uğurdan, Zekeriya Öz'ü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikâyet etmeyi de ihmal etmedi. Sonunda, hem Zekeriya Öz hem de Kıdemli Savcı Ayhan Uğurdan soruşturma geçirdi. Zekeriya Öz, Çine'den Bitlis Mutki'ye sürüldü. Ayhan Uğurdan ise uğradığı haksızlığa dayanamayıp görevinden istifa etti.

Dönemin Adalet Bakanı, geçenlerde Öz Zechariah'nın Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına aldırdığı Mehmet Seyfi Oktay olmasın sakın...
Köksal Şengün yazdı:İktidar değişirse bunların hesabını başkaları sorar.

Hesap ödenmeden kalkılır mı hiç masadan!
Nereye kadar kaçılır, vicdandan-yasadan!
Sultan Süleyman'ın değişmişse iktidarı...
Sen kimmişsin ki, inmeyeceksin koltuğundan!

Re: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün gizlenen 4 yılı!

İletiGönderilme zamanı: Prş Mar 31, 2011 16:02
gönderen Başkomutan

Taraf Zekeriya Öz'e Teşekkür Etti


"Türkiye tarihinde ilk kez cesurca darbecilerden hesap soran Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, dün özel yetkileri kaldırılarak başsavcıvekili yapıldı..."

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Ergenekon Davası’na ilişkin soruşturmaları yürüten Savcı Zekeriya Öz’ün özel yetkilerini alarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili olarak atadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ise Turan Çolakkadı getirildi. Özel yetkileri elinden alınan Savcı Öz, bundan böyle Ergenekon soruşturmasına bakamayacak.

Başsavcı Turan Çolakkadı

Önceki gün toplanan HSYK 1. Dairesi, 128 hakim ve savcının görev yerini değiştirme kararı aldı. 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un başkanlık ettiği toplantıda hazırlanan atama kararnamesinde Ergenekon Davası’na ilişkin soruşturmaları yürüten ve Ergenekon Davası’nın iddianamesini hazırlayan savcı Zekeriya Öz de bulunuyor. HSYK, Öz’ün CMK 250 ile verilen özel yetkilerini alarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili olarak atadı. Aykut Cengiz Engin’den boşalan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ise Turan Çolakkadı getirildi.

Seçen en özel yetkili

Ergenekon, Dink cinayeti ve askeri casusluk operasyonunu yürüten İstanbul Özel Yetkili Savcısı Fikret Seçen ise Özel Yetkili Başsavcıvekili görevine atandı. Seçen’in halihazırda takip ettiği soruşturmalara bakmaya devam edeceği öğrenilirken, Savcı Zekeriya Öz’ün yürüttüğü soruşturmaların kime devredileceğinin pazartesi günü açıklanacağı kaydedildi.

Poyrazköy soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Savcı Ercan Şafak’ın da yetkileri alınarak Başsavcıvekili olarak atandı.

Ahmet Şık soruşturması etkili oldu

HSYK’nın, başsavcıvekili olarak görevlendirdiği Zekeriya Öz’ün yetkilerinin alınmasında Oda Tv soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteciler ve gazeteci Ahmet Şık’ın henüz basılmamış kitabının toplatılması üzerine gelen tepkilerin etkili olduğu ileri sürülüyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önceki gün Şık’ın kitaplarının toplatılması üzerine “Türkiye’de insanlar istediğini yazabilir, istediğini söyleyebilirler” demişti. Kurul’un Gül’ün açıklamaları ile aynı tarihte Öz’ün yetkilerini kaldırması dikkat çekti. Kurul üyeleri ise Öz’ün başsavcıvekilliğine terfi ettiği için yetkilerinin de otomatikman kalktığını, baktığı dava dosyalarının da bir başka savcıya verileceğini açıkladı.

Karar oy çokluğuyla alındı

Alınan bilgiye göre, atama ve terfi görüşmeleri gibi görevlendirmelerden de sorumlu HSYK 1. Dairesi’nde Savcı Öz’ün yetkilerinin kaldırılması konusunda oylama yapıldı. Başkan İbrahim Okur’un da katıldığı oylamada, Öz’ün Başsavcıvekili olarak atanması ve yetkilerinin alınması konusunda beş kişi oy kullandı. Diğer iki kişi davanın seyrinin olumsuz etkileneceğini gerekçe göstererek karşı çıktı. Ancak beş kişinin ortak kararı kararnamede yeraldı.

HSYK: Ergenekon bitmeyecek

Konuyla ilgili Taraf’a konuşan 1.Daire Başkanı İbrahim Okur, şunları söyledi: “Amacımız Ergenekon Davası’nın sürecini bitirmek değil. Zaten bu yüzden Özel Yetkili Başsavcıvekilliği için Öz ile birlikte Ergenekon sürecini takip eden dosyalara hakim olan arkadaşımız Fikret Seçen’i uygun öngördük.

Özel yetkili savcılar arasında en kıdemlisi Ercan Şafak fakat biz, Ergenekon davası bitirilmek isteniyor gibi iddiaların ortaya atılmaması ve yanlış anlaşılma olmaması için sürece hakim olduğuna inandığımız Seçen’i Özel Yetkili Başsavcıvekilliği görevine getirdik. Öte yandan, Öz ismi ön plandaydı fakat orada aynı davayı izleyen ve süreci bilen toplam yedi savcı vardı. Şimdi bu üçünün görevleri değişti ancak dört arkadaşımız halen görevdeler. Eğer istenirse bu arkadaşlarımızın yanına yeni isimler de eklenebilir. Amacımız kesinlikle süreci kapatmak değil.”

Eski Kurul ve Adalet Bakanlığı arasında Öz’ün yetkilerinin alınmasının krize neden olduğunu hatırlattığımız Okur, “O dönemde İstanbul’da görev yapan özel yetkili savcıların tamamının görev yerlerinin değiştirilmesi talep edilmişti. Burada öyle bir durum söz konusu değil. Ergenekon soruşturmasına Fikret Seçen bakacak. Dolayısıyla sürece hakim birisi olduğu içinde davanın seyri uzamamış olacak” şeklinde değerlendirdi.

Sınıfı engel değil

Savcı Öz’ün birinci sınıf hakim olmadığı halde başsavcı olarak atanması konusunda Taraf’a konuşan 2. Daire üyesi Ali Suat Ertosun, “Savcının birinci sınıf olmaması bu terfinin gerçekleşmesi için engel teşkil etmez. İkinci sınıf hakim ve savcılarda bu tür görevlere atanabilirler. Bu kurulun inisiyatifinde olan bir durum” dedi.

Beşiktaş’tan Sultanahmet’e

Ergenekon kapsamında Zirve Yayınevi, Oda tv ve İnternet Andıcı gibi soruşturmalara bakan Savcı Zekeriya Öz, kendisi ile birlikte yetkileri alınan Poyrazköy soruşturmasını yürüten Savcı Ercan Şafak ile birlikte bundan böyle Sultanahmet’te bulunan İstanbul Adliyesi’nde görev yapacak.

Davanın üzeri örtülmeyecek

Sadullah Ergin’in istifasının ardından Adalet Bakanlığı görevine getirilen Ahmet Kahraman, Öz’ün yetkilerini n alınması konusunda Taraf’a konuştu. Kahraman,” ‘başsavcı’ ve ‘başsavcıvekili’ olmak tüm savcı arkadaşlarımızın hayalidir. Burada kimse bu gelişmeden Öz’e karşı bir tenzili rütbe uygulandı gibi bir düşünceye kapılmasın. Biz arkadaşımızın çalışmalarından gayet memnunuz kendisi de bu yüzden terfi ettirilmiştir” dedi. Kahraman, “Şundan kimsenin kuşkusu olmasın Ergenekon Davası’nın üzeri örtülmeyecek” diye konuştu.

İşte artık Öz’ün olmayan soruşturmalar

» Emekli Orgeneral Hasan Iğsız ile Korgeneral ile Korgeneral Mehmet Otuzbiroğlu’nun ifadesinin alındığı, Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen ve hükümet aleyhine kara propaganda yaptığı belirtilen internet siteleri ile ilgili yürütülen ‘İnternet Andıcı’ soruşturması

» Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da şüphelileri arasında bulunduğu ‘Adil Yargılamayı Etkileme’ soruşturması

» Adil Yargılamayı Etkileme’ soruşturması kapsamında CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkında ‘fezleke’ hazırlanması

» Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un şüphelileri arasında bulunduğu ‘Örtülü Ödenek’ soruşturması

» Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Ahmet Şık, Nedim Şener gibi gazetecilerin tutuklandığı ‘Oda Tv’ soruşturması

» Emekli Albay Mehmet Ülger, öğretim görevlisi Ruhi Abat, Binbaşı Haydar Yeşil gibi isimlerin tutuklandığı ‘Zirve Yayınevi Katliamı’ soruşturması

Öz’ün yetkilerini alan Birinci Daire

Savcı Zekeriya Öz’ün yetkilerini kaldıran HSYK 1.Dairesi’nde görev yapan isimler şöyle: Yargıtay 12. Hukuk Dairesi eski üyesi ve Yarsav’a kayıtlı Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Adalet Bakanlığı Müsteşarvekili Aykut Kılıç, HSYK seçimlerinde en yüksek oyu alan isimler arasında olan Edirne eski hakimi İsmail Aydın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kurula atanan Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Çiçekli, eski Yargıtay tetkik hakimlerinden Dr. Teoman Gökçe, seçimlerde yüksek oy alan Ankara hakimlerinden Ahmet Berberoğlu.

Kurulun başkanlığını ise HSYK üyelik seçimlerinde en çok oyu alan Adalet Bakanlığı eski bürokratlarından İbrahim Okur yürütüyor.

...

Ergenekon’u o başlattı

2004 yılında önce Ümraniye’ye savcı olarak atanıyor Zekeriya Öz. Bir sonraki yıl da İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na getiriliyor. Kamuoyunun dikkatini Ümraniye soruşturması ile çekti. Bir gecekonduda 27 adet el bombasının ele geçirilmesi üzerine soruşturmaya el koydu ve böylece Ergenekon davasının ilk fitili yakıldı.

Savcı Öz, Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan 16 iddianamenin sekizine imza attı. Öz’ün hazırladığı iddianameler şöyle: Birinci, ikinci ve üçüncü Ergenekon iddianameleri, İrtica ile Mücadele Eylem Planı iddianamesi, emekli Tuğgeneral Levent Tuğgeneral Levent Ersöz’e suikast iddianamesi, avukat Yusuf Erikel’in sanık olduğu dezenformasyon iddianamesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı yöneticileri hakkında hazırlanan iddianame.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.aktifhaber.com/taraf-zekeriya-oze-tesekkur-etti-417738h-p3.htm






Dipçe: 'ARANAN SAVCI' NASIL BULUNDU?

Ergenekon tertibini anlayabilmek için, savcının bulunuş hikâyesini tertip merkezinden yazdırılan yazılarla özetleyeceğiz.

Savcı Öz, 17 Mayıs 2006 Danıştay suikastından beri aranıyordu. Olaydan hemen sonra Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Emniyet ve MİT yöneticilerini topluyor. Bu bilgilendirme toplantısında (brifing diyorlar) Abdullah Gül'ün önüne bir şema konuyor. İsmet Berkan'ın yazdığına göre, Abdullah Gül, şu "açık talimatı" veriyor:

ABDULLAH GÜL'ÜN TALİMATI

"Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın."

"Açık talimat" terimi İsmet Berkan'a ait.

"Açık talimat"ın içeriği ise, Ergenekon Operasyonu'nun bütün sırlarını ortaya döküyor:

- "Delillendirin",

- "Savcıya anlatın",

- "Hepsi yakalansın",

- "Hepsi yargılansın".

Bunları, savcı veya polis müdürü söylemiyor, o sırada Başbakan Yardımcısı koltuğunu işgal eden Abdullah Gül söylüyor.

Başbakan Yardımcısı "Delillendirip savcıya anlatın" diyorsa, bunun"delil uydurun" anlamına geldiğini, yine İsmet Berkan'ın yazılarından öğreniyoruz:

DANIŞTAY SALDIRISIYLA BAĞLANTI KURULAMIYOR

Ergenekon şeması, sözü geçen toplantıda Abdullah Gül'ün önüne konduğu zaman, "Danıştay saldırısı ile çok sonra İstanbul'da başlayacak olan Ergenekon soruşturması arasında somut bir bağlantı kurulamıyor.Emniyet ilk gün getirip Abdullah Gül'e sunduğu istihbari bağlantıları savcıya sunamıyor, delillendiremiyor."

Uydurma bir "şema" var!

Fethullahçı Gladyo'nun uydurduğu "istihbari bağlantılar" var.


Ancak delil yok!

Ancak talimat yalnız delil bulmaya yönelik değil, aynı zamanda savcı bulmayı da içeriyor.

Burada hayli zorluk çekilmiş. Fethullahçı "güvenlik yetkilileri"Gazeteci Murat Yetkin'e "savcı bulunamıyor" diye yakınıyorlar.

"NASIL OLDUYSA" ZEKERİYA ÖZ

En sonunda delili olmayan uydurulmuş suçlamalarla soruşturma yürütecek o "savcı" da bulunuyor. İsmet Berkan'dan dinleyelim:

"Nasıl olduysa İstanbul'da Zekeriya Öz isimli bir savcı bulundu. (…) Bütün bunların 2003 sonu 2004 başında yaşanan darbe girişimleriyle bağını keşfetti."

"Nasıl olduysa" deyişi yine İsmet Berkan'dan.

Evet "Nasıl olduysa!"

İşte Savcı Zekeriya Öz'ün bulunmasını anlatan anlamlı sözcükler:

"Nasıl olduysa!"

Nasıl olduğunu, olanlardan anlıyoruz. Savcı Öz, "uydurduğu delillerle "kendi bulunuş nedenini de ortaya koyuyor. Ve İsmet Berkan'ın yazdığı gibi, 2006 yılında gerçekleşen Danıştay suikastı ile iki yıl önce 2003-2004 yıllarındaki "darbe girişimleri" arasındaki "bağı keşfediyor".

Darbe 2003, 2004'te!

Oysa Danıştay suikastı 2006'da.

Bağlantıyı "keşfeden" savcının yeteneği işte burada. İki yıl sonrasının suikastıyla iki yıl önceki darbe girişimi arasında bağlantı kurabiliyor.

Danıştay suikastı, kurguya göre niçin yapılmış?

- "Darbe ortamı hazırlamak" amacıyla.

Ancak darbe girişimi iki yıl öncesinde kalmış! Suçlanan komutanlar,Org. Yalman, Org. Eruygur, Org. Fırtına, Org. Tolon hepsi emekli olmuş.

Mantık yok. Ama Fethullahçı Gladyo'nun 1998'den beri uydurduğukurguları yargı önüne getirme cüreti var.


BOP EŞSAVCILIĞI

"Aranan savcı" bulunmuştur. Bulunan savcı'nın CIA ile buluşturulduğu haberi de yine basında yer aldı. Fatih Altaylı, Savcı Zekeriya Öz'ün El Kaide soruşturmasında CIA ekibiyle görüşmeler yaptığını belirtti ve bu görüşmeden sonra Ergenekon savcılığına getirildiğine dikkat çekti. Altaylı, yorumu izleyiciye bırakıyordu.

Böylece Ankara'daki BOP Eşbaşkanlığı'ndan sonra İstanbul'da da BOP Eşsavcılığı kuruldu. Bu BOP Eşsavcılığı'nın İstanbul C.Başsavcılığı'nın denetimi dışında çalıştığı haberleri gazetelerde sık sık yayımlandı.

O Gazetenin Manşetleri

Abdullah Gül Bir Tabu Daha Yıktı: "Kürdistan"
24.03.2009

Kürdistan artık dost
31.10.2009

Güneyle barıştık sıra kuzeyde
30.03.2011

Sıra Güneydoğu'ya Kürdistan demekte

Re: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün gizlenen 4 yılı!

İletiGönderilme zamanı: Cmt Nis 02, 2011 4:10
gönderen Başkomutan
Hrant'tan Zekeriya Öz'e Ergenekon...

Bazı köşe yazıları kayda geçirmek için yazılır. Bu, onlardan biri. Gecikmeden, ‘Zekeriya Öz’e teşekkür’ yazısı. 2007 yılında seçime yaklaşık bir ay kala, bir haziran akşamı dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile uluslararası bir toplantının ardından İstanbul’da Çırağan Oteli’nin bahçesinde gecenin çok geç vaktinde baş başa sohbet ediyordum.Hrant Dink öldürülmüştü. Birçoğumuzun üzerine can güvenliği kaygısı karabasan gibi çökmüştü. Abdullah Gül’ün kişiliği de müdahale edilen Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ağır saldırılar altında kalmıştı.

Gül’e kaygılarımı ve 22 Temmuz seçimlerinin gerçekleşebilmesi konusunda birçoğumuzun ortak kaygısını aktardığımda, yüzüme hayretle bakmış ve Ümraniye’de bulunan silahlar ve bombalar ile ilgili başlayan soruşturmaya atıf yapmıştı. ‘Derin devlet’in üzerine gidildiği imasında bulunmuştu.Ona Şemdinli Savcısı’nın başına gelenleri hatırlattığımda da “Bu kez olmayacak” diye kestirip atmıştı. Neye güvendiğini söylemedi, ben de sormadım.

Onun özgüveni doğrulandı. Çok geçmeden Zekeriya Öz ismiyle tanıştık. Zekeriya Öz, ‘Ergenekon dosyası’nı eline aldıktan sonra, yerli-yabancı birçok kişiye söylediğim gibi evimize girip çıkarken, omzumuzun üzerinden arkamıza bakma tedirginliğini terk ettik.

Bugün tüm aksaklıklara rağmen, her şeye rağmen, çevremizdeki hiçbir ülkeyle kıyaslanmayacak güvenli bir ülkede yaşıyorsak, iki ay sonra 12 Haziran’da bu ülkede seçim olacağından hiçbir kuşkumuz bulunmuyorsa, bunun ‘arslan payı’ Zekeriya Öz’e aittir.

Adaletin önünde resmi geçit

Hukukun parmaklarını ‘derin devlet’e geçirdiği, ‘dokunulmazlar’a dokunmaya cesaret ettiği ve azimle tutturduğu ‘hukuk yolu’nda yürüdüğü için.
‘Hukukun üstünlüğü’nün anlamı, sıfatlarına bakılmaksızın ülke vatandaşlarının tümünün hukuk önünde eşit olmasıdır. Zekeriya Öz’ün önünde muvazzaf, emekli generaller, subaylar, polis şefleri, akademisyenler, basın mensupları yürüttüğü soruşturma kapsamında adaletin önünde ‘resmi geçit’ yaptılar.Türkiye’nin önüne sunduğu fotoğraf, ‘hukukun üstünlüğü’ kavramına yapılabilecek en büyük katkıdır.

Kendi payıma ‘Ergenekon davası’nın rayından çıktığına hiçbir vakit inanmadım. Hukuki hatalar, usul yanlışları olmamış mıdır? Olabilir. Ancak bunların hiçbiri Zekeriya Öz’ün üstlendiği olağanüstü rolü gölgeleyemez.

‘Ergenekon dosyası’ ondan alınmış olmakla birlikte, başına Şemdinli Savcısı’nın gelen gelmedi. Rütbesi yükseltildi. Ayrıca, ‘Ergenekon dosyası’ da onunla birlikte aynı yükün altına girmiş olan ve kıdemli Cumhuriyet Başsavcı Vekili sıfatını taşıyan Fikret Seçen’in ellerinin altında.

Özellikle seçim sonuçlarından sonra yani Ergenekon sanıklarının aday adayı olarak başvurduğu listelerin mukadder akıbetini takiben, ‘Ergenekon davası’nın daha da güçlü bir kamusal destek ile devam edeceğinden benim hiçbir kuşkum yok.

2007 yazı ile 2011 baharı arasındaki bu olumlu ruh haleti farklılığı bile Zekeriya Öz’e çok şey borçlu olmamızı gerektiriyor.

WikiLeaks’teki Hrant

Burada bir ‘es’ verip, Türkiye medyasının tavrına dönmek istiyorum. WikiLeaks’e ilk çıktığı vakit pek merak salan bizim medya, her nedense, WikiLeaks’in Türkiye ile ilgili bölümleri Taraf’ta yayımlanmaya başlayalıberi ilgisini kaybetti. Oysa, her gün, Türkiye’yi günlerce işgal etmesi gereken ilginç bilgiler yayımlanıyor.

Bunlardan biri Hrant Dink ile ilgili. Hrant, çok çevrenin ‘etinden sütünden’ siyasi rant için yararlanmak istediği bir isim. Ergenekon ile irtibatlı soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar bile polis aracına binerken ‘Hrant için, adalet için’ diye bağırmayı ihmal etmiyorlar.

Ama bakın Hrant, 29 Mart Salı günü Taraf’ta yayımlanan 30 Ocak 2007 tarihli WikiLeaks belgesinde 14 Kasım 2006 tarihinde ABD İstanbul Konsolosluk yetkililerine neler demiş:

Aşırılığın her çeşidi ‘derin devlet’ tarafından kontrol edilebilir. Otuz yıl öncesinin Türkiyesi ile bugünün Türkiyesi arasında büyük fark var... ‘Türkiye’de hangi siyasi partinin ‘gerçek laikliği’ temsil ettiği sorulduğunda, Dink ‘AKP’ cevabını verdi. Bir dini azınlık mensubu olarak, İslam eğilimli bir partinin gücünü arttırmasından korkup korkmadığı sorulduğunda ise ‘Hayır’ dedi...

Kemalizmden vazgeçmenin şeriat düzenine yol açmayacağından neden bu kadar emin olduğu sorulunca, Dink’in cevabı, ‘Bunun bizi şeriat düzenine değil ama demokrasiye götüreceğine inanıyorum’ oldu. Buna niye inandığı sorulduğunda ise, Dink, ‘Kemalistler demokratik değil. Ben Ermeni olduğumu söylediğim için Kemalist bir devlet tarafından yargılandım. İslami bir yönetimle böyle bir tecrübem hiç olmadı’ dedi.”

Hrant, Ergenekon’un farkındaydı

Aslında Hrant’ı yaşarken izlemiş olanlar için şaşırtıcı olmamalı bu değerlendirmeleri. Zekeriya Öz’ün el atıp, gerçek boyutlarını yakaladığı 2006’daki Danıştay saldırısından sonraki ‘Kayıtsız Kalmayın’ başlıklı yazısında ‘Son olayların hiçbirini münferit vakalar olarak görmüyorum. Türkiye’deki o derin mühendisliğin harekete geçip önümüzdeki siyaseti –bu siyasetin içerisinde cumhurbaşkanlığı seçimi var; genel seçimler de var- dizayn ettiğini rahatlıkla söylebiliriz. Ben bunları bir alternatif iktidar ya da AKP’siz bir siyasi düzen yaratma çabası olarak değerlendiriyorum” diye yazmıştı.

Hrant, Ergenekon’u çok kimse görmezken, ta 2006’da, adının ne olduğunu bilmeden, görmüştü. Zekeriya Öz, bir yıl sonra –ne yazık ki, Hrant yoktu- Ergenekon’a el attı, gözler önüne serdi, bu günlere getirdi.

Türkiye, Zekeriya Öz ismiyle tanışmasından bir yıl önce tanışabilseydi, Hrant Dink, bugün belki de yaşıyor olacaktı.

Zekeriya Öz’e teşekkür etmek için, bu bile yeterli neden...

CENGİZ ÇANDAR
02.04.2011
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17439105.asp?yazarid=215&gid=61