2. yüz (Toplam 2 yüz)

Re: CHP'ye Amerikancı tuzak / Soros’un yeni gözdesi Kılıçdaroğlu

İletiGönderilme zamanı: Cum Şub 25, 2011 18:36
gönderen bezgin
YENİ CHP, ÜNİTER DEVLET KARŞITI ANLAŞMAYI BENİMSEDİ


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı benimsedi. Hatta "ihanet sözleşmesi" olarak nitelenen ve çekince konan maddelere bile sahip çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu anlaşmayı, 8 Mayıs 1981'de onaylamıştı. Bazı maddelerine çekince konarak onaylanan anlaşmada devlet, özerk yönetimlerden oluşan bir yapı olarak tarif ediliyor.

Referandum öncesi Öcalan ve Demokratik Toplum Kongresi’nin gündeme getirdiği "yerel yönetimlere özerklik" talebi, yeni CHP’nin de söylemine girdi.

Haftasonu Van’da yapılan toplantıda gündeme gelen "genel af", "hakikatleri araştırma komisyonu", "ana dilde eğitim" gibi konu başlıkları basına da yansıyınca Kılıçdaroğlu “Bunlar, benimsenmiş konular değil” demişti.

Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre Kılıçdaroğlu, ve yeni kurmayı Sezgin Tanrıkulu, "Avrupa Özerklik Şartı"nı benimsedi. Hatta yeni CHP, Türkiye’nin anlaşmada çekince koyduğu maddelere bile sahip çıktı.

Peki, özerklik şartını önemli kılan neydi?

Avrupa Konseyi kapsamında hazırlanan ve Türkiye tarafından 21 Kasım 1988’de Strasburg’da imzalanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, bazı maddelerine çekinceler konarak 8 Mayıs 1981’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylandı.

"Özerk yerel yönetim kavramı yerel makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yürütme hakkı ve imkânı anlamı taşır. Yerel makamlara verilen (bu) yetkiler, normal olarak tam ve münhasırdır."

Anlaşmanın 5’inci maddesine göre; yerel yönetimlerin coğrafi sınırlarını da ilgili devlet dilediği gibi belirleyemez. Bunun için o bölgede yaşayan yerel topluluklara danışmak zorundadır.

Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereği, Meclis onayının ardından iç hukuk kapsamına giren bu anlaşma, üniter devlet yapısını tümüyle yok sayıyor. Anlaşma, devleti ‘özerk yerel yönetimler’den oluşan yapı olarak tarif ediyor.

Anlaşmanın 10. maddesinin 3. fıkrasına göre, yerel yönetimler yabancı ülkelerin yerel makamlarıyla işbirliği yapabiliyor. Yerel makamlara, kendi yetkileri dahilinde serbestçe kullanabilecekleri mali kaynaklar da sağlanıyor.

Ulusal Kanal, 25.02.2011

Re: CHP'ye Amerikancı tuzak / Soros’un yeni gözdesi Kılıçdaroğlu

İletiGönderilme zamanı: Pzt Haz 04, 2012 23:06
gönderen Oğuz Kağan
Bu Ne Perhiz, Bu Ne Lahana Turşusu

CHP’li İsa Gök’ten sert çıkış: Oslo’daki müzakereyi eleştirip sonra da bizim müzakere yöntemini uygulayalım demek doğru değil. AKP ile masaya oturma ve BDP taleplerinin kabulü noktasına gelindi.

“Oslo”yu eleştirip sonra da müzakere istemek yanlıştır

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, “Terörle amaca ulaşmak isteyenler silah bırakmadıkça masaya oturulmaz” dedi. Gök, şunları söyledi: “Oslo’daki müzakereyi eleştirip sonra da bizim müzakere yöntemini uygulayalım demek doğru değildir. Sonuçta tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçeklik vardır; terörle amaca ulaşmak isteyenler silah bırakmadıkça, kan dökmeye devam ettikçe el sıkılmaz, masaya oturulmaz. Eğer ki silahla kan dökmeye devam edenler sizi silahla masaya oturtmayı başarmışsa bu teröristin kazanımıdır. Daha fazla isteyeceklerdir. Bu işin özünde bölünme ayrı bir devlet kurmak vardır. Suriye’den, İran’dan, Türkiye’den koparılan toprak ve milletle Irak’ın kuzeyinde bulunan alanda yeni Kürdistan hayalini Amerika’nın pompaladığı bilinmektedir. Türkiye’deki siyasi kurumların yaptıkları bu hayale hizmet etmektir.”

Taleplerin kabulü noktasındayız

CHP’li Gök, şöyle devam etti: “18-19-20 Şubat tarihinde Van’da yapılan üç günlük Kürt Çalıştayı’nda alınan kararların bir devamı olarak bu başvuru gündeme geldi. Van Çalıştayı’nda varılan mutabakat. Sorosçularla yapılan mutabakatın bir sonucu olarak var olan maddelerle AKP ile masaya oturma ve BDP’nin taleplerinin kabulü noktasına gelinmiştir. Bu talepler BDP ve Apo’nun talepleridir. Bu taleplerin sonu gelmeyecek. Bu işin sonu Misak-ı Milli sınırlarının bölünmesidir. Başbakan ile yapılacak görüşmeye Amerika’nın ve Kuzey Irak yapılanmasına olanak tanıyanların hepsinin dahil olduğuna inanıyorum.”

YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012



CHP'de 'Kol Kırılır, Yen İçinde'

CHP’nin Kürtçe propagandaya yol verecek teklifini diğer 2 grup başkanvekilinin aksine imzalamayan Emine Ülker Tarhan, konuyla ilgili haberlere tepki göstermekle yetindi.

AKP’ye çifte salvo

Tarhan, dünkü basın toplantısında konuya açıklık getirmezken, AKP’nin “özel yetkili mahkeme itirafı”na ve propagandasına girişilen başkanlık sistemine çattı.

Derebeyi zihniyeti kaldırılsın

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Avrupalı Yargıçlar ve Savcılar Birliği Yönetim Kurulu Üyelerini kabulünden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetede çıkan, “CHP’nin politika üretememesinden şikayetçi olduğu gerekçesiyle 6 haftadır partinin MYK toplantılarına katılmadığı” haberlerinin sorulması üzerine Tarhan, “Bizde kervan yürür, kervan yürüyor. Dedikodu üzerinden konuşmayı uygun bulmuyorum” dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “özel yetkili mahkemelerin hukuk devletinde yeri yok” açıklamasının sorulması üzerine Tarhan, “Hukuk devletinde yeri yoksa neden getirmişler? Yeni akılları başlarına geldi? Ayrıca özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı ama onlara egemen olan o derebeyi zihniyetini de kaldırmalarını tercih ederim” diye konuştu. Başkanlık sistemiyle ilgili bir rapor hazırladığının anımsatılması üzerine Tarhan: “Kapsamlı bir çalışma yaptım. Tartışmaların AKP’nin otoriter iktidarını daha da güçlendirmek için yapılan bir hazırlık olduğunu düşünüyorum” dedi.

YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012



Anayasa Komisyonu İçinde Olmak İhanettir

CHP’li eski vekil Şahin Mengü, Tarhan’a destek verdi: Ben kendisini tanımam ama son tavrı çok sağlıklı bir tutum. O anayasa komisyonunda olmak bu ülkeye ihanet etmektir. Sezgin Tanrıkulu ve Faruk Loğoğlu’nun CHP ile uyuşur yanı yok.

O komisyonda olmak ülkeye ihanet etmektir

Yeni anayasanın Oslo görüşmelerinde dizayn edildiğini belirten eski CHP milletvekili Şahin Mengü, anayasa komisyonunda bulunup buna meşruiyet kazandırmanın yanlış olduğunu söyledi.

CHP’de Kürt açılımı nedeniyle gerginlik had safhada. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yarın Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşmesiyle başlayacak olan liderler turunda masaya yatırılacak olan Kürt açılımına, MHP’den gelen reddin yanısıra CHP içinden de tepki var. Eski genel başkan Deniz Baykal, “Bu konuları yakından izlediğim, ilgilendiğim malum. Dikkatle izliyoruz hepimiz” demekle yetinirken eski Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın siyasi partilerin Türkçe dışında propaganda yapmalarına ilişkin yasa teklifine imza atmamasını olumlu bulduğunu belirtti. Mengü, yeni anayasa komisyonunun çalışmalarını da değerlendirerek şöyle dedi: “O anayasa komisyonunda olmak bu ülkeye ihanet etmektir. Çok açık. Bunun bir anayasa yapmakla bir alakası yok. Zaten anayasayı Oslo görüşmelerine göre dizayn etmişler. Eğer bir ülkede Oslo görüşmeleri sırasında o ülkede siyasi iktidarın başı, gönderdiği bürokrata ’sor memnun olmadıkları bürokratları o bölgeden alalım’diyorsa o partiyle anayasa yapmak konusunda aynı masaya oturulmaz.”

“Erken havlu atma işareti”

Mengü, parti içine yönelik eleştirlerini de şöyle sürdürdü: “Kılıçdaroğlu İzmir’de eğer partiyi yüzde 20-30’lara taşımazsam, genel başkanlıktan istifa ederim demiş. Bu bence erken havlu atma işareti. Başbakan Uludere olayının altında kalıyordu. Her zaman yaptığı gibi gündemi değiştirdi, kürtajı ortaya attı. Bir anda gündem değişti. CHP hemen bu olayın üzerine atladı. Uludere olayı gündemini değiştirmeye yardımcı oldu. Bütün bunların ardından Kürt açılımı diye geldiler bir proje ortaya attılar.” Şahin Mengü, şöyle devam etti: “CHP’nin tabanında artık parti yönetimine ve genel başkana inanç kalmamış. MHP’nin oyları artıyor. Bu arada AKP’nin de oyları artıyor. CHP’nin tabanında ulusalcı kanat hiçbir şekilde AKP’ye oy vermeyi düşünmeyen kanat bizim için en tehlikelisi budur, MHP’ye gidiyor. Emine Ülker Tarhan’ın başka dillerde siyasi propoganda yapılması yönündeki kanun tasarısına imza atmaması, çok doğru bir davranış. Ben Tarhan’ı tanımam. Bunun yanında başkalarının da rahatsız olduğu söyleniyor. Bir grubun partiden istifa etmek istediği dile getiriliyor. Ben sessiz kalan grupları da grup olarak nitelendiremem. İnsanlar çıkıp fikirlerini söyleyecekler.Özellikle CHP biat partisi olmadığı için tartışmak lazım.”

PKK’nın avukatı açılımcı

Kürt açılımını iki kişinin organize ettiğini belirten Mengü, şunları söyledi: “Biri Sezgin Tanrıkulu. Topluma bir kısım basın tarafından insan hakları savunucusu olarak lanse ediliyor. Niye bu arkadaşın PKK’nın avukatlığını yaptığını söylemiyoruz? PKK’nın avukatlığını yaptığını söylerseniz o söylem Abdullah Öcalan’ın söylemidir. Diğeri Loğoğlu. Loğoğlu emekli oluncaya kadar Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çok itibar ettiği diplomatlardan biri değil midir? Bildiğim kadarıyla belli bir süre Başbakan’a danışmanlık yaptı. Bu iki insanını da CHP’nin temel değerleriyle hiçbir uyuşur tarafı yok. Türkçeden başka dillerde siyasi propaganda yapılabilir yönünde kanun teklifini iki grup başkanvekiline verdiriyorsunuz. Bunun CHP’nin temel değerleriyle bağdaşır bir yanı var mı? bu sorunun adına ne derseniz deyin, bu sorunun çözümü yol haritalarıyla komisyon kuralım anlayışıyla olmaz. Siyasi partilerin görevi oradaki yangını nasıl söndüreceğini ortaya koymaktır. Ben oradaki beylik, ağalık feodal yapıyı yıkacağım.”

YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012

Re: CHP'ye Amerikancı tuzak / Soros’un yeni gözdesi Kılıçdaroğlu

İletiGönderilme zamanı: Cmt Şub 16, 2013 16:31
gönderen Oğuz Kağan
Yeni Turuncu CHP Genel Başkanı bir yalanı düzeltti:

"Kim söylediyse yalan söylemiş! Hükümetin çalışmasını biz az buluyoruz."


Flautre “Anadilde savunmaya karşı çıkmanız çok yanlıştı” diye eleştirince Kılıçdaroğlu “Düzenleme az bile” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Venedik Komisyonu Başkanı Buquicchio ile Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre’yi makamında kabul etti. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmelerde, AB- Türkiye ilişkileri, insan hakları, basın özürlüğü, yargı bağımsızlığı ile uluslararası ilişkiler konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Edinilen bilgiye göre Flautre görüşmede, anadilde savunma yasasını hatırlatıp CHP’yi eleştirdi. Flautre, “Birçok yasalar bakımından özellikle terör yasası konusunda ortaya çıkan sorunlar Kürt meselesinin çözülememesinden kaynaklı. Bu sorun çözülürse bu yasalardaki sorunlar da ortadan kalkar. Anadilde savunma konusuna karşı çıkmanız çok yanlış bir tutumdu. CHP’nin böyle kritik bir düzenlemeye karşı çıkmasını anlayamadık” dedi.

CHP lideri: Yalan!

Bu tepkili sözler üzerine Kılıçdaroğlu söz alarak, “Bunu size kim söylediyse yalan söylemiş. Hükümetin çalışmasını biz az buluyoruz. Hükümetin yaptığı düzenleme mahkeme aşamasında. Biz soruşturma aşamasından karakolda ve bütün soruşturma safhalarında anadilde savunma önerdik. Bu kabul edilmedi. Tercümanların ücretinin devlet tarafından ödenmesini de önerdik, bu da kabul görmedi” dedi. Bu sözler üzerine Flautre, “Yanlış bilgilendirilmişiz” dedi.

‘Venedik’le ortaklık

Venedik Komisyonu Başkanı Buquicchio ise Kılıçdaroğlu’na Anayasa Uzlaşma Komisyonu ile Venedik Komisyonu’nun ortak çalışması önerisini yaptı. Kılıçdaroğlu, öneriyi destekledi. Buquicchio’nun başkanlık sistemi eleştirilerine, CHP lideri de katıldı.

Selvi’ye ziyaret

Kılıçdaroğlu “solunum yolu enfeksiyonu” rahatsızlığı nedeniyle Güven Hastanesi’nde tedavisi süren eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi’yi ziyaret etti. CHP lideri, hastanede tedavi gören Süleyman Demirel’in durumu hakkında bilgi aldı. Kılıçdaroğlu, “Sağlığının çok iyi olduğu ifade edildi” dedi.

VATAN, 15 Şubat 2013