1. yüz (Toplam 1 yüz)

Türkiye Bir Anayasa İstemiyor ve Beklemiyor / Prof. Dr. Meltem Dikmen-Caniklioğlu

İletiGönderilme zamanı: Sal Oca 17, 2012 12:40
gönderen Güncel Meydan
Türkiye Bir Anayasa İstemiyor ve Beklemiyor
Prof. Dr. Meltem Dikmen-Caniklioğlu


Anayasa yapmak üç aşamalı bir süreçtir. İlkinde niçin bir anayasa yapmalıyız, yeni bir anayasanın yapımını zorunlu kılan koşullar nelerdir sorusuna cevap vermeliyiz. İkincisinde eğer yeni anayasa ihtiyacımızın gerçek ve samimi olduğuna ikna edilmeş isek, hangi yöntemle bir anayasa yapacağımız sorununa odaklanırız. Üçüncü aşama ise yeni anayasanın hangi içerikte olacağıdır. İlk iki soruya tatmin edici cevaplar henüz verilmemişken, yeni anayasanın içeriği konusunda yazılan ve söylenen her şey boştur, anlamsızdır.

Oyun kuralı ile oynanır. Anayasal devlet, devlet fonksiyonlarının anayasal değerler çerçevesinde işlediği bir devlettir. Yasama organı, yasama fonksiyonuna özgülenmiş bir devlet organıdır ve meşruiyeti, tıpkı diğer devlet organları gibi, anayasasının çerçevesi içine sığabilmesine bağlıdır. Futbol maçları 90 metrelik bir sahada oynanır.Bir futbol takımı, halkın gönlüne ezeli ve ebedi şampiyon olarak taht kurmuş da olsa, arkasına ligin diğer takımlarını da takarak, bu sahanın dışına çıkma, sahayı genişletme ya da daraltma girişiminde bulunamaz. taraftarları tezarürattan yeri göğü inletse de bunu talep edemez. Anayasal demokrasilerde siyasi partilerin yeni anayasa yapma iddiası, tıpkı buna benzemektedir. Anayasa bu siyasi partilere iktidar ve muhalefet olarak anayasada yazılı görevleri yerine getirme, yetkileri kullanma sorumluluğu vermiştir, başka da hiçbir şey vermemiştir. Futbol bir sahada oynanır, iki takımla oynanır, hakemsiz oynanmaz, kurallarını takımlar koymaz. Maç sırasında takımların kafa kafaya verip hadi bu oyunun kurallarını yeniden yazalım ve biz yazalım demesini, hakemin elini bağlayalım kart gösteremesin, bacaklarını kıralım koşamasın, ağzına tıkaç sokalım düdük çalamasın, seyirci de bizi destekliyor o da böyle ister demesini nasıl akla mantığa sığdıramazsak, devlet içinde siyaset oyunu oynayan takımların devletin anayasasıyla keyfi bir biçimde oynamasını da akla mantığa sığdıramayız. TBMM anayasa yapamaz, parlamenter demokrasi ile yönetilen hiçbir ülkede, hiçbir yasama organı anayasa yapamaz.

Anayasa, kelime anlamından yapılması mümkün yanlış çıkarımlarla yasaların anası ya da yasaların yasası değildir, dolayısıyla yasayı yapan anayasayı da yapar diye bir mantıksal sonuca ulaşılamaz. Anayasa devletin kuruluş belgesidir, bir devlet kurmak için, devlette yeni ve köklü bir rejim değişikliğini tescil etmek için yapılır.
Yasama organları bir devlette, anayasa ile yetkilendirilmiş ve görevlendirilmiş devlet organlarıdır. Yasama organının anayasa yapmaya soyunması varlığının kaynağına saldırmasıdır. Tıpkı hastalıklı hücrelerin vücuda saldırması gibi.
Bir insan bünyesi için kanser hücresi ne ise, bir devlet için de, işleyişini sağlayan tüm yaşamsal organlarına saldıran ve kontrolsüzce devletin her alanına yayılan bir iktidar odur. İktidar bazan yürütme eliyle anayasal sistemi felç eder, buna hükümet darbesi deriz, bazan da yasama organı eliyle bu işe kalkışır bu na da yasama darbesi deriz. Demokratik siyasi sistemler, kendi dinamikleri ile, anayasal sistemin öngördüğü kurallar içinde işlediği ölçüde iyidir. Bundan sapma, sistemi otoriter ve totaliter bir çizgiye sürükler. Kurumlarınızın adı değil, nasıl işlediği ve hangi amaçlara hizmet ettiği önemlidir. Türkiye ‘de anayasal demokratik hukuk sistemi iktidar eliyle iflasa sürüklenmiştir. Artık bir hukuk devleti güvencesi altında değiliz, öncelikle bunu bilelim ve kabul edelim. Referansı 1982 Anayasası olan, fiili ve hukuki varlığının dayanağı 1982 Anayasası olan TBMM, anayasayı değiştireceğini değil, ortadan kaldırıp yerine yeni bir anayasa yapacağını ilan ediyor ve yasama darbesi teşebbüsü olarak tarihe geçecek bu fiiline halkı ortak etmek için bir bir kampanya başlatıyor. Vatandaşın yeni anayasadan ne beklediği ve ne istediğini açılan internet siteleri ile meclise iletmesi için basın ve yayın organlarına bugünlerde, diğer görevlerine ek olarak tellallık görevi de verilmiş durumda.

Meclislerin anayasa yapması demek seçimden muzaffer çıkmış her iktidar ekibinin kendi anayasası ile yola devam etmesi demektir. Her dört yılda bir anayasa yapılmasını akıl kabul etmez. Vatandaşlarımızın pek çoğunun kafası karışık. Bizim seçtiğimiz bir parlamento yeni anayasayı yapamayacak da kim yapacak, askeri darbe ürünü bir anayasayı değiştirmek için bir darbe olmasını mı beklemeliyiz diye düşünmeleri için ne mümkünse yapılıyor.

Herşeyin bir usulü, yolu yöntemi vardır. Yeni anayasa yapmanın da bir usulü vardır. Yeni anayasa bir anayasa meclisi eli ile yapılabilir. Halka gidip anayasa yapmakla görevli, yetkisi ve görevi anayasa yapmakla sınırlı bir meclis seçersiniz. Mevcut yasama organı rutin yasama faaliyetine devam ederken, anayasa meclisi de bu konuda çıkarılacak bir kanun çerçevesinde, kendisine tanınan süre içinde yeni anayasayı yapar, kanun halk oyuna sunmak zorunluluğunu getirmiyorsa halk oyuna sunmak dahi gerekmez. Halkın anayasayı yapmak üzere, sadece ve sadece bu görevle yetkilendirdiği bir meclisin yeni bir anayasa yapması kabul edilebilir. Ama bu meclis anayasa yapamaz. Bu parlemanter aritmatiğe niçin ille de ve alel acele bir anayasa yaptırılmak isteniyor, halkımız anlamalıdır.

Ülkemizi yolgeçen hanına çevirmiş ABD ve AB sözcülerine kulak verin, onların ağzıyla konuşan, kime ve neye hizmet ettikleri apaçık ortada yerli ağızlara kulak verin, Türkiyenin acil anayasa ihtiyacının nedenlerini en iyi onlar biliyor. Küresel çetenin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprak bütünlüğü ile sorunu var, bu topraklarda kurulacak bir Kürdistan’a ihtiyacı var, işbirlikçilerimizin küresel çeteye verdikleri sözü tutma mecburiyeti var, zaman onlar için daraldıkça, bizim için de hayatı zorlaştırıyorlar. Birer birer hapse konulanlara bir bakın, millet olarak rehin alınıyoruz, farkında değil misiniz? En acı olan, bizi kendi ülkemizde kendi topraklarımızda, kendi yönetici elitimizin küresel çete adına rehin alıyor ve tutuyor olması. Irak’ta, Afganistan’da tecavüz edilenler, cansız bedenlerinin üzerine işenenler bizden daha haysiyetli, onlar düşmanını görüyor, tanıyor ve bir yerlere yazıyor. Hesap gününde hesaplaşmak üzere. Biz kimden hesap soracağız? Kendi insanımızın ihanetine uğramanın utancından dilimiz tutulacak, bilinçaltımız bile saklamak istemeyecek belki bu ayıbı, biz utancımızla yaşamaya şimdiden mahkum ediliyoruz.

Küresel çetenin ve yerli işbirlikçilerinin işi var, hesabı var evet peki bizim neyimiz var. Kime ne zaman nasıl borçlandık, millet olarak nasıl bu kadar kendimize ve ülkemize olan inancımızı, sevgimizi ve saygımızı kaybettik.

Bu anayasa hamlesinin gerisindeki amaçları görerek ve bilerek tüyleri ürperenler dışında, yeni anayasa ile vergi borçlarının affedileceği, sosyal güvencelere kavuşacağı, maaşının artacağı, belki çocuğunun bile olacağını düşünen anayasanın bu işlere de yaradığına inandırılmış vatandaşlar artık görün ve duyun ne olur: Anayasalar sihirli değnek değildir. Bir yurttaşı mutlu ve huzurlu kılann anayasalar değil, anayasal devletin güvencesi altında yaşamak ve yönetilmektir. 2010 Anayasa değişikliği ile son sığınaklarınız da başınıza geçirildi. Bundan sonraki adım, vahşi emperyalizmin kucağına itilmek olacaktır.

Acilen PKK taleplerinin anayasal zeminini döşeyivermeye hazırlanan bu iktidar ve uzlaşma komisyonunda kendisine eşlik etmek suretiyle suçuna ortak olan diğer partiler hukuk ve tarih önünde sorumlu olacak ve hesap vereceklerdir. Millet önünde de sorumlu olabilmeleri için önce bunu hak etmemiz gerekiyor. Bir millet gibi ayağa kalkmamız, bir millet gibi dimdik durmamız, varlığımıza ve onurumuza kastedenlerin delip geçemeyeceği sağlam bir duvar oluşturmamız gerekiyor. Başaramazsak öleceğiz. Başka yol gönmüyor.

Prof. Dr. Meltem DİKMEN-CANİKLİOĞLU
Anayasa Hukuku Anabilim Dalı, 16 Ocak 2012

Re: Türkiye Bir Anayasa İstemiyor ve Beklemiyor / Prof. Dr. Meltem Dikmen-Caniklioğlu

İletiGönderilme zamanı: Çrş Oca 18, 2012 14:24
gönderen Selçuk Tınaz
Aklınıza ve ellerinize sağlık sayın hocam.

"Bu anayasa halkımıza dar geliyor" sloganıyla takdim edilen yeni anayasa yazma niyetine, sizin de belirttiğiniz gibi basın aracılığıyla halkı suç ortağı yapmak istiyorlar.

Bu amaçla hazırlanmış bir soruya cevap vermeden önce, normal vatandaşlarımızın kendilerine şu soruyu sormalarında fayda var ; "Bugüne kadar ne yapmak istedim de, bu anayasa beni engelledi ?"

Tabii, normal vatandaştan kastım, Türkiye Cumhuriyetinin, Türkiye'nin iyiliği için, Türkler tarafından Türkiye'den yönetilmesini isteyenler. Diyarbakır'ın kuş uçuşu 676,18 km yakınlıktaki Ankara'dan yönetilemeyeceğini iddia ederken, Ankara'nın 10 yıldır 8783,99 km uzaklıktaki Vaşington'dan yönetilmesine ses çıkarmayanlar değil.

Saygılar,
Selçuk Tınaz

Re: Türkiye Bir Anayasa İstemiyor ve Beklemiyor / Prof. Dr. Meltem Dikmen-Caniklioğlu

İletiGönderilme zamanı: Prş Oca 19, 2012 3:26
gönderen shady
Hocam yazdıklarınızın noktasına virgülüne kadar katılıyorum. Neden iktidar beğenmediği anayasayı ilk iktidara geldiğinde değilde şimdi değiştiriyor. Neden bu gelişmeler türkleri normal kendi halindeki vatandaşa özgürlük getirmiyorda elin teröristine özgürlük tanıyor kürdistan diye ortalığı inletenler hapse girmiyorda başkaları giriyor ve nasıl bir süreçtir ki bu tüm suçlular katiller darbeciler vatana ihanet edenler birden yakalanıyor nasıl bir güçtür bu ya. Aziz yıldırımı içeri tıktıktan sonra tek bir kişi için yasa yapılıyor.
Bu anayasa sürecinde nedense bdp çok destekçi bdpnin bu kadar demokratik olduğunu bilmezdim evet değişen şartlara bir anayasa gerekli olabilirdi ama gerçekten bir anayasa yargısı çalışıyor olsaydı bugüne kadar anayasa ne zaman yanlış bir karar verdi ne zaman doğrularla çakıştı bugünkü iktidara kadar doğru işleyen yargı sakatlandı anayasa yapılınce ne olacak yargı hala sakatken ben güçlülerin yaptığı bir anayasa istemiyorum tek bir egemen düşünceye ait onun bir ajandası günlüğü niteliğinde bir anayasa bağlı olmak istimiyorum silah gibi kullanılan yanlışları görenleri susturan yaptıkları konuşulmasın diye bir cana kıyan bir gücün yaptığı anayasaya ihtiyacı yok bu ülkenin