GuncelMeydan

2. Milli Mücadele'nin ilk kurşunu hangi alanda sıkılmalıdır?

Atatürk ilkelerinden,Devletçilik ve Halkçılık ilkelerinin işlenişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Veya Atatürk ilkelerinden herhangi biri gerçekten işleniyor mu?İşlendiğine inanıyor musunuz?

Egeli, ilk kurşunu biz ve bizim gibi düşünenler sıktı. Ne olursa olsun, halk birleşip mitingler yaptı. 2000'li yıllar, Atatürk'ü tekrar keşfetmeye başlıyor. O'nun fikirleri, günümüzde geliştirilerek ilerletilmelidir.

Hangi alanda demişsin, adı üstünde bu mücadeledir. Hangi alanda olursa olsun, mücadele başlamalıdır.

İki ilkeye vurgu yapmışsın. Bence hepsinin incelenmesi gerekir.

Ram, yorum için sağol abi.

Atatürk'ün,''tam bağımsızlık ancak ekonominin de millileşmesi(bağımsızlaşmasıyla)gerçekleşir'' fikrinden Devletçilik ve Halkçılık ilkelerine değindim.Ve tüm ilkelerin incelenmesi hususunda,çok haklısın.

Ben şöyle düşünüyorum...Milliyetçilik.Ne mutlu Türk'üm diyene!sözü önderliğinde,her anlamda milli,bağımsız olmak.Önce kendimiz.Atatürk ilkelerinin temeli budur.Daha sonra,sadece belli bir kesmin değil,tüm milletin,Türk milletinin,devlet yönetiminde söz sahibi olması,ortak ynetim,yani Cumhuriyetçilik.Ne mutlu Türk'Üm diyene!sözü,bu ülkede yaşayan,Kürt,Çerkez,Ermeni,Rum,Arap,Yahudi yurttaşlarımız için de geçerlidir.Bu bağlamda,yönetime herkesin katılması,devletin dininin olmaması ve ayrım yapılmaması için,Laiklik.Diğer ileri milletleri yakalam hatta onları geçme anlamında,bilimsel anlamda gelişme,ama değişimi kültürümüze yansıtmamak kaydıyla,inkılapçlılık.Tüm halkın,sosyal,ekonomik,tüm alanlarda eşit olması,eşit muamele görmesi için Halkçılık ve ülkenin değerlerinin,tam bağımsızlığın en önemli şartlarından biri olan ekonominin,süpergüçlerin değil,milletimizin tekelinde olması için Devletçilik...Böyle bir bağlantı kurdum,Türk Milleti,Ne mutlu Türk'üm diyene temelli.

İkinci Milli Mücadele başlamıştır....Ne mutlu Türk'üm diyene!

Egeli, "diğer ileri milletler" sözün dışında, geri kalanlara sonuna kadar katılıyorum. Onlar tarihi bile, önlerine koyulduğu gibi öğrenir. Sorgulamaları yoktur, itaatkârlardır ve asla kendi bildiklerini yapmazlar. Bu da, devletlerini ileri yapar. Ne kadar kültürlü olurlarsa olsunlar, para kazanırlarsa kazansınlar, bizim milletimizden ileri olamazlar. Bu şartlarda, bu imkânlarda, bizim halkın yaptığına bak. Halâ kendi bildiğini okuyup sorguluyor (belli bir kesim hariç). Doğru yol varken dahi, birlik olamadık. Diğer ileri devletler ise milletlerine, başka devlet ve milletleri sömürerek imkân sağlıyor. Bu yanlış yol. Bizde bu yolu seçenler ise, yanlış yolda dahi yanlışa saparak; başka devletleri sömüreceğine, en azından bu güce ulaşmaya çalışacağına, kendi milletini sömürüyor. Bunların başa gelmesi ise, milletimizin en büyük zaafiyeti olan, yoğun duygularıdır, duygusal davranmasıdır. Yoksa en büyük koyunlar, Amerika'da, İngiltere'de, İsrail'de...

Çok doğru abi.

Yorum için sağol

Milliyetçilik, Atatürk ilkeyi "Türküm" diyen herkes için genellemiştir. Ancak ülkemizde Türküm diyen Ermeni vatandaşlarımız, ırkçı propagandalarla öldürülüyor.

Devletçilik, ilke ekonomik alanda tam bağımsız olmayı, devlet ekonomisinin halkın elinde bulunmasıdır. Günümüzde Türk halkı dışında ülkede her ülkenin fabrikası var.

Halkçılık, herkes eşittir denilmektedir, kadınlarında erkekler kadar hür birer birey olabilecekleri belirtilmektedir. Şuanda kadınlar, engellilerle birlikte korunmaya muhtaç insanlar olarak belirtiliyor.

İnkılapçılık, her alanda Batılılaşmayı öğütler. Biz her alanda kendimizi Batı'ya pazarlıyoruz.

Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır, vatandaşların dinlerini özgürce yaşayabilmeleridir. Şuan, partiler dini alet ederek oy topluyor, dini ve ahlakı yozlaştırarak, türlü türlü tarikatları ülkemize çekiyorlar.

Cumhuriyetçilik, halkın yönetimi belirlemesidir. Ne yazık ki Atatürk'ten sonra başımıza gelen her başbakan Amerika istediği için o koltuktadır.

Şimdi soruyu bir daha düşünün. Sizce hangisinden başlayalım ?

Gölgeboran, inkılapçılık batılılaşmayı öğütlemez.

Ram, İnkılapçılık, çağdaşlaşmadır. Günümüzün çağdaş uygarlıklarıda batılı uygarlıklardır. Yinede istediğim cevap bu değildi

Gölgeboran yazdı:Ram, İnkılapçılık, çağdaşlaşmadır. Günümüzün çağdaş uygarlıklarıda batılı uygarlıklardır.

İşte bunun adı "batılılaşma" değildir. Batılılaşma özetle; olumlu ve olumsuz yanlarıyla, batı gibi olmak veyahut bizzat batı olma durumudur. Misâl: Batı; çağdaşlığını, modernliğini özetle gelişmişliğini kazanmak için gerici yöntemler kullanmıştır, kullanmaktadır ve kullanacaktır. Kendi içinde çelişir.

Gölgeboran yazdı:Yinede istediğim cevap bu değildi

İyi de, ben de soruna cevap vermemiştim zaten.

Bence ilkeleri öncelikli olarak ayırmamak gerekir. Hepsinde oluşan sorunları, eksik ve gedikleri gidermek ve gerektiği kadar geleştirmek gerekir. Öncelikli ayırmak, salt o ilkenin savunuculuğuna kadar varır ve varmıştır. Bunlardan da ilginç ideolojiler çıkar -keza çıkmıştır.

Egeli yazdı:2. Milli Mücadelenin ilk kurşunu hangi alanda sıkılmalıdır?

Atatürk ilkelerinden,Devletçilik ve Halkçılık ilkelerinin işlenişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Veya Atatürk ilkelerinden herhangi biri gerçekten işleniyor mu?İşlendiğine inanıyor musunuz?

Kesinlikle aydinlanma konusunda.

Bilimi ve bilimsel düsünceyi halka yaymak gerekiyor.

Dini dogmalarin tartismaya açilarak Islam içinde bulundugu yobazliktan kurtarmak da bence çok önemli. Kimse antik fikirleri "dinin kutsalligi" arkasinda saklayamamali. Nasil normal politik görüsler tartismaya açiksa, dini görüsler de tartismaya açik olmali. Dini tabular yikilmali. Islamin akilci ve hosgörülü yüzü ön plana çikarilmali.

Egitimde firsat esitligi de bence çok önemli bir konu.

Milliyetçilik, Atatürk ilkeyi "Türküm" diyen herkes için genellemiştir. Ancak ülkemizde Türküm diyen Ermeni vatandaşlarımız, ırkçı propagandalarla öldürülüyor.

Demiş bir arkadaş,
Öldürenler ırkçı orasına bir lafım yok.
Fakat "Hoş gidişler ola" diyenlerin "Türküm" demesi benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
Onu öldüren Türklükten ne kadar nasibini almışsa ölen şahısta o kadar almıştır.


İlk sıkılacak kurşun kurulacak bir KEMALİST parti ile olacaktır. Kemalizmin şu an uygulandığı hiçbir bir parti yoktur. Bu açıdan yapılan çalışmalar neticesiz kalmaktadır.

Sevgili arkadaşlar o kurşun bence çoktan sıkıldı, bu sayfa bir kurşun değilmidir ? hepimizin emperyalizmin sömürü düzenine karşı vereceğimiz çevremizi bilinçlendirme ve gerçekleri gösterme görevi kurşun değilmidir ? eğerki bizler birey olarak çevremizdeki bir kişiye dahi bu gerçekleri gösterip onu aydınlatabiliyorsak bence o kurşun sıkılmış olacaktır...

arkadaslar sembolik de olsa kursun mursun demeyin allahaskina yoksa ergenekoncu diye hepimizi içeri atacaklar. bence 2. milli mücadele sagcisi solcusu muhafazakar olani olmayani vatansever herkesin bir araya gelerek önümüzdeki genel seçimlerden önce bilinçli bir seçmen hareketi baslatmasi olabilir. köy kasaba dolasip halki bilgilendirmeye çalisacagiz onlari bilinçli oy vermeye davet edecegiz. dvd çalar ve dvd de dagitilabilir. herkes Mustafa Balbayi, Emre Kongari, Yasar Nuriyi, Nihat Gençi bir dinlemis olmali.

bence de ilk kurşun önümüzdeki genel seçimlerde sıkılmış olacak.şu anda ki yaptığımız her şey o ilk kurşunu sıkacak mevziiye yanaşma çabalarıdır.ilk kurşun sıkılıpta bu iktidardan kurtulduktan sonra ikinci kurşun vatana ihanet yasası gibi bir yasa çıkarılıp istiklal mahkemeleri gibi bir oluşum içinde tayyip erdoğanla birlikte dışardan bir lira bile aldığı tespit edilen sözde aydın ve yazarlara kadar yüzlerce kişinin yargılanmasıyla, üçüncü kurşun ise yeniden devletleşme politikalarına dönüş,omurgalı bir dış siyaset yol haritası belirlenmesi,köy enstitüleri gibi kuruluşların kurulması ve bu vasıtayla bir üsre sonra yeniden gelmesi muhtemel akp ve benzeri bir belaya karşı halkın din ve sömürülen diğer duygularıyla tekrar sömürülmeyecek seviyeye eğitimle yetiştirilmesi ve çok genel olarakta büyük bir eğitim reformunu uygulamaya koyulmasıyla sıkılmalıdır.akp ye dolayısıyla işbirlikçilere ve arkasındaki emperyal güçlere karşı binlerce mermi yaksak yine az ama bence ilk üç kurşunun bu şekilde olması gerekiyor.

Arkadaşlar görüyorum ki bizleri gerçekten kötü günler beklemekte,
her geçen gün birazdaha azan faşist bi dünyayla karşı karşıyayız.
medyalar kör sağır zavallı insanlardan oluşuyor.
yüce önderimizin altı ilkesine baktığımızda ne kadar zor durumda olduğumuzu görüyoruz
Cumhuriyetçilik. bitti savunmak suç oldu
halkçılık, çok önceden bitti sözünü bile eden yok
devletçilik, biteli uzun yıllar oldu
inkilapçılık, en başta bitenlerden
laiklik can çekişiyor, bitkisel hayatta
Milliyetçilk, Tüm ilkelerin temeli, kurtuluş savaşının parolası, savaşta, ama zorda.

inanmak istemiyorum ama gerçek bu.
Savaş başladı ve devam ediyor.
ne yapalım? önerisi olan