Vitrine Konan Bir Tutam Sendikacı...

Vitrine Konan Bir Tutam Sendikacı...

İletigönderen faruk haksal » Sal May 10, 2011 7:42

Siyasi partilerimizin milletvekili adaylarına bakıyoruz…
Maşallah her biri listelerinin bir kenarına, bir tutam sendikacı ismi yerleştirmişler.
Çoğunlukta olan parti Cumhuriyet Halk Partisi.
Kutluyoruz.
Tam 6 adet eski sendikacı milletvekili adayı ile birinci sırayı CHP kapmış durumda…
AKP’de bir miktar, MHP’de ise biraz daha az “miktar” sendikacı aday siyasetin vitrine yerleştirilmiş durumda…
Peki kimdir bu sendikacılar?..
İşçi sınıfının refahı ya da hakları için neler yapmışlardır?
Bunların içinde daha önceden de Meclis’e girmiş olan usta siyasetçiler de var… Ama bu usta sendikacıların bulundukları siyasi parti içinde işçi sınıfı için bir şeyler yaptıkları ile ilgili herhangi bir bilgi yok.
İşçiler yararına hangi yasayı Meclis gündemine taşımışlardır?
Emekçilerin siyasete katılması yönünde nasıl bir mücadeleleri olmuştur?
Hayır… Bu yönde hiçbir çabaları olmamıştır!..
Ancak ve sadece yakalarındaki sendikacı rozeti ile mensubu oldukları siyasi partinin vitrinini süslemişler, liderlerinin emir ve komutası altında başlarını sallamış ve maaşlarını almışlardır.
Ve milletvekili seçilmiş oldukları için, [daha sonra Meclis’e giremeseler dahi,] ömür boyu aylık milletvekili maaşı kazanmanın kaderine ve kısmetine ulaşmışlardır.
Hayır, emekçilerin siyasete katılması böyle olamaz!..
İşçiler, temsilcileri vasıtasıyla siyasetin güdümünde olmayacaktır…
Tam tersine, işçiler, sınıf temeline dayanan örgütleri aracılığı ile siyasete egemen olacaklardır!..
Demokrasi işte budur!
Bunun aksi kandırmacadır ve uydurmacadır.
Sermaye sınıfına gözlerinizi çeviriniz. Onlar siyasete böyle mi katılmaktadırlar?..
TUSİAD siyasetin ne kadar içindedir?
Hangi ölçülerle ve ne yollardan siyasetin iplerini elinde tutmaktadır?
TUSİAD, Hükümet’in dahi önüne geçerek ülkenin düzenini baştan aşağıya değiştirmeyi öngören bir Anayasa taslağı hazırlamamış mıdır?
TUSİAD’ın pek sayın başkanı teptiği horon eşliğinde Diyarbakır’ı, üniter devlet esasının taşlarını yerinden oynatan önerilerle şenlendirmemiş midir?..
Peki, işçi sınıfının örgütleri olan sendikalar nerededir?
Neden sendikaların siyaset yapması bazılarına bu kadar ürkütücü gelmektedir?
Bu ülkenin İş Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılmamakta mıdır?
Peki… İş Kanunu düzenlenirken o mecliste işçi sınıfı temsilcilerinin de yer alması niçin yadırganmaktadır?
Konu sadece bir İş Kanunu meselesi de değildir.
Bir ülkenin siyasetini sadece bir sosyal sınıf şekillendiriyorsa, o ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez.
Bırakınız ileri demokrasi söylemlerini, o ülkede demokrasinin “D””sinden dahi söz edilemez…
İşçi sınıfı, tıpkı TUSİAD gibi, tıpkı ahtapotun diğer kolları gibi, bizzat karar mekanizmalarının içinde yer alacaktır.
İşte bu “yer alma hakkı”nı savunmak solculuk değil, sadece demokrasiyi savunmaktan ibarettir.
Eğer demokrasi, gerçekte, bir sınıfın diğer sınıf üzerindeki tahakkümü değil de, [gerçekten] eşitlik, özgürlük ve adalet gibi değerlerin varlığı anlamına geliyorsa… Bu böyledir!

farukhaksal@gmail.com

http://www.soruyusormak.com
http://www.kitlecizgisi.com
http://www.dnm-ler.com
Faruk Haksal
Kullanıcı küçük betizi
faruk haksal
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 344
Kayıt: Pzt May 24, 2010 10:01

Şu dizine dön: Faruk HAKSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x