VURACAK!.. / İsmail MÜFTÜOĞLU

VURACAK!.. / İsmail MÜFTÜOĞLU

İletigönderen Güncel Meydan » Çrş Eki 19, 2011 0:14

VURACAK!..

İsmail MÜFTÜOĞLU

Türkiye’nin Suriye’ye saldıracağı anlaşılıyor. Bu karar Türk hükümetinin inisiyatifi ile alınan bir karar değil, Yeni Dünya Düzenini kurmaya çalışan emperyal güçlerin verdiği bir karardır. Türkiye’nin Suriye’ye vuracağı, Sayın Başbakanın gerek BM Genel Kurulunda ve gerekse Somali ve Güney Afrika ülkelerine yaptığı ziyaretler esnasındaki açıklamalarından net olarak anlaşılmaktadır. Ama bazı geri zekalılar bunu algılayamayabilir.

Peki, Türkiye Suriye’ye niçin vuracak? Önümüzdeki dönemlerde İran’a vurmak için İsrail’in önünü açmak amacıyla. İsrail ile meydana getirilen gerginliklerin temelinde yatan gizli gerekçe de, budur.

‘Bak, biz İsrail’e meydan okuyoruz, İsrail’in önünü açmak mı, aklın alacağı iş mi’ denebilir. Ama yaşayanlar görecek ki, Suriye meselesi halledildikten sonra İran, ABD’nin desteğinde İsrail tarafından vurulacaktır.

Bu hengamede bizim karımız ne olacak? Sadece, ABD’nin stratejik ortaklığı. Bir makam adına, Müslüman olan bir ülkeye vurulabilir mi? Vurulur tabii. Orada sistem insanları öldürüyor gerekçesi komik olmaz mı? Öldürme olaylarını bahane ederek, daha büyük kıyımlara neden olabilecek bir savaş göze alınabilir mi?

Yıllardan beri gördüğümüz manzaralar neyin nesidir? Başkalarını suçlarken, biraz da kendimize baksak iyi olmaz mı? Diğer taraftan stratejik ortak kabul ettiğimiz ABD, bizim başımıza terörü musallat eden değil mi?

İnsan haklarından dem vurup, ABD Ortadoğu’ya demokrasi getiriyorum diyerek bir milyon Irak’lıyı öldürmedi mi? Şimdi sormak gerekir. İnsan haklarını koruma adına Suriye’ye bir müdahale olur ve yüz binlerce Müslümanın ölümüne sebebiyet verilirse, ABD’nin Irak’ta akıttığı kan ile Suriye’ye vurulduğunda akıtılacak kan arasında bir fark kalır mı? ABD’ne zalim diyenlerin, şimdi aynı zulmü icra etme hevesine kapılmaları şaşkınlık değil mi?

Biz millet olarak zalimlere iltifat etmeyiz. Zulüm kimden gelirse gelsin onlara karşı tavır koyarız. Ama zalim bir rejimi defetmek iddiasıyla, daha ağır bir zulümle, binlerce insanın kanını dökmeyi göze almak, hangi manevi kalıba sokulabilir, ca-i sualdir, doğrusu.

Bütün dünya biliyor ki, bu oyunların planlayıcıları ABD ve ırkçı emperyalizmdir. Irkçı emperyalistler ile yan yana gelmek nasıl izah edilebilir? Suriye’nin ortadan kaldırılması veya zayıf düşürülmesi kimin hayrına olacak? El cevap, İsrail’in. Neden? Çünkü İsrail’le elan savaşan Suriye’dir. Bu engel aşıldığında İsrail’in Ortadoğu’da saldırganlığı artacaktır.
Zira İsrail, ne BM’in almış olduğu kararlara ve ne Çin ve Sovyet Rusya’nın tavırlarına, ne de Türkiye’nin meydan okumalarına aldırış bile etmiyor. Çünkü elinde dünyaya hükmeden altın, petrol ve nükleer güç vardır.

Akıllı dış politika, dolduruşa göre yapılmaz. Ülke menfaatleri dikkate alınarak yapılır. Sınır komşuları ile münasebetleri sıcak tutarak yapılır. Bu anlayışı gerecek bir dış politika, hayra vesile olmaz. Hele hele beş asır aynı bayrak altında, aynı manevi coğrafyada yaşayanların birbirlerini, sebep ne olursa olsun, hasım görmesi ancak manevi çoraklaşma ve dünyevileşme adına yapılabilir.

Unutmamak gerekir ki, iki testi çarpışınca biri kırılır, diğeri de çatlar. Zarar her ikisine de raci olur. Şimdi aynı kültürün mirasçıları olarak Suriye ve Türkiye’nin kapışmasının mantıklı bir yönü olabilir mi? Bu kalkışmada tahrik edilecek olan Osmanlının devasa muhteşem eserleri değil midir? Hangi kuru mantıkla bunlar algılanmaz. Bazıları kendilerini Yavuz Sultan Selim Hana benzeterek Ortadoğu’ya hakim olma hevesine kapılabilir. Ama hayallerini frenleyemeyenlerin sonu hep hüsran olmuştur. Sezar’ın, İskender’in, Napolyon’un, Hitler’in ve Stalin’in sonu gibi.


İsmail MÜFTÜOĞLU, 12 Ekim 2011
i-muftuoglu@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Re: VURACAK!.. / İsmail MÜFTÜOĞLU

İletigönderen Sabırlı_Vatandaş » Cum Eki 21, 2011 15:54

Hükumet ve yalakalarının halkı Suriye-PKK ilişkisine hazırlama çalışmaları dikkat çekiyor. Bu seferki hain saldırının ardından direkt olarak yandaşları takip etmeye başladım. elde ettiğim sonuç bu. Zaten tahminlerimiz vardı hep, ancak kendileri bu konuda bizi yanıltmamak için çaba sarf ediyorlar! Saldırının tozu dumanı dağılmaya başladıkça PKK-Suriye kelimeleri daha sık aynı cümlede geçmeye başladı. Emperyalistlerin terör-İslam taktiklerinin aynısı uygulamada şuan. Dolayısıyla daha dikkatli olmalıyız. Aşağıda tetikçilerden birinin bu yönde bir çalışması var. Nasıl da cebelleştiklerini, sinekten nasıl da yağ çıkarmaya çalıştıklarını, PKK-Suriye kelimelerini bir cümlede kullanmak için nasıl çabaladıklarını görebiliriz. Bu söylemler git gide sıklaşacak ve muhtemelen daha önce belirttiğim gibi, bence ve maalesef son baskından daha fazla ses getirecek bir olay daha gerçekleşebilir ki o olayda da sağlam bir Suriye tertibi olacaktır.


Kara harekatının hedefinde o mu var?
Ankara kulislerinde parmaklar PKK saldırılarıyla ilgili Esad yönetimini işaret ediyor.

Ankara kulislerinde PKK'nın son dönemde yükselen saldırılarıyla ilgili ısrarla Suriye işaret ediliyor. Ankara ve Erbil, Suriye Baas'ının PKK'yı kışkırttığı konusunda hemfikir. Operasyonların hedefinde Suriyeli Fehman Hüseyin bile olabilir.

Taraf Gazetesi'nden Yasemin Çongar kulislerdeki iddaları gazetedeki köşesinde şöyle sıralıyor:

"...PKK'nın Çukurca ve Yüksekova saldırıları ertesinde, başkent bürokrasisi ile merkezî siyasetin en temel saptamalarını şöyle sıralayabilirim:

1. PKK, bu saldırıların görünür "başarısına" rağmen artık eski PKK değil. Çok sıkıştı ve bir tür intihara girişti.

2. Bu "intiharın" kararını PKK'nın içindeki Suriyeliler veriyor (Ne demekse bu. Sen önce TBMM'deki PKK'lıları hallet!). Esad rejiminin yıkılma ihtimali ile, PKK'nın daha fazla şiddete yönelmesi arasında net bir ilişki var.

3. Bu ilişkide Fehman Hüseyin adı öne çıkıyor. Ankara, son eylemlerde PKK'nın Suriyeli komutanının parmak izini görüyor ve bana öyle geldi ki, şu anda, en önemli hedeflerinden biri olarak da Hüseyin'i seçmiş durumda.

4. Irak Kürtleri ile Ankara arasındaki diyalog hiç bu kadar sıkı olmamıştı. Başbakan'ın çağrısı üzerine derhal Ankara'ya gelen Neçirvan Barzani'den, Erbil'in devreye girmesi, peşmergelerin PKK'nın hareketini kısıtlamaya yönelik aktif rol üstlenmesi de istendi. Mesud Barzani, PKK'ya öfkeli ve bu öfkesini çeşitli biçimlerde göstermeye hazırlanıyor (Sanki bu bir göstergeymiş gibi...RTE de İsrail'e öfkeli ancak bunun büyüklere masallar olduğunun herkes farkında.).

5. Ankara ile Erbil, Suriye Baas'ının PKK'yı kışkırttığı konusunda da hemfikir. PKK'lılar Esadçı bir profil çizerken, Irak Kürtleri ve Erdoğan hükümeti, Esad'ın günlerini sayıyor."

Muhalif Gazete
21.10.2010
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Kullanıcı küçük betizi
Sabırlı_Vatandaş
Salık Takımı
Salık Takımı
 
İletiler: 101
Kayıt: Cmt Tem 31, 2010 9:42


Şu dizine dön: İsmail MÜFTÜOĞLU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x