“Başına gelenin farkında olmayan uykuda bir milletin kurbanlarıyız…”

Genel & Güncel Konular

“Başına gelenin farkında olmayan uykuda bir milletin kurbanlarıyız…”

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Nis 25, 2020 12:39

Görünen gerçek şu:
PKK son 15 yılda güçlendi.
FETÖ son 15 yılın ürünü.
IŞİD'in Türkiye'ye saldırısı ise son 4-5 yılın meyvesi. Hiç lafı kıvırmaya gerek yok. Bu 3 terör örgütünün güçlenmesi, Türkiye'yi 15 yıldır kim yönetiyorsa onun ürünü.
PKK'nın güçlenmesi:
Asker kışlasında, polis karakolunda tutulurken Güneydoğu Anadolu'da “vergi toplayıp, mahkeme kurmasına” göz yumulduğu günlerden başladı. Ya hu, PKK lı itlerden gizli tanık yapılarak Ordu'ya tuzak kuran bunlar değil miydi .. Çünkü Bunların birlikte yatağa girdiği Oslo’da masa ve müzakere arkadaşları ve İmralı’da görüştüğü kahpeler, kucaklarında birçok piçle ortaya çıktı. Bal gibi de hepsi Bunların nüfusuna Kayıtlı..
“Habur, Oslo, Dolmabahçe” de hayat öpücüğü verenler, PKK ve PKK’nın gerçek patronları
PKK, FETÖ ve IŞİD adlı bu gerici- kukla örgütlerin “korku-dehşet- vahşet yaratabildikleri” ülke haline nasıl geldi?
PKK kıyafeti ve silahları ile gelenler, muzaffer bir komutan edası ile geldi. Koskoca bir ülkeyi PKK’ya mecbur edenlerin, İstanbul’u İtilaf devletlerine teslim edenlerden hiçbir farkı yoktur! Üstelik bu açılım rezaleti aslında bağırarak geldi ama ülkece “sağır” oyunu oynandı.
PKK malum… Metropolleri silah ve bombalarla doldurduklarını MİT Müsteşar Yardımcısının Oslo ihanet masasındaki konuşmasından öğrenmiştik. PKK’lı masa arkadaşları da kıkırdayarak; “o kadar da değil(!)..” diyordu.
O Ses kayıtlarında resmen diyor MİT PKK GÖRÜŞMESİNDE NE DİYOR Görüşmede Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak yer alan Hakan Fidan, kendisini Başbakan'ın görevlendirdiğini ve Başbakan'ın özel temsilcisi olduğunu söylüyor."sizinle savaşan Türk Ordusu içerde" sözüdür."Sizin için hukuku yok ettik" Eğer sizi rahatsız eden jandarma bölge komutanı, emniyet müdürü, vali, kaymakam vb varsa isimlerini bana verin, halledeyim".
-Oslo'da teröristlerle görüşen,
-Habur'da teröristleri davul zurnayla karşılatan,
-Yine Habur'a devletin savcısını-hâkimini taaaa ayaklarına kadar götürüp çadır mahkeme kurdurup, dağdan inmiş eşkıyaların aksi ve aleyhte beyanlarına rağmen onları af eden,
-Bölücübaşı Apo'nun mektubunu “nevruzda” Diyarbakır meydanında okutan,
-Terörist başının talebi doğrultusunda “akiller heyeti” kurduran,
-Bölgedeki İl ve ilçelerin adlarının değişmesine sesini dahi çıkartmayan,
-Terörist mezarlıkları açılırken göz yuman, yine sesini çıkartmayan,
-Apo posteri ve paçavralar altında taziye çadırlarının kurulmasına müsaade eden, (Şimdilerde Brüksel'deki PKK çadırına tepki gösterene bir bakın hele!)
-Valilere, kaymakamlara emir gönderip, “teröristlere elleşmeyin” diyen,
-Askere - polise “size hakaret etseler, tacizde bulunsalar ve hemen önünüzden geçseler bile ne görün, ne duyun ve hatta kışlanızdan-karakollarınızdan dahi çıkmayın” diyen,
-Özel Harekât Polislerini bölgeden çekip sırf kendisini korumakla görevlendiren,
-PKK’nın Suriye kolu PYD'nin lideri Salih Muslim'i sık, sık Ankara'da ağırlayan,
-Barzani gibi teröristlerle gönül bağı olanları AKP’nin Kurultaylarında şeref misafiri yapan,
-Şehirlerin bomba ve mühimmat deposu haline getirilmesini her ne hikmetse görmeyen,
-Şehirlerde hendekler kazılıp, barikatlar yükselirken, sarayın yapımıyla ilgilenmesinden mütevellit haberi olmayan,
Dolayısıyla suçlu her zaman olduğu üzere yine kendileri değil.
Ve yukarıda da söylediğimiz üzere beklendiği gibi suçu yine “Başkalarına” attmaktalar..

FETÖ’ nün güçlenmesi:
“Gülen Cemaatini koruyup, kollayıp, destekleyip iktidar ortağı yapmak ve Türk Ordusu'nun komutanlarını hapse tıkma ve onların yerine de FETÖ'cü, sınav sorusu hırsızı gerici, zübük subayları yerleştirmeye” göz yummakla başladı.

IŞİD’ in güçlenmesi:
IŞİD’ in şehirlerimize intihar eylemleri ise Türkiye'yi yönetenlerin “ABD'nin sözüne kanıp, onun tuzağına düşerek Fırtına obüsleri ile sınır ötesine ateş etmekle” başladı. Irak'ı ordusuyla işgal ederek IŞİD belasını azdıran ABD oldu. IŞİD ile ABD askerinin savaşması gerekirdi, Mehmetçiğin değil. Türkiye'yi yönetenler ABD'nin “koalisyon sözüyle” Suriye'ye IŞİD'i bitirmek üzere asker gönderdi. Şimdi ABD, “Ben IŞİD’ in tamamen bitirilmesinden yana değilim. Arap olan IŞİD'le savaşı Arapların (Esad'ın, İbadi'nin- Sudi Kralı'nın, Katar Emiri'nin) savaşı yaptım” diye geri çekildi. Türk askerini IŞİD ile cepheleştirip bıraktı.
Bunalım ile yüz yüzeyiz.
650 bin askeri, 250 bin polisi olan Türkiye'yi yöneten birinin, bunalıma düşeceğimizi, bataklığın sınırımızı aşıp vatanımıza yayılacağını önceden görmesi beklenirdi.
Doğru neyse!
Onu söylemek gerekir.
son 15 yılına kadar bütün dünya ülkeleri ile dost geçinmiş Türkiye'yi “3 terör örgütü” korku batağına nasıl sokabildi? Alman futbolcu soruyla-cevapla ilgilenmiyor, sonuca bakıyor.
Sonuç: Dehşet!
Sonuç: Vahşet!
Sonuç: Katliam!
Sonuç: Terör!
Sonuç: Korku!
Sonuç: Çaresizlik!
“3 Terör örgütü” yukarıda sayıp sıraladığım sonuçları yaratabildiler ki, Alman futbolcuyu korkutup Türkiye'den kaçmaya zorladılar.
Nasıl yapabildiler?
“Başına gelenin farkında olmayan uykuda bir milletin kurbanlarıyız…”
pkkyı ve hdpyi Çıplak Afrika Kabileleri güçlendirdi
Resim
Resim
Resim
Resim
1986 yılında Türk düşmanı ABD düdüğü özal'ın kendi partisine oy versinler diye seçmenleri tehdit ettiğidir. - isimler ve bedenler değişti. yöntem aynı yöntem. gel de anlat. pkk'yı ülkeye bela eden bu özal denen İ..................?
Resim
En son İlteriş Kağan tarafından Cmt Nis 25, 2020 13:24 tarihinde düzenlendi, toplamda 6 kez düzenlendi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Haysiyetsiz liboş. Liberal terörist pezevenk.“Liberal Virüs Sürekli Savaş ve Dünyanın Amerikanlaştırılması”

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Nis 25, 2020 12:40

Haysiyetsiz liboş. Liberal terörist pezevenk.“Liberal Virüs Sürekli Savaş ve Dünyanın Amerikanlaştırılması”
“İnanılmaz” bir durum yok! Kapitalizm bitecek ki liboşluk virüsü can çekişsin! Bu virüslerin kuluçkası kapitalizm! Bit biter liboş bitmez; ölü taklidi yapar,diridir! Kapitalizmin, sahtekârlık ağı ören bu örümceklere ihtiyacı var! Dünyada sürüsüne bereket!
Resim
Liboş, zehir üretme rantıyla şöhret/servet edinip, sonra da erketelik yaptığı yağmacı düzenin zehrinde yakınarak yıkanan bir tür yaratıktır!

Dandik bir medyaya sahip olduğumuz için…
Bir ara FETÖ’ye saygı sunmak için sıradaydı, şimdi kıvırtan kıvırtana…
Hepsi Milliyetçi Vatan sever havarisi kesildi.Asrın fırıldağı

İçlerinde Devşirme yobaz, solcu, liberal, bölücü, Atatürk ve Türk düşmanı pek çok adam boy gösteriyordu.
Cemaat onları pek severdi.
Mesela liboş Barlas… Bir ara FETÖ’yü öve öve bitiremiyordu. Suya sabuna dokunmayan eyyamcıdır. Sabah’ta Saray dalkavukluğuna devam ediyor.

FETÖ’nün Abantçıları…
fırıldağa dönmüş Mehmet ve Ahmet Altan kardeşler, Ahmet İnsel, Sami Selçuk, Nuray Mert, Nilüfer Göle, Baskın Oran, Murat Belge, Asaf Savaş Akat, Cengiz Çandar, Ömer Laçiner, Hüda Kaya, Etyen Mahçupyan, Ersin Kalaycıoğlu, Herkül Millas, Murat Sabuncu falan…

Daha sayalım bu tayfayı: Fuat Keyman, Eser Karakaş, DEP’li Yaşar Kaya, Kürtçü Kemal Burkay, Agos’çu Rober Koptaş, Oral Çalışlar, Tarhan Erdem, AKPli Mehmet Uçum, Reha Çamuroğlu, Levent Köker…FETÖ’nün meşhuuur Abant Paltformu’nun abonelerinin bir kısmı Tamamı yanaşma medyada Şuan…

Bir de ROK denen adam var. Fırıldağın hası…
Her renkten adam… Milli olmaktan utanan rant tayfası…
Çoğu çözüm sürecinde akil adam olup milleti fikren zehirledi.Geneli yandaş yanaşma..
Yalana gerek yok: Bu kof adamlardan hiçbirini sevmem. Profesörcü olanların profesörcülükleri sadece Türkiye sınırları içinde geçerlidir. Bazılarının sadece Türkiye üzerine yazıları dışarıda referans alınır. Durmadan döndükleri, durmadan efendi değiştirdikleri için ülkenin başına bela olmuşlar ve kullanım süreleri doluncaya kadar AKP’nin emrine amade kalmışlardır. Artık mevta oldukları için, otopsi seanslarında tıp fakültesi öğrencilerinin işine yararlar. Liboşların bir kısmı, döneklerin master yapmış olanlarıdır. Bazı liboşları abdestsiz kapitalist, bazılarını ise takkeli liboş olarak tanıyoruz.

Liboşlar bana dokunmayan yılan bin yaşasın’cıdır. Devlet malı deniz yemeyen domuz’cudur.
Liboşlar goygoycudur, yaygaracıdır, bağırarak seslerini yüksek tutup karşılarındakini susturmak isterler. Ama bir o kadar da korkak ve pısırıktır.
Liboşlar omurgasızdır, fırdöndü gibidir, her dönemin adamıdır. Nabza göre şerbet verir, ahlak nedir, etik nedir düşünmez.
Liboşlar iktidar yalakasıdır, iş takipçisidir, gammazcıdır.
Liboşlar AB bahanesiyle Türkiye’den tavizler koparılması düşüncesindedir.

Sonuç olarak liboş takımı siyaseten en güvenilmeyecek ve ülkenin çıkarlarına en ters çizgide unsurlardır.
Liboşlar, olayları çarpıtarak aktarır, yalan-yanlış olgularla olayları tahlil ederek zihinleri bulandırmaya çalışırlar.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Re: Ya hu, PKK lı itlerden gizli tanık yapılarak Ordu'ya tuzak kuran bunlar değil miydi

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Nis 25, 2020 12:41

Akil Komisyondakilerin yarısı PKK’yı destekleyen kişiler Bir kısmı ermeni..! Bunların özellikleri PKK’yı destekleyen, Kürtçü olmaları. Bir taraftan bizim gibi düşünenleri itham ederken, bir taraftan da bölücü bir terör teşkilatını açıkça destekliyorlar. Bu 63 kişi içinde yarısını saymak mümkün…

Beş yıl açıldılar,çözümdü,süreciydi aynı yolda yürüdüler.Şimdi hdpnin baraj aşmasına katkı sunan Kendi Godoşlarına “kahhar"adıyla beddua ediyorları.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kin kusan şarkıda ağlayanlar,Dolmabahçe'de mutabakat imzalayanları alkışlayanlar!
Birilerinin şahsi ikbaline ayarlı 3.30'luk Godoşlar Yerin Dibine Batsın fikirsizliğiniz, fırsatçılığınız, şakşakçılığınız 3-5 ahlâksızı temize çıkaracağım diye Devletin hafızasını sıfirlarsanız, yaşadığımız acı olayların gösterdiği gibi rezaletin tarifi olmaz "Teröre karşı bir olalım” Eyvallah tabi olalım ama biz teröre karşıyken siz apoşun mektubunu okutturuyordunuz. Şimdi “teröre lanet ” ettiklerine aldanmayın.Daha düne kadar kolkolaydılar.

Resim
Resim
En son İlteriş Kağan tarafından Cmt Nis 25, 2020 13:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Bunları âkil tayin eden bendim, özür diliyorum! - Servet AVCI

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Nis 25, 2020 12:42

Öztürk Türkdoğan: Adında da, soyadında da 'Türk' vardı ama kendi ifadesiyle Türk değildi... Aynı zamanda İHD Başkanı'ydı... Kendisini Akdeniz Bölgesi âkillerinden yaptım... Meclis'teki komisyona geldi ve "Andımız kaldırılsın, bir Kürt çocuğu 'Ne mutlu Türk'üm diyene' demek zorunda kalmamalıdır. Yine şehirlerin girişlerinde, dağlarda tepelerde 'Ne mutlu Türk'üm' yazıları var. Bunlar kaldırılmalı" teklifini yaptı... "Türklüğü kaldırmaya önce kendi adından başla" diye çıkışılınca "Zamanı gelince o da olacak" dedi... Şimdilerde PKK'yla mücadelede ağır silahların kullanılmasından fevkalâde rahatsız ve kendince Cenevre Sözleşmesi'ni dayatmaya çalışıyor... Kendisini âkil tayin ettiğim için çok pişmanım, özür diliyorum...

Zübeyde Teker: Kendisini "Barış için Öcalan'a özgürlük" kampanyasından tanırdım... Profiline onun sözünü koyacak kadar sıkı Apocuydu... "PKK terör örgütü değildir" propagandası yapan ve zaten PKK ve KCK tutuklularıyla ilgilenen, onların açlık grevlerine destek olan federasyonun başkanıydı... "Başta Öcalan olmak üzere cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler bırakılmadan dağdan inişler olmaz" diyordu... Şimdi de 'Sur'da siviller katlediliyor' kampanyasını yürütüyor... Bir an gaflete düşmüştüm, kendisini Doğu Anadolu Bölgesi Akil Heyeti'ne seçmiştim, özür diliyorum...

Hüseyin Yayman: Adına 'çözüm' denen süreçte 'taraflar'ın görüşlerini harmanlayıp halka aktarma işi görüyordu... 'Görev'ini iyi yapıyordu... PKK ne zaman yan çizse, sözde silah bırakacakları yeni tarihi o açıklıyordu gazetedeki köşesinde... Çözüm süreci için "Bu bir devrim, 30 yıllık akıl tutulması bitti" şeklinde müjdeler veriyor, insanları sürece ısıtıyordu... Pek derinliği olmamasına rağmen 'kadro'su gereği bir nevî 'halkı rehabilite' işine bakıyordu... Kobani için sırıtarak yaptığı -ki en büyük özelliği buydu- 'ikinci Stalingrad' benzetmesiyle zirveye çıkmışlığı da vardır... Çözüm sürecinin bu fedaisini önce 'âkil adam', şimdi de Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı yaptım... Olsun, yine de özür diliyorum...

Lami Özgen: KESK Başkanı'ydı, KCK operasyonunda Silvan'da gözaltına alınmıştı... Sonra tahliye edildi... İddianamede "Daha önce de aynı suçtan yargılanmış, mahkûm olmuş, temyiz yargılaması devam eden ve terör örgütünün siyaset akademisinde örgüt üyelerinin eğitiminde görev almış bir kişidir" deniyordu... Dâvâ sürerken kendisini âkil yaptım... O da şaşırdı bu işe... Bizim Beşir Atalay'a sormuş, o da "Engel değil" demiş... Lami Bey bu durumu "Bir yandan terörist, bir yandan âkil insan. Bu benim şahsımda bu ülkenin trajedisi'' şeklinde tanımlıyordu... Şimdi bunun için de özür diliyorum...

Ahmet Gündoğdu: Memur-Sen Genel Başkanı'ydı... Baktım ki çözüm sürecini çok iyi anlatacak, onu da 'âkil' yaptım... "Kürt kardeşlerim bundan böyle Ergenekon ve JİTEM'in cinayetlerini Türk kardeşlerine mâl etmeyecek" gibi şeyler söylüyordu âkiller heyetinde, halkımızı bilgilendirirken... "Çözüm sürecini hayvanlar bile anladı ama bazı insanlar anlamadı" sözü de kendisine aittir... Kendisini çok sevdim, hızımı alamadım, bir de milletvekili yaptım... Özür diliyorum...

Celalettin Can: Eski Dev-Genç'lidir... 78'liler Vakfı Başkanı'dır... 20 yıla yakın cezaevinde yattı... 'PeKeKe'nin terör örgütü değil, siyasî bir örgüt olduğunu savunmasıyla tanınır... O çizginin gazetelerinde yazar... Ülkemize barış gelsin diye onu da ben İç Anadolu bölgesinden âkil olarak atadım... Sonra çıktı âkil adamlar fikrinin Öcalan'a ait olduğunu söyleyerek beni zorda bıraktı... Bu yetmezmiş gibi heyette BDP'nin belirlediği 19 kişinin olduğunu ifade ederek, sırlarımı ifşa etti... Onu seçtiğime de pişmanım, hem de çok pişmanım, yine özür diliyorum...

Köşemiz yetmeyeceği için bu kadarını yazabildim... O listede daha bir yığın var bunlardan... Ne teklifler, ne teklifler yaptılar, ne kamuoyu oluşturmaya çalıştılar...

Bayrağımızı beğenmeyenler, devletimizin adına gıcık kapanlar, tek muhatap Öcalan'ın alınmasını isteyenler, onun vizyonuna hasta olanlar, sabah akşam güvenlikçi politikalara küfredenler, halkı rüya görmeye zorlayanlar, Türk'ü duyunca krize girenler, teröriste terörist diyemeyip, sürekli 'devlet terörü'nden bahsedenler, neler neler... Teröristin mektubu Diyarbakır'daki meydanda okunurken, hıçkırıklara boğulanlar... 'Kardeşlik kazandı' başlıkları atanlar...

Şimdi gelinen noktada, kimse o dönemin sorumluluğunu almadığına göre özür dilemek bana düşüyor... Tek başıma düşündüm, tek başıma karar verdim... Hiçbir yerden talimat almadım... Hepsini ben âkil tayin ettim... Birisi özür dileyecekse o da benim...

Ekmek Mushaf çarpsın pişmanım, hem de çok pişmanım... Yalan mı Tatar Ramazan?
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bunl ... 7318yy.htm


5 yıl önce Kadir İnanır: Öcalan Kendi Halkının Önderi
https://www.dailymotion.com/video/x2ari1p
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x