PKK son 15 yılda güçlendi.
FETÖ son 15 yılın ürünü.
IŞİD'in Türkiye'ye saldırısı ise son 4-5 yılın meyvesi. Hiç lafı kıvırmaya gerek yok. Bu 3 terör örgütünün güçlenmesi, Türkiye'yi 15 yıldır kim yönetiyorsa onun ürünü.
PKK'nın güçlenmesi:
Asker kışlasında, polis karakolunda tutulurken Güneydoğu Anadolu'da “vergi toplayıp, mahkeme kurmasına” göz yumulduğu günlerden başladı. Ya hu, PKK lı itlerden gizli tanık yapılarak Ordu'ya tuzak kuran bunlar değil miydi .. Çünkü Bunların birlikte yatağa girdiği Oslo’da masa ve müzakere arkadaşları ve İmralı’da görüştüğü kahpeler, kucaklarında birçok piçle ortaya çıktı. Bal gibi de hepsi Bunların nüfusuna Kayıtlı..
“Habur, Oslo, Dolmabahçe” de hayat öpücüğü verenler, PKK ve PKK’nın gerçek patronları
PKK, FETÖ ve IŞİD adlı bu gerici- kukla örgütlerin “korku-dehşet- vahşet yaratabildikleri” ülke haline nasıl geldi?
PKK kıyafeti ve silahları ile gelenler, muzaffer bir komutan edası ile geldi. Koskoca bir ülkeyi PKK’ya mecbur edenlerin, İstanbul’u İtilaf devletlerine teslim edenlerden hiçbir farkı yoktur! Üstelik bu açılım rezaleti aslında bağırarak geldi ama ülkece “sağır” oyunu oynandı.
PKK malum… Metropolleri silah ve bombalarla doldurduklarını MİT Müsteşar Yardımcısının Oslo ihanet masasındaki konuşmasından öğrenmiştik. PKK’lı masa arkadaşları da kıkırdayarak; “o kadar da değil(!)..” diyordu.
O Ses kayıtlarında resmen diyor MİT PKK GÖRÜŞMESİNDE NE DİYOR Görüşmede Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak yer alan Hakan Fidan, kendisini Başbakan'ın görevlendirdiğini ve Başbakan'ın özel temsilcisi olduğunu söylüyor."sizinle savaşan Türk Ordusu içerde" sözüdür."Sizin için hukuku yok ettik" Eğer sizi rahatsız eden jandarma bölge komutanı, emniyet müdürü, vali, kaymakam vb varsa isimlerini bana verin, halledeyim".
-Oslo'da teröristlerle görüşen,
-Habur'da teröristleri davul zurnayla karşılatan,
-Yine Habur'a devletin savcısını-hâkimini taaaa ayaklarına kadar götürüp çadır mahkeme kurdurup, dağdan inmiş eşkıyaların aksi ve aleyhte beyanlarına rağmen onları af eden,
-Bölücübaşı Apo'nun mektubunu “nevruzda” Diyarbakır meydanında okutan,
-Terörist başının talebi doğrultusunda “akiller heyeti” kurduran,
-Bölgedeki İl ve ilçelerin adlarının değişmesine sesini dahi çıkartmayan,
-Terörist mezarlıkları açılırken göz yuman, yine sesini çıkartmayan,
-Apo posteri ve paçavralar altında taziye çadırlarının kurulmasına müsaade eden, (Şimdilerde Brüksel'deki PKK çadırına tepki gösterene bir bakın hele!)
-Valilere, kaymakamlara emir gönderip, “teröristlere elleşmeyin” diyen,
-Askere - polise “size hakaret etseler, tacizde bulunsalar ve hemen önünüzden geçseler bile ne görün, ne duyun ve hatta kışlanızdan-karakollarınızdan dahi çıkmayın” diyen,
-Özel Harekât Polislerini bölgeden çekip sırf kendisini korumakla görevlendiren,
-PKK’nın Suriye kolu PYD'nin lideri Salih Muslim'i sık, sık Ankara'da ağırlayan,
-Barzani gibi teröristlerle gönül bağı olanları AKP’nin Kurultaylarında şeref misafiri yapan,
-Şehirlerin bomba ve mühimmat deposu haline getirilmesini her ne hikmetse görmeyen,
-Şehirlerde hendekler kazılıp, barikatlar yükselirken, sarayın yapımıyla ilgilenmesinden mütevellit haberi olmayan,
Dolayısıyla suçlu her zaman olduğu üzere yine kendileri değil.
Ve yukarıda da söylediğimiz üzere beklendiği gibi suçu yine “Başkalarına” attmaktalar..
FETÖ’ nün güçlenmesi:
“Gülen Cemaatini koruyup, kollayıp, destekleyip iktidar ortağı yapmak ve Türk Ordusu'nun komutanlarını hapse tıkma ve onların yerine de FETÖ'cü, sınav sorusu hırsızı gerici, zübük subayları yerleştirmeye” göz yummakla başladı.
IŞİD’ in güçlenmesi:
IŞİD’ in şehirlerimize intihar eylemleri ise Türkiye'yi yönetenlerin “ABD'nin sözüne kanıp, onun tuzağına düşerek Fırtına obüsleri ile sınır ötesine ateş etmekle” başladı. Irak'ı ordusuyla işgal ederek IŞİD belasını azdıran ABD oldu. IŞİD ile ABD askerinin savaşması gerekirdi, Mehmetçiğin değil. Türkiye'yi yönetenler ABD'nin “koalisyon sözüyle” Suriye'ye IŞİD'i bitirmek üzere asker gönderdi. Şimdi ABD, “Ben IŞİD’ in tamamen bitirilmesinden yana değilim. Arap olan IŞİD'le savaşı Arapların (Esad'ın, İbadi'nin- Sudi Kralı'nın, Katar Emiri'nin) savaşı yaptım” diye geri çekildi. Türk askerini IŞİD ile cepheleştirip bıraktı.
Bunalım ile yüz yüzeyiz.
650 bin askeri, 250 bin polisi olan Türkiye'yi yöneten birinin, bunalıma düşeceğimizi, bataklığın sınırımızı aşıp vatanımıza yayılacağını önceden görmesi beklenirdi.
Doğru neyse!
Onu söylemek gerekir.
son 15 yılına kadar bütün dünya ülkeleri ile dost geçinmiş Türkiye'yi “3 terör örgütü” korku batağına nasıl sokabildi? Alman futbolcu soruyla-cevapla ilgilenmiyor, sonuca bakıyor.
Sonuç: Dehşet!
Sonuç: Vahşet!
Sonuç: Katliam!
Sonuç: Terör!
Sonuç: Korku!
Sonuç: Çaresizlik!
“3 Terör örgütü” yukarıda sayıp sıraladığım sonuçları yaratabildiler ki, Alman futbolcuyu korkutup Türkiye'den kaçmaya zorladılar.
Nasıl yapabildiler?
“Başına gelenin farkında olmayan uykuda bir milletin kurbanlarıyız…”
pkkyı ve hdpyi Çıplak Afrika Kabileleri güçlendirdi




1986 yılında Türk düşmanı ABD düdüğü özal'ın kendi partisine oy versinler diye seçmenleri tehdit ettiğidir. - isimler ve bedenler değişti. yöntem aynı yöntem. gel de anlat. pkk'yı ülkeye bela eden bu özal denen İ..................?
