Yetmiş yıl geçti, ne yaptık¿?

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

Yetmiş yıl geçti, ne yaptık¿?

İletigönderen Ram » Pzt Kas 10, 2008 9:42

Yetmiş yıl geçti, ne yaptık¿? Yapamadıklarımız nelerdir¿? Yapmamız gerekenler nelerdir¿? Bu ülke için, en azından diğer 10 Kasım'a kadar, yine en azından çözümlemeler yapalım, ülkemizi geliştirmek için kendimizi geliştirelim. Cumhuriyetimizin; dünü, bugünü, yarını için fikirlerimizi dile getirelim, Gazi Paşa'nın izinden yaşlı-genç, kadın-çocuk gittiğimizi ispat edelim.

"Benim nâçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!" diyen Ulu Önder Mustafa Kemâl ATATÜRK, benim için yas tutun dememiş de Türkiye Cumhuriyeti demiş. Bu sebeple olsa gerek, -ti sesi yerine Harbiye Marşı, Âşık Veysel'in ağıtı yerine İzmir dağlarındaki çiçeklerin sesi çınlıyor kulaklarımda...

İlk konu: Açık, örtülü, belirsiz düşmanlarımız


- Savunma ve hücûm
- Sabır ve araştırma / geliştirme
- Değerlendirme ve bilgilendirme

... alt başlıkları altında, fikirlerimizi, düşüncelerimizi, hislerimizi, yaşanan yahut yaşanabilecek gelişmeleri ve benzerlerini burada tartışalım.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen İlteriş » Pzt Kas 10, 2008 10:20

Hayatta en gercek yol gostericinin bilim oldugunu bir turlu anlayamadik, ulke ve millet olarak cok daha iyi kullanabilecegimiz potansiyelimizi, bilim eksikliginin sonucu olan zarar ettiren yatirimlar yaparak carcur ettik! (Ornegin, Bolu Tuneli'nin yapimina jeolojik zemin etudu calismalari yapilmadan baslanmis, ve 57 tane fay tarafindan kesilen bir hatta tunel yapilmaya calisilmis, her depremde gocmesi sonucu bu ulkenin milyarlarca dolari bypas edilen tunellere paralel tuneller acilarak carcur edilmistir)

Konya ovasi gitgide collesmektedir, burayi damla sulama teknigiyle dunyanin en genis ve verimli arazilerinden biri haline getirebilir, bolgede orman ve tarla ciftciliginin yanisira hayvancilik ve biyoyakit uretimi bile yapabilir, Turkiye Cumhuriyetinin temeline bir saglam ekonomik sigorta daha koymus olurduk. Sayet bilime onem vermis olsaydik:-(

Gazi pasanin kendisini unutup dediklerini yapsaydik da olurdu, ornegin "Ben size miras olarak hicbir dogma ve kaliplasmis dusunce birakmiyorum. Benim mirasim bilim ve akildir" sozunun geregini yapsaydik, inanin onun adini unutmus olmamiz bile milletimizin bekasi acisindan cok onemli olmayacakti (Milletimizin vefasi acisindan elbette onemli olacakti, yani misalen soyluyorum).

"Bir tek seye ihtiyacimiz var, Caliskan olmak!" sozu surekli kulaklarimizda cinlasaydi, sanirim o Isik evlerini, o dershaneleri biz acar, cocuklarimizi ve genclerimizi bilimsel dusunce ile egitir ve ortalikta dolasan cahiller surusunun cehaletlerinin cezasini yine bizler cekmezdik.

Kur'an-i Kerim'i sadece Turkce olarak okunup anlasilmasini saglasaydik, Ataturk'un yapmaya calistigi gibi, bugun din somurusu veya laiklik diye bir sorunumuz olmazdi, cunku halk kendiliginden gorurdu ki, Islam dini kendinin kullanilmasina, tarikatlarin varligina karsi cikmaktadir.

Aklima geldikce buraya yazacagim, memleketimizin rayina oturmasi icin ve Atamizin aziz hatirasi icin dua ediyorum ve oyle zor sartlarda bir Mustafa'yi gondererek bu milleti kurtaran Allah'a sukrediyorum bugun.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen Ram » Pzt Kas 10, 2008 11:13

gokturkmehmet, doğru tespitlerin için teşekkür ederim. Yalnız, "Bilim ve cehalet" başlığını, ikinci konu olarak işlemeyi düşünüyorum.

Işık evleri yayıldı ve şimdi de sivil! evleri yayılmaya başlamaktadır. Elin turuncu partilerinin elemanları, aldıkları on binlerce dölarla köy köy, kasaba kasaba, ilçe ilçe dolaşıp örgütleniyor. Demek ki, bu tür düşmanlara karşı, yetmiş yılda bir savunma refleksi geliştiremediğimiz gibi, buna karşı hücûmda yetersiz olunduğu kadar, yine bir hücûm taktiği olarak aynı tür yapılanmalara da gidilememiştir ve gidilememektedir.

CEVİZOĞLU ve bir katılımcı (telefon konuğu), evvelki izlencede bu konuya değinmiştir. Benim de yakînen şâhit olduğum başarısızlıktır bu. Yazık ki, bu millî ve Atatürkçü geçinen dernek ve benzerlerinin çoğu üyesi durumdan bîhaberdir. Yöneticilerinin de yine büyük çoğunluğu; nerede beleş, oraya yerleş mantığıyla hareket ederek ceplerini doldurmak gayretindedir.

Yüzleri yoktur tükürmeye, bin şâhit ister Kemâlci demeye...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen İlteriş » Pzt Kas 10, 2008 11:42

Ram cok dogru bir tespit eklemissin, orneklendireyim;

Uyesi oldugum ADD'nin yonetim kademesinde bulunan insanlarin hayattaki en buyuk amaclari ADD'nin yonetiminde kalmaktir, ve de ADD yonetimine talip olan Ataturkcu gecinenlerin ise hayatlarindaki en buyuk amaclari ADD yonetimini ele gecirmek, ve eger ele gecirirlerse de bu konumlarini korumaktir.

Bunu nereden cikariyorum,

Bana surekli birbirleri ile kendi iclerinde yaptiklari kavgalarda kimin hakli kimin haksiz oldugunu anlatan e-postalar gonderiyorlar. Sanki bu insanlarin her biri, ADD ve benzeri orgutlenmelerin temel amacini unutmus gibiler. Amac Ataturk ilke ve devrimlerini topluma anlatip benimsetmek degil midir? Ama bu arkadaslar "ben benimsetecem, Hayir ben benimsetecem! diyerek yillardir neredeyse bir ise yaramayan atil bir hale getirdiler bu orgutu. Yahu arkadas kiziyoruz felan ama, Amerika'da ornegin, Obama secim kazaniyor, Mccain "bundan sonra benim baskanimsin, her turlu konuda yardima hazirim" diyor, Obama zafer konusmasinda "Sayin mccain'in yardimlarina her asamada ihtiyacimiz olacak, yakin calismayi surdurecegiz" diyor.

Simdi sunu sormak lazim, biz begenmedigimiz bu adamlar kadar bile neden olamiyoruz? Neden yukarida verdigim ornekteki gibi herkes ulkesinin cikarlarini on plana koymuyor, ulkesi sozkonusu ise anlasmaya gitmiyor birbiriyle. Onemli olan bu ulke hayirina ETKILI calismalar yapmaksa bunun yolu, soz konusu kurumda tam bir birlik beraberlik saglamaktan gecmez mi?

Sanirim bizi yonetecek UST BIR ZEKA ya ihtiyac duyuyoruz, bu cocukca, gereksiz, hastaliklarimiz her kurumumuza sirayet etmis durumda. Ataturk gibi bir lidere en cok bu noktada ihtiyac duyuyoruz. O, ufak tefek farkliliklara teferruat diyerek, bu milleti tek bir hedefe kilitlemesini bildi, boyle bir zekaya ihtiyacimiz var. Ve sanirim boyle bir sistem icerisinde yukselebilmesi icin kendini iyi saklamasi gerekiyor bu insanin.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen luzismud » Pzt Kas 10, 2008 11:43

acik, örtülü, belirsiz düsman ....

Bu tanimlamaya en uygunu kendimiziz herhalde. Atatürkcü diye ortalikta dolasan herkesi sehsen tanimam mümkün degil ama tanidiklarimdan utaniyorum... Bu kadar sinmis, sindirilmis bir ideoloji daha var midir bilmiyorum.

Benim görüsüm Atatürkcülük yada Kemalizm bir ideoljidir... Ancak ne yazik ki biz bunu özümseyemedigimiz icin canli tutamadik. Tabii ki bunda dis etkilerinde yardimi oldu. Ama bu etkiler herzaman olacaktir, esas olan bu etkilere ragmen Kemalizmi yasatabilmek, büyütebilmekti yapamadik...

Ama neyse ki tarih denilen sey ne kadar carpitilsada arasinda gercek kirintilari barindirabiliyor ve gören gözler bunlari secebiliyor. Hedefimiz bu kirintilari sabirla toplayip, koruyup büyütmektir. büyütemesek bile en azindan sonraki kusaklara aktarabilmek olmalidir.

Atatürk hayatinin hemen hemen tamamini egemen güclere karsi savasla gecirdi. Hem gercek ve hem de mecazi anlamda savasarak... Evet bu egemen gücleri topraklarimizdan kovdu ama bu gücler yasamaya devam etti ve ediyor. Neredeyse Tüm dünyayi kontrol eden egemen güc, hadi adini da koyalim EMPERYALIZM, dünyanin bir parcasi olarak Türkiyeyi de kontrol ediyor. Buna karsi dayanmak cok zor.

Ideoljisi, metodlari, sonuclari tartisilabilir ama ben bu konuda KÜBAyi hayret ve gipta ileizliyorum. Bir hedef üzerine kenetlenmisler yillardir dünyaya kafa tutuyorlar. Sovyetler bile cöktü, komunizmin esamesi okunmuyor ama onlar israrli. Gerci onlarda da bozulma basladi ama bu kadari bile takdiri hakediyor...
Kullanıcı küçük betizi
luzismud
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 170
Kayıt: Cum Mar 21, 2008 1:25

İletigönderen bezgin » Pzt Kas 10, 2008 16:54

Yanlislarimiz cok. Ama Bekir Coskun'un da dedigi gibi "Cocuklar geliyor bir taraftan, yeni nesil geliyor"

Ben herseyden önce icinde vatan sevgisi olan herkesle sucu bucu demeden isbirligi yapilmasi taraftariyim. Tabi sucu buculugun da belirli sinirlari var uluslararasi emperyalist güclerle isbirligi icinde olan sucu bucular var. Onlara gittikleri yolun yanlisligini göstermeliyiz, anlatmaliyiz. Anlamalarini saglamaliyiz. Bu ülkenin her karis topragi ne kadar degerli bunlari bu saatten sonra herkese hissettirmeliyiz. Siddete bulasmamis herkesle sonuna kadar tartismali, ortak bir sonuca ulasmaliyiz.

Egitim Birligi Yasasi'nin gerekleri bir an önce yerine getirilmelidir. Imam Hatiplerde bu yasanin gereklerine göre icerik düzenlemesine gidilmeli. Özel Okullar kaldirilmalidir. Egitim politikasi gelecek icin üretecegimiz stratejilerin merkezine oturtulmali. Yüce kitap Kur-an bile okumamizi emrederken, bizim dünyadaki gelismelerden, bilim ve sanattan uzaklasmamiz bir ihanettir. Saglikli beslenemeyen, vaktini ve enerjisini türlü tehlikeli aliskanliklara ve politik aygitlasmaya harcayan genclerimize hic olmazsa tam gün egitim ve okulda ögle yemegi verilmeli. Kiz veya erkek okula ve okumaya özendirilmeli.

Atatürk'ün baslattigi "Yurttaslik Projesi" günün sartlarina göre düzenlenerek, kaldigi yerden devam ettirilmeli, vatandasligin ne demek oldugu, bize ne gibi sorumluluklar yükledigi yeniden hatirlatilmali. Topraga, suya ve müzige sahip cikilmalidir.

Gecen yillari geri getiremeyiz ama hatalarimizi düzeltebiliriz.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

İletigönderen İlteriş » Pzt Kas 10, 2008 19:02

RAM yazmis;
Demek ki, bu tür düşmanlara karşı, yetmiş yılda bir savunma refleksi geliştiremediğimiz gibi, buna karşı hücûmda yetersiz olunduğu kadar, yine bir hücûm taktiği olarak aynı tür yapılanmalara da gidilememiştir ve gidilememektedir.


Baska bir konu basligi altinda da sanirim, bu gruplarin hareket kabiliyetini genisleten yasalar cikarildigindan soz etmistin.
Bu noktada bir onerim olacak;

Acaba yasal zemindeki bu bosluklardan bizler de karsi orgutlenmeler kurarak yararlanamaz miyiz? Esasen senin bu noktadaki basarisizliktan bahsettigini biliyorum, sadece bu ayrintili olarak calisilmali, ve en az onlar kadar girisken olmamiz gerektigi tartisilmali ve vurgulanmalidir diye dusunuyorum,
su soruyu da o yuzden sormak ihtiyaci hissediyorum;

Biz caliskan miyiz?

Saygilarimla
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen Ram » Pzt Kas 10, 2008 23:29

gokturkmehmet, elbette yararlanabilinir. Lâkin dediğimiz gibi, bundan yararlanacak olanlar varsa da, bu şimdiki kadrolar olmayacaktır. Yoksa şu an için konuşuyorsak, -bir genellemeyle battığımızda- çalışkanlığı bırak, tembeliz, hantalız, Bezgin Bekiriz diyebiliriz.

Açık Düşman: Karşı-Devrim unsurları

Madde A: Işık Evleri ve karşı yaymaca (propaganda)

Savunma: Cumhuriyet temelleri, Gazi Paşa ve İslâm dini uyumluluğu

Hücûm: Benzer yapılanmalara gidilmesi; Vatan Evleri, Halk Evleri, Cumhuriyet Yurtları

Hücûm, savunmadan daha teferruatlı ve maddi imkânlar ele alındığında ise çok daha zordur. Savunma için her daim para gerekmezken, hücum için her daim para gerekmektedir. Para için, gönüllü zengin aramaktan çok, belli geliri olanlardan her ay belli miktar toplanan bir sistem aranmalıdır. Üstelik, karşı taraftaki gibi cennet vaat edip gönüllü kazanarak maddi giderleri hafifletme imkânı da yoktur. Vatan-Millet-Sakarya anlayışndan hareketle de, pek gönüllü toplanamaz. Bunun dışında, medyadan belli desteklerin dışında destek beklemek de hâyâlciliktir. Tabii, bütün bunları, bugünkü hâl ve şartlara göre değerlendiriyorum. Dünü unutmuyorum fakat konuşmaya da gerek duymuyorum. Gelecekte ise ne olacağı şimdilik bir muammadan ibarettir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen kaye » Sal Kas 11, 2008 1:03

Ram herşeyi söylemişsin sen zaten madde madde. Bana da şunlar kalmış:

Eğer bu millet şaşırır da!!, Yaşar Nuri, Osman Pamukoğlu gibi adamları iktidara getirirse, ya da Banu Avar, Hulki Cevizoğlu, Nihat Genç gibi adamlar parti kurar ve de halk yine şaşırıp bu insanları seçer, bu insanlar da sonradan değişmezlerse birşeyler olabilir..
Bunlar da olmazsa görev güncel meydana düşecek galiba. Artık birimizin liderliğinde biz toplanacağız belki de.. Fakat o zamana kadar memleketin her karışı satılmış, hiçbir teşekkülü kalmamış, bankası yok, medyası yok, iletişim-enerji üretim hiç bir şey yok, köylüsü yok, işçisi yok, aydını yok (hepsi hapishanede, sürgünde veya mezarda olacağı için); halkın çoğu dinci ve tekkede, 25 karılı bir şeyhin eteğinin altında, veya hizmetçi, köpek, kula kul olmuş olacağı için işimiz zor olacaktır..
Artık yeniden tekalif-i milliye kanunları mı çıkartırız, herbirimiz Samsun'a, Aydın'a, Mersin'e mi çıkarız o gün karar veririz.
*********************************
Aslında yukarıda yazdıklarımın hiçbirini komiklik olsun diye yazmıyorum, ne durumda olduğumuzu, nereye gideceğimizi ve de kurtuluşun yine sadece millette olduğunu söylemek istiyorum..
Yalnız:
Kula bela gelmez Hak yazmayınca,
Hak bela yazmaz kul azmayınca..
misali başımıza gelen belalardan hâlâ daha ibret almadığımız ve aklımızın başımıza gelmesi için daha büyük belalar beklediğimiz için o günlerin çok ta uzak olmadığını düşünüyorum...
Şimdi bu yazdıklarımdan sonra sizinle bir şiir paylaşacağım, yalnız şiiri bu yazdıklarıma uyarlamaya çalışırsanız siz bilirsiniz, çalışmasanız da biz biliriz...

Vatan İçin..

Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.

Orhan Veli Kanık
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57


Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x