Bedar Sendromu Bedarbedarbedar
Şüphesiz eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın 32. Gün Programında yaptığı açıklamalar kör gözler için çok yakın tarihimize ışık tutması bakımından önemli. Kör gözler için önemli zira son bir kaç yıldır gayet net bir şekilde darbe tehlikesi bulunduğunu bilenler ve görenler bunların artık sadece malumun ilamı niteliğinde olduğunun farkında. Ama hatırlamak gerekir ki çok değil 2-3 sene öncesine kadar darbe tehlikesi olduğunu söyleyenler TSK'yı yıpratmak, kasıtlı olarak TSK karşıtlığı yapmak, Amerikan uşağı, liboş, sorosçu, fethullahçı olmak vs. gibi bir çok sıfatla anılan marjinaller olarak lanse ediliyordu. Ve genel olarak da "Yok öyle şey kardeşim ne darbesi bu devirde, geçti o dönemler onlar eskidendi" argümanı ve rahatlığıyla iddialar bertaraf ediliyordu. Yakın bir zamanda bu tehlikenin varlığından bahsedenler bu kez kısmen haklı olmakla beraber, ordunun içindeki bir kaç maceraperest meczubu sanki ordunun idaresini ellerinde tutanlarmış gibi lanse etmekle ve yine kasıtlı TSK aleyhtarlığı ile suçlanmıştı. Ve bu argüman Büyükanıt'ın 32. Gün programında yaptığı açıklamalara kadar hatırı sayılır bir kesim tarafından kullanılmaya devam etti.
Büyükanıt önceki gün çok büyük bir maharetmiş gibi 27 Nisan e-muhtırasının kendi kaleminden çıktığını açıkladı. Tabii kendisi bunu Manevi bir numara Demirelin suçlamalarına(!) karşı Gerekenleri yaptım tarzında bir savunma olarak dile getirdi. Ancak aslında sözleri, hakkında suç duyurusunda bulunulması için yeterli bir itiraf. Peki Büyükanıt yarım asırlık devlet adamlığında, ülkenin en önemli kurumlarından birinin en üst noktasına gelmiş biri olarak, söylediklerinin işlediği suçun itirafı niteliğinde olduğunu bilemeyecek durumda mı? Aslında bu sorunun cevabı yine Birandın programında yaptığı açıklamalarda gizli.
Büyükanıt E-muhtırayı neden Cuma gecesi yayınladınız? sorusunu, ertesi gün Ankarada işim vardı diye cevapladı. Bu, Vallahi bir gece ansızın çıkıverdi elimden tonundaki gayet laubali ve rahat cevap, ordumuzdaki bazı subayların bir tür virüsün etkisinde olduğunu göstermekte. Evet, yanlış okumadınız bu bir tür hastalık. Virüsün nekahet dönemi oldukça uzun sürüyor ve genellikle generallik döneminde belirti göstermeye başlıyor. Virüsün ilk görüldüğü yerin, 2. Abdülhamit devrinin Selanik şehri olduğu belirtilmekte. Bilindiği üzere o dönemler geleceğin İttihatçı gençleri Selanikteki Beyaz Kule etrafında ve Aristotales Meydanında yoğunlaşmış olan cafelerde oturup sabahlara kadar Osmanlıyı kurtarma planları yaparlardı. Bu toplantıların sonucunda İttihat ve Terakki önceleri gizli sonraları ise açık bir muhalif örgütlenme olarak ortaya çıktı ve o dönemden bu döneme İttihatçı gelenek ülkenin idaresine TSK ve başka bir takım karanlık yapılanmalar aracılığı ile hakim oldu.
Selanikte ortaya çıkan bu virüs 31 Mart Vakasını bastırmak üzere İstanbula gelen 3. Ordu ile önce İstanbula ardından Cumhuriyetin kurulmasıyla Ankaraya ve sonunda tüm memlekete yayıldı. İlk dönemlerde virüsün nasıl bulaştığına dair pek bir bilgi yok ancak Cumhuriyet sonrası dönemde virüsün kurmaylık sınavıyla subaylara bulaştığı düşünülüyor. Virüsün sebep olduğu hastalık Bedar Sendromu adını taşıyor. Vücutta demokrasi seviyesinin artması Bedar Keseciğini tetikliyor. Beyindeki Bedar Merkezinin de harekete geçmesiyle kişi Bedarlamaya başlıyor. Ve durmaksızın Bedarbedarbedarbedarbedar diye bağırıyor. Şimdiye kadar bulunan tek ve kesin çözümü Darbe yapmak. (bkz. Dido Reklamları)
Maalesef ordumuzdaki bazı generaller bu hastalığın etkisinde kalarak Darbe yapıyor veya Darbe teşebbüsünde bulunuyor. İşte Büyükanıtın aslında cevabını vermekte zorlandığı Neden Cuma gecesi? sorusunun yanıtı 27 Nisan gecesi Bedar Sendromuna yakalanmış olması ve Hiç değilse internetten bir muhtıra yayınlayayım belki geçer demesidir. Maalesef hiç hak etmediğimiz yarım yamalak bir demokrasi tarihine sahip olmamızın nedeni Bedarı gelenin Darbe yapmasıdır. Bu tarihi hastalıktan kurtulmanın tek yolu da bu İttihatçı virüsü başta ordumuz olmak üzere ülkemizin tüm kurumlarından yok etmektir.
- Yorumlar (3)
Hasan Özlem / 9 Mayıs 2009 11:18
Harika
Harika olmuş eliniza sağlık... Yazıkki yaşını başını almış hayatta sahip olunabilecek en büyük titrlere ulaşmış insanların taze beyinler tarafından tiii geçilecek duruma geldiği için, yaşadığım ülke adına üzülüyorum. Gençlerin olay konusu ettiği bu insanlar, bu ülkenin kaderini çizdiler ve çizmeyede devam ediyorlar. Neyseki aklı çalışan bi gençlik var. Eskisi gibi muz cumhuriyetine çok istedikleri halde çeviremiyecekler bu ülkeyi....
________________________________
Merve Güneş / 8 Mayıs 2009 20:20
::)
Trajikomik bir yorum. Tebrikler
________________________________
mustafa okçu / 8 Mayıs 2009 19:26
ilginç
çok sıradışı bi eylem tebrikler
Kaynak:
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gencsiviller.net/artikel.php?artikel_id=224