Camiyi Kiliseleştirmek / Zahide UÇAR

Camiyi Kiliseleştirmek / Zahide UÇAR

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Pzr Ağu 12, 2012 5:18

Camiyi Kiliseleştirmek

Erdoğan; “Müslümanların tek ibadet yeri camidir” dedi.

Camiyi putlaştırırken İslam’a da iftira etti.


Beyler ve bayanlar;

Hrıstiyan kilisede ibadet eder, Museviler Havra’da.

Oysa Müslümanlar pis olmayan her yerde ibadet edebilir.

Yani; “Allah bütün yeryüzünü Müslüman’a mescit kılmıştır.”

Müslüman’ı ve ibadetini cami ile sınırladığınız an o camiyi kilise veya havralaştırmış olursunuz.

3 Bakanlık bütçesine sahip Diyanet İşleri Başkanlığı ile zaten Ruhban sınıfı yarattınız.

Hristiyanlık neden bitti biliyor musunuz?

Hristiyanlık papazların dini haline geldiği zaman bitti.

Musevilik Hahamların dini haline geldiği zaman bitti.

Günümüzde İslam’ı kazanç kapısı haline getiren zalimler, İslam’ı hocaların dini haline getirmeye çalışıyor.

Bu kurdukları tuzak kendilerine dönecek. Çünkü Allah’ın(c.c) sözü var:

“İslam dini ve Kuran varlığını kıyamete kadar sürdürecektir.”

Bu ahde göre o zaman kimler yok olacaktır?

İslam’ı hocaların dini haline getirmek isteyenler tabii..

Camiyi bir başına kutsallaştırdığınız zaman o cami PUT olur. İbadethaneleri kutsal kılan içinde ibadet eden İNSANDIR!!.

İnsan’ın olmadığı ibadethaneler sadece taş, beton ve demir yığınıdır.

Allah “ben insanın sırrıyım, insan benim sırrım” buyurmuştur.

Kabe Halil İbrahim Peygamberin evi, kalp Celil’in(Allah’ın) evidir.

O yüzden de; “Yere göğe sığmam, mü’min kulumun kalbine sığarım.” (Kutsi Hadis) buyurmuştur.

O kalpleri yıkmakta hiçbir sakınca görmeyenlerin, zalime boyun eğip, mazluma zulmedenlerin, camileri kilise ve havraya çevirmelerine şaşacak bir durum yoktur.

Şimdi bazı aklı evveller “mü-min” demiş ama der. Kendilerinden başkasını mü-min görmüyorlar ya(!)?. Bunlara cennet babalarından miras kaldı ya? Kim mümin, kim değil, karar verme mercii olarak ta kendilerini yetkili kılmakta bir sakınca görmeyeceklerdir.

Oysa bir tohum TOPRAKLA BULUŞMASA bile aslının bütün özelliklerini içinde taşımaktadır. Ve Allah kuluna son nefesini verene kadar ruhsat tanımıştır.

O verilen ruhsata müdahil olmak kimsenin haddi değildir.



İbni Mülcem’in Mirasçıları

Müslüman-Mazlum Kanına Doymayanlar…

Amerikan Dışişleri Bakanı ülkemize geldi. Ramazan ayında, daha çok kan dökülsün diye buyurdular. Kime? İbni Mülcem’in mirasçılarına.

Kimdir İbni Mülcem?

Hz. Ali’yi bir Ramazan ayında “tıpkı günümüzde olduğu gibi” camide şehit eden katildir.

İbni Mülcem zamanımızdaki mirasçıları gibi Allah adıyla işliyor cinayetini.

Hz. Ali camide uyuyanları “namaz” diye uyandırırken İbni Mülcem;

“Yâ Ali! Hüküm ancak Allah’ındır” diye bağırarak Hz.Ali’nin mübarek başlarına bir kılıç vurdu. Kılıç, Hendek savaşında Amr’ın yaraladığı yere geldi; imâme yarılmış, kılıç mübarek başlarına gömülmüştü.

Hz. Ali’nin yere düşerken söylediği sözler günümüz din cahillerine de ibretlik mesajlar iletmektedir.

Yere düşmüştü Hz.Ali; “Andolsun Kâ’be’nin Rabbine” buyurmuştu. "Kurtuldum" dedi. Ve devam etti:

“NAMAZ KILAN MELUNLARIN DÜNYASINDAN KURTULDUM.”
“MÜSLÜMANIM DEYİP MÜSLÜMANLARA ZULMEDENLERİN DÜNYASINDAN KURTULDUM.”


Yazılarımızda maddi ve siyasi kazanç için dini kullananları eleştirdiğimizde; “bunlar camiye gidiyor” diyen cahillere Hz. Ali’nin bu sözleri KAPAK olsun!!.

İbni Mülcem Kufe’ye Hz. Ali’yi öldürmek üzere geldiğinde zemin yoklaması yapmaya başladı. Araştırma yaparken “Kuttame” adında bir kadına rast geldi ve aşık oldu. Hz. Ali’yi öldürmekten vazgeçerek kadına evlenme teklif etti. Kuttame’nin evlilik için bir şartı vardı. Mehir olarak Hz. Ali’nin öldürülmesini şart koştu.

Zamanımızın İbni Mülcem’leri, KUTTAME’nin rolüne soyunan Clinton, Obama vb. ile “İKTİDAR NİKAHI KIYANLAR”,[b] Türkiye’den başlayarak Müslüman coğrafyada Hz. Alilerin kanını “MEHİR olarak sunmaya” [/b]devam ediyor.

Hz. Ali Kufe’ye geldiğinde üzerinde bir elbise vardı. 4 yıl devlet başkanlığı yaptı. Şehit edildiğinde gene üzerinde aynı elbise vardı.

Şimdi “ben de Alevi’yim” diyerek Hz. Ali’ye sahip çıktığını söyleyen zat, öbür taraftan Alevi kardeşlerimizi küçümseyerek kışkırtıyor. Bölücülük yaparak hem anayasa, hem insanlık suçu işliyor.


Amerika’nın Türkiye üzerindeki planlarından ikisi:

1- Türk-Kürt ayrışması üzerinden iç savaş çıkartmak. Erdoğan “Kürt Sorunu” söylemiyle bu projeye destek oldu. 10 yıldır PKK lehine, Türk Milletinin aleyhine politikalar geliştirdi.

2- Alevi-Sünni çatışması çıkarmak. Erdoğan şimdi de Alevi-Sünni kaşımasıyla Amerika’nın 2. Projesine hizmet ediyor.

Çocuklarımı okutamıyorum noktasından, dünyanın en zenginleri arasına giriveren Erdoğan, 4 yıl aynı elbise ile devlet başkanlığı yapan Hz. Ali’nin yolunu takip ettiğini söylüyor(!)..

Doğru, İbni Mülcem’de Hz. Ali’nin yolunu takip etti. Ama öldürmek için.

Bundan beşbin yıl önce FİSAGOR Delfes Mabedinin kapısına altın harflerle şunu yazmıştır:

Adet kainatın
Tekamül hayatın
Birlik ALLAH’ın kanunudur.


Beşbin yıl sonra ortaya çıkan şahıs; bölücülük ve kan üzerinden iktidarını sürdürüyor.

Allah’ın kanunu olan “birliğe muhalefet ederek”, şeytanın “böl, fitne çıkar” buyruğuna itaat ediyor.

Ekilen kin tohumlarından, bütün İslam coğrafyasında “kan çiçekleri” yükseliyor.

Zahide UÇAR, 12 Ağustos 2012
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x