Zikzaklı Politika Niye? / İsmail MÜFTÜOĞLU

Zikzaklı Politika Niye? / İsmail MÜFTÜOĞLU

İletigönderen Güncel Meydan » Cmt Eyl 10, 2011 18:18

Zikzaklı Politika Niye?

İsmail MÜFTÜOĞLU

Emperyal güçlerin planladığı tarzda İslam ülkeleri yeniden dizayn edilmekte ve siyasi rejimleri demokrasi yalanı ile değiştirilmeye çalışılmaktadır. Tunus’ta başlayan bu hareket kısa zaman içinde egemen güçlerin arzu ettiği tarzda değişikliğini tamamlamış, ardından sıraya Libya alınmıştır.

Libya 1551 yılında Sinan Paşa ile Turgut Reis tarafından Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir. Uzun bir geçmişten sonra yine emperyalist güçlerin programlamaları sebebiyle 1911 tarihinde İtalyanların istilasına uğramış, bu istilaya karşı Osmanlı üç cephe oluşturmuştur.

Birinci cephe Trablus Komutanlığı (Kurmay Albay Neşet Bey komutasında), diğeri Bingazi Komutanlığı (Kurmay Binbaşı Enver Bey komutasında), üçüncü cephe de Derne Komutanlığı (Kurmay Binbaşı Mustafa Kemâl komutasında). İtalyanlar bahis konusu topraklara takriben 130.000 asker çıkarmış olmasına rağmen, savaş alanında başarılı olamamıştır. Ancak dış güçlerin müdahalesi ile 15 Ekim 1912’de aktolunan Ouchy Anlaşması ile bazı şartlar muvacehesinde Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya verilmiştir.

Ouchy Anlaşmasına göre vezir rütbesi taşıyan bir Osmanlı memuru Osmanlı padişahını temsilen ve saltanat naibi sıfatıyla ülkeyi idare edecekti. Yüksek dini görevliler İstanbul’dan tayin edilecek, Rodos, 12 Ada boşaltılıp Osmanlılara terk edilecek, İtalya kapitülasyonların kaldırılmasını kabul edecek ve İtalya Libya eyaletinin vergisi olarak Osmanlı hükümetine yıllık 90.000 altın ödeyecekti. Aniden patlak veren Birinci Dünya Savaşı bu anlaşmanın tatbikatına fırsat vermemiştir.

360 yıl Osmanlı hükümranlığında kalan Libya rahat bir nefes almıştır. Osmanlı döneminde Libya muhteşem eserlerle donatılmıştır. Yakın tarihimize kadar Türkiye – Libya münasebetleri doğru çizgide devam etmiş, nitekim 1974 Kıbrıs Barış Harekatı esnasında bugün düşman ilan edilen ama o gün Türkiye’ye dost elini uzatan Muammer Kaddafi 13.000 uçak mermisini refakatinde uçaklara yükletip, Türkiye’ye göndermiştir. Ayrıca sayı tahdidi yapılmaksızın satın alınabilecek Fantom uçaklarının faturalarının kendisine gönderilmesini talep etmiş, böylece kadirşinaslık göstermiştir.

Mevcut AKP hükümeti döneminde Libya – Türkiye münasebetleri sıcak bir atmosferde devam etmiş, Sayın Başbakan Erdoğan ile Kaddafi her vesile ile kucaklaşmıştır. Vakta ki Trablusta’ki savaş öncesinde olduğu gibi emperyal güçler araya girmiş ve yaptıkları planlar sonucunda bu dostluk görüntüleri ortadan kaldırılmıştır. AKP hükümetinin Libya’ya karşı takındığı dış politika zikzaklı olmuştur.

Nitekim Sayın Erdoğan, 28 Şubat 2011 tarihinde yaptığı bir açıklamada; “NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle saçmalık olabilir mi? NATO’nun ne işi var Libya’da? Libya’ya nasıl müdahale edebilir? Bakın Türkiye olarak biz dedik ki, biz bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez” dedikten sonra, 20 gün sonra yani 20 Mart 2011 tarihinde de yaptığı açıklamada; “NATO Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya gitmelidir” demiştir. Ardından NATO’nun işgal gücüne Türk askerlerini katıp, yapılan bombardımanlar vesilesiyle yüzbinlerce Libyalının ölümüne iştirak edilmiştir. Libya’ya karşı Hıristiyan ırkçı emperyal kuruluşu olan NATO safında yer alınması vicdan sızlatıcı bir olaydır.
***
Suriye’de neler oluyor?

Anladığımız kadarıyla Suriye İsrail’e geçit vermediği, elan İsrail’le de çatıştığı için hedef tahtası haline getirilmiştir. Dışarıdan kumandalı ve kurgulanmış olaylar bahane edilerek Suriye devletinin de ortadan kaldırılması için gizli girişimlerde bulunulduğu ve işbirlikçi olarak da Türkiye’nin kullanılacağı anlaşılmaktadır.

Daha düne kadar can ciğer olan yöneticiler bugün birbirine amansız düşman kesilmiş bulunmaktadırlar. Beşar Esad 17.10.2007 tarihinde Türkiye’ye resmi ziyaret için geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanı Gül tarafından sıcak bir ilgi ile karşılanmıştır. Daha sonra bir başka resmi ziyaret gelişinde, Beşar Esad Çankaya’da 21 pare top atışı ile karşılanmıştır. (5.8.2008) 18 Eylül 2009 tarihinde Beşar Esad’ın Türkiye’ye yaptığı iftar ziyareti de, ilişkilerin geleceği açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. 8 Mayıs 2010 tarihinde Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün davetlisi olarak eşi Esma Esad ile birlikte çalışma ziyaretinde bulunmuş, bu ziyaret esnasında önce Çırağan Sarayında Sayın Hayrünnisa Gül ve Esma Esad’ın da katılımları ile bir araya gelinmiş, daha sonra devlet erkanına ait yetkililer görüşmelere devam etmişlerdir. Arkasından da “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı ile Suriye Cumhuriyeti Enformasyon Bakanlığı arasında basın ve yayın alanında işbirliği anlaşması” ile “Hükümetler arası Nusaybin ve Kamışlı kara hudut kapılarının ortak kullanımına dair anlaşma” imzalanmıştır. Cumhurbaşkanı Sayın Gül her vesile ile Beşar Esad’a “değerli dostum” diye hitap etmiştir. Vizelerin kaldırılması da bu dostluğun semeresidir.

Sayın Başbakan Erdoğan’ın Beşar Esad’a yaklaşımı, Cumhurbaşkanı Sayın Gül’ün yaklaşımından farklı olmamıştır. Nitekim Beşar Esad onuruna verdiği iftar yemeğinde, coğrafya ve kader ortaklığından ve paylaşımcı ruhtan ve ortak düşmana karşı göstermiş oldukları fedakarlıktan dolayı teşekkürlerde bulunmuş, Suriye halkı için de; “Onlar bizim kardeşimiz” demiştir. Sayın Başbakanın ortak düşman diye vurgu yaptığı, açıkça söylenmemişse de bu coğrafyada hegemonya kurmaya çalışan batılı devletlerdir. Daha sonra kapı ardında üretilen senaryolar sonucunda, müstakil bir devlet olan Suriye’de cereyan eden olaylar için, Sayın Başbakan “bu olaylar bizim iç meselemizdir” demek suretiyle milletler arası hukuku ve cari olan diplomatik usulleri bir nevi ortadan kaldırmış ve Suriye’yi hasım olarak hedefe almıştır.

Bunun arkasında kimlerin olduğu, hangi plan ve programı ne zaman devreye koyacakları herkesin tahmin ettiği bir durumdur. Türkiye’nin Suriye’ye herhangi bir sebeple müdahale etmesini, ülke insanlarımızın tasvip etmesi düşünülemez. Zira Suriye’nin ortadan kaldırılması sadece ve sadece İsrail’in işine yarayacak ve İsrail’in dünya devletini kurma hayaline hizmet etmiş olacaktır.

Diğer taraftan bu görüntülerle uğraşılırken, NATO füze kalkanı projesini Türkiye’de konuçlandırmak için düğmeye basmıştır. Bundan maksat, Türkiye’nin emniyetini sağlamak değil, muhtemel bir İran savaşında İsrail’in emniyetini sağlamaktır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, bizler haksız kalkışmalara ve zalimce davranışlara her zaman karşı koyan bir milletiz. Bu meyanda zulmetme adına hareket edenlere karşı da tavır koyanlardanız. Bizim maksadımız ülkelerin yöneticilerini savunmak değil, tam aksi yöneticileri bahane etmek suretiyle ülkelerin insanlarının mahvına sebebiyet verebilecek olan savaş çığırtkanlığı yapanlara karşı tavır koymaktır. Bu bakımdan diyoruz ki, ABD vs ırkçı emperyalistlerin Suriye’yi ortadan kaldırma niyetlerine yardımcı olmak değil, karşı koymak durumundayız. Nitekim aklı selim sahibi Hamaslı ihvanın tavırlarına baktığımızda da; Halil Meşal, Ramazan El Buti ve sağduyu sahibi Müslümanlar Suriye’de dış güçler tarafından organize edilen olaylara onay vermeyip, sıcak bakmamaktadırlar. Çünkü dış güçler tarafından Suriye’ye herhangi bir askeri müdahalenin yapılmasını doğru bulmamaktadırlar. Bunun için biz de millet olarak batı medyasının ve çıkarcı Türk medyasının dolduruşuna gelmemeli, ABD ve NATO’ya bir başka ifade ile emperyal güçlere erketelik yapmaktan uzak durmalıyız. ABD adına Suriye’ye dayılanmak, kabadayılık yapmak asla doğru olmadığı gibi, İsrail ve ABD’ne dost olabilecek rejimleri desteklemek de asla doğru değildir. Bizim hadiseye bakışımız kardeşlik ölçüleri içerisinde olmalıdır. Çünkü inananlar kardeştir.

Not: NATO JANDARMASI OLMAYA,

KOMŞULARIMIZLA SAVAŞA,

AMERİKAN FÜZELERİNE

H A Y I R ! DEMEK İÇİN


18 Eylül saat:14.00’te Kadıköy Meydanında Şehitlerimize Saygı ve Komşularımızla Savaşa Hayır Mitingi yapılacaktır.



İsmail MÜFTÜOĞLU, 8 Eylül 2011
i-muftuoglu@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Şu dizine dön: İsmail MÜFTÜOĞLU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x