AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

Genel & Güncel Konular

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Ram » Pzr Eyl 19, 2010 1:08

alparslan42 yazdı:Kürt diye bir şey yok zaten. Onlarda kim nerede yaşarlar. Ne dilleri vardır ne kültürleri. Anadoluda sadece biz Türkler var. Başka kimse yaşamadı buralarda. Ne Rum ne Arap Ne Kürt? oldu bitti dünya kurulalı beri buralar zaten bizimdi. Aslında dünyada da Türkten başka bir millet başka bir kültür yok. Hepsi uydurma Ne Anglo saksonlar ne Germenler ne Vandallar. Bu tarihi yazanlarda zaten .ötlerinden uyduruyorlar(!)
Birşeyi yok saymak acaba o şeyi yok mu ediyor. Osmanlı Devleti bir Türk devletiydi, Selçuklularda, Gaznelilerde, Karahanlılarda İhşitlerde , Tolunoğullarıda Türk Devletiydi inkar eden var mı? Halklarına baktığınızda hepsi Türk müydü? Hayır. Ancak bu onların Türk Devleti olmadığı anlamına mı gelir? Gelmez peki bu kadar yaygara bu kadar kafatasçı faşist zihniyet niye. Kürt sorununu bu milletin kucağına bırakan sizin gibi düşünenler ve uygulamalarıdır. Şimdi biliyorum ki en ağır küfürleri ediyorsunuz ancak otuz yıldır yaptığınız küfürler bu sorunu büyütmedi. Daha da büyüttü. Kendi içimizde bitirebileceğimiz bir problem uluslararası arenaya taşındı. altmışbinden fazla insan öldü ve hala ölüyor.
Birde şu var sanki PKK terörünü AKP ortaya çıkarmış da sanki onlar hortlatmış. Otuz yıldır başka bir örgüt mü vardı bu işi yapan.
Maalesef sizin bu ulusalcı/ırkçı yaklaşımınız bu terörü hortlattı. Karşı tarafın ulusalcı/ırkçı cephesini hortlattı. Yazdıklarımdan PKK haklı sonucunu çıkarcak alıklara cevabım; PKK Kürt ulusalcı/ırkçı,faşist, marksist nesosyalist bir terör örgütüdür. Onların talepleride aynı çizgide ırkçı bölünmeye yönelik isteklerdir. Tamamıyla karşısındayım.
Bu güzelim coğrafyada birbirimizi anlayarak severek ve birbirimizi kabul ederek yaşayacağız. Birbirimizi inkar ederke yok sayarak değil. Yukarıda ırkçı satırları yazan arkadaşlara bir sorum: Bir Türk ana babadan değilde bir PKK sempatizanı Kürt ana babadan doğsaydılar bu seferde Kürt faşizanlığı mı yapacaktınız? Merak ediyorum.


Türklüğün yurttaşlık ve ulusal ekine bağlılık olduğu ulus-devlet-laik Türkiye Cumhuriyeti'nde, budunculuğun bölücülük-ırkçılık-ikilik olduğunu bilmeyen, algılayamayan ahmakların, hainlerin, şerefsizlerin türemesi doğal değildir. Örneğin yukarıdaki ümmetçi-bölücü-buduncu hamam havlusu, doğal olmayan yollarla türetilmiştir. Bu yollardan biri küresel düşmanların etkisi olduğu gibi, diğeri de -günümüze kadar- kuruluşun temeline aykırı uygulamalarda, söylem ve eylemlerde bulunan yöneten takımıdır.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen alparslan42 » Pzr Eyl 19, 2010 1:50

Bölücü-Buduncu-Ümmetçi Sinek : ...
Kullanıcı küçük betizi
alparslan42
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Sal Eyl 14, 2010 12:20

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen usta » Pzr Eyl 19, 2010 1:56

Ne sorunun var senin yalaka tarih bilncin yok burada ahkam kesiyorsun dürzü senin aklına bizden önce elini sıktğın bölücüler sıçar fazla kirletme burayı olmaz mı ! :kikirik:
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR
Kullanıcı küçük betizi
usta
Üye
Üye
 
İletiler: 34
Kayıt: Çrş May 26, 2010 23:13

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen sair » Pzr Eyl 19, 2010 3:43

Ya Bu Alparslan42 denen bolucu kopeklemi ugrasacaksiniz kapatin sunun hesabini lutfen buradaki degerli insanlar suna cevap vermekle zaman harcamasin lutfen
Kullanıcı küçük betizi
sair
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Kas 27, 2009 20:49

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Oca 13, 2011 21:02

AKP'den Türklüğe Darbe!

Anayasa Mahkemesi üyelerinin yemin metninden “Türk” ifadesi çıkarılıyor. Çoğunluğu ele geçiren iktidar anayasanın ilk 4 maddesini de değiştirebilecek.

Tasarıdaki “usul” tuzağı...

TBMM’ye sunulan “Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa Tasarısı” Türklük kavramını devre dışı bırakıyor. Tasarıyla anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri de riske girdi. Çünkü mahkeme artık sadece ‘usul’e bakacak, çoğunluğu elde eden parti istediği anayasayı yapabilecek.

Başkana adeta sınırsız yetki

ANAYASA Mahkemesi, artık Yargıtay ve Danıştay dahil tüm yargı kararlarını iptal edebilecek, idari kararların yok sayılmasına hükmedebilecek. Gerekli görürse beraat kararı bile verebilecek. Tartışma yaratacak düzenlemeler içeren tasarı, Anayasa Mahkemesi Başkanı’na da personel politikası konusunda çok geniş yetki veriyor.

Nasıl olur, aklım almıyor

TasarI, hukuk çevrelerinde şok etkisi yarattı. En sert tepki Danıştay Başkanı Mustafa Birden’den geldi. “Nasıl olur, aklım almıyor. Çok kötü sonuçlar doğurur. Tasarının bu haliyle çıkacağını düşünemiyorum” diyen Birden’e, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, avukatlar ve hukuk akademisyenleri de benzer tepkiler vererek katıldı.

Ayşenur sonunda hayaline kavuştu!

AKP’li Ayşenur Bahçekapılı’nın “Türklüğü anayasadan çıkaracağız yoksa demokratikleşmeyi yapamayız” sözünü 2 Aralık 2009’da manşetten duyurmuştuk.

Resim

Türklüğü bitirecekler!

TBMM’ye sunulan yasa tasarısında Anayasa Mahkemesi üyelerinin okuduğu anttaki “Türk milleti tarafından demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet” ifadesi çıkarıldı.

Haber: Macit SOYDAN

Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa Tasarısı, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Anayasa Mahkemesi’nin çalışma usullerine ilişkin hazırlanan kanun tasarısından, tartışma yaratacak düzenlemeler çıktı. Tasarı yasalaşırsa, bireysel başvuruları karara bağlama yetkisi tanınan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay dahil tüm yargı kararlarını iptal edebilecek, idari kararların yok sayılmasına hükmedebilecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, mahkemenin personel politikası konusunda geniş yetkilerle donatıldığı tasarıda, mahkeme üyeleri hakkındaki soruşturmalarda telefon dinleme yetkisinin kullanılabileceği de belirtildi.

Ant değiştiriliyor

Tasarıya göre, mahkeme üyelerinin okuyacağı anttaki Türk milleti ve Türk kelimeleri de ortadan kaldırılacak Anttaki “Türk milleti tarafından demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunan” ifadesi tasarıyla çıkartılırken, “Her türlü etki ve kaygıdan uzak olarak anayasanın dayandığı temel ilkelere uygun hukuk anlayışı içinde” ibaresi eklendi. Tasarıya göre, üyeler mahkemede görüşülmekte olan konularda görüş ve düşüncelerini açıklayamayacak, oylamalarda çekimser oy kullanamayacak, görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamayacak; davet olundukları toplantılara “başkanın izniyle” katılabilecek.

Tehlikeli durum

Ayrıca Anayasa Mahkemesi, başvuruları sadece usul yönünden inceleyecek. Buna göre bir iktidar Meclis’te anayasa değişkliği için çoğunluğu elde ettiğinde değiştirilemez ilk 4 maddeyi değiştirme imkanı bulacak. Buna tiraz edildiğinde Anayasa Mahkemesi’nin usüle uygun olduğuna karar verdiğinde bu maddelerin değişikliği yürürlüğe girecek. İşte bu değişiklikle tehtid altına sokulan Anayasa’nın ilk dört maddesi:

MADDE 1.- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3.- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
MADDE 4.- Anayasanın 1'inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Birden: Çok kötü sonuçlar doğurur

Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Anayasa Mahkemesi ile ilgili yasa değişikliği teklifine tepki gösterdi. Birden, “Böyle bir şey olamaz. Avrupa’nın hiçbir ülkesinde yok. Çok kötü sonuçlar doğurur. Düşünebiliyor musunuz, anayasa hükmü var ama onu da değiştirecekler. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı var, bu iptal edilecek. Çıkmasını düşünemem ama artık bir şey de söyleyemiyorum” diye konuştu. Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen de, yasa değişikliğiyle getirilen mahkeme kararlarını iptal yetkisiyle ilgili konuştu. Türmen, “Adli mahkemenin kararlarını iptal edip onun yerine karar vermez. AİHM’de olmayan bir yetki Anayasa Mahkemesi’ne tanınıyor. İptal yetkisi sadece anayasaya aykırı yasalarla ilgilidir” açıklaması yaptı.


YENİÇAĞ, 13 Ocak 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Oca 13, 2011 22:54

Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu Tayyip Bey?

AKP’nin nasıl bir Anayasa yapacağı, daha önce hazırlattığı taslaktan da bellidir gerçi ama son Anayasa Mahkemesi tasarısında da bir defa daha ortaya çıkmıştır ki, AKP’nin esas olarak Türk kavramı ile derdi vardır.

Dolayısıyla, “Ne Mutlu Türküm diyene” felsefesinin yaşamasını isteyenlerin AKP’ye oy vermesi mümkün değildir. Daha doğrusu Türk olmak, AKP’ye karşı olmayı da gerektiriyor. Çünkü AKP, Türklük kavramını Anayasa’dan çıkarmak istediği gibi Anayasa Mahkemesi üyelerinin ettiği yeminden “Türk milleti tarafından demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunan” ifadelerini de ortadan kaldırmaya karar verdi.

* * *
Tayyip Erdoğan ise basına, “Yeni Anayasa” hakkında, “Bu anayasayı anayasacılar yapmayacak. Toplumun geniş katmanları yapacak. Anayasacılardan son aşamada teknik yönden istifade edeceğiz. Sivil toplum kuruluşları, sendikalar, ekonomistler ve sosyal bilimciler bu anayasayı yapacak. En geniş anlamda katılım sağlayacağız. Toplumun anayasayı anlamak için tercümana ihtiyacı olmayacak. Seçimden sonra bunu gerçekleştirebileceğimiz bir Meclis tablosu arzu ediyoruz. Şu anda STK’larda başlayan çalışmalar var. Bundan gurur duyuyor ve teşvik ediyoruz. Anayasada, kısa öz ve ileri demokrasiyi hedefleyen, özgürlükleri, temel hakları teminat altına alan anlaşılabilir bir metin hayal ediyorum. Kadın hakları konusunda çok adım attık ama bu anayasa kadın haklarını teminat altına alacak. Aile yapımızı muhafaza altına alacak bir anayasa olacak. Şu andaki anayasada da bu koruma var ama daha somut bir teminat olması gerekiyor. Aile yapımızı bozmak isteyenler var” diye bilgi verdi.

Türk Milleti, kendi adının Anayasa’dan çıkarılmasına mı karar verdi ki, hem Anayasa taslağında, hem Anayasa Mahkemesi yasa tasarısında Türk ve Türklük ortadan kaldırılıyor? Erdoğan’ın peşinde gezen gazetecilerde bu konuda herhangi bir hassasiyet yok ki sormuyorlar! Veya Erdoğan’ın canını sıkacak bir soru sormanın, kişisel konumlarını tehlikeye düşüreceğini bildikleri için bu sularda yüzmüyorlar!

* * *
1982 Anayasası hazırlanırken, benim önerimle Son Havadis gazetesinde “Nasıl bir Anayasa?” başlıklı bir kampanya başlatmıştık. “Halkla birlikte hazırlanmayan veya halka dayanmayan Anayasaların uzun ömürlü olamayacağı” gerekçesiyle, soruyu herkese yöneltiyorduk. Fakat, kimseden sayfada yer verecek ciddi bir görüş gelmiyordu! Vatandaş, her meselesinin Anayasa ile çözümlenmesini istiyordu. Bu arada, en çok kullanılan ifade “Yeni Anayasa işsizliği çözsün” şeklindeydi. O sırada hocam olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin Anayasa ve İdare Hukuku hocaları ile de birebir görüşmüştüm. Açıkça belirtmemekle birlikte görüş bildirmeye korkuyorlardı!

* * *
Özetle Anayasa’yı halkın değerleriyle barışık ama evrensel hukuku iyi bilen uzmanların hazırlaması gerekir. Anayasa, bir ülkenin seviyesini gösterir. ABD ve AB kaynaklı fonlarla beslenen sözde sivil, gerçekte dış güdümlü toplum kuruluşlarının önerileri ile Anayasa hazırlanmayacağı gibi doğrudan vatandaşın katkısı ile de bir yere varılamaz.

Herhangi bir hastalığın tedavi yöntemi, vatandaşa sorularak bulunamaz. Uzman doktora başvurulur. Vatandaşa sorarak Anayasa yapmak iddiası, halk dalkavukluğundan başka bir şey değildir.

Gerçi bizde herkes her konuda uzmandır! Zaten böyle olduğu için genellikle cahiller tarafından yönetiliyoruz!

Tayyip Erdoğan’ı bir defa da Kur’an diliyle uyaralım:

“Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”


Arslan BULUT, 14 Ocak 2011, YENİÇAĞ
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen GEZGİN » Cum Oca 14, 2011 0:12

Türk Milleti’nin tasfiyesi seçimden önce başladı


22 Kasım 2010’da yazdığım “Demokrasi ve Milli Birlik Mücadelesi” başlıklı yazıma şöyle başlamıştım: “12 Haziran 2011’de gerçekleşecek seçimlerde Türk milliyetçileri açısından iktidar partisine ve CHP’ye karşı sürdürülecek olan mücadelenin özünü, demokrasinin yeniden tesisi ve milli birliğin savunulması oluşturmaktadır. Bu seçim bir kader seçimidir. Bir Türk milliyetçisini tarih bugüne kadar yaptıklarından daha çok 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi/sırasında nerede durduğu ile yargılayacaktır.”

12 Haziran seçimleri gerçekleşmeden AKP’nin sürdürmekte olduğu milli-üniter devletin tasfiyesi ve anti demokratik bir nizamın tesisi süreci hızlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerini düzenleyen AKP Hükümeti tarafından hazırlanan yasa taslağı, bu sürecin bariz örneklerinden birisidir. Yasa taslağında Anayasa Mahkemesi üyelerinin yeminlerinden “Türk Milleti” ve “Türk evlatları” kavramları çıkarılmıştır. Öyle ya, bu Anayasa Mahkemesi üyeleri de zaten Polonya’da görev yapacaklardır. Türk Milleti demeye ne gerek vardır? AKP böylece eğer 12 Haziran 2011 seçimlerini kazanır ise hazırlayacağı (aslında hazırladığı, ancak Türk Milleti ile paylaşmaya cesaret edemediği anayasa taslağı) Anayasa’dan da “Türk Milleti” kavramını çıkaracağını teyit etmiş olmuştur. Bu hususta şüphesi olan, “bunu da yapmazlar!” diyen dostlarımız var ise her halde bir kez daha düşünürler.

Anayasa Mahkemesi’nin yeni yasası da mahkemeyi bütün evrensel hukuk kurallarını çiğneyerek aklın sınırlarını zorlayan, demokratik-hukuk devletinin kurallarını ise çiğneyen bir noktaya taşıyor. Anayasa Mahkemesi, soyut anayasa yargısı yapan bir mahkemedir. Oysa yeni Anayasa Mahkemesi Yasası ile Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay ve Danıştay’ın kararlarını denetleyen, bozan, değiştiren bir mahkeme olma yetkisi tanınıyor. Anayasa Mahkemesi, tutuklunun salınmasına hatta beraatine karar verebilecek. Daha geçen sene Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini çok gören AKP iktidarı, Anayasa Mahkemesi’ni “yandaş bir mahkeme” haline getirdiği inancı ile anayasa mahkemelerinde olmayan ve hukukun temel ilkelerini ihlal eden bir yaklaşımla bir yeni tür mahkeme kuruyor. Üstelik bu mahkemenin üyelerinin büyük bir bölümü, başkanı dahil hukukçu bile değil.

AKP bununla da yetinmiyor. Onlarca yıldan buyana Anayasa Mahkemesi’nde çalışan idari kadroların tamamını tasfiye ediyor. Bu yasanın yürürlüğe girmesi ile Anayasa Mahkemesi’nde çalışan herkesin işine son verilecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı görevine son verilenlerden istediklerini yeniden atayabilecek, istemediklerini ise başka kurumlara kaydırabilecek. İnanılır gibi değil. Sanki yeni bir mahkeme yasası çıkmıyor yeni bir devlet kuruluyor. Aslında olan bu; yeni bir devletin kurulması. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gömülüyor ve yerine Yeni Türkiye kuruluyor.

Bu yeni Türkiye’nin etnik merkezli federal bir devlet olacağını yıllardan bu yana kanıtları ile ortaya koyuyoruz. Yeniçağ gazetesinin son günlerde Adalet Bakanı S. Ergin’in ABD ziyareti ve bu ziyarette federal sistemi incelediğine dair yayımladığı haberleri, bir kısım vali yardımcısı ve kaymakamın, yine ABD’yi ziyaret ederek bu ülkede yaptıkları incelemelerle ilgili haberler izledi. Ancak Yeniçağ gazetesi dışında hiçbir basın ve yayın organında bu, gazetecilik deyimi ile “flaş haber” yankı bulmadı, adeta susarak öldürüldü. AKP’nin Türkiye’yi bir felakete sürüklediğine dair yazılarıma zaman zaman tepki gösteren AKP’li okurlar ya da örgütlü AKP psikolojik savaş mekanizmasının elemanları, bana yolladıkları e postalarda “sizin söyledikleriniz eğer doğru ise neden milletin büyük bölümü AKP’ye oy veriyor” şeklinde bir soru yöneltiyorlar.

Bunun cevabı açık: AKP’nin oluşturduğu baskı ve korku rejimi, kapsamlı psikolojik savaş mekanizması, yanlış bilgilendirme ve Türk halkını dilencileştirme eylemlerinin ürettiği ortak sonuç, AKP’nin çoğunluğun değil, en büyük azınlığın desteğini almasına neden olmuştur.

Televizyonların ve gazetelerin büyük bir bölümü, AKP propagandası yapmaktadır. Muhalefet, ancak arada sırada izin verildiği ölçüde kendisini ifade etmektedir. Buna rağmen Türk milliyetçileri büyük bir inanç ile şehir şehir, ev ev, dolaşarak Türk milletine bütün engellemelere rağmen Türkiye’nin sürüklendiği felaketi anlatacaklardır.

Ümit Özdağ 13 Ocak 2011
Kullanıcı küçük betizi
GEZGİN
Üye
Üye
 
İletiler: 114
Kayıt: Çrş Kas 10, 2010 23:17

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Oca 14, 2011 23:07

AKP'nin Türklükle kavgası!

Tayyip Erdoğan, bütün eleştirilere cevap verdi. Hatta dünkü yazımda “Anayasa, bir ülkenin seviyesini gösterir. ABD ve AB kaynaklı fonlarla beslenen sözde sivil, gerçekte dış güdümlü toplum kuruluşlarının önerileri ile Anayasa hazırlanmayacağı gibi doğrudan vatandaşın katkısı ile de bir yere varılamaz. Herhangi bir hastalığın tedavi yöntemi, vatandaşa sorularak bulunamaz. Uzman doktora başvurulur. Vatandaşa sorarak Anayasa yapmak iddiası, halk dalkavukluğundan başka bir şey değildir” uyarıma bile cevap verdi ve son aşamada metni Anayasa uzmanlarının yazacağını söyledi ama sadece bir konuya girmedi: Anayasa’dan ve yasalardan Türk kavramının çıkarılması!

* * *
Çünkü o konuda AKP’nin veya Tayyip Erdoğan’ın verecek bir cevabı yoktur. Çünkü Türklük kavramı ile bir kavgaları vardır ve bunu yüzlerce defa sergilemiş oldukları için bugünkü eleştirilere de cevap veremezler.

Fakat bu konu AKP’nin gerçek niyetlerini sergilediği için, hayati derecede önemlidir. CHP ve MHP sözcüleri, AKP’nin kendi söylemiyle verdiği bu açığı nedense değerlendirmiyor!

Bir düşünelim:

Türk Milleti’nin devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükûmetini oluşturan iktidar partisi, Türk seçmeninden oy alıyor ama Anayasa’dan Türk kelimesini kaldırmaya çabalıyor!

Almanya’da Alman kavramını Anayasa’dan çıkarmak isteyen bir siyasi parti, bırakın iktidar olmayı, varlığını sürdürebilir mi? Veya Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Amerika’da kendi milliyet adını Anayasa’dan çıkarmak istediğini söylemle ve eylemle ortaya koyan bir siyasi parti yaşatılır mı?


AKP’nin grup başkan vekili Ayşenur Bahçekapılı, “Anayasayı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ diyecek. İşte bu, sorunu çözer” demişti. Zaten Tayyip Erdoğan Türk kimliği yerine Türkiye kimliği getireceklerini yüzlerce defa belirtti. Esasen, terör örgütü başı Abdullah Öcalan ve siyasetteki temsilcilerinin “demokratik özerklik” diye gündeme getirdiği talepler arasında bu ifadeler de vardır. Cumhurbaşkanı seçtikleri Abdullah Gül de “Ne mutlu Türküm diyene sözünü dağlara taşlara yazdılar. Bu ilkelliktir ve aşılacaktır” diyebilmiş bir kişidir.

Bu tür görüşler temel görüşlerdir, kolay kolay değişmez!

* * *
Nitekim hazırladıkları Anayasa taslağında da Türk kavramı, ilgili maddelerden çıkarılmıştı. Son olarak Anayasa Mahkemesi üyelerinin ettiği yeminden “Türk milleti tarafından demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunan” ifadelerini de çıkardılar.

Peki hitap ettikleri seçmen bunu biliyor mu?

Hayır, çünkü bunları medyada Yeniçağ’dan başka hiçbir gazete gündeme getirmiyor. Televizyon tartışmalarında bu konuya yer verilmiyor. AKP yandaşları, sadece bir gazetenin gündeme getirdiği bu bilgileri, “taraflı” hatta “abartılı” değerlendirmeler olarak görüyor.

Oysa seçmenin yüzde 85’i “Türküm” diyen bir ülkede yaşıyoruz ve iktidar partisi Türk kavramını Anayasa’dan, yasalardan çıkarıyor!

Sadece bu konunun gündeme getirilmesi bile AKP oylarının yarısını buharlaştırır ama şu bir gerçek ki Türklükle meselesi olanlar sadece AKP’de değil!



Arslan BULUT, 15 Ocak 2011, YENİÇAĞ
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Nis 16, 2011 19:46

AKP İlk 3 Maddeyi Değiştirecek!

Erdoğan’ın gizli ajandasını İsviçreli parlamenter deşifre etti.

Başbakan’la öğle yemeği yiyen Gross, “Bana anayasanın ilk 3 maddesi gibi Türklük vurgusu yapan maddelere artık ihtiyaç kalmadığını söyledi” dedi!

İşte o 3 madde
1.
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

Türklük yok, başkanlık mı var!
AKP’nin hayalindeki ’yeni anayasa’nın ilk 3 maddeyi ve Türklük vurgusunu ortadan kaldırmayı hedeflediği ortaya çıktı. Açıklama, AKPM’deki konuşması sonrası Erdoğan’la öğle yemeği yiyen AKPM Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross’tan geldi.

“Ben çok ilgi çekici buldum!”
Gross, şöyle konuştu: Bana artık Anayasa’nın ilk 3 maddesi gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını söyledi. Bence bu çok ilgi çekici. Türkiye’yi dikkatle desteklememiz gerekiyor.

AKP’nin ilk hedefi Türklük
12 Haziran’daki seçimlerde anayasayı tek başına değiştirecek sayıyı hedefleyen iktidar, bunu başarırsa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk 3 maddesini değiştirecek. Erdoğan bu niyetini AKPM üyesi Gross’a açıkladı.

Haber: Salim YAVAŞOĞLU
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, kendisine “Artık Anayasa’nın ilk üç maddesi gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç duyulmadığını” ve bu maddelerin “ileride olmayacağını” söylediğini açıkladı. Erdoğan’ıın İsviçreli parlamentere yaptığı açıklamadan, seçimlerden sonra gündeme getirilmesi düşünülen “Yeni Anayasa”da değiştirilmesi teklif edilemez ilk 3 maddenin değiştirileceği anlaşıldı.

Canlı telefon bağlantısı
Erdoğan’ın Fransa Strasbourg’da AKPM toplantısında yaptığı konuşmanın öğle arasında başbaşa yemek yediği İsviçreli parlamenter Gross, aynı gün NTV Ana haber bültenine telefonla canlı olarak bağlanıp, Can Dündar’ın sorularını yanıtladı. Dündar ilk olarak şu soruyu sordu: “Siz AKPM’de Başbakan’a Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü adına bir soru yönelttiniz. Erdoğan’ın yanıtı sizi tatmin etti mi?” “Hem evet hem hayır” diyen Gross bu soruyu, “Bir takım sorunların olduğunu o da kabul etti. Ama aynı zamanda Sayın Pamuk’un korkacak bir şeyi olmadığını da ifade etti” şeklinde yanıtladı.

Soruşturmalar derinleştirilecek
Dündar’ın, “Öğle yemeğinde toplantı esnasında söylediğinden farklı bir şey söyledi mi” sorusunu “Hayır” diye yanıtlayan Gross, “Ancak bizi kabule hazırdı. Ve soruşturmaların daha da derinleştirilmesi gerektiğini söyledi. Ve Türkiye’de ifade özgürlüğünün kısıtlanmadığını göstermeye hazır olduğunu’ söyledi” açıklamasın yaptı.

Kürtlere azınlık dedi
Dündar, son olarak, “Siz Sosyalist Grup olarak Türkiye’de ki gelişmeleri özellikle de bu yargılamalar ve basın özgürlüğü konusunda ki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Gross, “Biliyorsunuz Kürt halkının ihtiyaç duyduğu haklara, ’kültürel bir azınlık olarak’ sahip olmamaları beni endişelendiriyor. Aynı zamandoa yargı sisteminin çok otoriter olduğunu düşünüyorum. Bu konuda endişelerim var” dedi.

“Türklüğe vurguya ihtiyaç yok”
Gross, açıklamalarını şöyle tamamlad: “Öğle yemeğinde yapılan yorumların en önemlisi, en ilginciydi. Bu maddelerin yalnızca bir geçiş sürecinde varolabileceğini söyledi. Ve kendisi de Türkiye’nin artık 3 ya da 1. madde ya da 3. madde gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını, olmayacağını söyledi. İleride... Bence bu çok ilgi çetkici bir yorumdu. Dolayısıyla bizim Türkiye’yi çok dikkatli bir şekilde desteklememiz gerekiyor. Özellikle de bu takım olasılıkların kullanılmadığından emin olmamız gerekiyor. Ben zaten gerçekleşeceğinden son derece iyimserim. Özellikle de Türkiye’de herkese demokrasi ve insan hakları yönünde ilerleyeceğini düşünüyorum. Kürtler için, aydınlar için, bütün farklı azınlıklar ve gruplar için.”

Değiştirilemez ilk üç madde
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.

Yeni anayasa için baraj düşmeliydi
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Fransa’da düzenlenen Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada seçim barajının referanduma götürülebileceği şeklindeki sözleri TBMM dışındaki muhalefet tarafından da tepkiyle karşılandı. DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit, seçim barajı konusunun bu seçimden önce çözüme kavuşması gereken bir konu olduğunu hatırlatarak şöyle dedi: “Biz Başbakan’a bu konuyla ilgili olarak önerimizi sunmuştuk. Ancak o zaman kendisi bunu değerlendirmeye almadı. Yeni TBMM’ye yeni anayasa görevinin şimdiden biçildiği bu günlerde seçim barajının yüzde 10’un altında olması gerekirdi. Bu şekilde gidilen seçimlerde bu TBMM tablosu katılımı tam anlamıyla sağlamaz. Bu da yeni anayasa açısından tartışmayı şimdiden başlatır.”

Meşruiyeti tartışılır
Son günlerde kamuoyunda seçilecek yeni TBMM’nin ilk işinin anayasa oluşturulması olacağı yönündeki kanıyı değerlendiren Macit, şunları söyledi: “Eğer bugün söylendiği gibi yeni TBMM anayasa yapacaksa bu anayasa şimdiden demokratik anlamda meşruiyetini tartışmaya açar. Yüzde 10’luk barajla gidilen bir seçimden sonra oluşacak meclisle anayasa yapılması demokratik katılımcılık açısından olumlu değildir. Şimdiden üç partinin barajı geçeceği yönündeki kanıları da anayasayı gölgelemektedir. Zaten barajın düşmesi bu açıdan önemliydi. Yeni anayasanın yeni parlamentoda yapılması iddiaları bu seçimlerden önce de söz konusuydu. Bu nedenle seçim barajı bu dönem düşmeliydi.” DSP’li Macit, Başbakanın bu konuyu seçimlerden önce gündeme getirmesi gerektiğini ancak geç kaldığını ifade etti. Macit, “Bir daha aday olmam” diyen Başbakan’ın seçim barajı konusunu bu seçimlerden sonraya bırakmasını manidar bulduğunu kaydetti.


YENİÇAĞ, 15 Nisan 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Başkomutan » Pzr May 15, 2011 16:48

88 yılın rövanşı!

AKP yeniden iktidara gelirse Türklüğü anayasadan silecek

ABDULLAH GÜL “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü her yere yazıp ilkelleştik

TAYYİP ERDOĞAN Değişmez maddeler geçiş sürecinde olur.Artık ihtiyaç kalmadı

BÜLENT ARINÇ Şartlar yeni oluştu...Cumhuriyet dışında her şey değişebilir

BURHAN KUZU Değişmez maddelerin yorumu rahatsız edici. Neden değişemesin?

AYŞENUR BAHÇEKAPILI Anayasadaki Türklük tanımını kaldıracağız demokratikleşeceğiz

‘Türk’ adı geçmeyecek

AKP, Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmak için gün sayıyor. Seçimden anayasayı tek başına değiştirecek oy oranıyla çıkmak için her yolu deneyen iktidar, hedefinin anayasadan Türk kelimesi ve Türklük vurgusunu çıkarmak olduğunu da ilan ediyor.

Yol haritaları da hazır...

Her fırsatta 36 etnik kökenden bahsedip federasyona gönderme yapan Başbakan, Kuzu’ya “Başlayın Burhan Bey” talimatı vermişti. Yöntemi ise Arınç açıkladı: Değişimi ‘nitelikli çoğunluk’la gerçekleştiririz.


AKP iktidarı Türklüğü Anayasa’dan silecek!

Hükümet, seçim sonrası yeniden iktidar olursa Türklüğü yok edecek.


AKP hükümeti, seçimlerde istediği çoğunluğu sağlayıp tekrar iktidar olursa, 13 Haziran’dan sonra ilk iş olarak içinde ’Türk’ve ’Atatürk’gibi kavramların yer almadığı yeni bir anayasa hazırlayıp, Türklüğü ve milliyetçiliği bitirmeyi planlıyor. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’nin en yetkili ağızları, yıllardır yeni bir anayasa hazırlayacaklarını ve 1982 Anayasası’nın başlangıç bölümünde bulunan 4. made ile “değiştirilmesi bile teklif edilemez” hükmü olan ilk 3 maddenin değiştirileceğini söylüyor. Dağ ve tepe yamaçlarından, mahyalardan sildikleri “Türk” ve “Atatürk” adını Anayasa’dan da çıkaracaklarını açıklıyorlar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Refah Partisi milletvekili olduğu dönemde Anayasa’da yer alan “Türk” ve “Türkiye” kavramlarına ilişkin maddelere ilkel demişti.

‘Tanım değişecek’

İktidarın PKK açılımıyla birlikte yürüttüğü ’Türklüğü yok etme planı’nı, Aralık 2009’da deşifre edenlerden biri AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı oldu. Bahçekapılı, “Anayasa’yı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak ” Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım “ diyecek. İşte bu, sorunu çözer” açıklaması yapmıştı. Bahçekapılı, “Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak ’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’diyecek” şeklinde konuşmuştu.

Bahçekapılı, bu açıklamalarının ardından gazeteci Neşe Düzel’in “Yani Vatandaşlıktaki ’Türklük’tanımı kalkacak öyle mi?” sorusuna, “Tabii. Yoksa demokratikleşmeyi yapamazsınız ” diye karşılık vermişti. Bakırköy 9. Sulh Ceza Mahkemesi, Bahçekapılı’nın Yeniçağ aleyhine açtığı tekzip davasını, basının asli görevinin halkı bilgilendirmek olduğuna vurgu yaparak reddetti

Erdoğan: İhtiyaç kalmadı

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Fransa’nın Strasbourg kentinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) toplantısında yaptığı konuşmanın öğle arasında başbaşa yemek yediği AKPM Sosyalist Grup Başkanı İsviçreli parlamenter Andreas Gross, aynı gün NTV Ana haber bültenine telefonla canlı olarak bağlanıp, Can Dündar’ın sorularını yanıtladı. Gross, açıklamalarında şunları kaydetti:

“Başbakan, Türkiye’nin artık 3 ya da 1. madde ya da 3. madde gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını, olmayacağını söyledi. Bence bu çok ilgi çekici bir yorumdu. Dolayısıyla bizim Türkiye’yi çok dikkatli bir şekilde desteklememiz gerekiyor. Özellikle de bu tür olasılıkların kullanılmadığından emin olmamız gerekiyor. Ben zaten gerçekleşeceğinden son derece iyimserim. Özellikle de Türkiye’de herkesin demokrasi ve insan hakları yönünde ilerleyeceğini düşünüyorum. Kürtler için, aydınlar için, bütün farklı azınlıklar ve gruplar için.”

Arınç: Şartlar yeni oluştu

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçtiğimiz günlerde AKP Genel Merkezi’nde bazı yerel televizyon temsilcilerinin sorularını yanıtldı. Bir soru üzerine yeni anayasanın daha az maddeli, devlet odaklı değil insan odaklı olacağını söyleyen Arınç, yeni anayasa konusunda Türkiye’nin geciktiğini ancak şartların yeni oluştuğunu belirtti. Arınç, Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleriyle ilgili olarak, “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletidir” dedikten sonra demokrasinin unsurları içerisinde bu tür statükonun veya dogmatizme gidişin olmaması gerektiğini söyledi. “Benim İstiklal Marşı’ndan, bayraktan bir şikayetim yok” diyen Arınç, kişisel olarak, bunların içerisinde Anayasa’da korunması gereken hususun sadece cumhuriyet ile ilgili olması gerektiğini düşündüğünü belirtti. Arınç, “Cumhuriyet değiştirilemez veya cumhuriyetin şekli değiştirilemez, rejim cumhuriyet olmaktan çıkartılamaz, bunu yazabiliriz ama bunların dışındaki bütün konularda (değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez) sözleri yerine, değiştirilmelerini nitelikli çoğunluğa bağlamak mümkün” diye konuştu.


İşte o 3 madde

1-Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.

Türk ve Türkiye ile ilgili maddelere ‘ilkel’ demişti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 19 Aralık 1992’de Anayasa’nın başlangıcında yer alan “Türk” ve “Türkiye” ile ilgili maddelere “ilkel” demişti. Gül’ün, kapatılan Refah Partisi’nin (RP) Kayseri Milletvekili olduğu dönemde sarf ettiği şu sözler hala akıllardan çıkmadı: “Ne mutlu Türk’üm diyene lafını, tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönüşmüştür. Bugün Türkiye’de bir sistem bunalımı var. Halkına zıt, halkı ile barışık olmayan ona düşman bir sistem bu.

Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devrimcilik, devletçilik ve laiklik; bu millete, zorlatma şeklinde dayatılmış. Milliyetçilik maalesef bir nevi bir ırkçılık şeklinde devam etmiştir.” Abdullah Gül, 8 Haziran 1995’te Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada ise şöyle demişti: “Hangi demokratik ülkenin, hangi Avrupa ülkesinin anayasasının başlangıcında bu tip ilkel -evet, söylüyorum- maddeler vardır; soruyorum. Bu, ancak, Baas anlayışıdır.”

Değişmez maddelerin yorumu rahatsız edici

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da, 2008 yılının Kasım ayında AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Türkiye’de, değiştirilemeyecek maddelere ilişkin ilk hükmün 1961 Anayasası’nda yer aldığını belirtmişti. Kuzu, şunları kaydetmişti:
Neden değişemesin?

“Demokrasilerde bu maddelerin kapsamına baktığınız zaman; laik, sosyal, hukuk ve demokratik devlet değişmez. Değişmez maddeler bunlar. Anayasa’nın başlangıç kısmı da değişmez kapsamındaydı ama bizden önce değiştirdiler. Mesela, ’Kutsal Türk Devleti’vardı, çıkardılar. Bugün değişmez maddelerin değişmezliğini savunurken, çifte standart uygulanıyor. Birileri dediğinde -buna karşı çıkanların- Anayasa taslakları var elimizde. TOBB’a, TÜSİAD’a, barolara anayasa taslakları hazırlatmışlar. Bu taslaklarda ’cumhuriyet’ dışındaki maddeleri değiştirmişler. Ama şimdi bu konuya karşı çıkıyorlar. Bunu çifte standart olarak görüyorum ve samimi bulmuyorum.” Burhan Kuzu, İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada da, “Değişmez maddelerin yorumu rahatsız edici bir şey. Neden değişmesin?” demişti.

Kuzu’ya bu kez ayakkabı fırlatıldı

Daha önce arka arkaya yumurtalı saldırılara uğrayan Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Burhan Kuzu, İstanbul Üniversitesi’nde yine protesto edildi. Uluslararası Anayasa Kongresi’nin kapanış oturumu için İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Cemil Birsel Konferans Salonu’na gelen Kuzu, açılışta olduğu gibi protestoyla karşılaştı. Kuzu’ya konuşmak için söz verildiği sırada salonda bulunan genç bir kız ayağa kalkarak ayakkabısını fırlattı. Ayakkabı, Burhan Kuzu’ya kadar ulaşmadı. Güvenlik görevlileri protestocu genç kıza müdahale etti.
Öğrenci olduğu belirtilen genç kız, önce salondan daha sonra da fakülteden çıkarıldı. Geçtiğimiz aralık ayında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki panele katılan Burhan Kuzu, protesto edilmiş ve yumurtalı saldırıya uğramıştı.


YENİÇAĞ
14/05/2011




Arınç'tan Leyla Zana'ya selam
Dipçe:

Arınç'tan Leyla Zana'ya selam
sonkale.org

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorunu yoktur sözlerine açıklık getirdi, bağımsız adaylara sıcak mesajlar gönderdi.

AK Parti'nin güçsüz bulunan Diyarbakır milletvekili aday listesine hükümet desteği geldi.

Diyarbakır'a giden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur" sözlerine açıklık getirdi, gazeteciler aracılığıyla BDP'nin desteklediği bağımsız adaylara selam gönderip tek tek isimlerini sayarak hepsine sıcak mesajlar verdi.

Arınç, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile birlikte, tarihi Hasanpaşa Hanı'ndaki bir kitapevinde gazetecilerle biraya geldi. Arınç, ''Başbakan Erdoğan'ın 'Kürt sorunu yoktur, Kürt kardeşlerimizin sorunu vardır' şeklinde açıklaması Diyarbakır'da ve bölgede tepkiye neden oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna "Kürt sorunu vardır" diyerek şu yanıtı verdi:

"Kürt meselesi Türkiye'de vardır. Bu mesele üzerinde bir siyasi hükümet olarak AK Parti geçmiş siyasi 60-70 yıllık dönem hangisi ise bu meselenin inkarcı politikalarına uzaklaşmış gerçekçi noktaya gelmiştir. Ama bugün adeta Kürt meselesi vardır diye yola çıkmanın da bir faydası yoktur. Bu mesele çözülüyor. Ve artık bireysel taleplerin vatandaşlarımızın toplu talepleri ile beraber hemen hemen ülkenin her yerinde yaşayan insanlarımızın talepleri haline dönüşüyor. Başbakan yanlış söylemedi ama bunu bile istismar etmeye kalkanlar olduğu için söylüyorum. Evet gönülden inanıyoruz böyle bir sorun giderek çözülmektedir, olumlu bir noktaya gelmektedir. Ama sadece bazı siyasetçilerin yaptığı gibi günde amentü söyler gibi Kürt sorunu vardır demenin de çok fazla pratik bir faydası kalmadı."

ERDOĞAN 1 HAZİRAN'DA TATMİN EDECEK

Arınç Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır mitinginde önemli açıklamlar yapacağını ima ederek şöyle devam etti:

"Biz sorunların varlığını bilmenin ötesinde bu sorunların çözümü için yaptıklarımızın on mislini yapacağız. Halkımız bunları biliyor ve buna güveniyor. 1 Haziran'da sayın Başbakanımız geldiğine bu sorun ve bu sorunun çözümü konusunda herkesi tatmin edecek açıklamalar yapacak."


HATİP DİCLE VE LEYLA ZANA'YA SELAM SÖYLEYİN

Arınç, BDP'nin Diyarbakır'da desteklediği bağımsız milletvekili adayları Hatip Dicle ve Leyla Zana'ya gazetecilerin kendilerinin selamlarını söylemesini istedi. Arınç, şöyle dedi:

"Bağımsız adaylarımıza benim çok selamlarımı söyleyin. Özellikle çok yakından tanıdığım Hatip Dicle'ye de Leyla Zana arkadaşımıza da diğerlerinden Şerafettin beyle selamlaşmamız var. Çok fazla tanımıyorum, bunlar bizim samimi hislerimizdir. Siyaset adına yola çıkan millete hizmet etmek için adaylığını koyan herkese hem saygı duyuyoruz. Hem de başarılar diliyoruz. Başka siyasetçiler gibi değilim.

Leyla Zana, rahmetli Orhan Doğan, Hatip Dicle, Selim Sadak 4'ü cezaevinden çıkmışlardı. Sene 2004, 10 sene cezaevinde kaldılar. Türkiye'de 10 sene cezaevi yatan idam mahkumu bile yoktur. Ama bu arkadaşlarımız 94'ten 2004'e kadar bu işin çilesini çektiler. Ve cezaevinden çıktılar. Ziyaret yapmak istediler. Meclis başkanı olarak bana müracaat ettiler sizi ziyaret etmek istiyoruz dediler.

RESMİ KONUTTA YEMEĞE DAVET ETTİM

Meclis kapalıydı ve ben ilk fırsatta kendilerini resmi konutumda yemeğe davet ettim. Çünkü bu insanlar milletvekiliydi, cezalarını çekmişlerdi halktan oy alıp parlamentoya girmişlerdi. Ama herkes bir şey söyledi özellikle milliyetçi, gazete ve partiler beni düşman haline getirdi. Nasıl olurda resmi konutta bunlara yemek verilir diye. Yaptığımı bugün de savunuyorum, biz siyasetçilere sahip çıkmalıyız. Kimden oy almış olursa olsun, kim desteklemiş olursa olsun parlamentoya girmiş siyaset yapmış, milletvekili olmuş bu insanlarla ben Meclis Başkanı olarak konuşmalıyım yemekten sonrada bir 4 saat birlikte olduk. Türkiye'yi konuştuk Orhan Doğan rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin benim onlara karşı bir sevgim var. Onların da umarım ki bana karşı bir saygısı vardır. Ama ben bu sevgiyi milletime karşı bir sevgi olarak düşünüyorum. Biz Türkiye'de siyaseti şiddet olamadan kavga olamadan, biz birimizi yok etmeden, birbirimizi ötekileştirmeden yapacağız Arkadaşlarımın da bu düşüncede siyaset yapacaklarını ümit ediyorum. Siyasetçilere sahip çıkacağız. Şerafettin Elçi yıllarca çile çekmiş bir insandır. Ben Kürdüm dediği, için 12 Eylül'den sonra ezel çekmiş bir insandır.Hepsine saygımız var."

TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE SİYASET YAPMALIYIZ

Ülkede barış, huzur olmasını isteyen Arınç, kendilerinin sivil ve parti olduğunu ve Türkiye'nin her yerinde olduklarını, Türkiye'de herkesin partisi olduklarını söyledi. Arınç, şöyle konuştu:

"Ben Türkiye'nin her köyünde her kasabasında olan bir partiyim ama 2008 seçimlerine bakarsanız Türkiye'nin 26 ilde CHP yok, 35 ilde MHP yok., milletvekili yok. Ben 81 ilinde varım. Diyarbakır'da nasıl varsam Iğdır'da Ardahan'da da, Derecik'te de Yüksekova'da da ben her yerde varım. Mesele böyle olmalı belirli bölgenin, belli bir şehrin, belli bir kesimin oylarını alarak etnik kökene dayalı siyaset yapmak yerine Türkiye için Türkiye'nin her yeri için siyaset yapmalıyız. Ve Türkiye'de yaşayan 70 milyonun her biri için siyaset yapmalıyız. Bunun dışındaki sözleri gerçekçi bulmuyorum, yolumuz bu, millet bize güveniyor ve oy veriyor. Millet başkalarına da güvense onlara da oy verir, milletin elinden tutan yok. Sandıktan çıkan sonuç başımızın gözümüzün üstünde yeri var. İnşallah Silivri ve Türkiye'nin farklı yerlerinde görülen davalarda kişilerin suçsuz olduğu anlaşılsın hukuka aykırı bir şey yapmadıkarını mahkeme karar versin. Bizde onları kucaklayalım. Beraat edenleri de tebrik ediyorum."

Arınç: Sadece 'cumhuriyet'e dokunulmasın

Gül: Ana dil haktır, tanınacaktır Abdullah Gül Bir Tabu Daha Yıktı Kürdistan
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen K.Yıldırım » Pzr May 15, 2011 19:28

Ülkemizin girmiş olduğu bu dönemde,iyice hassaslaşan ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin birliği ve bütünlüğü'' konusunda yapmış olduğumuz tartışmalarda,tüm arkadaşlara biraz daha soğukkanlı olmayı tavsiye ederim. Bazılarının istediği ve bu istek doğrultusunda gerçekleştirmeye çalıştıkları -üstü kapalı provokasyonlarla- sürtüşmelere sırt çevirmeli,tahrikleri görmezden gelmeliyiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti,1999 yılından(Abdullah Öcalan'ın ''teslim edildiği yıl'')itibaren,terör meselesinde farklı bir yere gelmiştir, süreç, çok farklı bir boyutta ilerlemektedir. Pekaka kurulmadan önce mevcut olan 30'a yakın ayrılıkçı ve 'sözde' marksist/leninist yapılanma, zamanla bu çatı altında birleşmiş ve kontrolü bir nebze kolaylaşmıştır.DHKP-C ve TİKKO gibi örgütlenmeler ise, 2. hatta 3. planda kalan 'aşırı sol' örgütler olarak,bir yerlerden gelen emirler doğrultusunda 'provokatif ve gündem değiştirme amaçlı eylemlerde' kullanılmak üzere,gerek yurt dışında gerekse yurt içinde uyutulan örgütler olmuşlardır. Ancak,bahsettiğimiz süreç içerisinde,pekaka içindeki oluşumlar, önce sendika-sivil toplum kuruluşları, inisiyatifler vb.- kisvesi altında tekrar parçalara ayrılmış ve durum bu noktaya gelmiştir. Tabi bu noktaya gelmemizdeki temel etken,pekaka karargahından(ya da yöneticilerinden), üniversite yerleşkelerinde bulunan sempatizan ve yetişmiş öğrencilere(öğrenci oldukları da tartışmalıdır) gelen direktiflerdir.

İşin biraz daha özüne inmek istiyorum(kendi çapımda). Türkiye Cumhuriyeti eğitim tarihine bakacak olursak,liseden üniversiteye geçmiş, ergenlik çağının deliliğini ve asiliğini bünyesinde barındıran genç bireyler, özgürlüklerini ellerine almak, aileleriyle aralarında doğal olarak kurulmuş olan ekonomik bağı bastırmak için, bir nebze kendilerini topluma ispatlayabilmek, yapabildikleri sürece başkaldırmak, ilgi çekmek, karşı cinsi etkilemek vb. gibi çeşitli faktörlerden ötürü, profesyonel yönlendirmelere ve dış etkilere açık duruma düşmüşlerdir ve düşmektedirler. Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet ettiği mirasçılar, yani gençler, Atatürk Devrimleri'ni ayakta tutma mücadelesinden yıldırılmış,gözleri korkutulmuş,daha sonra vatan-millet gibi kavramlardan uzaklaştırılmış(tiksindirilmiş, dalga geçecekleri, hor görecekleri konuma getirilmiş)lardır. Suç gençlikte değildir elbette ki, hatayı onlarda aramamak lazım. Gençliğe sahip çıkılmadığı, Vatan ve Millet kavramlarından uzaklaşmalarına müsaade edildiği sürece, bu süreç çok daha vahim bir hal alacaktır. Gençliği iyi analiz eden psikolog ve sosyologlar sayesinde gençlik bu haldedir. Ve bu durumdan en iyi faydalanan ise, ülkemizde teorik ve psikolojik anlamda eskisine göre daha da güçlenmeye başlayan, bölücü odaklar olmuştur.

Siyasilerin bu konuda yapmış oldukları yanlışları teker teker yazmama gerek olmadığını düşünüyorum. Gugıl elimizin altında, vakit ayırıp haber arşivlerini taramak yeterlidir.

''Muhtaç olduğumuz kudret,damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.''

Bir dönem gençlerin kanı zehirlenmeye çalışıldı, ama başarılamadı. Taktik değişikliğine gidildi. Artık gençliğin önemli bir kısmı, ''asil kan'' ile dalga geçmektedir. Tabirle alay etmekte, 'ermeni güdümlü kurulan pekaka terör örgütünün' Güney Amerika'da yer alan EZLN, Ortadoğuda bir dönem mücadele etmiş olan Filistin Kurtuluş Örgütü gibi olduğunu, emperyalizme karşı mücadele ettiğini, emperyalistin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu dillendirir olmaktadırlar. Halbuki açıp araştırmışlar mıdır ki, pekaka'nın, dhkp-c'nin, tikko'nun Amerika-İngiliz-İsrail gibi emperyalist ülkelere karşı eylemleri olmuş mudur olmamış mıdır? Sorgulamışlar mıdır hiç, bu örgütler bahsi geçen ülkelerinin kontrolü altında mıdır, değil midir? Türküm, Atatürk Milliyetçisiyim, Ulusalcıyım demek 'faşizm' olmuştur. Onlara 'bölücü-milliyetçilik yapıyorsunuz' dendiğinde ise 'ezilen ulus miliyetçiliği' tabirini kullanıp,kıvırmaktadırlar.

Gençlere şu öğretilmelidir; emperyalizme karşı en net zaferi Kuvvacılar kazanmıştır! Eğer gençlik heyecanıyla, bir silahlı oluşumu kendilerine örnek alacaklarsa, dağlarda destan yazmış, üzerinde yaşadığımız ve ''ekmeğini yiyip suyunu içtiğimiz'' devletimizin temellerini atmış oluşum, Kuvvayı Milliye'dir!

Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk Milleti'nin, Türklüğün geleceği, gençlerin elinde yatmaktadır. Yazımda siyasi partilere, hükümete fazla yer vermedim, çünkü maalesef gençliğin bu duruma gelmesindeki en büyük pay onlardadır! Ülkenin, milletinin geleceğini değil, ceplerine inecek paranın miktarını, Anadolu'dan okumaya gelmiş Ahmet'in Ayşe'nin boğazını değil, kendi çocuklarının Amerika'daki eğitim masraflarını düşünmektedirler.

Eğitimcilerimize, okumuş-yazmış kişilerimize,öğretim elemanlarımıza iş düşmektedir.

Atatürk diyor ki;

''Öğretmenler,yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.''

Gençlerimize sahip çıkalım...
Kullanıcı küçük betizi
K.Yıldırım
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzr May 15, 2011 18:37

Re: AKP Türklüğü Bitirecekmiş!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 16, 2013 14:40

AKP'nin Türklüğü yok etme projesi!

İlk 3 madde ile birlikte Atatürk milliyetçiliği ifadesi yeni anayasadan çıkarılacak, “Devletin dili Türkçedir” yerine “Resmi dil Türkçedir” ibaresi konulacak.

Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun AKP’li üyelerinin, Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin yeniden düzenlenmesi formülü üzerinde çalıştığı, “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” ifadesinin çıkarılması, “devletin dili Türkçedir” hükmünün “resmi dil Türkçedir” olarak değiştirilmesi için komisyona öneri sunacağı bildirildi. Anayasada “değiştirilemez madde olmaması gerektiğini savunan” AKP, Atatürk milliyetçiliği ibaresinin de kaldırılmasını istiyor. AKP, egemenliği düzenleyen 6. maddenin şimdiki halinin “Millet, egemenlik yetkisini temsilcileri eliyle kullanır” şeklinde bir ifadeyle değişmesini istiyor. Anayasada, “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez” madde olmamasını isteyen AKP, egemenliğin anayasal kurumlardan alınıp, yalnızca iktidarların tekeline verilmesini önerecek. AKP kurmaylarının üzerinde çalışarak parti yönetimine sunacakları ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın onayından sonra AKP görüşü olarak Meclis Başkanlığı’na verilecek öneriler şöyle:

Yeni hükümler

“1982 Anayasası’ndaki başlangıç bölümü tamamen çıkarılsın. ’Anayasalarda ideolojik yaklaşım olmamalı’görüşüyle başlangıç bölümü yeni anayasada yer almasın. Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri arasında sayılan ’Türkiye Devleti bir cumhuriyettir’hükmünü düzenleyen 1. maddesi aynen kalsın. Ancak 2. maddede köklü bir değişiklik yapılsın. ’Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir’şeklindeki ikinci maddeden başta Atatürk milliyetçiliği olmak üzere çok sayıda ifade çıkarılsın. Madde, ’Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayalı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir’şeklinde olsun.

Kabul edilemez

Anayasanın ’değiştirilemeyecek hükümler’başlıklı 4. maddesinde, ’Anayasanın 1. maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez’hükmü yeni anayasaya konulmasın. 6. maddedeki, ’Türk milleti, egemenliğini yetkili organları eliyle kullanır’ifadesi kesinlikle kabul edilemez. Maddeden bu ifade çıkarılarak yerine ’Millet, egemenlik yetkisini temsilcileri eliyle kullanır’ifadesi konulsun.

İşte değiştirilmek istenen maddeler

Anayasa’nın değiştirilemez denilen ilk üç maddesi şöyle:
Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Madde 3: Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

YENİÇAĞ, 16 Mart 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x