YILDÖNÜMÜ

YILDÖNÜMÜ

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzr Tem 03, 2011 19:56

Seçkin Umut yazdı:

YILDÖNÜMÜ

Geçen gün canlı bomba olup karakoldaki 9 askeri şehit eden katilin anma töreni yapıldı. Eskiden Brüksel'de ya da Avrupa'nın başka şehirlerinde buna benzer etkinlikler yapılırdı. Şimdiyse şehitlerinin kanlarının biriktiği kuytunun hemen yanı başında yapılıyor. . .

Adı Zeynep Kınacı'ymış. Canlı bomba olarak Tunceli'deki karakolda 9 askerimizin şehit olduğu eylemi düzenlemiş. BDP'li vekile bakılırsa onun gibi 18 bin kişinin şehit olması sayesinde bugün bu kadar rahat konuşabiliyormuş, siyasi olarak muhatap alınıp pazarlık yapabiliyormuş. Eylemi düzenleyen kadın olduğundan kadın haklarına bile gönderme yapıyor.

Biz ölen o 9 askere şehit diyoruz. Ölen kadına da terörist. Sebahat Tuncel şimdilik kadına şehit demekle yetiniyor. Yarın kalkıp ölen o 9 asker için işgalci, zorba, terörist falan da der. Aslında bunu söylemesine de gerek yok. Bir taraf şehit ise diğer tarafta zaten direk terörist oluyor. O askerlerin aileleri için durum ne kadar da zor. Vatanı için ölen oğullarının aynı vatanda terörist dendiğini işitmek onlar için ne acı, ne acıtıcı. . .

Peki 18 bin kurban veren her düşünce, ideoloji, görüş haklı hale mi gelmiş oluyor? Kazanımlar elde etmesi normal mi? Ölen 18 bin terörist karar vericilerin oğlunu öldürüp fabrikalarını mı bastı ki karar vericiler taviz vermek zorunda kaldı. Ölenlerin hep bakkal Osman'ın oğlu, esnaf Mustafa'nın kardeşi olduğuna göre, terör ortamından istifade edip, her türlü illegal para döngüsünün rahatça yapıldığı ortamda zenginin daha beter kontrolsüz zengin olduğuna bakılırsa durum hiç de öyle değil. Mağdur durumdaki halk taviz verin diye hükümete baskı yapıp ne pahasına olursa olsun buna bir son verin de demedi. Reyting uğruna şehit babasının ağzına dayanan mikrofonlara bu babalar çömeldiği yerden doğrulup, elinin tersiyle gözyaşlarını silip her seferinde "vatan sağolsun" dediler. Vatan sağolsun. . . O anın yürek yangınıyla "bir oğlum daha var onu da şehir veririm" diyenleri bile vardı.

Köy kahvesinde oturup, magazin haberlerinin bitip şehit haberlerine ayrılan bölme gelmesini heyecanla bekleyen babalar bir kez olsun isyan mı ettiler? Sigaradan sararmış parmaklarını yumruk yapıp "artık yeter mi dedi? Analar kapı çalınışından gelenin kim olduğunu bilir. Kara haberi ulaştıracak yabancı kapı sesini yüreği ağzında beklemekten yorgun düşüp bir kez olsun Sebahat Tuncel gibi kalkıp ne Kürtler için kötü söz etti, ne de terörist falan dedi. Onu iki şey ilgilendiriyordu, birincisi vatanı, diğeri yolunu gözlediği oğlu...

18 bin değil 180 bin kişi de ölse bir santim taviz alamazlardı. Sebahat Tuncel ve onun gibi sayıları 50'yi geçmeyen siyasetçilerle onların yardakçısı hain medya bu cesareti ABD ve AB'nin atadığı AKP hükümetinden alıyor. Onlar cesaret aldıkça devletin savcısı, hakimi siniyor. Onların sesi çoğaldıkça diğerinin sesi kısılıyor. Ve gelinen durum ortada. Karakol basan şehit, orada ölen asker terörist. Yarın haberlerde "Savcı o sözler için inceleme başlattı" diye okursunuz. Sanki söylenenler antik bir dille söylenmiş de bizim savcılar inceleyip ne söylendiğini anladıktan sonra gerekeni yapacakmış gibi. Gerçi son zamanlarda bunu bile yapmıyorlar. . .

Bu esnada askerler ne mi yapıyor? Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan dolayı bir kısmı tutsak edilmiş, diğer kısmı da bir umutla "milli iradenin" bu durumu fark etmesini umuyor. Artık ileri demokraside olduğumuz için asker öyle her aklına estiğinde ülke konuları hakkında taraf olup tavır takınamıyor. Ülkede sivil iktidar var ve devletin tüm kurumları onlara itaat etmek zorunda. Neden? İleri demokrasi öyle emrediyor da ondan. . .

Medyanın bize dayattığı işte bu; ileri demokrasi. Sebahat Tuncel vatan için ölen askere terörist der Genel Kurmay Başkanı iki çift laf edemez.

Devleti oluşturan tüm kurum ve kuruluşlar Cumhuriyetten yana taraf olmak zorundadır. Onların varlık amacı zaten budur. Devletin milli bütünlüğüne karşı bir tehdit varsa Başbakanın ya da ilgili bakanın talimat vermesini beklemeyip kendi sorumluluk alanına göre gerekeni yapar. Bu sadece bize mahsus bir durum değil, tüm devletlerde durum böyledir. En demokratik gösterilen devlette AKP gibi bir hükümet 6 aydan fazla iktidarda kalamaz. İlla darbe olması şart değil. Bunun anayasal ve hukuk yoluyla birçok çaresi vardır. Anayasa mahkemesi o partiyi devlet düşmanı ilan edip kapatama kararı alamaması devlet kurumlarının nasıl bir emperyalist baskıya muhatap olduklarının en somut göstergesi. . .

Sivas katliamının da yıl dönümüydü. . . Said-i Nursi ve canlı bomba olan Zeynep Kınacı gibilerin kahramanlaştırıldığı dönemde o katliamın zanlıları da yakında kahraman ilan edilir. Zaten bir çoğu AKP kadroların ön saflarında taşınıp ödüllendirildi bile. . .

Seçkin Umut
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Seçkin ERGÜN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x