"AZERİ" SÖZÜNÜN VE "AZERBAYCANCA"NIN SIRRI!

Tarih olan olayları burda paylaşabilir, yorumlayabilir ve öğrenebilirsiniz

"AZERİ" SÖZÜNÜN VE "AZERBAYCANCA"NIN SIRRI!

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Nis 29, 2021 17:21

Stalin, Türkleri yüz adla bölünceye kadar nüfus kağıtlarında ve pasaportlarında "Türk" yazıyordu Azerbaycan Türklerinin. Türk düşmanı Stalin alçağı, SSCB sınırları dahilindeki bütün Türk aydınlarını katlettikten sonra, onlardan Türk adını kaldırdı, yerine uydurma "Azeri" lafını koydu.
SSCB dahilinde yaşayıp da Osmanlı elifbasını kullanan Türk topluluklarını, önce Latin alfabesine geçiren, Türkiye Latin esaslı Türk alfabesini kabul edince bu kez de onları Kril alfabesinde yazmaya mecbur tutan, o da yetmezmiş gibi, sırf Türkler birbirlerini anlamasınlar diye Kril alfabesini dahi her bir Türk boyuna göre farklı biçimde düzenlettiren de Stalin'di.

1983 yılı yaz mevsimi başlarıydı, Kars'ta yedek subay olarak askerlik görevimi yapıyorum. Türkoloji Kongrelerinden tanıdığım, A. Ali Garipkafkaslı ile Kars'ın ana caddelerinden birinde karşı karşıya geldik. Ben kendisini 1980-82 arasında devamlı takip ettiğim ulusal ve uluslararası Türkoloji kongreleri sırasında tanımıştım. Çok hoşsohbet bir insandı. Daha da evveliyatı var, 72-73 yıllarında lise öğrencisi iken çeşitli milliyetçi-Türkçü dergilerde, kitaplarda onun siyah beyaz desenlerini görmüştüm, o sebeple de ismen taa o tarihlerden biliyordum kendisini.

Neyse, ayak üstü bir hoşbeşten sonra, şimdi nerede olduğunu, ne iş yaptığını sordum. Meğer arkadaş, bir iki astronot eskisini Nuh'un gemisini aramaya getirmiş, onlara tercümanlık yapmakta imiş, Amerika'da yaşıyormuş. Orada ise "Voice of American" radyosunda çalışıyormuş. O radyonun da kendi ifadesiyle "Azerbaycanca(!)" bölümünde imiş.

"Azerbaycanca" sözünü duyunca zaten o yaz günü kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Belli etmedim ama, " demek seni de devşirdiler" dedim içimden. O adam o günden beri bitti benim için.

Stalin Rusyası veya Reagan Amerikası, Türklere bakışlarında değişen bir şey yoktur ve değişmeyecektir; üstelik yöntemleri bile aynıdır:
Türkleri yüz adla bölmeli ve böylelikle birbirinden habersizce parça parça yutmalı, yok etmelidirler. Kafalarındaki budur.
Bilmem anlatabildim mi?

"TÜRKİ CUMHURİYETLER" SÖZÜNÜ KİMLER UYDURDU?
1990 yılında SSCB dağılıp da soyca, dilce, kültürce Türk olan ülkeler bağımsızlarını ilan edince, içimizdeki Türkümsüler hayli telaşa düştüler ve onlar sanki bizden farklı imiş gibi, Türk değilmiş de Türk'e benzermiş gibi çağrışımlar uyandıran bir söz icat ettiler: "Türki Cumhuriyetler"
Gerçekte Türk'ün sonuna konulan o 'i' harfi ihanetin i'si idi; aslında kendileri Türki, Türke benzer, Türkümsü olan etnik döküntülere mensup hainler uydurdu ve adeta şehvetle kullandılar bu sözü.
En başta da Taha Akyol, şu On İki Eylül öncesinde siyasal islamcı MHP'nin ideologu olan, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey aleyhinde şahitlik etmiş adamın torunu olan Çerkes Taha Akyol!
Dedesinin, kendisinin ve oğlunun çizgisine bakınız, ihanet damarının hiç de kopmadan, işlevlerini her devirde aksatmaksızın yerine getirdiğini göreceksiniz!
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Türk Tarihi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x