NAKLİYECİLER YOL ÜCRETİNDEN DE ENFLASYONDAN DA DERTLİ: "TIR’LARI SATALIM, BİZDE DE VERSİNLER BİR OTOBAN"

Genel & Güncel Konular

NAKLİYECİLER YOL ÜCRETİNDEN DE ENFLASYONDAN DA DERTLİ: "TIR’LARI SATALIM, BİZDE DE VERSİNLER BİR OTOBAN"

İletigönderen İlteriş Kağan » Çrş Eki 06, 2021 18:52

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sorunlarını anlatan nakliyeciler, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Nakliyeci Özcan Açık, otoyol ve köprü ücretlerine tepkisini, “Böyle zengin olmak varsa biz TIR’larımızı satalım, bize de versinler bir otoban, oturalım. Rahmetli Kemal Sunal’ın dediği gibi ‘Sandalyemizi atalım, biz de zengin olalım’. Biz vergimizi veriyoruz, müteahhitler bizim tepemize çöküyor” diye açıkladı. Enflasyonun sebebinin kendileri olmadığını söyleyen nakliyeci Nuri İlingi, “Enflasyonun sebebi, 20 senedir bu devleti yönetenlerdir. Onlar sorumludur.. Reis gitti ya, alışveriş yapmaya gitti, bin 100 lira ödedi. Ben 2 bin 850’ye çalışacağım, bin 100 ödeyebilir miyim anında” diye sordu. Nakliyeci Tibet Mengüç de gıda enflasyonundan şikayet ederek, “Mutfak yağı mazotla beraber zamlanıyor. Mazottan daha çok zam alıyor. Düşünebiliyor musunuz, nasıl geçinelim” dedi..
Resim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Mersin’de nakliyecilerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu ile toplantı yapan nakliyeciler, sorunlarını ANKA’ya anlattı. Nakliyeci Tibet Mengüç, yakıt fiyatlarının yüksek olduğunu belirterek, “Mazot fiyatları yüksek olunca rekabet edemiyorsunuz. Fiyatlar kurtarmıyor. Kurtarmayınca da görüyorsunuz, herkes yatıyor” dedi. Avrupa’dan gelen lastik ve yedek parçanın da pahalı olduğunu vurgulayan Mengü, “Avrupalı kazanıyor, devlet kazanıyor. Ama sanayici aç” diye konuştu.

Şoförlerin 50 yaşından sonra emekli olması gerektiğini dile getiren Mengüç, “50’sinden sonra bir şoförün emekli olması lazım. İster istemez belli bir yaştan sonra refleks kabiliyetimizi yitiriyoruz. Trafikteki kazaların nedenlerinden biridir” dedi.

“MUTFAK YAĞI MAZOTTAN DAHA ÇOK ZAMLANIYOR”
Mengüç, çocukluğundan bu yana nakliye sektöründe olduğunu belirterek, nakliyecilerin sorunlarını şöyle sıraladı:[/b
“Bir şoför asgari ücrete çalışır. Sözde, Mersin sahil kesimi olduğundan dolayı Türkiye’nin en ucuz yaşanılabilir yerlerinden bir tanesi. Bin lira ev kirası veriyorum. Geriye kaldı bin 850 lira. Bir tane çocuğumu okutuyorum. Çocuğumu okula göndermek için servise vermek istiyorum, servis ücretini karşılayamıyorum. Çocuk, okula gidebilmek için 4 tane belediye otobüsü değiştiriyor. Bu da günlük aşağı yukarı 14 liraya tekabül ediyor. Elektrik, gelen zammı biliyorsunuz. Suya gelen zammı biliyorsunuz. Mutfak yağı mazotla beraber zamlanıyor. Mazottan daha çok zam alıyor. Düşünebiliyor musunuz, nasıl geçinelim?”

“GÜRCÜ FİRMALAR İHYA OLDU”
Mengüç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ve Hollanda hakkında söyledikleri nedeniyle bu ülkelerdeki firmaların mallarını Türkiye’ye indirmek yerine Gürcistan’a yolladığını aktararak, “Bu Almanya-Hollanda olayı… Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ‘Ey Almanya, ey Hollanda’ dediğinden beri biz yatıyoruz. Çalışamıyoruz. Yurt dışından Türkiye’ye, Türkiye’den Azerbaycan’a gidecek gemiler vardı. Navigasyon sistemiyle çalıştığımız için. İtalya’dan gemi geliyor, Türkiye limanına boşaltıyor. Türkiye’den biz nakliyeciler alıyoruz; Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan. Bu tip yerlere götürüyoruz. Türkiye’yi uzun süredir güvenlikli bölge görmedikleri için gemiler Gürcistan’a gitti. Gürcü firmalar ihya oldu. Biz lastiğimizi, akümüzü, personel maaşını ödeyemeyecek duruma geldik” diye konuştu.

Nakliyeci Hikmet Çaça, mazot fiyatlarının yüksek olmasına karşın nakliye fiyatlarının düşük olduğunu vurgulayarak, “Şoförler, her zaman ikinci üçüncü planda kalan insan. Ama en zor mesleği yapan insan bunlar. Hayatları iki çizgi arasında, sürekli lastik üzerinde. Bunların sorunlarını dinleyen kimse yok” dedi.

“HER ZAMAN ŞOFÖRE OLUYOR”
Şoförlere günde 9 saat araç kullanma sınırı koyan takograf uygulamasını da eleştiren Çaça, “Tüccar seni sıkıştırıyor, ‘Bir an önce yetiştir’ diyor. Ama sen saatli sürüyorsun. Bu arabayı saatli sürdüğünde, 9 saat sürüyorsan 11 saat yatırmak zorundasın. Yatırdığın zaman kabahat şoförde kalıyor. Yetiştirdiğin zaman, polis seni durduğunda cezayı sen yiyorsun. Her zaman şoföre oluyor” diye konuştu.

Yüksek döviz kurunun da kendilerini etkilediğini kaydeden Çaça, şunları söyledi:
“Döviz kuru yüksek olduğu zaman tüccarlar ticaret yapamıyor, tereddütte kalıyor. Tereddütte kaldığı zaman nakliyeciler ne yapıyor, zararla oturuyorlar yerinde. Sirkülasyon olmadığı zaman nakliyatta şoförden tut nakliyeciye kadar sorunlar yaşanıyor. Tüccar korkuyor, aldığım zaman döviz ya düşerse ya da yükselirse. Bu sefer ne oluyor? Nakliyeciye olduğu gibi zarar. Kredilerle borçlar içinde. Mücadele edip kendi ödemelerini yapmaya çalışıyor.”

Enflasyonun nakliye nedeniyle artmadığını anlatan İzzet Özden ise şunları belirtti:
“Enflasyon, İstanbul-Ankara arasında kamyoncuya yansımıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yok. Köprü, yol yapıp, seni zorunlu geçirip de tefecilerin eline düşüren hiçbir devlet görmedim. AK Parti iktidarı resmen bizi tefecilerin eline devretmiş. Üçüncü köprüden 100 km. yolu uzatıyoruz, yetmiyormuş gibi gir-çık bin lira. Sadece kamyondan bahsediyorum, TIR’ı demiyorum.

“E SINIFI KAMYONCUNUN EKMEK PARASI”
Ehliyet puanları... 100 puan dolduğu zaman ehliyeti alıyorlar. Ehliyet alındığında biz çoluk çocuğumuza ne yedirip içireceğiz. Dağa mı çıkalım, hırsızlık mı yapalım? Kamyoncunun ekmek parası E sınıfı ehliyetidir. C2 belgeleri yurt dışına çıkıyor, hem yurt içine. Mazot alıyor. Biz K1 belgeliyiz. Yurt dışına çıkamıyoruz. Bizlerin ekmeğine mani oluyor. Benim 3 liraya gitmediğime adam 2 liraya gidiyor. Niye; dışarıdan mazotu ucuz alıyor. C2 belgelerinin yurt içine yasaklanması lazım.

“AVRUPA’DA DİNLENME TESİSİ VAR”
Yolda tesis yok. Yağ donduranda kaldım, kış günü. Eksi 30 derecede, ben 12 saat orada nasıl kalacağım? Bu takografı yaparken, uygularken hangi bakan, hangi müdür görmüş? Avrupa’da var, doğru ama Avrupa’da 25 km’de bir dinlenme tesisi var, altyapısı var. Kamyoncu aç. BAĞ-KUR, vergi borcuna bakın. Kredi kartı borçlarına bakın. Bir çift lastik olmuş 10 bin lira. Bir çift akü olmuş 7 bin lira. Trafik sigortası, kasko, bir aramaya 15 bin liraya patlıyor.”

“Dünyanın bütün yükünü kamyoncu çekiyor” diyen Özden, bir gün iş bırakmaları durumunda Türkiye’de hayatın duracağına dikkat çekerek, “Bir gün bak, 3-5 gün değil. Bir gün kontak kapatırsa İngiltere’den beter olur. Domates, su yerine varmaz. Kamyoncunun sırtından geçinen iktidar, kamyoncuyu hiç sayıyor. Ama ilk seçimde de kamyoncu bunun dersini verecek” dedi.

Nakliyeci Nuri İlingi de kendilerinin enflasyonun sebebi olmadığını kaydederek, “Dün Bahçeli de açıkladı. Herkes terörist oldu. En son kebapçılarımız da terörist. Lokantamızda kebapçı var, o da terörist olarak ilan edildi. Kamyoncuların ve nakliye sektörünün, esnafın büyük sorunları var. Altyapı çalışmadan, nakliye sektörüne ulaşılmadan birilerinin Ankara’da oturup da yaptığı kanun geçersizdir. Çünkü altyapısı yok” diye konuştu.

“REİS 1.100 LİRA ÖDEDİ, BEN ÖDEYEBİLİR MİYİM”
İlingi, enflasyonun sebebinin AKP hükümeti olduğunu belirterek, “Enflasyonun sebebi, 20 senedir bu devleti yönetenlerdir. Onlar sorumludur. Reis gitti ya, alışveriş yapmaya gitti. Bin 100 lira ödedi. Ben 2 bin 850’ye çalışacağım, bin 100 ödeyebilir miyim anında” diye sordu. İlingi, oturduğu mahallenin yoksul olduğunu ve pazar yerlerinde çöpten yiyecek toplayanlar olduğunu vurgulayarak, “Şu anda pazar dağıldıktan sonra isterim ki bütün televizyoncular gelsin, insanlar nasıl o çöpleri, sebzeleri topluyorlar, gelsin görsünler. Bin 100 odalı oturmakla halkını çözemezsin. Hz. Ömer’in güzel bir adaleti var. Diyor ‘Dicle’nin kenarında bir koyun açsa, onun sorumlusu biziz’. Şu anda Dicle’nin kenarında değil, mahallelerde aç insanlardan geçilmiyor” dedi.

“SANDALYEMİZİ ATALIM, BİZ DE ZENGİN OLALIM”
Nakliyeci Özcan Açık da otoyol ve köprü ücretlerinden şikayet ederek, geçiş ihlali yaptıklarında ceza kesilmesine tepki gösterdi. Açık, “Nasıl kanun? Böyle zengin olmak varsa biz TIR’larımızı satalım, bize de versinler bir otoban, oturalım. Rahmetli Kemal Sunal’ın dediği gibi ‘Sandalyemizi atalım, biz de zengin olalım’. Biz vergimizi veriyoruz, müteahhitler bizim tepemize çöküyor. O zaman müteahhitlere verelim, niye biz devlete vergi veriyoruz ki? Devlet bizden vergi alacak, hem de yanımızda olmayacak” diye konuştu.

“TAYYİP ERDOĞAN BUNU BİLİYOR MU”
Nakliyeci Bayram Özçelik de iktidarın yaptığı yollarlar övünmesine, “Duble yollar hikaye, duble yolda, otobanda park alanı mı var? Yemek yiyecek yer, otel, pansiyon mu var? Avrupa mı burası, Türkiye” dedi. Niğde-Ankara otobanı geçiş ücretinden de şikayet eden Özçelik, “Parayı basarsan var, geçiş 150 lira. 30 km. yol. Tayyip Erdoğan biliyor mu bunun ne kadar olduğunu? Bilmiyor. Vermiş müteahhitlere geçiriyorlar” diye vurguladı.

“ENİŞTE NEREDE”
Başka bir nakliyeci de K belgesinden rant elde edildiğini ve rantı birilerinin yediğini söyleyerek, “Ben sana söyleyeyim. Parayı enişte yedi gitti. 128 milyar dolarımız nereye gitti? 98 yıldır biriktirdiğimiz para gitti. Enişte nerede” diye sordu.

Haberin Videosu : https://www.dailymotion.com/video/x84oxz2
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x