Buhara'nın Efsane Lideri Osman Hoca'dan Çin ve İsrail Uyarısı

Son yıllarda mucize atılımlar gerçekleştirerek dünyanın jandarmalığını Amerika’dan alma noktasına gelen kızıl ejderha Çin’in bu beklenmeyen sivrilmesinin ve adım adım Ortadoğu’da işgal ettiği alanları genişletmeye çalışan, sabırlı ama emin adımlarla Arz-ı Mev’ud hayalini ete kemiğe büründürme gayretinde olan Siyonist İsrail’in bardaktan taşan vahşetinin giderek baş ağrısına dönüştüğü bir süreçte görmemiz gereken bir hakikatin olduğunu belirtmekte fayda var.

Çin ve İsrail yaptıklarıyla dünyayı hop oturtup hop kaldıradursun İsrail-Çin ilişkilerinin neredeyse Amerika aleyhine ve Çin lehine geliştiği, Amerika’nın İsrail’e verdiği onca desteğe karşın İsrail tarafından Çin’le dengelendiği bir tablo bilimsel veriler ışığında ortaya çıkmaktadır.

Kısaca Serdar Ortaç’la Hande Yener’in birlikte söylediği şarkının malum ismi olan “İki deli bir araya gelmemeliydi” durumu hakimdir an itibarıyla…

Öyle ya, bir tarafta ekonomisiyle, teknolojisiyle yavaş yavaş bütün dünyayı nüfuzuna alma noktasına gelen ve başta Doğu Türkistan’da olmak üzere yaptığı insan hakları ihlaliyle mide bulandıran Çin, diğer tarafta lobileriyle, baronlarıyla, sermaye çevreleriyle tüm dünyayı avucuna almış olan ve başta Gazze olmak üzere Filistin’de insan haklarını hiçe sayarak işlediği insanlık suçuyla tıpkı Doğu Türkistan’da Çin’in yaptığı gibi mide bulandıran Siyonist İsrail… Son yıllarda bu iki deli ve serseri orantısız kuvvet ilişkilerini alttan alta sıklaştırıyor. Öyle ki bu iki ülke arasındaki vizeler dahi kalkmış durumda. Siyonist çevreler de sermayelerini, güçlerini taşıyacak yeni ülke olarak da Çin’i aday ülke bellemiş durumdalar.

Zaten Mossad’ın eski ajanı olan ve Elon Musk’ın da önünde el pençe divan durduğu Siyonist Gad Saad, İsrail’in 2023 yılı Ekim ayında Gazze’yi vurması esnasında attığı bir tweet mesajında Yahudilere Çince öğrenme çağrısında bulunup 20 yıl içinde Yahudiler için en güvenli yerin Çin olacağını belirttiği ve Çin’in de Yahudilere yerleşme izni vermesini temenni ettiği bilenlerin malumudur.

Bütün bunlarla birlikte tarihsel olarak ÇKP rejiminin katı bir ateist düzeni yürüttüğü Çin’de son yıllar itibarıyla lüks otellerin baş köşelerinde Tevrat kitaplarının sıkça bulunduğunu da belirtmezsek olmaz.

İşin daha da dikkat edilmesi gereken yönü İsrail Batı Şeria'da Filistinlileri Çin tandanslı kamera şirketi Hikvision tarafından üretilen cihazlarla gözetmektedir.

An itibarıyla Amerika sonrası için yeni hamisi olarak Çin’de karar kılan İsrail gerçeği ortadayken bu iki ülke ile ilgili önemli tespitlere ve uyarılara imza atan değerli şahsiyetleri de ele almak gerekmektedir.

Bu bağlamda ele alacağımız şahsiyet Millî Mücadele’de bize yıllarca Rusların yardım için gönderdiği iddiasının atıldığı altın parayı ve silahı asıl yollayan aktör olmasına rağmen hiçbir şekilde resmi tarihin görmediği, unutturmaya çalıştığı Buhara Cumhuriyeti ve onun ilk ve tek cumhurbaşkanı Osman Kocaoğlu’dur.

Bu Osman Kocaoğlu ki, bol miktarda altın parayı ve silahı Buhara Millet Meclisi'nin onayıyla Türk İstiklâl Hareketi'ne yollamak için seferber etmiş, İzmir Yunan işgalinden kurtarılınca da İzmir'i asırlar evvel Haçlı ordusundan alan Timur'un kılıcını Mustafa Kemal Paşa'ya, İsmet Paşa'ya ve Şerafettin Paşa'ya hediye olarak yollamıştır. Rus zulmüyle ömrü boyunca mücadele etmiş, Buhara özlemiyle İstanbul'da vefat etmiş ve Özbekler Tekkesi'ne defnedilmiştir.

İşte vefatından bir süre önce 1965'te Cemal Kutay'a verdiği bir röportajında Çin ve İsrail hakkında tespitlerde ve uyarılarda bulunan Osman Kocaoğlu, ülkemize komşu olan ve başta Baas rejimleri olmak üzere Arap ülkeleriyle sıkı ilişkileri olan Çin'in nüfuzunun sınırlarımıza kadar dayanabilme imkanını bulduğunu, gelinen son mertebede hudut telakkisinin üzerinde bayrak dalgalanan karakollar mefhumunun çok üstünde olduğunu belirtirken Yahudilerin içeriğine önem verdiği Talmud kitabında belirtilen ve Yahudilerce önem arz eden sınırlar içinde Akdeniz kıyılarının da olduğu topraklar olduğunu, Türkiye'nin de bir Akdeniz ülkesi olmasından dolayı bunu dikkate alması gerektiğini belirtmiştir.

Şimdi Ortadoğu'da an itibarıyla mevcudiyet kazanan tabloyu gözden geçirmek icap ederse Çin Kuşak-Yol projesine komşumuz olan Arap coğrafyasını da almış durumdadır. Ezcümle Çin ejderhası hudutlarımıza gelip dayanmış durumda... İşin daha vahim yanı Arap coğrafyası ekonomide, altyapıda ve bilumum bayındırlıkla ilgili her türlü sektörde insiyatifi Çin'e teslim ettiği gibi İsrail'e karşı da topraklarını savunamayacak denli güçten yoksun durumda... İsrail an itibarıyla sonsuz bir kabadayılık örneği ortaya koyarak Arz-ı Mev'ud için hayatı önem taşıyan Davut Koridoru'nu açma uğruna mıntıka temizliği yapmakla meşgul... Eğer İsrail muvaffak olursa Türkiye ile sınır komşusu olması çok yüksek ihtimal... Halihazırda Çin de nüfuz olarak tüm Ortadoğu'yu kendine bağlamış durumda ve elde ettiği nüfuzla resmen yanıbaşımızda bitivermiş durumda…

Tüm bu gerçekleri görünce Osman Kocaoğlu'nun İsrail ve Çin ile ilgili tespitlerine katılmamak elde değil…